Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2021/817 E. 2021/790 K. 27.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/817
KARAR NO: 2021/790
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARI VEREN
MAHKEME: İSTANBUL 18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 11/03/2021
DOSYA NUMARASI: 2021/159 Esas – 2021/197 Karar
DAVA: Tazminat
KARAR TARİHİ: 27/05/2021
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı …A.Ş (…) ile dava dışı yabancı yatırımcı … ( …) ile 05.04.2012 tarihinde Denizaltı Kurtarma Ana Gemisi Kurtarma ve Sualtı Sistemleri Tedarik Sözleşmesi ve Kurtarma ve Yedekleme Gemileri Kurtarma ve Sualtı Sistemleri Tedarik Sözleşmesi imzalandığını, Sözleşmenin Devri başlıklı 31’inci maddelerine göre; yabancı yatırımcı …’nin, Tuzla Deri ve Endüstri Serbest Ticaret Bölgesinde iştiraki olarak kuracağını ve çoğunluk hisselerine sahip olacağı bir Anonim Şirkete bazı yükümlülükleri dışında yaptığı bu sözleşmeleri devretmeye izinli olduğunu, sözleşmelerdeki bu devir izni çerçevesinde % 55 çoğunluk hisseleri …’ ye, % 45 hisseleri de müvekkili … Anonim Şirketi ve ortakları …. ailesi bireylerine ait olmak üzere Tuzla Deri ve Endüstri Serbest Bölgesinde … Anonim Şirketi’ ni (…) kurduklarını, …’ nın kuruluşunu takiben söz konusu sözleşmelerin yüklenicisi olan …, her iki sözleşmeyi 15 Ağustos 2012’ de …’ ya devrettiğini, böylece müvekkili …’ un da ortağı olduğu şirket …’nın, davalı …’ nin yüklenicisi durumuna geldiğini, müvekkili …, …’ ye devredilen bu sözleşmelere sözleşmelerin ilk kurulduğu 5 Nisan 2012 tarihinde ‘’…’’ sıfatı ile imza koyduğunu, bu nedenle sözleşmelerin 9.4 ve 9.11 maddesi tahtında yüklenici …’ nın davalı …’ ne vermesi gereken kesin teminat mektuplarının % 50’sinin davalı lehine ve … adına düzenleterek davalıya verilmesini sağladığını, müvekkilinin yüzde 45 oranındaki hissesine sahip olduğu yüklenici şirket …’ nın kredibilitesi yeterli olmadığı için ortakları … ve …’un toplam teminat mektubu tutarlarını kendi kredi limitlerini kullanarak … adına ve davalı … lehine düzenlettirdiğini, her iki ortak, % 50 esasına göre bu mektupları çalıştıkları bankadan kendi kredi limitlerini kullandırtarak düzenlettirdiğini, … ve … sözleşmelerinin uygulanması sırasında sözleşmelerin 31’ inci maddesi gereğince …’ ya devredilemeyen yükümlülüklerin sorumlusu dava dışı …’nin bu yükümlülüklerini yerine getirirken önemli bazı sıkıntılar ve gecikmeler yaşadığını, sistemin sahibi konumunda olan …’ nin bu sıkıntıları …’ nın taahhüdünde olan işlerin de gecikmesine yol açtığını, gecikmeleri sonlandırmak, …’ nın yönetim problemini gidermek, … ortakları arasındaki gerginliği ortadan kaldırmak adına uzun bir süre müzakereler yürütüldüğünü, davalının, kendi işi olan gemilerin yapımının tamamlanması önünde bir engel olarak gördüğü sözleşme konusu işlerin gecikmesi sebebiyle elindeki teminat mektubu silahını kullandığını ve …’ nın ortaklarını, teminat mektuplarını nakde çevirmekle tehdit etttiğini, bu durum karşısında …’ nın ortakları yaşanan kaosu sona erdirmek için …’ i tamamen davalının kontrolüne devretmeyi teklif etmek zorunda kaldığını, … ve … sözleşmelerinde taahhüt edilen …’nin davalıya devredilmesine