Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2021/759 E. 2023/665 K. 27.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/759 Esas
KARAR NO: 2023/665 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 19. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI: 2019/413 Esas – 2021/23 Karar
TARİH: 12/01/2021
DAVA: Tazminat (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 27/04/2023
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkilinin …- … elektronik alet satış ve pazarlama işi ile iştigal ettiğini, bu sebeple 9.548,09 TL değerindeki 256 adet şarj soketi ve 58 adet Lcd ekranı ticaret yapmak amacı ile İstanbul’da ikame eden müşterisi … adına göndermek amacı ile eşyaları kolileyerek 21.11.2018 tarihinde … Kargo Siirt Şubesine müvekkili adına arkadaşı … tarafından teslim edildiğini, kargo teslim belgesinde kargo içeriğinin cihaz olduğu ve yükleme esnasında cihazların çalışmadığı ve kusurlu olduğu yönünde bir ihtirazi kayıt olmadığı da anlaşıldığını, Kargo varış şubesi olan Eminönü’ne kargo ıslandığı ve taşınamayacak durumda olduğu için gönderen aranarak kargoyu şubeden teslim alması istenmiş, gönderilen personel ulaştığında kolinin ıslak ve yırtık olduğu teşhis edildiğini, hasara tutanağı tutulmuş ve kargo müşterisi tarafından iade edilerek Siirt Şubeye geri gönderildiğini, Siirt şube de kargonun fotoğrafları şube müdüründe çekilmiş olup müvekkilince kargo iade alınmayarak yine kargoyu teslim eden … tarafından 30.11.2018 tarihinde tazmin işlemlerinin başlatılabilmesi amacı ile … Kargo Diyarbakır Şube Müdürlüğüne dilekçe yazıldığını fakat ödeme yapılmadığını, bunun üzerine taraflarınca arabuluculuk yoluna başvurulmazsa da 08/07/2019 tarihli son tutanaktan da anlaşılacağı üzere anlaşma sağlanmadığını ve iş bu davayı açma zorunluluğu doğduğunu , davanın kabulü ile zarara ilişkin meblağa kargo teslim tarihi olan 21.11.2018 tarihinden itibaren , bu da kabul görmez ise terdiden arabulucuya başvuru tarihi olan 14.06.2019 tarihinden itibaren hiçbiri kabul edilmeyecek ise dava tarihinden itibaren işleyecek olan avans faizi ile birlikte tahsiline, yargılama ücreti ve vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesi ile, müvekili şirketin sektörde öncü bir firma olup mezkur taşımada müvekkil şirkete izafe edilebilecek hiç bir kusur bulunmadığını, teslim anında kargonun içeriği ve değeri müvekkil şirkete yanlış bildirildiğini, davacı tarafından kargo içeriği faturalardan da anlaşılacağı üzere 1 paket ve cihaz olarak bildirildiğini, davacının ”cihaz” olarak belirtmiş olduğu kargo içeriğinde taşınan ne tarz bir cihaz olduğunu, elektronik olup olmadığını veyahut ikinci el olup olmadığının bildirilmediğini müvekkil şirkete bildirdiklerinden fazlasının talep edilmesinin açıkça hakkın kötüye kullanım olduğunu, davacının uğramış olduğu bir zarar davacı buna kendi kusur ve ihmali ile sebep olduğunu müvekkili şirketin taşımadan ve teslimden kaynaklı hiçbir sorumluluğu bulunmadığını, kargo içeriğinin ilişkin sunulan fatura içerik kargonun içeriği bakımından ispata elverişli olmadığını, olayda tam tazminata hükmedilmesini gerektiren koşullar bulunmadığını, açıklanan nedenlerle davacının müvekkil şirketten herhangi bir hak ve alacağı ve mezkur taşımada müvekkil şirkete yüklenebilecek bir sorumluluk bulunmadığından esasa ilişkin diğer itiraz ve beyanları göz önünde bulundurularak davanın esastan reddine, yargılama masraflarının ve vekalet ücretinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 12/01/2021 tarih 2019/413 Esas 2021/32 Karar sayılı kararında; “… TTK:858/1 maddesi uyarınca; İki tarafça imzalanan taşıma senedi, taşıma sözleşmesinin yapıldığına, içeriğine ve eşyanın taşıyıcı tarafından teslim alındığına kanıt oluşturur. TTK:858/2-ilk cümlesi uyarınca da; eşyanın ve ambalajının, eşyanın taşıyıcı tarafından teslim alındığı sırada, dış görünüşü bakımından iyi durumda bulunduğuna ve taşınan paketlerin sayısının, işaretleri ile numaralarının, taşıma senedinde yer alan kayıtlara uygun olduğuna