Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2021/742 E. 2023/1385 K. 28.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO 2021/742 Esas
KARAR NO: 2023/1385 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI: 2018/160 Esas – 2020/660 Karar
TARİHİ:16/10/2020
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 28/09/2023
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, davalı ile müvekkili şirket arasında yapılan denim kumaş satışı neticesi faturalarda yazılı miktarda kumaşın davalı firmaya sevk irsaliyesi ve faturası ile birlikte teslim edildiğini, davacı müvekkil şirketin, davalı şirketten iki adet fatura ve sevk irsaliyesinden kaynaklanan ticari alacağının bulunduğunu, davalı şirket hakkında Bakırköy … İcra Müdürlüğü … esas sayılı dosyası ile takip başlatıldığını ve 08/12/2017 tarihi itibariyle toplam 57.080,31 TL alacakları iin ilamsız takibe müstenit ödeme emri tebliğ edildiğini, takibe koydukları fatruraların 07/10/2017 tarihli cari hesaptan kaynaklanan ticari alacak olduğunu, davalının borca itiraz ederek durdurduğunu, davayı açtıkları takip itibariyle 1 doların 3,8142 TL olduğunu, sadece %30’dan fazla değer kaybının olduğunu, davalının ödemeyi ne kadar geciktirir ise o kadar kâr ettiğini düşündüğünden itiraz ettiğini beyanla, borçlunun Bakırköy … İcra Müdürlüğü … esas sayılı dosyasına yaptığı itirazının iptali ile takibin devamına, %40’dan aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, müvekkili şirketin tacir olduğunu, davacı şirket ile kumaş ürünü alımı konusunda anlaştıklarını, ancak söz konusu kumaşların bir kısmının kesimden sonraki birleşim aşamasında ayıplı olduğunun anlaşıldığını ve davacı şirkete bildirdiğini, müvekkilinin davacı yanın ne şekilde ürün kullandığını bilmesinin mümkün olmadığını, işlem sırasında ortaya çıkan ayıpların derhal davacı yana bildirildiğini, daha sonra davacı şirkete kumaş tedarik ettiklerini düşündükleri dava dışı .. Tic. Ltd. Şti.nin yetkilisi … devreye girdiğini ve müvekkili şirketle konu ile alakalı yazışmaları yürüttüğünü, ayıplı ürünlerden dolayı doğan zararın tazmini için davacı şirkete … no.lu 32.400,00 TL bedelinde reklamasyon yansıtıldığını, ancak davacının bu faturayı kötü niyetli olarak iade ettiğini beyanla, davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ:İlk Derece Mahkemesi 16/10/2020 tarih 2018/160 Esas – 2020/660 Karar sayılı kararında;”Taraflar arasındaki uyuşmazlığın davacının davalıya satıp teslim ettiğini iddia ettiği ürünler nedeniyle cari hesap ilişkisi kapsamında 04/07/2017 tarihli … ve 24/08/2017 tarihli … numaralı faturalar sebebiyle alacaklı olup olmadığı, alacaklı ise miktarının ne olduğu, davalının savunmasına göre söz konusu faturalara konu ürünlerde iddia edildiği şekilde renk farklılıkları ve defolardan kaynaklı ayıp olup olmadığı, ayıplı ise ayıbın niteliğinin ne olduğu, muayene ve ihbar yükümlülüğünün davalı tarafça yerine getirilip getirilmediği ayrıca ayıp sebebi ile davacı taraf alacağından indirim yapılmasının gerekip gerekmediği, indirim yapılacaksa miktarının ne olduğu hususlarında olduğu anlaşılmıştır. Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde; Davacı takip alacaklısı tarafından davalı takip borçlusuna karşı 52.546,00 TL bakiye alacak, 3.853,37 TL 24/08/2017 tarihli faturanın vadesi 24/10/2017 olduğundan aylık %5 vade farkı alacağı, 680,94 TL işlemiş faiz olmak üzere toplamda 57.080,31-TL nun tahsili için ilamsız takip talebinde bulunulduğu süresinde itiraz üzerine takibin durduğu anlaşılmıştır.Bilirkişi heyeti tarafından sunulan 11/08/2020 tarihli raporda özetle; dava konusunun davacı yanın 52.546,00 TL tutarlı faturadan kaynaklı bakiye alacak, 3.853,37 TL vade farkı, 680,94 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 57.080,31 TL tutarlı toplam alacağının tahsili amacıyla yürüttüğü takibe yapılan itirazın iptali talebinden ibaret olduğu, davacının 2017-2018 yılları ticari defterlerinin lehine delil niteliğinin bulunduğu, davacının incelenen ticari defterlerine göre takip tarihi olan 08/12/2017 itibariyle davalı yandan cari hesap olarak 52.546,00 TL alacaklı olduğu, davalı yan tarafından davacı yana takip tarihinden sonra 13/02/2018 tarihinde 20.146,00 TL tutarlı ödeme yapıldığı, 13/02/2018 tarihi itibariyle davacı yanın 32.400,00 TL cari hesap bakiye alacaklı olduğunun tespit edildiği, davalının 2017-2018 yılları ticari defterlerinin lehine delil niteliğinin bulunduğu, davalının incelenen ticari defterlerine göre takip tarihi 08/12/2017 itibariyle davacı yana cari hesap olarak 20.146,00 TL borçlu olduğu, davalı yan tarafından davacı yana takip tarihinden sonra 13/02/20918 tarihinde 20.146,00 TL tutarlı ödeme yapılmış olduğu, 13/02/2018 tarihi itibariyle davacı yana cari hesap olarak borç ve alacağının bulunmadığı, bakiyenin sıfır (0) olduğu, takip tarihi itibariyle taraflar arasındaki cari hesap farklılığının (52.546,00 tl – 20.146,00 TL) 32.400,00 TL olup, iş bu farklılığın ise davalı yan tarafından davacı yana düzenlenen 01/12/2017 tarihli … no.lu, 32.400,00 TL tutarlı reklamasyon faturasının davalı ticari defterlerinde kayıtlı olup, davacı ticari defterlerinde kayıtlı olmamasından kaynaklandığı, cari hesap farklılığına konu 01/12/2017 tarihli … no.lu “Hatalı Kalite Sorunu nedeni ile reklamasyon” açıklamalı 32.400,00 TL tutarlı fatura incelendiğinde, mübrez faturanın açık fatura (bedeli tahsil edilmemiş) şeklinde tanzim edildiği, takip konu faturaya davacı yan tarafından Bakırköy … Noterliğinden 12/12/2017 tarihli … yevmiye no.lu ihtarname ile itiraz edilerek kabul edilmediği ve faturanın davalı yana iade edildiğinin görüldüğü, davalının davacının kumaşlarıyla ilgili ayıp iddiasının ispata muhtaç olduğu, davalının davacının kumaşlarının ayıplı olduğu iddiasıyla düzenlemiş olduğu 32.400,00 TL tutarındaki 01/12/2017 tarihli … no.lu reklamasyon faturası bedelini davacıdan talep edemeyeceği, davacı yanın takip tarihi itibariyle olan 52.546,00 TL tutarlı asıl alacağına vade farkı talep edebileceği yönünde karar vermesi durumunda, davacı yanın 52.546,00 TL tutarlı asıl alacağına 3.886,96 TL vade farkı talep edebileceği, davacı takip talebinde 3.853,37 TL talep ettiğinden talebe bağlılık ilkesi gereği davacı yanın, davalı yandan vade farkı alacağı olarak 3.853,37 TL talep edebileceği, davacının takip tarihinden önce davalıya bir ödeme ihtarının bulunmadığı, takip tarihi itibariyle davacının 680,94 TL işlemiş faiz talebinin dayanağı bulunmadığından takip tarihi itibariyle işlemiş faiz yönünden alacağının bulunmadığının kabulünün gerekeceği, neticeten, takip