Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2021/818 E. 2021/961 K. 24.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/818 Esas
KARAR NO: 2021/961 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 20. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI: 2019/1025 Esas – 2021/213 Karar
TARİH: 04/03/2021
DAVA: Banka Teminat Mektubunun Hükümsüzlüğünün Tespiti
KARAR TARİHİ: 24/06/2021
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkili şirket ile davalı arasında akdedilen 29/05/2017 tarihli Alt Yüklenici Sözleşmesi ile müvekkili şirketin Kazakistan’ın Prorva Atyrau bölgesindeki … projesindeki inşaat işlerinin malzeme tedarikini alt yüklenici sıfatıyla üstendiğini ve sözleşme tahtındaki yükümlülüklerinin teminatı olarak davalıya … Bankası A.Ş’nin 373.370,80 Amerikan Doları tutarındaki, … referans numaralı ve 15/02/2020 tarihine kadar geçerli olan teminat mektubunu sunduğunu, davacı şirketin sözleşme tahtındaki yükümlülüklerini eksiksiz yerine getirdiğini beyanla davalının uhdesinde bulunan teminat mektubunun davalı tarafından davacıya fiilen iade edilmesine veya fiilen iadenin mümkün olmaması halinde teminat mektubunun hükmen iptaline, yargılama süreci sonuçlanana kadar İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından tesis edilen ihtiyati tedbir kararının devam ettirilmesine, yargılama gideri ile vekalet ücretinin karşı tarafı tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesi ile, Müvekkili ile davacı şirket arasında 29/05/2017 tarihinde Kazakistan’ın Prorva Atyrau bölgesindeki … projesindeki inşaat işlerinin malzeme tedarikini davacı yanın alt yüklenicilik sıfatıyla üstlendiği bir alt yüklenicilik sözleşmesi akdedildiğini, davacı şirketin sözleşmeden kaynaklı yükümlülüklerini yerine getirilmesi için müvekkiline sözleşmeden kaynaklı yükümlülüklerin teminatı olarak 373.370,80 USD değerinde teminat mektubu verdiğini, davacı yanın sözleşme ile üstlendiği edimleri eksiksiz yerine getirdiği iaddiasının kabulünün mümkün olmadığını, müvekkili şirket tarafından defalarca kusurların bildirildiği talep yazılarının gönderildiğini, zararların tazmini ve teminat mektubunun nakde çevrilmesine yönelik müvekkili şirkete ait taleplerin haklı olduğunu, taraflar arasında düzenlenen işbu sözleşmeyle ise uyuşmazlığın tahkim yoluyla çözüleceği hususunda karşılıklı olarak mutabakata varıldığını beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 04/03/2021 tarih 2019/1025 Esas – 2021/213 Karar sayılı kararında; ” Dava konusu uyuşmazlık davacı taraf ile davalı taraf arasındaki 29/05/2017 tarihli sözleşme kapsamında verilen teminat mektubunun davacıya iade koşullarının oluşup oluşmadığı, iptalinin gerekip gerekmediği ve sözleşmedeki tahkim şartı hususlarından kaynaklıdır.Taraflar arasındaki 29/05/2017 tarihli Alt Yüklenici Sözleşmesi’nin 12. maddesine göre; alt sözleşmeden dolayı veya sonucu olarak ortaya çıkan ve karşılıklı anlaşma ile çözülemeyen ihtilafların, Türkiye’deki İstanbul Tahkim Merkezinde uluslararası tahkim kurallarına göre çözüleceği ve sözleşmenin ekindeki hüküm ve koşullar kısmındaki 28/4 maddesinin altında uyuşmazlığın İstanbul Tahkim Merkezi’nde çözüleceği belirtilmiştir. Bu haliyle davalı tarafça süresinde sunulan cevap dilekçesi ile yapılan tahkim ilk itirazı ile HMK’nın Tahkim itirazı başlığı altında yer alan 413/1 maddesindeki “Tahkim