Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2021/751 E. 2023/1141 K. 13.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/751 Esas
KARAR NO: 2023/1141 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI: 2013/198 Esas – 2018/390 Karar
TARİH: 19/03/2018
DAVA: Menfi Tespit ve İstirdat (Kambiyo Senedinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 13/07/2023
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, keşidecisi … olan, … Side Şubesi, 15.07.2013 tarihli 4.000 TL bedelli çekin hamiline düzenlendiğini. mezkûr çeki ve 31.07.2013 tarihli bir diğer çeki müvekkilinin ilk ciranta …’dan alışveriş neticesi teslim aldığını, ancak çeklerin müvekkilinin zilyedi olduğu çok miktarda çek ile birlikte arabasından çalındığını, müvekkilinin kolluk kuvvetlerine başvurduğunu, çalınan çek ve bonoların listesini sunduğunu, listede tüm çeklere birer portföy numarası verildiğini, …’a ait çekin portföy numarasının da … olduğunu, çalınan çeklerin listesinin çek iptali dosyasında da mevcut olduğunu, müvekkilinin şikâyeti sonucu savcılık soruşturmasının 2013/7713 Soruşturma no.lu dosya ile devam ettiğini, mezkûr çeke ve çalınan diğer çeklere savcılık taralından el koyma kararı verildiğini, Bakırköy 4.Asliye Ticaret Mahkemesi’nde çek iptali davası açıldığın, davanın 2012/663 Esas sayılı dosyası ile görüldüğünü, çalınan çekler için ilanlar yapıldığını, çekin son hamili … Faktoring A.Ş.’nin davaya müdahil olduğunu, davalı … tarafından zilyedi müvekkili olan çalıntı çekin İstanbul …İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile icra takibine konu edildiğini, dosyada çek suretinde çek tarihi ile oynanmış olduğunun tespit edildiğini, söz konusu çek tarihinin 15.07.2013 iken 15.04.2013 olarak görüldüğünü, hırsızlık konusu olan çekin davalılarda olduğunu ve icra takibi neticesi İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyaya istinaden icra kasasında bulunduğunun öğrenildiğini ileri sürerek mezkûr çekin veya tahsil olunmuş bedelinin tarafına istirdadına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılar üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … AŞ vekili davaya cevap dilekçesinde özetle; Davacının dava konusu çekin hamili olduğunu ve bu çekten dolayı alacaklı olduğunu usulüne uygun ispat etmediğini, dava konusu çekte davacının cirosu olmadığını, bu çeklere hamil olduğunu ve alacaklı olduğunu ticari defterlerle ispat etmesi gerektiğini, müvekkilinin yükümlülüğünün faktoring mevzuatı gereği çekteki alacağı tevsik eden faturanın denetlenmesi ile sınırlı olduğunu, müvekkilinin müşterisinin … Ltd.Şti. olduğunu, çeki …’ den ciro yolu ile aldığını, takip konusu çekteki alacağı teşvik eden faturayı … Ltd.Şti.’nin … adına düzenlediğini beyan ederek haksız ve yersiz açılan davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalılar …, … ve … ‘ne dava dilekçesinin usulüne uygun olarak tebliğ edildiği ancak bu davalıların davaya cevap vermediği anlaşılmıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 19/03/2018 tarih 2013/198 Esas 2018/390 Karar sayılı kararında; “…6361 Sayılı Kanun’un yukarıda belirtilen maddesine ve Faktoring İşlemlerinde Uygulanacak Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik’in istihbarat çalışması başlıklı 5. Maddesine uygun olarak davalı … şirketinin, davalı … ile imzalanan faktoring sözleşmesi kapsamında borçlusu davalı … İnşaat Hırdavat Yedek Parça-… olan faturaları temlik almış olduğu, buna karşılık teslim edilen çeklerden dava konusu çeki tahsil etmek üzere teslim almış olduğu, bu şekilde devir aldığı kambiyo senedinden kaynaklanan alacağı, alacağı doğuran temel ilişkiye ait faturalarla ve çek bordrosu ile tevsik ettiği anlaşılmış, davalı … şirketinin çekin