karar verildiğini, Böylece % 45 payı müvekkilim …’a ait yüklenici şirket …,nın tamamen davalı …’ nin kontrolüne geçmesi amaçlandığını, davalı … ile … arasında 25 Mart 2014 tarihinde bir protokol yapıldığını, taraflar, derhal çalışmalara başlandığını, davalı şirketin, …’ nın devrinden sonra sözleşme konusu sistemlerin sahibi olduğu iddiasında olan diğer ortak dava dışı … ile işbirliği yapmak suretiyle devraldığı …’i tamamlamak için çalışmaya başladığını, sözleşmeye göre … gemisinin tesliminden sonra tarafların, mutabakatlarına uygun olarak oturup gecikmeler sebebiyle ceza hesaplaması yapmaları bekleneceğini ancak, davalı 24 Şubat 2016 tarihinde elindeki tüm teminat mektuplarının nakde çevrilmesi için … A.Ş. Levent şubesine başvurdu ğunu ve toplam 749.400,-Euro kesin, 1.250.000,- Euro avans olarak vermiş olduğu teminat mektupları nakde çevrildiğini, davalı akabinde Kartal … Noterliği aracılığı ile müvekkiline 29.02.2016 tarihinde keşide ettiği …, … ve … sıra numaralı üç adet faturayı gönderdiğini, faturaları tebliğ alan müvekkilinin yasal süre içinde Beşiktaş … Noterliğinin 08 Mart 2016 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile işbu faturalara itirazlarını bildirerek davalıya iade ettiğini, …’in ikinci gemisinin teslimini 2016 Şubat ayı başına kadar bekleyen müvekkilinin, davalı … ile iletişime geçmeye çalıştığını ve … gemilerinin teslim süreci konusunda bilgi almak istediğini, davalı …’in, 18 Şubat 2016 tarihinde saat 14.30’ da müvekkilinin bankası … A.Ş. Levent Şubesine giderek müvekkilinin garantörlüğünde düzenlenen teminat mektuplarının nakde tahvilini talep ettiğini, İki tanesi kesin, iki tanesi avans teminat mektubu olan 4 adet teminat mektubu karşılığında toplam 1.998.400,00 Euro tahsil eden davalının, 26.02.2016 tarihinde 396.635,83 Euro’ yu müvekkilim hesabına iade ettiğini, davalı, müvekkilimden toplam 1.601.764,17 Euro tahsil ettiğini, Bu paranın 649.400,00 Euro’ su kesin teminat mektupları karşılığı olduğunu, Davalı … ve Savunma Sanayi Müsteşarlığı süreci başından itibaren çok kötü yönettiğini, davalı …’in keşide ettiği faturalarda belirttiği ceza kalemlerinin tamamı hatalı olduğunu, müvekkili şirketin sorumlu olduğu ceza miktarının … sözleşmesi için 147.183,51 Euro, … için 36.142,35 Euro ve … için 28.016,35 Euro olduğunu, Toplam ceza tutarının 211.342,21 Euro olduğunu, davalının fatura ettiği ceza tutarnın … için 780.481,94 Euro, … için 236.652,21 Euro ve … için 244.005,88 Euro olmak üzere toplam 1.261.139,60 Euro olduğunu, Ana Tedarik Sözleşmelerine göre müvekkilin garantörlüğü kesin teminat mektupları tutarı ile sınırlı olduğunu, bu tutarı aşan kısım avans teminat mektuplarından tahsil edildiğini, müvekkilinden, şirketin kendi kredilerinden kullandırarak düzenlettirdiği iki adet kesin teminat mektubunun nakde çevrilmesi sonucunda, bu iki mektup sebebiyle 538.057,79 Euro fazladan tahsilat yapıldığını belirterek, 24 Şubat 2016 itibaren 539.057,79 Euro’nun 3095 Sayılı Kanun md. 4.a gereğince döviz mevduatlarına uygulanan faizi ile birlikte davalıdan alınmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 11/03/2021 tarih ve 2021/159 Esas – 2021/197 Karar sayılı kararı ile; ” …Davanın 6102 Sayılı TTK nın 1352/1-c.maddesinde düzenlenen hükümden dolayı kurtarma sözleşmesine dayalı olup, görevli mahkeme Deniz İhtisas Mahkemesi sıfatı ile görev yapan Ticaret Mahkemesi olduğundan , HMK 114 ve 115.maddeleride dikkate alınarak mahkememizin görevsizliğine, dosyanın deniz ticareti davalarına bakmakla görevli İstanbul 17. Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir. ” gerekçeleri ile;
