Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2021/779 E. 2023/1230 K. 14.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/779 Esas
KARAR NO: 2023/1230 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI: 2018/943 Esas – 2020/601 Karar
TARİH: 24/11/2020
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 14/09/2023
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkil şirket ile davalı şirket arasındaki ticari ilişkinin mevcut olduğunu, bu ticari ilişki nedeniyle müvekkil şirketin davalıya düzenlendiği faturalardan dolayı davalı şirketten 387.911,82 TL tutarınca cari hesap alacağı olduğunu, müvekkil şirketin davalı biriken cari hesap borcunun makul bir süre içinde ödenmesi ve bu hesabın kapatılması konusunda anlaşma sağlayamadığını, müvekkili şirketin ticari nitelik cari hesap alacağı bakiyesinin tahsili için davalı şirket aleyhinde İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takip işlemi başlattığını, davalı şirket vekilinin takibe itiraz ettiğini ve icra takibini durdurduğunu, bu nedenle davalının İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasına vaki itirazın iptaline ve takibin devamına, kötü niyetli davalının %20 den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalıya usulüne uygun tebligat yapılmasına rağmen davaya karşı herhangi bir beyanda bulunulmadığı görüşmüştür.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ:İlk Derece Mahkemesi 24/11/2020 tarih 2018/943 Esas 2020/601 Karar sayılı kararında;”…..Tüm dosya kapsamı ve toplanılan delillerin bir bütün olarak değerlendirilmesi sonucunda; Davacı yan ile davalı şirket arasındaki ticari ilişki nedeniyle davacı şirketin davalıya düzenlendiği faturalardan kaynaklı davalı şirketten 387.911,82-TL tutarında cari hesap alacağı olduğunu, davalı yanın biriken cari hesap borcunun makul bir süre içinde ödenmesi ve bu hesabın kapatılması konusunda anlaşma sağlanamadığından bahisle bakiye cari alacağın tahsili talebi ile davalı yan aleyhine İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile takibe girişildiği, davalı yanın takibe vaki itirazının iptali talebi ile eldeki davanın açıldığı anlaşılmıştır.Yargılama kapsamında toplanan tüm delillerin değerlendirilmesi ve tüm dosya kapsamında edinilen vicdani kanaat gereğince; davacı tarafın faturaya dayalı bakiye cari hesaba ilişkin alacak istemi ile başlattığı icra takibinin, davalı şirketin ödeme emrinin tebliğinden itibaren 7 gün içerisinde vaki itirazı nedeniyle durduğu, itirazın iptali davasının kanuni süre içerisinde ikame edildiği, davalı şirketin davaya cevap vermediği gibi ticari defterlerin ibrazı için mahkememizce çıkarılan meşruhatlı tebligatın tebliğine rağmen ticari defterlerini ve sair herhangi bir delili dosyaya ibraz etmediği tespit edilmiştir. Nitekim 6100 sayılı HMK’nın 222. maddesi; “(1) Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir.(2) Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır.(3) İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi gerekir… (22/07/2020) ” hükmünü içermekte olup yargılama sırasında yürürlüğe girmekle derhal uygulama ilkesi kapsamında tatbiki gereken usul düzenlemesi gereğince davalı tarafın mahkememizce ibrazdan kaçınılmış sayılacağı ihtarı ile verilen süre içerisinde ticari defterlerini ibraz etmemekle davacı ticari defterlerindeki kayıtların davacı lehine delil teşkil ettiği, davacı yanın anılı delilini hükümden düşürecek şekilde aksi yönde delil ibraz edilmediği anlaşılmıştır. Bu sebeple yalnızca davacı tarafın ticari defterleri üzerinde mali müşavir bilirkişi marifetiyle inceleme yapılabildiği, Mahkememizce alınan bilirkişi raporlarının dosya kapsamına uygun, ayrıntılı ve gerekçeli olarak hazırlamakla hükme esas alınmaya elverişli olduğu, ibraz edilen davacı yan ticari defterlerin delil vasfını haiz olduğu, davacı tarafın takibe konu alacak istemine dayalı faturaların davacı yan ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, davalı yan aleyhine düzenlenen 2015, 2016, 2017 ve 2018 yılı satışlara ilişkin faturalar toplamının 697.712,16-TL olduğu, aynı yıllara ilişkin BS formları ile davacı yanca beyan edilen tutarın 564.371,00-TL olduğunun belirlendiği, davalı tarafın mükellefi olduğu vergi dairesinin Mahkememize göndermiş olduğu davaya konu faturalara ilişkin BA formu bildiriminde de; davacı