iktisabında kötü niyetli ya da ağır kusurlu olduğu ispat edilemediğinden davacının dava konusu çekten dolayı davalı … şirketine borçlu olduğu kabul edilerek davanın reddine karar vermek gerekmiştir…”gerekçesi ile, Davanın reddine, karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesi ile, yerel mahkeme yapılan yargılama neticesinde davanın reddine karar verdiğini, gerekçesinde davalı … şirketinin iyiniyetli hamil olduğunu, müşterisi davalı … Gıda San. Tic. Ltd. Şti. ile aralarındaki ticari ilişkilerin uyumlu olduğunu, davalı … şirketinin kötü niyetli hareket ettiği hususunun ispatlanamadığını ifade ettiğini, Tahrifat iddiaları hakkında sunulan beyan dilekçesi, mahkemece (14) numaralı celsenin (1) numaralı kararında değerlendirilmiş olup çekte tahrifat iddiası yönünden bilirkişi incelemesi yapılmasına dosya kapsamına göre yer olmadığı yönünde hüküm kurulduğunu, yerel mahkeme tarafından yazılan gerekçeli kararda ise çekteki keşide tarihinde tahrifat gözlemlenmediğinin açıkça kabul edildiğini, davalı … tarafından sunulan ikinci cevap dilekçesinin ikinci paragrafında çekte meydana gelen tahrifatın açıkça ifade edildiğini,
T.C. YARGITAY 12. HUKUK DAİRESİ E. 2009/29397 K. 2010/11567 T. 6.5.2010 “….takip dayanağı çekin keşide tarihinin üzerinin daksille çizilerek 31.01.2009 tarihinin yazıldığı, bu suretle keşide tarihinde tahrifat yapıldığı ileri sürülmüştür. Açıklanan bu şekliyle itiraz nedeni, HUMK.nun 275. maddesi gereğince çözümü özel ve teknik bir bilgiyi gerektiren hususlardan olduğu için, mahkemece borçlunun yukarda belirtilen iddiaları ile ilgili olarak bilirkişi incelemesi yaptırılarak keşide tarihinde tahrifat yapılıp yapılmadığı saptandıktan sonra sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile ve anılan konuda bir değerlendirme yapılmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir…..” yargıtay kararında ve davalının cevap dilekçesinde açıkça kabul edilmiş olan tahrifat hususu hakkında yerel mahkemenin teknik inceleme olmaksızın değerlendirmede bulunması ve hüküm kurması açıkça usul ve yasaya aykırılık teşkil ettiğini, Yargılama esnasında dosyaya sunulan tüm yazılı beyanlarda ve duruşma zabıtlarına da yansıyan ifadelerde dava konusu çekin müvekkili şirketin ticari defterlerinde yer almadığı ancak çekin müvekkili kayıtlarına girdiğini gösterir muhasebe kayıtları üzerinden inceleme yapılması gerektiğinin vurgulandığını, bilirkişi raporunda, iddialara delil olarak yalnızca çek listesinin bulunmuş olduğu öne sürülmüşse de; dava konusu çekin de içinde bulunduğu çeklerin iptaline ilişkin ikame edilen Bakırköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2012/663 esas sayılı dosyası, dosya kapsamında çeke ilişkin alınan ödeme yasağı kararı, dava konusu çekin çalınmasına ilişkin Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı 2013/7713 hazırlık numarasıyla yürütülen soruşturma kapsamında 17.06.2013 tarihinde … Genel Müdürlüğüne tebliğ edilen dava konusu çeke ilişkin verilen el koyma kararı, dava konusu çekin fotokopisi üzerinden anlaşılan keşide tarihinde yapılan tahrifat, emniyet birimlerinin kaşe ve imzasına havi mezkur çekin de içinde bulunduğu müvekkili şirketin muhasebe kayıtlarını gösteren çek listesi çekin meşru hamilinin müvekkili şirket olduğunu gösteren, dosya kapsamında bulunan belgeler olduğunu, Davalı … şirketinin çeki yönetmeliğe uygun iktisap ettiği iddiası gerçeği yansıtmadığını, davalının dosyaya sunmuş olduğu faturalar ve faktoring sözleşmesinin davalılardan … San. Tic. Ltd. Şti. ‘ye ait olduğunu, çek üzerinde Faktoring şirketinin cirosundan önce davalı …’na ait ciro bulunduğunu, davalı … çekteki ciro silsilesine göre çeki …’ndan devraldığını, davalının bu devrin yasal bir