Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/702 Esas
KARAR NO: 2023/1251 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI: 2019/383 Esas – 2021/65 Karar
TARİHİ: 25/01/2021
DAVA: İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 14/09/2023
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkil davacı şirketin davalı şirkete taşıma hizmeti vermiş olup, davalıya verilen taşıma hizmetleri karşılığında Navlun Farkı Faturası düzenlendiğini ve söz konusu faturanın davalı şirkete tebliğ edilmesine rağmen müvekkil şirkete herhangi bir ödeme yapılmadığını, müvekkili şirketin davalı şirketten bu ticari ilişki kapsamında Cari Hesabında Toplam 2.051,00 USD Alacaklı olduğunu, “01.02.2019 Tarih, … Nolu, 2.051,00 USD” tutarlı faturanın davalı yana tebliğ edilmesine rağmen davalı tarafın Bakiye 2.051,00 USD ödemekten imtina etmesi üzerine müvekkilinin haklı fatura alacağının tahsili amacıyla İst. Anadolu … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasıyla icra takibi başlattıklarını, ancak davalı şirketin takibe ve borca yaptığı itiraz neticesinde takibin durduğunu, davalı borçlu şirketin icra müdürlüğünün yetkisine karşı yapmış olduğu itirazın haksız ve hukuka aykırı olduğunu, davalı şirketin takip konusu borçtan sorumlu olduğunu iddia ederek, davalı şirketçe takibe yapılan vaki itirazın iptaline ve takibin devamına, davalı aleyhine en az %20 icra inkâr tazminatı mahkûmiyetine hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekâlet ücretlerinin davalı üzerine bırakılmasını talep etmiştir.Davalı vekilinin cevap dilekçesi sunmadığı görülmüştür.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 25/01/2021 tarih 2019/383 Esas – 2021/65 Karar sayılı kararında;”Dava, fatura alacağının ödenmemesi nedeniyle başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasının tetkikinde davacı (alacaklı) tarafından borçlu ( davalı) … Tic. Ltd. Şti’ ye yönelik 26.02.2019 tarihinde 30.000,00 TL asıl alacağın tahsili için takip yapıldığı, borçlu vekili tarafından süresi içinde borca itiraz ettiği, akabinde takibin durduğu anlaşılmıştır. İcra takibindeki, itiraz dilekçesinin davacı alacaklıya tebliğ edilmemesi nedeniyle İİK nun 67.Maddesinde belirtilen bir yıllık hak düşürücü sürenin başlamadığı anlaşıldığından, davanın süresi içinde açıldığı kabul edilmiştir. Uyuşmazlık, davacının davalıdan fatura alacağı bulunup bulunmadığı hususundadır. Davacı vekili, davalıya verilen taşıma hizmeti karşılığında, taşıma ücreti faturası düzenlendiğini iddia ederek, itirazın iptalini ve lehine icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir. Davalı ise, davaya cevap vermemiştir. Davacının dayanağı 01.02.2019 Tarihli … numaralı ve 2.051,00 USD bedelli, faturadır. Söz konusu fatura dava dosyasına sunulmamıştır. Mahkemimizce yapılan yargılama sırasında taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesi uzmanlık gerektiren yönleri bulunduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır. Mali müşavir bilirkişi tarafından düzenelenen 24.07.2020 tarihli raporda; Davalı yanın inceleme gününe katılmadığı ve defter ve belgelerini ibraz etmediğini, davacının ticari defterlerin incelemeye tabi tutulduğunu, defterlerin usulüne uygun olarak tutulduğunu, davalı yan ile arasında ticari ilişkinin mevcut olduğunu, davacı şirketin takip ve dava tarihi itibari ile davalı şirkete 79.291,19 TL borçlu bulunduğunu, belirtmiştir. Tüm Dosya Münderecaatı Kapsamında Yapılan Değerlendirmede; Dava konusu talebin kaynağı, 01.02.2019 tarih A/1651 numaralı 2.051,00 USD bedelli fatura olduğu, davacının talebin kaynağı gösterdiği faturanın bilirkişi raporunda da tespit edildiği üzere, davacı tarafın defterlerine kayıtlı olmadığı, davacı vekili dilekçesinde alacağın dayanağını taşıma hizmeti karşılığında düzenlenen fatura olduğunu belirttiği, lakin davacı vekilinin kur farkı talebi olduğuna dair bir iddiası olmadığı, kaldı ki davacı ve davalı arasında kur farkı uygulanabileceğine dair dosyada yazılı bir delilde bulunmaması ve cari hesaplar üzerinde bilirkişice yapılan incelemede takip ve dava tarihi itibari ile davacının alacaklı değil de borçlu olduğunun da tespiti karşısında, Davacının taşıma hizmeti verdiğini ispatlayamadığından davanın reddine karar verilmiştir.”gerekçesi ile, Davanın REDDİNE, karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle, müvekkili şirketin, davalı şirkete taşıma hizmeti vermiş olup, davalıya verilen taşıma hizmeti karşılığında navlun farkı faturası düzenlediğini, söz konusu faturanın davalı şirkete tebliğ edilmesine rağmen müvekkili şirkete herhangi bir ödeme yapılmadığını, Müvekkili şirketin davalı taraf ile olan ticari ilişkisi sebebi ile cari hesabında davalı taraftan toplam 2.051,00 USD – 11.337,65 TL alacaklı bulunduğunu, davalı tarafın bakiye 2.051,00 USD’yi ödemekten imtina etmesi üzerine müvekkilinin haklı fatura ücreti alacağının tahsili amacıyla İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, Ödeme emrinin borçluya tebliği üzerine takibin, davalı borçlu şirketin, İcra Müdürlüğü’nün borca karşı yapmış olduğu itiraz ile durdurulduğunu; itiraz nedeniyle müvekkilinin alacağının tahsilinin engellenmesi üzerine İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/383 Esas sayılı dosya üzerinden dava açılmış