Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2021/748 E. 2021/905 K. 17.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2021/748 Esas
KARAR NO : 2021/905 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI : 2020/444 Esas
TARİH: 23/12/2020 (Ek Karar)
DAVA: Özel Denetçi Tayin Edilmesi
KARAR TARİHİ: 17/06/2021
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, davalı şirketin 2019 mali yılına ilişkin ve erteleme üzerine 05.05.2020 tarihinde gerçekleştirilen genel kurul toplantısında reddedilen özel denetim yapılması talebi nedeniyle bazı hususların yapılacak özel denetim marifetiyle açıklığa kavuşturulmasını, şirket finansallarının gerçekleri yansıtmadığını, belirtilen hususların incelenmesi ve aydınlığa kavuşturulması amacıyla özel denetçi atanmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesi ile, 05 Mayıs 2020 tarihli Genel Kurul toplantısında özel denetçi atanması talebinde bulunmayan davacıların TTK’nın madde 439/1 hükmü gereği özel denetçi ataması talepli dava açma hakları da olmadığından, huzurdaki davanın esasa girilmeden ön incelemede dosya üzerinden reddine, davacılardan …’nin davasının dava şartı yokluğundan reddine, bilgi alma hakkının karşılanmadığından bahisle özel denetçi atanması talebinde bulunulmuş olup TTK madde 437/5 gereğince davacılar tarafından bu yönde süresinde mahkemeye başvuru yapılmadığından özel denetçi talebinin reddine, İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi nezdinde 05.05.2020 tarihli genel kurulda alınan kararların iptali istemiyle 2020/416 Esas no ile ikame edilen ve daha sonra İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2020/366 Esas nolu dava dosyası ile birleştirilen davada mahkemece yapılan yargılama sonucunda huzurdaki davaya konu edilen hususların aydınlanacağı açık olduğundan davacının daha önceden dava konusu yaptığı hususlarla ilgili özel denetçi atanması isteminde bulunamayacağından haksız ve hukuki temelden yoksun işbu davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ:İlk Derece Mahkemesi 23/12/2020 tarih 2020/444 Esas 2020/541 Karar sayılı Ek kararında;” Mahkememizin 2020/444 Esas – 2020/541 Karar sayılı dosyasında 26.11.2020 tarihli karar ile; “Davacıların davasının REDDİNE, KESİN olmak üzere” karar verildiği, mahkememiz dosyasından kesinleşme şerhinin düzenlendiği ve gerekçeli kararın taraflara tebliğ edildiği görülmüştür. Davacılar vekili tarafından 21.12.2020 tarihli dilekçesi ile mahkememiz kararının istinaf edildiği, istinaf harçlarının yatırılmadığı anlaşılmıştır. 6102 Sayılı TTK’nın 440. Maddesinde; “(1) Mahkeme, şirketi ve istem sahiplerini dinledikten sonra kararını verir. (2) Mahkeme istemi yerinde görürse, istem çerçevesinde inceleme konusunu belirleyerek bir veya birden fazla bağımsız uzmanı görevlendirir. Mahkemenin kararı kesindir.” hükmü yer almaktadır. Dava, 6102 Sayılı TTK’nın 439. maddesine dayanan özel denetçi tayini istemine ilişkin olup, TTK’nın 440/2. maddesi uyarınca mahkemece verilen kararlar kesin nitelikte olduğundan davacılar vekilinin kararı istinaf/temyiz hakkı bulunmamakta olup istinaf talebinin reddine karar verilmesi gerekmiştir. …”gerekçesi ile, Davacılar vekilinin istinaf başvurusunun TTK 440/2 maddesi gereğince REDDİNE, karar verilmiş ve karara karşı davacılar vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacılar vekili istinaf dilekçesi ile, yerel mahkeme kararının hatalı olduğunu,TTK’nın 440 ıncı maddesinin ikinci fıkrası uyarınca doktrinde ve Yargıtay içtihatlarında özel denetim taleplerinin kabulü kararlarının düzenlendiği ve bunların kesin nitelikte olacağının kabul edildiği ancak ret