tarihi olan 08/12/2017 tarihi itibariyle davacının davalıdan 52.546,00 TL alacaklı olduğu, davalı tarafından davacıya takip tarihinden sonra 13/02/2018 tarihinde 20.146,00 TL tutarlı ödeme yapıldığı, 13/02/2018 tarihi itibariyle davacının, davalıdan 32.400,00 TL alacaklı olduğu sonuç ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.Davacının davalıya satıp teslim ettiğini belirttiği ürünler nedeniyle cari hesap ilişkisi kapsamında 04/07/2017 tarihli … ve 24/08/2017 tarihli … numaralı faturalar sebebiyle takip tarihinden sonra 13/02/2018 tarihinde davalı tarafından davacıya 20.146,00 TL tutarlı ödeme yapıldığı dikkate alındığında takip tarihi itibariyle taraflar arasındaki cari hesap farklılığının davalı yan tarafından davacı yana düzenlenen 01/12/2017 tarihli … no.lu, 32.400,00 TL tutarlı reklamasyon faturasının davalı ticari defterlerinde kayıtlı olup, davacı ticari defterlerinde kayıtlı olmamasından kaynaklandığı, buna göre taraflar arasındaki uyuşmazlıkta çözümlenmesi gereken hususun davalının savunmasına göre söz konusu faturalara konu ürünlerde iddia edildiği şekilde renk farklılıkları ve defolardan kaynaklı ayıp olup olmadığı ve bu nedenle davalının düzenlediği reklamasyon faturasının yerinde olup olmadığı noktasında toplandığı anlaşılmaktadır.Davacı tarafından davalıya 128.087,31 TL tutarında 04/07/2017 tarihli … nolu faturayla 12.252 metre denim kumaş ve 94.458,69 TL tutarında 24/08/2017 tarihli … nolu faturayla 9.206,50 metre denim kumaş olmak üzere toplamda 21.458,50 metre denim kumaş satıldığı, davalının ayıp iddiasının söz konusu faturalara ilişkin kumaşlardaki renk farklılığı ve defolara dayandığı, tekstil mühendisi bilirkişi tarafından yapılan yerinde incelemede davalının incelemeye sunduğu 4 adet kot pantolonun atkı kaçığı defoları nedeniyle ayıplı olduğu, renk farklılığına dayalı ayıp iddiası bakımından ise herhangi bir ayıplı ürünün incelemeye sunulmadığı, atkı açığı defosu ile renk farklılığı ayıbının açık ayıp olduğu, 4 adet pantolonun ortalama 6 metre kumaştan imal edildiği, davacı tarafından davalıya 21.458,50 metre kumaş satıldığı dikkate alındığında bunun tekstilde kabul edilebilir fire limiti dahilinde olduğu, incelemeye sunulan sadece 4 pantolona bakılarak davacı tarafından davalıya satılan kumaşların atkı açığı defosu nedeniyle ayıplı olduğu sonucuna varılamayacağı, renk farklılığı ayıbı iddiasıyla ilgili olarak ise davalı tarafından incelemeye herhangi bir ürün sunulmadığı tespit edilmekle buraya kadar yapılan açıklamalar ve bilirkişi tarafından yapılan tespitler dikkate alındığında davalı tarafından ayıplı olduğu iddia edilen kumaşlar ile ilgili yaptırılmış bir inceleme. tespit, analiz ve bunun sonucunda alınmış bir raporun bulunmadığı, davalı tarafça ayıba ilişkin sunulmuş herhangi bir dayanak belgenin bulunmadığı, buna göre davalı tarafın ayıp iddiasının ispata muhtaç olduğu, bir an için davalı tarafın ayıp iddiası kabul edilse bile atkı açığı defosu ile renk farklılığı ayıbının açık ayıp olduğu yönündeki bilirkişi tespiti dikkate alındığında davalının süresi içerisinde ayıp ihbarında bulunduğuna ilişkin bir delilin de dosya kapsamında bulunmadığı, bu açıdan bakıldığında da ayıp iddialarına itibar edilemeyeceği, bu durumda davalı yan tarafından davacı yana