devir olduğuna ilişkin dosyada delili bulunmadığını, kendisinden önceki son cirantadan bir önceki ciranta ile yapılmış faktoring sözleşmesi ve faturaları delil olarak dosyaya sunan davalı şirketin iyi niyetli olmadığını, Tüm bu işlem sakatlıklarının bir an için olmadığını kabul etsek dahi davalının yapmış olduğu temlikin geçerli bir temlik olması için ortada gerçek bir alacağın bulunması gerektiğini, yerel mahkemece faktoring şirketine ilişkin yapılan incelemelerde; faktoring şirketinin alacağı temlik alırken yönetmelikte yer alan esaslara uygun hareket edip etmediğinin incelenmediğini, sözleşme ve faturalar üzerinde sadece şekil incelemesi yapılmış olup yönetmelikte ve Yargıtay’ın yerleşik içtihatlarında defalarca yer verilen faturaların ve alacağın gerçeği yansıtıp yansıtmadığı noktasında maddi durumun incelenmediğini, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 18.05.2011 tarih, 2011/19-228 Esas ve 2011/328 Karar sayılı ilamında; faktoringlerin yasadan doğan haklarını kötü niyetli olarak kullanmalarını engellemek amacıyla alacakları temlik alırken somut ve gerçek bir ticari ilişkinin varlığının araştırılması görevini çok açık bir şekilde faktoringlere yüklediğini, faktoring şirketlerinin usule aykırı hareket etmesi gerek Faktoring İşlemlerinde Uygulanacak Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik ile gerekse Yargıtay kararları ile önlenmesine rağmen çekin geçirdiği yasal safahat dosya kapsamında sabitken mahkemenin bu hususların hiçbirini somut olayda tartışmadan sadece fatura ve sözleşme üzerinden sağlıklı bir neticeye varmanın mümkün olmadığını, Faktoring şirketleri çeki ve alacağı temlik aldığı dönemde mutlaka bankadan sorduğunu, mezkur çek ile ilgili ödemeden men yasağının yanında Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı’nın el koyma ve ibraz edenlerin kolluk kuvvetlerine bildirilmesi kararının mevcut olduğunu, davalının kötü niyetli olduğunu, bile bile çekin meşru hamili müvekkili zararına hareket ettiğini, TTK 790. Maddede anıldığı gibi davalı … şirketinin meşru hamil sayılması kendi hakkı müteselsil ve birbirine bağlı cirolardan anlaşıldığı takdirde mümkün olmabilmesine rağmen yasal mevzuata göre davalı … şirketinin alacağını usulüne uygun tevsik etmediği bu denli ortadayken verilen red kararı usule ve yasaya aykırı olup ortadan kaldırılması gerektiğini, İleri sürerek istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının istinaf incelemesi sonucunda kaldırılmasına, davanın kabulüne karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, rıza dışı elden çıktığı ve kötüniyetli olarak iktisap edildiği ileri sürülen çekin istirdatı istemine ilişkindir. Dava konusu çek bedeli dava tarihinden sonra 27.08.2013 tarihinde dosya borçlusu … tarafından ödenmiş olması nedeniyle dava, çek bedelinin istirdadına dönüşmüştür. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Somut olayda davacı tarafça, keşidecisi … olan, … Side Şubesi, 15.07.2013 tarihli 4.000 TL bedelli çekin hamiline düzenlendiğini, mezkûr çeki ve 31.07.2013 tarihli bir diğer çeki ilk ciranta …’dan alışveriş neticesi teslim aldığını, ancak çeklerin zilyedi olduğu çok miktarda çek ile birlikte arabasından çalındığını, kolluk kuvvetlerine başvurduğunu, çalınan çek ve bonoların listesini sunduğunu, listede tüm çeklere birer portföy numarası verildiğini, dava konusu …’a ait çekin portföy numarasının da … olduğunu, çalınan çeklerin listesinin çek iptali dosyasında da mevcut olduğunu, savcılık soruşturmasının 2013/7713 Soruşturma no.lu dosya ile devam ettiğini, Bakırköy 4.Asliye Ticaret Mahkemesi’nde çek iptali davası açıldığını, davanın 2012/663 Esas sayılı dosyası ile görüldüğünü, çalınan çekler için ilanlar yapıldığını, çekin son hamili … A.