olup, Yerel Mahkeme tarafından yeterli incelemeden yoksun olarak verildiğini düşündükleri karar neticesinde davalarının reddolduğunu; istinaf başvurularının neticesinde, davalı borçlu şirket takip konusu borçtan sorumlu olduğunu, Faturalar ve müvekkili şirketin ticari kayıtları ile de sabit olduğu üzere, davalı şirkete taşıma hizmeti vermiş olan müvekkili şirketin bu hizmet karşılığında taşıma ücreti faturaları düzenlediğini; ancak davacı tarafça takibe itiraz edilmekle mahkemece yapılacak yargılama ile tespit edilecek olan müvekkili şirketin alacağının tahsilinin engellendiğini; davalı borçlunun itirazının haksız ve kötü niyetli olduğunu; delillerinde belirttikleri ve ibraz edecekleri hesap ekstresi, ticari ilişki ve alacağa ilişkin belgeler, ticari defler ve kayıtlarıyla da alacaklarının varlığının sabit olacağını, Açıklanan nedenlerle yerel mahkeme olan İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından davalarının kabulünün gerekmekte olduğunu, reddinin hatalı olduğunu, Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 30/06/2011 gün ve 2009/14025 Esas ve 2011/7958 Karar sasıyı kararında “Dava, navlun alacağının tahsili için başlatılan takibe itirazın iptali istemine ilişkindir, navlun alacağı taşıma sözleşmeden kaynaklanıp likit olduğundan mahkemece davacı yararına icra-inkar tazminatına hükmolunmak gerekirken yazılı gerekçeyle reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın bu sebeple bozulması gerekmiş” şeklinde verilen kararda açıklanmakla, görülen davada taşıma ücreti alacağı likit ve davalı borçlu şirketin icra takibine vaki itirazının açıkça haksız ve kötü niyetli olduğundan değerin %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine arz ettiklerini,İleri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, yeniden yargılama yapılarak talepleri doğrultusunda İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasına yapılan itirazın iptaline, davalı tarafın itirazında haksız ve kötü niyetli olduğunu, değerin %20 sinden az olmamak üzere davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir. İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava; taşıma ilişkisinden doğan açık hesap alacağının tahsili amacıyla başlatılan ilamsız takibe itirazın iptali istemine ilişkin olup, mahkemece davanın reddine dair verilen karara karşı davacı vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İncelenen takip dosyası kapsamından, davacının davalı aleyhine cari hesap alacağı açıklaması ile 30.000,00-TL alacağın tahsilini teminen 25/02/2019 tarihinde ilamsız takip başlattığı, takip talebine dayanak belge olarak 29/08/2018 son kayıt tarihli açık hesap ekstresinin eklendiği, davalının yasal sürede vaki itirazı sonucu takibin durduğu, itirazın iptali davasının bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde ve 2.051,00 USD karşılığı 11.337,65 TL değerle açıldığı anlaşılmıştır. Davacı vekili dava dilekçesinde alacağın sebebini, 01/02/2019 Tarihli, … Nolu, 2.051,00 USD bedelli ve cari hesapta kayıtlı olduğu iddia olunan navlun farkı faturası olarak açıklamış, mahkemece takip tutarı ile dava değeri arasındaki çelişkinin giderilmesi için davacı vekiline kesin süre verilmiş, davacı vekili 17/02/2020 tarihli dilekçesinde dava değerinin 11.337,65-TL olduğunu beyan etmiştir. İtirazın iptali davaları takibe sıkı sıkıya bağlı olduklarından, bu davalarda alacak sebebinin değiştirilmesi mümkün değildir. Nitekim ön inceleme celsesinde uyuşmazlık; davacının davalıdan cari hesap alacağının varlığı ve miktarının ne olduğu şeklinde belirlenmiştir. Davacı, 29/08/2018 son kayıt tarihli cari hesap ekstresine göre varlığını iddia ettiği bakiye 30.000,00-TL alacağın tahsili için başlattığı takibe yapılan itirazın iptali amacıyla açtığı davada, takipte talep edilmeyen ve davacının kendi defterlerinde de kayıtlı olmadığı bilirkişi tarafından tespit edilen 01/02/2019 tarihli … Nolu, 2.051,00 USD fatura bedelinin tahsilini talep edemeyecektir. Mahkemece yaptırılan bilirkişi incelemesi neticesinde davacının takip tarihi itibariyle davalıya 79.921,19-TL borçlu olduğu tespit edilmiş olup, davacının kendi defterlerine göre dahi talep edebileceği cari hesap alacağı bulunduğunu ispat edememiş olması karşısında mahkemece bu gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi gerekirken, dava konusu edilen fatura alacağının varlığının ispat edilemediği gerekçesi ile reddine karar verilmiş olması hatalı ise de, verilen karar sonucu itibariyle dosya kapsamına uygun olduğundan, davacı vekilinin istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle; ilk derece mahkemesi kararı usul ve yasaya uygun olup, kamu düzenine aykırılık da tespit edilmediğinden, davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nun 353/1-b1 maddesi uyarınca esastan reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’ nın 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına,3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 269,85.TL istinaf karar harcından, istinaf eden tarafından peşin olarak yatırılan 59,30.TL harcın mahsubu ile bakiye 210,55.TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa talep halinde yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 14/09/2023 tarihinde HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.