düzenlenen 01/12/2017 tarihli … no.lu, 32.400,00 TL tutarlı reklamasyon faturasının yerinde olmadığı ve bedelinin davalı tarafından, davacıdan talep edilemeyeceği, dolayısıyla davacının 32.400 TL bedel yönünden davalıdan alacaklı olduğu sonuç ve kanaatine varılmış olup takip tarihinden sonra 13/02/2018 tarihinde davalı tarafından davacıya 20.146,00 TL tutarlı ödeme yapıldığı da dikkate alındığında bu hususun infaz aşamasında dikkate alınması ile davanın kısmen kabul, kısmen reddi ile Bakırköy …. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasında yürütülen takipte 52.546,00 TL asıl alacak yönünden davalının itirazının iptaline, takibin bu miktar üzerinden devamına, davalı tarafından takip ve dava tarihinden sonra yapılan ödemelerin infaz aşamasında dikkate alınmasına, alacak likit olmakla icra inkar tazminatına ilişkin talebin kabulüne dair karar vermek gerekmiştir.Davacının vade farkı alacağı ile işlemiş faize ilişkin talepleri bakımından Mahkememizce yapılan değerlendirme neticesinde aşağıdaki sonuç ve kanaate varılmıştır. Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasında davacı takip alacaklısı tarafından davalı takip borçlusuna karşı 52.546,00 TL bakiye alacak dışında 3.853,37 TL 24/08/2017 tarihli faturanın vadesi 24/10/2017 olduğundan aylık %5 vade farkı alacağı ve 680,94 TL işlemiş faiz talep edildiği, vade farkı talep edilebilmesi için yanlar arasında vade farkı uygulacağına ilişkin yazılı sözleşme, teamül halini alan fiili bir kararlaştırma ve uygulamanın bulunması gerektiği, dosya kapsamında taraflar arasında vade farkı uygulacağına ilişkin yazılı sözleşme, teamül halini alan fiili bir kararlaştırma ve uygulamanın bulunmadığı anlaşılmakla davacının vade farkı alacağına yönelik talebi ile davacı takip tarihinden önce davalıyı temerrüde düşürmediğinden takip tarihi itibariyle 680,94 TL işlemiş faiz talebinin reddine dair karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.”gerekçesi ile, DAVANIN KISMEN KABUL, KISMEN REDDİ İLE; 1-Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasında yürütülen takipte 52.546,00 TL asıl alacak yönünden davalının İTİRAZININ İPTALİNE, takibin bu miktar üzerinden DEVAMINA, vade farkı alacağı ile işlemiş faize ilişkin taleplerin reddine, davalı tarafından takip ve dava tarihinden sonra yapılan ödemelerin infaz aşamasında dikkate alınmasına,2-Asıl alacak olan 52.546,00 TL’nin % 20’si oranında hesaplanan 10.509,20 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, karar verilmiş ve karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle, yerel mahkeme kararının hukuk usul ve esaslarına aykırı olduğunu,Dosya kapsamında beyan ve itirazlarının değerlendirilmeden hüküm kurulduğunu, müvekkilinin davacının icra takibine dayanak gösterdiği faturalara ilişkin herhangi bir borcu bulunmadığını, Dosyada mevcut … no’lu 04.07.2017 tarih 128.087,31 TL bedelli fatura ve … no’lu 24.08.2017 tarih 94.458,69 TL bedelli faturalara ilişkin ödemelerin bir kısmının 30.09.2017 keşide tarihli … çek no’lu 57.000,00TL bedelli , 30.09.2017 keşide tarihli … çek no’lu 63.000,00TL bedelli , 15.02.2018 keşide tarihli ve … çek no’lu 53.000,00TL bedelli Çekler ile 20.146,00 TL’lik kısmının ise 13.02.2018 tarihinde müvekkilinin … numaralı hesabından davacının … Bankası … numaralı hesabına EFT yolu ile gönderildiğini, bu ödemelerin davacının 25.08.2017 tarih 87 no ve 27.10.2017 tarih 90 no’lu tahsilat makbuzları, taraflara ait cari hesap ekstreler ve banka hesap ekstreleri ile sabit olduğunu, Yukarıda detaylı olarak belirttikleri çekler ve bu çeklere ilişkin ödemelerin, 13.02.2018 tarihi itibariyle müvekkkilin davacı yana cari hesap olarak borç ve alacağının bulunmadığı, bakiyenin sıfır olduğunun bilirkişi heyet raporu ile de tespit edildiğini ancak yerel mahkemece hukuka aykırı bir şekilde müvekkili aleyhine yorumlandığını, Müvekkili tarafından davalıya yapılan 20.146,00-TL tutarlı ödemenin infaz aşamasında dikkate alınmasına karar verildiğini; yerel mahkemece hukuki dayanaktan yoksun gerekçelerle eksik inceleme, araştırma ve tek taraflı yetersiz bilirkişi raporlarına dayanılarak hüküm kurulmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu; öncelikle bu hususun değerlendirilmesini talep ettiklerini, Müvekkili şirketin tacir olup, davacı şirket ile kumaş ürünü alımı konusunda anlaştığını; müvekkillerinin davacı tarafın ne şekilde ürün kullandığını bilmesinin mümkün olmadığını; TBK’nın 223/2. Fıkrasında; satılanda olağan gözden geçirmekle ortaya çıkarılamayacak bir ayıp bulunması halinde, bu tür bir ayıbın bulunduğu sonradan anlaşılırsa, ayıbın hemen satıcıya bildirilmesi gerektiği düzenlendiğini; işlem sırasında ortaya çıkan ayıpların derhal davacı tarafa bildirildiğini, Bu bildirimin ardından davacı şirkete kumaş tedarik ettiğini düşündükleri ihbar olunan … Tic. Ltd. Şti.’nin yetkilisi … devreye girdiğini ve müvekkili şirketle konu ile alakalı yazışmaları yürüttüğünü; bu yazışmalara ilişkin belgelerin dosyada mevcut olduğunu; ayrıca bu hususun dosyada dinlenen davacı tanığı …’in beyanları ile de sabit olduğunu; hal böyle iken müvekkilinin yasal süreler içinde ayıp bildiriminde bulunmadığından söz edilemeyeceğini; Tüm bu hususlar dışında müvekkilin dava konusu ayıplı ürünler nedeniyle ödeme yapmamasının ayıp ihbarı yerine geçtiğini; bundan dolayı ihbarın t.b.k. hükümleri çerçevesinde öngörülen makul sürede yapıldığının ve davacıya derhal haber verildiğinin kabulü gerekmekte olduğunu; yerel mahkemece bu hususların değerlendirilmediğini; davacı tarafın, reklamasyon faturasını kabul etmeyerek ayıplı ürünler hakkında yapılacak işlemlerin gecikmesine ve müvekkilin mağduriyetine neden olduğunu, Davacının ticari defter ve cari hesap kayıtlarının eksik incelendiğini; Taraflar arasındaki ürün siparişi,fatura ve yazışma tarihleri dikkate alınarak davacının ticari defter ve cari hesap kayıtları incelendiğinde ihbar olunan … Tic. Ltd. Şti. ile bağlantısının tespit edileceğini, Yerel mahkeme kararında kumaşlardaki ayıbın açık ayıp olduğuna ilişkin değerlendirme yapıldığını, ancak dosyada mevcut bilirkişi raporunda kanat farkının; kumaşın kenar-orta-diğer kenarının yan yana dikilip yıkanarak kontrol edilmesi sonucu anlaşılabildiğini belirttiğini; önceki beyanlarında da belirttikleri üzere, söz konusu kumaşların, kesimden sonraki birleşim aşamasında ayıplı olduğunun anlaşıldığını ve davacı şirkete bildirildiğini; kanatlardaki renk farklılığı ancak kanatlar yan yana getirilip dikilerek anlaşacağından; kumaş kesilmeden anlaşılmasının beklenemeyeceğini, Müvekkilinin ayıplı