sözleşmesinin konusunu oluşturan bir uyuşmazlığın çözümü için mahkemede dava açılmışsa, karşı taraf tahkim ilk itirazında bulunabilir. Bu durumda tahkim sözleşmesi hükümsüz, tesirsiz veya uygulanması imkânsız değil ise mahkeme tahkim itirazını kabul eder ve davayı usulden reddeder.” düzenlemesi kapsamında davacı tarafça süresinde yapılan tahkim ilk itirazının geçerli olması ve tarafların sözleşmede serbest iradeleri ile belirlediği şekilde uyuşmazlığın tahkim yoluyla çözülmesi gerektiğinden davacı tarafça açılan davanın, HMK’nın 116/1-b ve HMK 413. maddeleri uyarınca usulden reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir…”gerekçesi ile, Davacı tarafça açılan davanın, HMK’nın 116/1-b bendi uyarınca tahkim itirazı nedeniyle uyuşmazlığın tahkim yolu ile çözülmesi gerektiğinden HMK 413. maddesi uyarınca usulden reddine, karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesi ile, yerel mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, –Müvekkili şirketin. davalı … ile imzaladığı sözleşme ile Kazakistan’ın Protva Atyrau bölgesindeki … projesindeki inşaat işlerinin malzeme tedarikini alt yüklenici sıfatıyla üstlendiğini ve sözleşme tahtındaki yükümlülüklerinin teminatı olarak davalıya, … Bankası A.Ş.’nin 373.307,80 Amerikan Doları tutarındaki, … referans numaralı ve 15.02.2020 tarihine kadar geçerli olan teminat mektubunu sunduğunu, Teminat Mektubu’nun içerisinde açıkça “Yüklenici tarafından yükümlülüklerin yerine getirilmesi için güvenlik olarak, Banka tarafından teminat verilecektir.” ifadesi yer aldığını, Yerel mahkeme tarafından verilen kararda tarafların sözleşmede serbest iradeleri ile belirledikleri şekilde uyuşmazlığın tahkim yoluyla çözülmesi gerektiğinden davanın reddine karar verildiğini ancak sözleşmede düzenlenen tahkim kaydının bu uyuşmazlık bakımından geçerli olmadığını, (Yargıtay İçtihatları Birleştirme Hukuk Genel Kurulu’nun 11.06.1969 tarihli, 1969/4 Esas ve 1969/6 Karar sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı) (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 28.02.1990 tarihli, 1990/1 Esas ve 1990/141 Karar sayılı ilamı) (Yargıtay 15. Hukuk Dairesi’nin 20.10.2014 tarihli, 2014/9027 Esas ve 2014/15973 Karar sayılı ilamı) (İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi’nin 05.03.2020 tarihli, 2019/2430 Esas ve 2020/282 Karar sayılı ilamı) Doktrin görüşleri ve yerleşik uygulama hâlini almış Yargıtay içtihatları doğrultusunda, Teminat Mektubunun, Sözleşme’den bağımsız bir garanti sözleşmesi niteliğinde olduğundan ve dava konusu uyuşmazlığın dayanağı Teminat Mektubu olduğundan, Sözleşme’de yer alan tahkim kaydının işbu dava konusu uyuşmazlık bakımından uygulama alanı bulamayacağını, Gerekçeli kararda isabetli şekilde, söz konusu tahkim kaydının taraflar arasında akdedilen alt sözleşmeden kaynaklı olarak ortaya çıkan ihtilaflara ilişkin olduğu tespit edilmiş ise de, Yerel Mahkeme tarafından huzurunda görülen dava konusu uyuşmazlığın Sözleşme kaynaklı olmayıp, garanti sözleşmesinin uygulamada en yaygın türü olan Teminat Mektubu’na dayandığı ve lehtarın kötü niyetli olarak teminat mektubunu iade etmekten imtina etmesinin, garanti sözleşmesi kapsamında bir uyuşmazlık teşkil etttiğinin göz ardı edilerek hüküm kurulduğunu, yerel mahkemenin hatalı olduğunu, Dava konusu teminat mektubunun iade edilme şartlarının oluşmuş olmasına rağmen