Ş.’nin davaya müdahil olduğunu, davalı … tarafından dava konusu çekin İstanbul …İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile icra takibine konu edildiğini, dosyada çek suretinde çek tarihi ile oynanmış olduğunun tespit edildiğini, söz konusu çek tarihinin 15.07.2013 iken 15.04.2013 olarak görüldüğünü, hırsızlık konusu olan çekin davalılarda olduğunu ve icra takibi neticesi İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyaya istinaden icra kasasında bulunduğunun öğrenildiğini ileri sürerek mezkûr çekin veya tahsil olunmuş bedelin istirdadını talep etmiş, davalı …, çekin faktoring sözleşmesi kapsamında temlik alındığını ve iyiniyetli hamil olduğunu iddia ederek davanın reddini talep etmiştir. Dava konusu çekin dosya arasında bulunan sureti incelendiğinde; keşidecisi … olan, … Side Şubesi, 15.07.2013 tarihli 4.000 TL bedelli çekin hamiline düzenlendiği, cirantaların sırasıyla, …, … Yedek Parça-…, … ve avalist olarak …, … Faktoring A.Ş.olduğu, bankaya ibraz edildiğinde Bakırköy 4.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2012/663 Esas sayılı dosyasından verilen 02/01/2013 tarihli ödeme yasağına istinaden işlem yapılamadığının belirtildiği görülmüştür. Olayla ilgili Bakırköy C.B.S.’ nin 2013/7713 soruşturma sayılı dosyası üzerinden açılan soruşturmanın olduğu anlaşılmıştır. Davacı vekili dava dilekçesinde açıkça, İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra takibine konu çekin veya tahsil olunmuş ise bedelin istirdadını talep etmiş olup mahkemece de taraflar arasındaki ihtilafın dava konusu çekin yetkili hamilinin kim olduğu, çekte tahrifat bulunup bulunmadığı noktalarında toplandığı şeklinde tesbit edildiği, dava konusu çek hamilinin davalılardan …A.Ş. olduğu, dolayısıyla çekin diğer davalıların elinde olmadığı, mahkemece davalı …’ye yönelik açılan davanın ret gerekçesinin yazıldığı halde diğer davalılara yönelik davanın hangi gerekçe ile ret edildiğinin gerekçesinin yazılmadığı anlaşılmıştır.HMK’ nın 297. maddesine uygun olarak verilmeyen kararın istinaf aşamasında denetlenmesine imkan bulunmamaktadır. Mahkemenin kabulüne yönelik inceleme yapıldığında, 6102 sayılı T.T.K.’nun 792. maddesine göre; “çek herhangi bir suretle hamilin elinden çıkmış bulunursa, ister hamile yazılı, ister ciro yoluyla devredilen bir çek söz konusu olup da hamil hakkını 790. maddesine göre ispat etsin, çek eline geçmiş bulunan yeni hamil ancak çeki kötü niyetle iktisap etmiş olduğu veya iktisapta ağır bir kusuru bulunduğu takdirde o çek geri vermekle hükümlüdür.” Yargıtay 11 HD.nin 2019/4107 Esas-2020/1903 Karar sayılı içtihadında da belirtildiği üzere somut uyuşmazlığın, TTK’nın kambiyo senetlerine ilişkin genel hükümlerine nazaran faktoring işlemleri bakımından özel bir hüküm niteliğinde olan ve uyuşmazlığın çözümünde öncelikle uygulanması gereken 6361 sayılı Finansal Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirketleri Kanunu ve buna ilişkin Yönetmelik ile BDDK Genelgeleri çerçevesinde değerlendirilip, çözüme kavuşturulması gerekmektedir. 6361 sayılı Finansal Kiralama Faktoring ve Finansman Şirketler Kanunu’nun 9/2. maddesine göre; “faktoring şirketi kurulca belirlenen usul ve esaslar çerçevesinde kambiyo senetlerine dayalı olsa bile, bir mal veya hizmet satışından doğmuş fatura ile tevsik edilemeyen alacaklar ile kurulca belirlenen usul ve esaslar çerçevesinde tevsik edilemeyen mal veya hizmet satışına bağlı doğacak alacakları devir alamaz ve tahsilini üstlenemez,” hükmü düzenlenmiştir. Faktoring İşlemlerinde Uygulanacak Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik, BDDK. Tarafından 04/02/2015 tarihli ve 29257 sayılı Resmi Gazete’de yayımlandığı ve Yönetmelik 11 maddeye göre