kararlarının kesin nitelikte olmadığı ve ret kararlarına karşı kanun yolunun açık olduğunu, yerel mahkemenin davanın esası hakkında da karar vermemiş olup usulen bir karar verdiğini, usule ilişkin nihai kararlar da maddi anlamda kesin hüküm teşkil edebilecek olsa da, bir nihai karar, davada ileri sürülen taleplerden yalnızca hükme bağlanmış olanlar hakkında kesin hüküm teşkil edeceğinden (HMK md. 303/2), usule ilişkin kararlar da sadece ilişkin oldukları usuli sorun hakkında kesin hüküm teşkil edeceğini yoksa dava konusu uyuşmazlığın esası hakkında kesin hüküm teşkil etmeyeceğini usule ilişkin eksiklikler tamamlanır ise bu konularda tekrar dava dahi açılabileceğini ve daha önceki kesinleşen kararın bir engel olmayacağını,Somut olayda da yerel mahkeme tarafından uyuşmazlığın esasına ilişkin bir değerlendirme yapılmadığını veya karar verilmediğini esasa hiç girilmeksizin usule ilişkin bir gerekçe ile davanın reddedildiğini, TTK’nın 440 ıncı maddesi kapsamında verilmiş bir karar bulunmadığnı usul hukukunu ilgilendiren bir müessese olan dava şartları bakımından usule ilişkin bir karar bulunduğunu ve bu da kanunen verildiği anda kesin hüküm teşkil etmediğini ve dava şartının bulunup bulunmadığı konusunda istinaf incelemesi yapılması gerektiğini,Yerel mahkeme karanının kesin nitelikte olmayıp buna karşı istinaf kanun yoluna başvuru hakkı bulunduğunu bu nedenlerle yerel mahkeme ek kararının kaldırılması gerektiğini, İleri sürerek istinaf başvurusunun kabulü ile, İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2020/444 Esas, 2020/541 Karar no.lu 26 Kasım 2020 Tarihli (28 Kasım 2020 gerekçe yazım tarihli) kararının ve 2020/444 Esas, 2020/541 Karar no.lu 23 Aralık 2020 Tarihli (23 Aralık 2020 gerekçe yazım tarihli) ek kararının kaldırılarak, esasa ilişkin inceleme yapılmak üzere dosyanın yerel mahkemeye gönderilmesine yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, TTK 439 vd. maddeleri uyarınca davalı şirkete özel denetçi tayini istemine ilişkin olup, ilk derece mahkemesince davanın reddine kesin olarak karar verilmiş, davacı vekilinin kesin karara karşı yaptığı istinaf başvurusuda yine ilk derece mahkemesince reddedilmiş ve davacı vekilince, istinaf talebinin reddine ilişkin ek karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İlk derece mahkemesince özel denetçi atanması talebibe ilişkin olarak verilen 26.11.2020 tarih ve 2020/444 Esas – 2020/541 Karar sayılı karar TTK 440/2. maddesi uyarınca kesin nitelikte olduğundan bu karara karşı yapılan istinaf başvurusunun reddine ilişkin ilk derece mahkemesinin 23/12/2020 tarihli ek kararı usul ve yasaya uygun olup, kamu düzenine de aykırı olmadığından davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b/1 maddesi uyarınca reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacıların istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’ nun 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden davacılar tarafından yatırılan 162,10 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, fazla yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harcının talep halinde yatıran tarafa iadesine,3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince davacılardan alınması gereken 59,30.TL istinaf karar harcı istinaf aşamasında peşin olarak yatırıldığından, yeniden harç alınmasına yer olmadığına, yatırılan harcın hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep edenler taraf üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa talep halinde yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 17/06/2021 tarihinde HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.