yan faturalarının kayıtlı olduğu ve bildirilen 564.371,00-TL tutarın davacı yanın BS bildirimleri ile uyumlu olduğu görülmekle davalı yana faturalara konu mal/hizmetlerin ifa edilmiş/teslim edilmiş olduğunun belirlendiği, davalı yanca yapılan tahsilatların düşümü sonucunda davacı yanın takip tarihi itibariyle 387.911,57-TL alacaklı olduğu belirlendiğinden; İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında davalı yanın takibe vaki itirazının kısmen iptali ile; takibin 387.911,57-TL asıl alacak yönünden devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine karar vermek gerekmiş, koşulları oluştuğundan davalı yan aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilerek davanın kısmen kabulü ile kısmen reddine dair aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir…”gerekçesi ile, İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında davalı yanın takibe vaki itirazının kısmen iptali ile; takibin 387.911,57-TL asıl alacak yönünden devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine, Asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık %9,75’i geçmemek üzere değişen oranlarda avans faizi uygulanmasına, Alacağın %20’si üzerinden hesap edilen 77.582,31-TL icra inkar tazminatının davalı yandan alınarak davacı yana verilmesine, karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesi ile, yerel mahkeme tarafından hüküm kısmında taleplerine aykırı olarak ” asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık %9,75’i geçmemek üzere değişen oranlarda avans faizi uygulanmasına” şeklinde hüküm kurulduğunu, bu hükmün hatalı ve hukuka aykırı olduğunu, Alacaklı müvekkili ile davalı şirket arasındaki takip ve dava konusu alacak-borç ilişkisi niteliği itibari ile ticari bir alacak olup, bu nitelikli alacağa 3095 Sayılı Kanunun m. 2/f.2 düzenlenmiş olan “Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasının önceki yılın 31 Aralık günü kısa vadeli avanslar için uyguladığı faiz oranı, yukarıda açıklanan miktardan fazla ise, arada sözleşme olmasa bile ticarî işlerde temerrüt faizi bu oran üzerinden istenebilir. Söz konusu avans faiz oranı, 30 Haziran günü önceki yılın 31 Aralık günü uygulanan avans faiz oranından beş puan veya daha çok farklı ise yılın ikinci yarısında bu oran geçerli olur.” hükmü gereğince dava ve takip konusu alacağa avans faizi talep edilebileceği açıkça düzenlendiğini, Müvekkili tarafından davalı hakkında 04.05.2018 tarihinde icra takip işlemi başlatıldığını, takip talebinin de, “387.911,82 TL tutarındaki alacağın icra takip gideri, vekalet ücreti ve takip tarihinden itibaren asıl alacağa işleyecek ( YILLIK %9,75 (TİCARİ) değişen oranlarda) faizi ile birlikte tahsili talebidir…” şeklinde icra takip tarihinden itibaren değişen oranlarda ticari avans faizi uygulanmasının talep edildiğini, Davalı hakkında açılan itirazın iptali davasının talep sonuç kısmında da, “.. Davalının İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasına vaki itirazının iptaline ve takibin devamına..” şeklinde hüküm kurulmasının talep edildiğini, gerek takip talebinde gerekse dava dilekçesinde, takip tarihinden sonra işletilecek faiz oranının %9,75 ile sınırlı tutulmasını gerektirecek bir beyan ve talebin olmadığını, Yerel mahkemenin takip talebini hatalı şekilde değerlendirmiş olup hüküm fıkrasında”..%9,75’i geçmemek üzere değişen oranlarda..” ifadesi kullanıldığını ve müvekkilinin takip tarihinden sonra meydana gelen faiz oranı artışlarından yararlanma hakkını kaldırdığını, takip talebinde belirtilen %9,75 faiz oranının tavan bir oran değil, takip tarihinde Yürürlükte olan yasal avans faiz olduğunu bu nedenle takip talebinde belirtilen ve takip tarihi itibari ile yürürlükte olan faiz oranının tavan oran olarak değerlendirilmesinin yerinde olmadığını beyanla ” takip tarihinden sonra asıl alacağa değişen oranlarda ticari faiz / 3095 sayılı kanununa göre kısa avans faizi uygulanmasına” şeklinde yeninden hüküm kurulmasını, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, taraflar arasındaki satış ilişkisinden kaynaklı bakiye fatura alacağının tahsili talebiyle başlatılan icra takibine itiraz üzerine açılan itirazın iptali davasıdır.Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Davacı vekilinin faize yönelik istinaf sebebi incelendiğinde,Davaya konu İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra dosyası incelendiğinde; davacı alacaklı tarafından davalı borçlu aleyhine 387.911,82 TL. Alacağın tahsili talebiyle 04/05/2018 tarihinde ilamsız icra takibi başlatıldığı, takip talebinde, “387.911,82 TL tutarındaki alacağın icra gideri, vekalet ücreti ve takip tarihinden itibaren asıl alacağa işleyecek ( YILLIK %9,75 (TİCARİ) değişen oranlarda) faizi ile birlikte tahsili talebidir…” şeklinde icra takip tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi uygulanmasının talep edildiği, davalı borçlu vekili 23/05/2018 tarihli dilekçesi ile asıl alacağa,faize ve ferilerine itiraz etmesi üzerine takibin durduğu ve davacı tarafça 08/10/2018 tarihinde 387.911,82 TL. Üzerinden itirazın iptali davasının açıldığı anlaşılmıştır.İlk derece mahkemesinin istinafa konu karar hükmünde asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık %9,75’i geçmemek üzere değişen oranlarda avans faizi uygulanmasına karar verilmiş ise de, takip talebinde belirtilen %9,75 faiz oranının tavan bir oran olmadığı, mahkemece takip talebinde belirtilen faiz oranının tavan oran olarak değerlendirilmesinin yerinde olmadığı, bu nedenle takip konusu asıl alacağa takip tarihinden itibaren 3095 sayılı Kanun’un 2.md gereğince TC Merkez Bankası tarafından kısa vadeli avans kredilerine uygulanan faiz oranları dikkate alınarak yıllık % 9,75 ve değişen oranlarda avans faizine hükmedilmesi gerekirken yukarıdaki şekilde karar verilmesi yerinde görülmemiştir.Açıklanan nedenlerle; Davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-b2 maddesi uyarınca kaldırılarak, dairemizce yukarıdaki açıklamalar ışığında faiz yönünden yeniden hüküm kurulmak suretiyle karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; A-Davacının istinaf başvurusunun KABULÜ İLE; İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 24/11/2020 tarih ve 2018/943 Esas – 2020/601 Karar sayılı kararının 6100 Sayılı HMK’nun 353/1-b2 maddesi uyarınca kaldırılmasına, Dairemizce esas hakkında yeniden hüküm kurularak; 1-Davanın KISMEN KABULÜ ile davalının İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra dosyasına yapmış olduğu itirazın kısmen iptali ile; takibin 387.911,57-TL asıl alacak yönünden takip talebindeki şartlarla aynen devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine, 2-Alacak likit olduğundan kabul edilen alacağın %20’si üzerinden hesaplanan (77.582,31 TL. ) icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
İLK DERECE MAHKEMESİ YÖNÜNDEN 3-Dairemiz karar tarihi itibariyle yürürlükte olan Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gereken 26.498,23.TL harçtan peşin alınan 4.685,01.TL harcın mahsubu ile bakiye 21.813,22.TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına, 4-Davacı tarafça yapılan ilk dava açılış harç gideri toplamı 4.726,11.TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 5-İlk derece mahkemesinde yapılan yargılama sırasında davacı tarafça sarf edildiği anlaşılan 180,00.TL tebligat ve posta masrafı, 700,00.TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 880,00.TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 6-İlk derece mahkemesinde yapılan yargılama sırasında davalı tarafından sarf edilen yargılama giderleri bulunmadığından bu hususta bir karar verilmesine yer olmadığına, 7-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden davacı yararına A.A.Ü.T. gereğince hesap ve takdir edilen 57.307,62.TL ücreti vekaletin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,8-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan bakiye gider avansının talep halinde ilgilisine iadesine,
İSTİNAF YÖNÜNDEN: 9-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden davacı tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, istinaf karar harcının talep halinde iadesine, 10-Davacı tarafından istinaf aşamasında sarf edilen 162,10.TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile 34,30.TL dosyanın Bölge Adliye Mahkemesi’ne gidiş-dönüş gideri olmak üzere toplam: 196,40.TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 11-Artan gider avansı olması halinde, talep halinde avansı yatıran ilgili tarafa iadesine, 12-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 14/09/2023 tarihinde HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.