karinedir. TTK:873. Maddesi uyarınca; taşıyıcı, eşyayı kararlaştırılan sürede, bir süre kararlaştırılmamışsa şartlar dikkate alındığında özenli bir taşıyıcıya tanınabilecek makul bir süre içinde, teslim etmekle yükümlüdür. TTK:874/1 maddesi uyarınca; Eşya, taşıma süresini izleyen yirmi gün içinde teslim edilmezse, hak sahibi ona zayi olmuş gözüyle bakabilir. TTK:875/1 maddesi uyarınca; taşıyıcı, eşyanın taşınmak üzere teslim alınmasından teslim edilmesine kadar geçecek süre içinde, eşyanın zıyaından, hasarından veya teslimindeki gecikmeden doğan zararlardan sorumludur. TTK: 880/1 maddesi uyarınca; taşıyıcı, eşyanın tamamen veya kısmen zıyaından dolayı tazminat ödemekle sorumlu tutulduğunda, bu tazminat, eşyanın taşınmak üzere teslim alındığı yer ve zamandaki değerine göre hesaplanır. TTK: 880/3 maddesi uyarınca; eşyanın değeri piyasa fiyatına göre, bu yoksa aynı tür ve nitelikteki malların cari değerine göre tayin edilir. Eşya, taşımak üzere teslimden hemen önce satılmışsa, satıcının faturasında taşıma giderleri mahsup edilerek gösterilen satış bedelinin piyasa fiyatı olduğu varsayılır. TTK:882/1 maddesi uyarınca; Gönderinin tamamının zıyaı veya hasarı hâlinde, 880 ve 881 inci maddeler uyarınca ödenecek tazminat, gönderinin net olmayan ağırlığının her bir kilogramı için 8,33 Özel Çekme Hakkını karşılayan tutar ile sınırlıdır. TTK:882/4 maddesi uyarınca; Özel Çekme Hakkı, eşyanın taşıma amacıyla taşıyıcıya teslim edildiği tarihteki veya taraflarca kararlaştırılan diğer bir tarihteki, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasınca belirlenen değerine göre Türk Lirasına çevrilir. 21.11.2018 tarihinde özel çekme hakkı Merkez Bankası Değeri: 7,5586 TL olduğu, kargo fişinde ürün ağılığının 5 kg olarak işlendiği, özel çekme hakkı hesabı 5×8,33×7,5586 =314,81569 TL olarak tespit edildiği, taşıma süresinin aşılmasından doğan sorumluluğun 3x 9,19 TL (Taşıma Ücreti) 27,57 TL olarak hesaplandığı toplam 342,39 TL olduğu bilirkişi raporu ile belirlenmiştir. Davacı kargoyla taşınacak emtiaları kendi göndermediği tanık olarak dinletilen … aracılığıyla gönderdiği, kargo teslim fişinde malın değeri ile ilgili bir ibarenin bulunmadığı, 21.11.2018 tarihinde kargoya verilen emtiaların ziyaa uğradığına dair dava dışı gönderen … tarafından 30.11.2018 tarihinde bildirimde bulunulduğundan, ayrıca taşıma senedinin düzenlenmediği, davacının davalı kargo şirketinin ziya ve hasarın kasten veya pervasızca bir davranışla veya böyle bir zararın meydana gelmesi bilinciyle işlendiğini somut olarak ispat edemediğinden ve de davalı kargo şirketinin taşınan eşya ile ilgili ıslak ve ezilmiş şekilde varış şubesine ulaştırarak en yüksek özen yükümlülüğünü ihmal ettiği ancak emtianın ziyaa ve hasara uğramasında yeterli kurtuluş kanıtı da sunamadığından sınırlı olarak taşıyıcı davalı şirketin özel çekme hakkı kapsamında hesap edilen 342,39 TL den hasar bildiriminin yapıldığı 30.11.2018 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle sorumlu tutulabileceği kanaatine varılmıştır.Taraflar tacir olup, yapılan iş de ticari işletmesi ile ilgili ticari iş olduğundan talep edilen alacağa 3095 sayılı Yasa’nın 2/II. maddesi uyarınca ticari işlerde uygulanan avans faizi isteyebileceği ve davacı da takip talebinde ticari avans faizi talep ettiğinden, kabul edilen alacağa takip tarihinden sonra değişen oranlarda avans faiz uygulanması gerektiği anlaşılmıştır. Mahkememizce yapılan tüm yargılamalar neticesinde, taraf iddia ve savunmaları, takip dosyası, alınan bilirkişi raporu, tanık beyanı ve tüm dosya içeriğine göre, dava dilekçesi ekleri incelenerek bu haliyle hüküm kurmaya elverişli nitelikte bilirkişi raporu doğrultusunda , davanın kısmen kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.HUAK 18A/13. fıkrası : “Arabuluculuk faaliyeti sonunda taraflara ulaşılamaması, taraflar katılmadığı için görüşme yapılamaması veya iki saatten az süren görüşmeler sonunda tarafların anlaşamamaları hâllerinde, iki saatlik ücret tutarı Tarifenin Birinci Kısmına göre Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenir. İki saatten fazla süren görüşmeler sonunda tarafların anlaşamamaları hâlinde ise iki saati aşan kısma ilişkin ücret aksi kararlaştırılmadıkça taraflarca eşit şekilde uyuşmazlığın konusu dikkate alınarak Tarifenin Birinci Kısmına göre karşılanır. Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen ve taraflarca karşılanan arabuluculuk ücreti, yargılama giderlerinden sayılır.” 14. Fıkrası ;”Bu madde uyarınca arabuluculuk bürosu tarafından yapılması gereken zaruri giderler; arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılması hâlinde anlaşma uyarınca taraflarca ödenmek, anlaşmaya varılamaması hâlinde ise ileride haksız çıkacak taraftan tahsil olunmak üzere Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanır.” hükümleri uyarınca davalı şirketin arabuluculuk görüşmelerinin anlaşamama nedeniyle sonlandığı son anlaşmazlık tutanağı düzenlendiği ve Arabuluculuk Dava Şartı Dosya No: … sayılı dosyasından arabulucuya 1320 TL tarife bedeli üzerinden ödeme yapıldığı tespit edilerek davalı aleyhine arabulucuk giderlerinin de yükletilmesi gerektiği anlaşılmıştır. Davalı şirket vekili arabuluculuk son oturuma katılmadığı ve anlaşamama tutanağı düzenlendiği görüldüğünden 6325 sayılı kanunun MADDE 18/A-(11) “Taraflardan birinin geçerli bir mazeret göstermeksizin ilk toplantıya katılmaması sebebiyle arabuluculuk faaliyetinin sona ermesi durumunda toplantıya katılmayan taraf, son tutanakta belirtilir ve bu taraf davada kısmen veya tamamen haklı çıksa bile yargılama giderinin tamamından sorumlu tutulur. Ayrıca bu taraf lehine vekâlet ücretine hükmedilmez.(…)” hükmü gereği yargılama giderlerinden tamamen sorumlu tutularak hakkında vekalet ücreti takdirine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir….”gerekçesi ile, Davacı tarafından davalı aleyhine açılan davanın KISMEN KABULÜ ile; 342,39 TL alacağın 30/11/2018 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile beraber davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, Fazlaya ilişkin istemlerin REDDİNE, karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesi ile, hakim uyuşmalık konusu kargonun taşıma sırasında ıslandığı ve malların kullanılamaz hale geldiğini kabul ettiğini ancak sorunun; hasarın kasten davranışla meydana gelip gelmediği noktasında olduğunu, TTK. m. 886’da “..sebebiyet verdiği ispat edilen taşıyıcı..” ifadesinin ispat yükünün müvekkilinin üzerinde olduğunu ancak ispat yükü her somut olayın özelliği dikkate alınarak değerlendirilmesi gerektiğini, hasarsız bir şekilde davalıya teslim edilen kargonun varma yerinde sırılsıklam ıslandığını bu şekilde gönderilene teslim edilmeye çalışıldığını, kargonun taşıma sırasında veya varma veya gönderme yerinde muhafaza altında iken ıslandığı ve kullanılamaz hale geldiğinin kabul edilmesi gerektiğini, kargonun sırılsıklam ıslanması ya taşıma sırasında sıvı maddeler ile birlikte taşındığı için kırılma, akma, sızma veya yanlış istiflenme gibi sebeplerden dolayı yada varma veya gönderme yerinde taşıyıcının gönderilen kargoyu üzerine düştüğü gibi muhafaza altına alamaması sebebiyle meydana geldiğini, ( Yargıtay 11. HD. 30.09.2019 tarih 2018/4215 E. 2019/5910 K. Sayılı ilamı) Bilirkişi tarafından hazırlanan raporda da TTK md. 882 kapsamında da bir değerlendirme yapılmadığını, Yargıtay 11. HD’nin 14.05.2018 tarih 2016/11514 E. 2018/3479 K. Sayılı ilamında bozma sebebi olarak görüldüğünü, İleri sürerek yerel mahkeme kararının kaldırılmasını, yeniden esas hakkında karar verilmesini, toplam 9.548,09.TL zararın, 30/11/2018 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsiline, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, hukuki niteliği itibariyle, … kargo taşıması sırasında zayi olan emtia bedelinin, TTK’ nın 875 vd. maddeleri uyarınca, davalı taşıyıcıdan tahsili istemiyle açılmış bir tazminat davasıdır. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Davacı tarafça, 256 adet şarj soketi ve 58 adet Lcd ekranı ticaret yapmak amacı ile İstanbul’da ikame eden müşterisi … adına göndermek amacı ile eşyaları kolileyerek 21.11.2018 tarihinde … Kargo Siirt Şubesine arkadaşı … tarafından teslim edildiğini, Kargo varış şubesi olan Eminönü’ne kargo ıslandığı ve taşınamayacak durumda olduğu için gönderen aranarak kargoyu şubeden teslim alması istenmiş, gönderilen personel ulaştığında kolinin ıslak ve yırtık olduğu teşhis edildiğini, hasara tutanağı tutulmuş ve kargo müşterisi tarafından iade edilerek Siirt Şubeye geri gönderildiğini, Siirt şube de kargonun fotoğrafları şube müdürünce çekilmiş olup kargo iade alınmayarak yine kargoyu teslim eden … tarafından 30.11.2018 tarihinde tazmin işlemlerinin başlatılabilmesi amacı ile … Kargo Diyarbakır Şube Müdürlüğüne dilekçe yazıldığını fakat ödeme yapılmadığından eldeki davanın açıldığı beyan edilmiştir. Davalı tarafça, İlgili gönderi Davacıya tam ve eksiksiz olarak geri teslim edildiğini, Davacının ziya iddialarının kabulünün mümkün olmadığını, davacının davalı Şirkete ulaşarak kargolarını teslim almadığı bildiriminin akabinde,davalı Şirket kayıtlarının incelendiği ve kargonun 21.11.2018 tarihinde Davacı işyeri çalışanı ve kargoları teslim almakla yetkilendirilmiş … isimli personele teslim edildiğinin görüldüğünü, davacı huzurdaki davayı ikame ederken de bu hususu bildiği göz önünde bulundurulduğunda Davacının davalı Şirketten haksız kazanç elde etmek gayesinde olduğunun kolaylıkla anlaşılabileceğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Somut olayda, davaya konu kargonun davacının müşterisi tarafından teslim alınmayıp iade edilmesi üzerine kargonun tekrardan Siirt Şubeye geri gönderildiği tarafların kabulünde olup davacı tarafça kargonun iade alınmadığı iddia edildiği halde davalı tarafça kargonun tam ve eksiksiz olarak davacıya geri teslim edildiği beyan edilmiş olup bu durumda mahkemece öncelikle dava konusu iade edilen kargonun davacıya geri teslim edilip edilmediği ve emtianın kısmen veya tamamen zayi olup olmadığı yönünde araştırma yapılmamış ise de, mahkemenin kabulü kargo taşımasına konu emtianın tamamen zayi olduğu yönünde olup davalı tarafında kararı istinaf etmediği gözetildiğinde kargo taşımasına konu emtianın taşıma sırasında ıslanıp kolinin yırtılması sonucu kullanılamaz hale geldiği ve zayi olduğu yönündeki mahkeme tesbitinin kesinleştiğinin kabulü gerekmiştir. 6102 sayılı TTK’nın 875 ve 879. maddeleri uyarınca taşıyıcı, eşyanın taşınmak üzere teslim alınmasından teslim edilmesine kadar geçecek süre içinde zıyaından, hasarından veya teslimindeki gecikmeden doğan zararlardan; kendi adamlarının, taşımanın yerine getirilmesi için yararlandığı kişilerin görevlerini yerine getirmeleri sırasındaki fiil ve ihmallerinden, kendi fiil ve ihmali gibi sorumludur. TTK’nın 876 ve 878. maddelerinde düzenlenen sorumluluktan kurtulma hallerinden birisinin bulunduğunu kanıtlayan taşıyıcı sorumluluktan kurtulur. Taşıyıcının zarardan sorumlu olduğunun kabulü halinde ise; TTK’nın 882. maddesine göre, 880. ve 881. maddeler uyarınca ödenecek tazminat, gönderinin net olmayan ağırlığının her bir kilogramı için 8,33 Özel Çekme Hakkını karşılayan tutar ile sınırlıdır. Gönderinin münferit parçalarının zıyaı veya hasarı halinde taşıyıcının sorumluluğu; gönderinin tamamı değerini kaybetmişse tamamının, gönderinin bir kısmı değerini kaybetmişse, değerini kaybeden kısmının net olmayan ağırlığının her bir kilogramı için 8,33 Özel Çekme Hakkını karşılayan tutar ile sınırlıdır. Genel kural, taşıyıcının zıya ve hasardan sınırlı sorumluluğunun bulunduğu şeklinde ise de, TTK’nın 886. maddesinde taşıyıcının sorumluluk sınırlamalarından yararlanamayacağı haller düzenlenmiştir. Bu maddeye göre; zarara, kasten veya pervasızca bir davranışla ve böyle bir zararın meydana gelmesi ihtimalinin bilinciyle işlenmiş bir fiilinin veya ihmalinin sebebiyet verdiği ispat edilen taşıyıcı veya 879. maddede belirtilen kişiler, sorumluluk sınırlamalarından yararlanamaz. Dosya kapsamında; Her ne kadar davacı tarafından kargo paketi içeriğinin