ürünlerin bir kısmını 2. kalite olarak sattığını, bir kısmını hayır kurumlarına bağışladığını; bu bağışa ilişkin faturaların yerinde inceleme esnasında bilirkişiye ibraz edildiğini ancak raporda ve yerel mahkemece herhangi bir değerlendirme yapılmadığını, Reklamasyon faturası dışında çekler ve EFT aracılığıyla ödenen 193.000,146 TL tutar göz önüne bulundurulduğunda ticaretle uğraşan müvekkilinden, hem ürünleri depolama maliyetinden kurtulmak hem de zararını daha aza indirmek için yapılması beklenen bir durum olduğunu, İleri sürerek, istinaf taleplerinin kabulü ile yerel mahkemenin usul ve yasaya aykırı kısmen kabule ilişkin kararının kaldırılmasına, davanın esastan reddine, yargılama giderleri vekâlet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini arz ve talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava; tacirler arası kumaş satış ilişkisinden doğan bakiye açık hesap alacağının tahsili amacıyla başlatılan ilamsız icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, karar davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir. İstinaf önüne gelen uyuşmazlık; tarafların ticari defter ve kayıtları arasındaki hesap farkının dayanağını oluşturan, davalının ayıplı kumaşlar nedeniyle tanzim ettiği, davacının defterlerine kaydetmeyip itiraz ile iade ettiği, 01/12/2017 tarihli, 32.400,00-TL tutarlı reklamasyon faturasının yerinde olup olmadığı, davalının açık hesaba konu 128.087,31 TL tutarlı, 04/07/2017 tarihli, … nolu fatura ile 94.458,69-TL tutarlı, 24/08/2017 tarihli, … nolu fatura muhtevası kumaşlarda ayıp bulunduğu iddiasının yerinde olup olmadığı, ayıp mevcut ise niteliğinin ne olduğu, ayıp ihbarının süresinde yapılıp yapılmadığı hususlarındadır. Tacirler arası ticari satış ilişkilerinde uygulanan TTK’nun 20/1-c bendi uyarınca; Malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise alıcı iki gün içinde durumu satıcıya ihbar etmelidir. Açıkça belli değilse alıcı malı teslim aldıktan sonra sekiz gün içinde incelemek veya incelettirmekle ve bu inceleme sonucunda malın ayıplı olduğu ortaya çıkarsa, haklarını korumak için durumu bu süre içinde satıcıya ihbarla yükümlüdür. Diğer durumlarda, Türk Borçlar Kanununun 223 üncü maddesinin ikinci fıkrası uygulanır. TBK’nun 223 maddesi; ” Alıcı, devraldığı satılanın durumunu işlerin olağan akışına göre imkân bulunur bulunmaz gözden geçirmek ve satılanda satıcının sorumluluğunu gerektiren bir ayıp görürse, bunu uygun bir süre içinde ona bildirmek zorundadır.Alıcı gözden geçirmeyi ve bildirimde bulunmayı ihmal ederse, satılanı kabul etmiş sayılır. Ancak, satılanda olağan bir gözden geçirmeyle ortaya çıkarılamayacak bir ayıp bulunması hâlinde, bu hüküm uygulanmaz. Bu tür bir ayıbın bulunduğu sonradan anlaşılırsa, hemen satıcıya bildirilmelidir; bildirilmezse satılan bu ayıpla birlikte kabul edilmiş sayılır.” hükmünü; havidir.Satıcının ayıba karşı tekeffül sorumluluğuna dayalı olarak TBK’nun 227/1 maddesinde düzenlenen seçimlik haklarını kullanımı, aşikar ve açık ayıplar için muayene ve ihbar, gizli ayıplar için ise ihbar külfetlerinin yerine getirilmiş olması koşuluna bağlıdır. Davalı yan; 04/07/2017 ve 24/08/2017 tarihli irsaliyeli faturalarla teslim aldığını inkar etmediği denim cinsi kumaşların bir kısmında kesim sonrası birleştirme