” 1-HMK 6100 Sayılı 114/1-c ve 115/2 maddeleri uyarınca dava şartı noksanlığından davanın USULDEN REDDİNE, 6100 sayılı HMK nın 20. Maddesi uyarınca görevsizlik kararının kesinleşmesinden itibaren iki hafta içerisinde davacı tarafın müracatı halinde dosyanın görevli İstanbul 17. Asliye Ticaret (Denizcilik İhtisas Mahkemesi sıfatıyla) Mahkemesine gönderilmesine, … ” karar verilmiş ve verilen karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Dava konusu uyuşmazlığın Deniz Ticaret Hukuku’ndan kaynaklanan bir uyuşmazlık olmadığını, kararın gerekçesinde TTK’nın 1352. maddesinin c bendine yer verilerek davanın kurtarma sözleşmesine dayalı olduğu ve bu nedenle görevli mahkemenin Deniz İhtisas Mahkemesi olduğu belirtilmiş ise de, uyuşmazlık hakkındaki değerlendirmenin hatalı olduğunu, müvekkilinin alacağının TTK’nın 1352. maddesi kapsamında kalan bir deniz alacağı olmadığını, dava konusu anlaşmazlığın dayanağı olarak gösterdikleri sözleşmelerin kurtarma sözleşmesi olmayıp, bu sözleşmelerin kurtarma ve yedekleme gemilerinin imalatı aşamasında gereken malzemelerin tedariki için imzalanmış sözleşmeler olduğunu, … sözleşmesinin 2. maddesinde sözleşmenin kapsamının; “Sözleşme, Denizaltı Kurtarma Ana Gemisi Projesi kapsamında yüklenici tarafından İstanbul Tersanesi’ne sağlanacak Ek-2’de yer alan malzeme veya yazılım ve/veya hizmetler ile Ek-6’da yer alan ELD isteklerinin ve işbu metin ve eklerinde yer alan diğer isteklerin işbu metin, Teknik Şartname ve metnin diğer ekleri çerçevesinde tasarım, üretim, test ve tecrübelerinin yapılarak İstanbul Tersanesi’ne teslimini ve garantisini kapsar.” şeklinde tanımlandığını, Aynı şekilde … sözleşmesinin 2. maddesinde sözleşmenin kapsamının, “Sözleşme, Kurtarma ve Yedekleme Gemileri Projesi kapsamında yüklenici tarafından İstanbul Tersanesi’ne sağlanacak Ek-2’de yer alan malzeme veya yazılım ve/veya hizmetler ile Ek-6’da yer alan ELD isteklerinin ve işbu metin ve eklerinde yer alan diğer isteklerin işbu metin, Teknik Şartname ve metnin diğer ekleri çerçevesinde tasarım, üretim, test ve tecrübelerinin yapılarak İstanbul Tersanesi’ne teslimini ve garantisini kapsar.” şeklinde tanımlandığını, Müvekkilinin işbu sözleşmeler kapsamında yalnızca malzeme tedarikçisi olduğunu, yani yapılan işin davalı ile Savunma Sanayi Müsteşarlığı (yeni unvanı Savunma Sanayi Başkanlığı) arasında yapılmış olan gemi inşa sözleşmesinin ifası için gereken binlerce yedek parça ve sistemin sadece bir kısmının müvekkilinin ortak girişimci olduğu dava dışı şirket tarafından tedarikinden ibaret bulunduğunu, müvekkilinin davalının bahsi geçen teminat mektuplarını haksız yere nakde çevirmesi üzerine zarara uğradığını, bu davayla da yalnızca bu şekilde oluşan alacağını istediğini, Müvekkilinin faaliyet konusunun