davalının kötü niyetli şekilde teminat mektubunun iadesinden imtina etmesi nedeniyle teminat mektubunun iptaline karar verilmesinin talep edildiğini, (Yargıtay Ticaret Dairesi, 04.06.1970, 3138/2407) (Yargıtay 19. Hukuk Dairesi, 09.10.1998, 3316/5910) (Yargıtay Ticaret Dairesi, 19.03.1968, 3008/1543) İleri sürerek, İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 09.10.2019 tarihli, 2019/1379 D. İş ve 2019/1379 K. sayılı ilamı ile Teminat Mektubu’nun nakde çevrilmesinin önlenmesi yönündeki ihtiyati tedbir kararının devamına, istinaf başvurusunun kabulü ile yerel mahkeme kararının kaldırılmasına davanın kabulüne, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, taraflar arasında imzalanan alt yüklenicilik sözleşmesi kapsamında davalıya verilen teminat mektubunun iadesi olmadığı takdirde iptali istemine ilişkindir. Davacı vekili, taraflar arasında alt yüklenicilik sözleşmesi imzalandığını, sözleşme kapsamında davaya konu banka teminat mektubunun davalıya verildiğini, müvekkilinin sözleşme ile üstlendiği edimleri yerine getirdiğini, edimlerin teminatı olmak üzere verilen banka teminat mektubunun iadesi gerekirken davalı tarafın teminat mektubunu iade etmediğini ve bir takım sözleşme konusu olmayan sebeplerle teminat mektubunu nakde çevirmeye hazırlandığını belirterek teminat mektubunun iadesine olmadığı takdirde iptaline karar verilmesini talep etmiş, mahkemece alt yüklenicilik sözleşmesinde uyuşmazlıkların çözümünde tahkim şartı bulunduğundan bahisle davanın usulden reddine karar verilmiş karara karşı davacı istinaf başvurusunda bulunmuştur. Uyuşmazlık taraflar arasında imzalanmış olan alt yüklenicilik sözleşmesi kapsamında verilen teminat mektubunun iadesinin gerekip gerekmediği noktasında çıkmaktadır. Davaya konu teminat mektubunun, alt yüklenicilik sözleşmesi kapsamında, davacının üstlendiği edimlerin teminatını teşkil etmek üzere davalıya verildiği hususunda çekişme bulunmamaktadır. Uyuşmazlığın çözümü için teminat mektubunun verilme sebebi olan sözleşme ile üstlenilen edimlerin yerine getirilip getirilmediğinin, teminat mektubunun iade koşullarının oluşup oluşmadığının tespiti gerekmektedir. Bunun tespiti için de taraflar arasında imzalanmış olan alt yüklenicilik sözleşmesi hükümlerinin değerlendirilmesi gerekmektedir. Taraflar arasında imzalanan sözleşmenin 12. Maddesinde alt sözleşmeden ve sonucu olarak ortaya çıkan ihtilafların çözümünde tahkime başvurulacağı düzenlenmiş olup, anılan düzenleme tarafları bağlayıcı olduğundan ve davalı süresinde tahkim itirazında bulunduğundan davacının istinaf sebepleri yerinde değildir. Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde hukuka aykırı bir yön bulunmamasına göre; ilk derece mahkemesince verilen karar usul ve yasaya uygun olup kamu düzenine aykırılık da görülmediğinden, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan 162,10.TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 59,30 TL istinaf karar harcı, istinaf eden tarafından peşin olarak yatırıldığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, 5-Karar kesinleştiğinde ve talep halinde artan gider avansı varsa avansı yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’ nın 361/1. maddesi gereğince kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay’ da temyiz yolu açık olmak üzere 24/06/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.