davalıya bildirildiği ispat edilememiş ise de, davalı tarafından düzenlenen kargo teslim alma belgesinde gönderi içeriğinin 1 paket 1111 adet cihaz yazılı olduğu, davacıya ait kargonun sıvı malzemelerle taşınması sonucu paketin ıslanıp yırtıldığı gözetildiğinde davaya konu zararın, taşımaya konu cep telefonu yedek parça emtiasının taşıyıcı tarafından sıvı ürünler ile birlikte taşınmasından kaynaklandığı, aynı özellikte olmayan başka kargo paketlerinin aynı araç ile aynı bölümde birlikte taşınması halinde bir hasarın meydana gelebileceğini davalı taşıyıcının öngörmesi gerektiği, dolayısıyla davalının bu hareketinin pervasızca davranış kabul edilmesi gerektiği, davacının TTK’nın 880/1. maddesi uyarınca, eşyanın taşınmak üzere teslim edildiği yer ve zamandaki değerini tazminat olarak isteyebileceği, bilirkişi raporunda zayi olan emtianın toplam bedelinin fatura bedeli olan 9.548, 09 TL. ‘nin doğru ve geçerli fiyat bilgisini gösterdiği belirtilmiş olup mahkemece bu tesbitler doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yukarıdaki gerekçeyle kısmen kabulüne karar verilmesi yerinde görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, mahkemece deliller toplanılmış olup, yeniden yargılama yapılmasını gerektirir bir husus bulunmadığından ilk derece mahkemesi kararının 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b-2 maddesi uyarınca kaldırılmasına, Dairemizce esas hakkında yeniden hüküm kurularak davanın kabulü ile, 9.548,09.TL. alacağın 30/11/2018 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile beraber davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle; 1-Davacının istinaf başvurusunun KABULÜNE; İstanbul 19. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 12/01/2021 tarih ve 2019/413 Esas – 2021/23 Karar sayılı kararının 6100 Sayılı HMK’nun 353/1-b2 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, Dairemizce esas hakkında yeniden hüküm kurularak; 2-Davanın KABULÜ ile, 9.548,09.TL. alacağın 30/11/2018 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile beraber davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
İLK DERECE MAHKEMESİ YÖNÜNDEN 3-Dairemiz karar tarihi itibariyle yürürlükte olan Harçlar Tarifesi’ne göre alınması gereken 652,23.TL harçtan peşin alınan 163,06.TL harcın mahsubu ile bakiye 489,17.TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına, 4-Davacı tarafça yapılan ilk dava açılış harç gideri toplamı 213,86.TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 5-İlk derece mahkemesinde yapılan yargılama sırasında davacı tarafça sarf edildiği anlaşılan 208,85.TL tebligat ve posta masrafı, 1.500,00.TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.708,85.TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 6-Zorunlu arabuluculuk başvurusu nedeniyle devletçe karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına, 7-İlk derece mahkemesinde yapılan yargılama sırasında davalı tarafından sarf edilen yargılama giderleri bulunmadığından bu hususta bir karar verilmesine yer olmadığına, 8-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden A.A.Ü.T. gereğince hesap ve takdir edilen 9.200,00 TL ücreti vekaletin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 9-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan bakiye gider avansının talep halinde ilgilisine iadesine,
İSTİNAF YÖNÜNDEN: 10-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden davacı tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, istinaf karar harcının talep halinde iadesine, 11-Davacı tarafından istinaf aşamasında sarf edilen 162,10.TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile 32,50.TL dosyanın Bölge Adliye Mahkemesi’ne gidiş-dönüş gideri olmak üzere toplam: 194,60.TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 12-Artan gider avansı olması halinde, talep halinde avansı yatıran ilgili tarafa iadesine, 13-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 27/04/2023 tarihinde HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.