esnasında ayıp ortaya çıktığını, ayıp bildiriminin yapıldığını, akabinde davacının kumaş tedarikçisi olduğunu düşündükleri ihbar olunan … Tic. Ltd. Şti.’nin yetkilisi … ile mail yazışmaları yapıldığını ileri sürmüş ve cevap dilekçesi ekinde bu yazışmaları dosyaya sunmuştur. Anılan yazışmalarda, davacıya bu yazışmalar öncesinde ayıp ihbarında bulunulduğuna ilişkin açık bir beyan yoktur. Öte yandan, davalının ayıp ihbarını kendi akidi olan davacı şirkete yapması zorunludur. Mahkemece yaptırılan bilirkişi incelemesi neticesinde tektstil mühendisi tarafından; davalının satın aldığı kumaşlarla imal ettiğini iddia ettiği denim pantolonlardan dört adedini incelemeye sunduğu, bu ürünlerde renk farklılığı değil atkı kaçığı defosu bulunduğu, renk farklılığı bulunan kumaş örneği sunulamadığı, öte yandan gerek renk farklılığının, gerekse atkı açığının açık ayıp niteliğinde oldukları tespiti rapor edilmiştir. Davacının iddia ettiği ayıbın açık ayıp niteliğinde bulunduğu, dinlenen tanıkların ayıp ihbarının süresinde yapıldığına dair beyanda bulunmadıkları, davalının dava dışı şirket yetkilisi ile yapmış olduğu e-mail yazışmalarının, kendi akidi olan davacıya yapılmış ayıp ihbarı olarak kabul edilemeyeceği, davacıya iki ve sekiz günlük süreler içerisinde yapılmış ayıp ihbarı bulunduğunu ispata elverişli başkaca delil de sunulmadığı, mahkemenin ayıp ihbarının süresinde yapılmadığı yönündeki kabulünde isabetsizlik bulunmadığı, davalı yanın aksi yöndeki istinaf sebebinin yerinde olmadığı anlaşılmıştır. Mahkemece uyuşmazlığın esasına etki edecek ve taraflarca gösterilen tüm delillerin toplandığı, tarafların ticari defter ve kayıtları ile ayıplı olduğu iddia olunan kumaşlar üzerinde bilirkişi heyetine inceleme yaptırıldığı, davalının süresinde ayıp ihbarında bulunulduğunu ispat edememesi nedeniyle ayıptan doğan seçimlik haklarını kullanamayacağı, bu nedenle uyuşmazlık konusu reklamasyon faturası tutarının davacı alacağından mahsup edilemeyeceği, taraflar arasında vade farkına yönelik anlaşma bulunmaması nedeniyle, açık hesaba konu faturalarda yer alan vade farkı kaydının davalıyı bağlamayacağı, yine davalının takip öncesi temerrüde düşürülmediği, bu nedenle takipte talep edilen vade farkı ve işlemiş faiz kalemlerinin yerinde olmadığı, davalının 08/12/2017 takip ve 12/02/2018 dava tarihlerinden sonra 13/02/2018 tarihinde davalının yaptığı kısmi ödemenin ise infazda dikkate alınması gerektiği, davacının takip tarihi itibariyle davalıdan 52.546,00 TL asıl alacağı bulunduğu, mahkemenin bu gerekçelerle davanın kısmen kabulüne dair verdiği kararın usul ve yasaya uygun olduğu, kamu düzenine aykırılık da tespit edilmediği anlaşılmış olup, davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nun 353/1-b1 maddesi uyarınca esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;1-Davalının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’ nın 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 3.589,42- TL istinaf karar harcından istinaf eden tarafından peşin olarak yatırılan 897,36 TL harcın mahsubu ile bakiye 2.692,06- TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa talep halinde yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 28/09/2023 tarihinde HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.