yürürlük tarihi 01/01/2015 tarihinden geçerli olmak üzere yürürlüğe girmiştir. TBK’nın 74. maddesi uyarınca ceza mahkemesince saptanacak maddi vakıalar hukuk hakimini de bağlayacağından, dava konusu çekin çalındığı iddia edilen söz konusu hırsızlık olayı ile ilgili Bakırköy C.B.S.’ nin 2013/7713 soruşturma sayılı dosyası olduğu, mahkemece bu dosyanın tamamının getirtilip incelenmediği ve bu dosyanın bekletici mesele yapılıp yapılmaması konusunda olumlu/olumsuz karar verilmediği ve faktöring sözleşmesinin aslı 06/05/2014 havale tarihli dilekçe ekinde sunulduğu ve … nolu mahkeme kasasına alındığının belirtildiği halde sözleşmenin onaylı suretinin dosya arasına konulmadığı ve sözleşmenin incelenmediği anlaşılmıştır. Bu itibarla mahkemece, söz konusu hırsızlık olayı ile ilgili ceza soruşturma dosyası getirtilip incelenip bu dosyanın bekletici mesele yapılıp yapılmaması konusunda olumlu/olumsuz karar verilmesi ve davalı … şirket vekili tarafından 06/05/2014 havale tarihli dilekçe ekinde sunulan ve 637 nolu mahkeme kasasına alındığı belirtilen faktoring sözleşmesinin onaylı suretinin dosya arasına konulup sözleşmenin incelenmek sureti ile Yargıtay 11 HD. nin 2019/4611 Esas – 2020/3330 Karar sayılı içtihadı , Yargıtay 11 HD.nin 2019/4107 Esas-2020/1903 Karar sayılı içtihadı , Yargıtay 11 HD.nin 2015/7185 Esas – 2016/3507 Karar sayılı içtihadındaki tespitler doğrultusunda ve yukarıda açıklanan mevzuat hükümleride dikkate alınarak bu doğrultuda, faktoring sözleşmesinin tarafı olan … tarafından faktoring sözleşmesi ile davalı … şirketine verilen faturanın BA formu ile ilgili vergi dairesine bildirilip bildirilmediği, davalı … şirketinin dava konusu çeki alırken gerekli istihbarat çalışmasını yapıp yapmadığı, şirketin mali durumlarına ilişkin değerlendirme yapıp yapmadığı ve diğer yükümlülükleri yerine getirip getirmediği hususlarında araştırma yapıldıktan sonra açıklanan hususlar ve davaya konu çeke dayalı alacağın sahih fatura ile tevsik edilip edilmediğinin araştırılması, oluşacak sonuca göre davalı faktöring şirketinin çeki iktisabında ağır kusurlu veya kötüniyetli olup olmadığı, çekin istirdadına karar verilip verilmeyeceği yukarıda açıklanan mevzuat çerçevesinde değerlendirilerek bir karar verilmesi gerekirken eksik araştırma ve inceleme doğrultusunda yukarıdaki gerekçeyle davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş davacı vekilinin istinaf sebepleri yerinde görülmüştür.HMK.nın (Değişik:22/07/2020-7251/35md.)353/1-a6 maddesinde; “Mahkemece, uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmamış veya değerlendirilmemiş olması ya da talebin önemli bir kısmı hakkında karar verilmemiş olması.” hali, kararın kaldırılarak, dosyanın mahkemesine iadesi sebepleri arasında gösterilmiştir. Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a.6 maddesi uyarınca kaldırılmasına, dosyanın davanın yeniden görülmesi için mahkemesine iadesine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacının istinaf başvurusunun KABULÜ ile; İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 19/03/2018 tarih ve 2013/198 Esas – 2018/390 Karar sayılı kararının HMK’nın 353/1-a6 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, dosyanın mahkemesine İADESİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-İstinaf talep eden tarafından yatırılan istinaf karar harcının talep halinde iadesine, 4-İstinaf başvurusu için yapılan yargılama giderlerinin esas hükümle birlikte ilk derece mahkemesince yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine, 5-Artan gider avansı olması halinde yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 13/07/2023 tarihinde HMK’nın 362/1-g maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.