da, doğrudan denizcilik işleriyle bir ilgisi bulunmadığını, müvekkili şirketin sanayi ve imalat projelerine yönelik mühendislik ve danışmanlık faaliyetleri verdiğini, ünvanındaki denizcilik ibaresinin ise şirketin kurucu ortağının emekli bir deniz subayı olmasından kaynaklandığını, Davanın, sözleşmelerin 31. maddesine göre yüklenici …’ya devredilen yükümlülüklerin teminatı olmak üzere müvekkili tarafından davalıya verilen kesin teminat mektuplarının sözleşmelere dayanarak kurulan ilişkinin tasfiyesi nedeniyle yapılan yazılı düzenlemelere aykırı olarak davalı tarafından haksız yere nakde çevrilmesi sebebiyle müvekkilinin uğradığı zararın tazminine ilişkin olup, ticari bir dava olduğunu, deniz ticareti ile ilgisi bulunmadığını, mahkemece verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve dosyanın davanın görülmesi için İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, Denizaltı Kurtarma Ana Gemisi Kurtarma ve Sualtı Sistemleri Tedarik Sözleşmesi ve Kurtarma ve Yedekleme Gemileri Kurtarma ve Sualtı Sistemleri Tedarik Sözleşmesi kapsamında davacı tarafça verilen teminat mektuplarının nakde çevrilmesi sonucu uğranıldığı belirtilen zararın tazmini istemine ilişkindir. Denizcilik İhtisas Mahkemelerinin, 6102 sayılı TTK’ nın görev hususunu düzenleyen 5/2. maddesi uyarınca, bu Kanundan ve diğer kanunlardan doğan deniz ticaretine ve deniz sigortalarına ilişkin hukuk davalarına bakmakla görevli oldukları, davacı tarafça talep edilen alacağın, TTK’nın 1352 maddesinde sayılan deniz alacaklarından olmadığı, uyuşmazlığın yukarıda belirtilen sözleşmeler kapsamında malzeme veya yazılım ve/veya hizmet tedarikinine ilişkin ticari alım satımdan kaynaklandığı, dolayısıyla uyuşmazlığın niteliği dikkate alındığında, çözümünde 6102 sayılı TTK’nın deniz ticareti hükümlerinin uygulanma imkanı bulunmadığı gözetilerek, taraf delilleri toplanılarak işin esasına girilip sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde Denizcilik İhtisas Mahkemesine görevsizlik kararı verilmesi doğru görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile, HMK’nın 353/1-a.3 maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak, davanın yeniden görülmesi için dosyanın mahkemesine iadesine karar verilerek, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacının istinaf başvurusunun KABULÜ ile; İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 11/03/2021 tarih ve 2021/159 Esas 2021/197 Karar sayılı kararının HMK’nın 353/1-a3 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, dosyanın mahkemesine İADESİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden davacı tarafından yatırılan 162,10.TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 59,30.TL istinaf karar harcının talep halinde istinaf eden davacıya iadesine, 3-İstinaf başvurusu için yapılan yargılama giderlerinin esas hükümle birlikte ilk derece mahkemesince yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine, 4-Artan gider avansı olması halinde, avansı yatıran tarafa iadesine, 5-Kararın ilk derece mahkemesi tarafından taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 27/05/2021 tarihinde HMK’nın 353/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.