Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2021/70 E. 2021/175 K. 15.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/70
KARAR NO : 2021/175
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARI VEREN
MAHKEME : İSTANBUL 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 08/07/2020
DOSYA NUMARASI : 2020/179 Esas – 2020/392 Karar
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ : 15/02/2021
İlk Derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı bankaya 2004 yılı öncesi taahhüt işleri olmak üzere, 2004 yılından başlayarak Genel Müdürlük sözleşmesinin 30/09/2019, diğer hizmet binalarının sözleşmelerinin ise 31/07/2019 tarihinde haksız olarak feshine kadar her yıl yenilenen Teknik Hizmet Sözleşmeleri kapsamında Bina Teknik Hizmeti verdiğini, davalı … 01/11/2013 tarihinden 10/10/2019 tarihine kadar müvekkili firmada mekanik teknisyeni olarak davalı banka binasında çalıştığını, iş akdini haber vermeden zımmen feshederek davalı … 01/01/2019 tarihinde işe başladığını, davalı banka ile sözleşme devam ederken ve sözleşmeye göre sözleşme süresi 1 yıl daha uzamışken davalı bankanın diğer davalı … ile anlaşmaya vardığını, davalı … müvekkilinin bir kısım çalışanlarına kendileri ile çalışmalarını aksi halde iş sözleşmesinin fesholunacağını bildirdiğini, noter yoluyla yapılan ihtarlara rağmen davalıların eylemlerine devam ettiğini, davalı … müvekkili firmaya karşı gerek genel hükümlerden gerekse 01/02/2019 tarihli beyanı ile 6.000,00 USD cezai şart ödeyeceğini kabul ettiğini, müvekkilinin doğmuş ve doğacak zararlarının temini amacıyla işbu davayı açtıklarını belirterek, davalıların İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün …E.sayılı icra takip dosyasında yapmış oldukları itirazlarının iptali ile takibin devamına ve %20 icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı … Bankası vekili cevap dilekçesinde özetle; rekabet yasağı iddiası kapsamında müvekkili bankaya husumet yöneltilmesi mümkün olmadığını, müvekkili bankanın müteselsil sorumluluğunun davacı tarafından ispatlanması gerektiğini, yeni işveren, eski işveren ile işçi arasındaki rekabet sözleşmesinde taraf olmadığından yeni işverene sorumluluk atfedilmesinin mümkün olmadığını, davacının iddialarının asılsız olduğunu belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; mahkemenin görevsiz olduğunu, müvekkilinin tek taraflı ve geçersiz şekilde borç altına sokulduğunu, taahhütnamede süre, yer ve konu unsuru bulunmadığı gibi, müvekkilinin davacı nezdinde güçsüz olduğunu, taahhütnamenin baskı ve tehditle zorla imzalandığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; mahkememizin görevli olmadığını, müvekkilinin davada taraf sıfatı bulunmadığından husumet itirazında bulunduklarını, davacı iddialarının gerçeğe aykırı olduğunu belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 08/07/2020 tarih ve 2020/179 Esas – 2020/392 Karar sayılı kararı ile; ” Dava, davacı ve davalılar arasındaki uyuşmazlık, taraflar arasındaki hizmet sözleşmesi nedeniyle talep edilen rekabet yasağının ihlali sebebiyle cezai şart istemine ilişkindir. … Somut olayda davalı … davacı ile iş ilişkisi devam ederken fesih bildirimi yapmadan diğer davalı bankada ve bankanın alt işvereni olarak davalı … A.Ş’de aynı işleri yapmakta olduğu, 01/02/2019 tarihli beyan ve taahhütname gereğince davacının çalışma ilişkisinin sona ermeden aynı işkolunda işverenle rekabet halinde olan bir başka işyerinde çalışmaya başlaması nedeni ile istenen tazminat alacağı konusunda davaya bakma görevi İş Mahkemesine aittir. Açıklanan nedenlerle görevsizlik kararı verilmesine kanaat getirilerek … ” gerekçeleri ile; ” 1-Mahkememizin görevsizliği nedeniyle HMK 114/1-c ve 115/2 Mad. gereğince DAVANIN USULDEN REDDİNE, 2-Kararın kesinleşmesinden itibaren 2 hafta içinde Mahkememize başvurularak dilekçe verilmesi halinde dosyanın İstanbul Nöbetçi İş Mahkemesi’ne gönderilmesine, … ” karar verilmiş ve verilen karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Her ne kadar dava dilekçesinin 2 nolu açıklamalarında davalı İşçinin, 01.01.2019 tarihinde davalı … A.Ş.’de çalışmaya başladığı yazılmışsa da, bu tarihin bir yazım hatasından kaynaklandığını, tüm dava dilekçesi içeriği ve SGK kayıtları doğrultusunda 01.10.2019 olduğunun açık ve net anlaşıldığını, davalı işçinin 01.10.2019 tarihinde davalı … A.Ş.’de sigorta kaydı yapılarak diğer davalı … Bankasın’da müvekkili adına yapmış olduğu işi devam ettirdiğini, İlk derece Mahkemesinin, dava dilekçesinin bütününü değerledirmediğini, davalı çalışanın SGK hizmet dökümünü ilgili kurumdan talep etmeden, göreve ilişkin gerekli delilleri toplamadan dosya üzerinden görevsizlik kararı verdiğini, halbuki, davaya konu rekabet etmeme taahhüdünden kaynaklanan alacağın, davalı çalışanın tek taraflı olarak bildirimsiz şekilde iş akdini eylemli olarak sona erdirip, davalı … AŞ’nin çalışanı olarak, çalışmaya başlaması sonrasında yanı iş akdi sona erdikten sonraki döneme ait olduğunu, Davalı işçinin, davalı bankanın, hem kendisini hem de davalı firmayı yönlendirmesi ve açık talebi doğrultusunda … A.Ş. ile iş görüşmesi yaptığını ve SGK girişinin de … A.Ş. tarafından yapılarak, kesintisiz olarak, aynı işinde iş görme borcunu ifa ettiğini, hizmet devri yapılmışcasına, davalı bankanın aldığı hizmette bir değişiklik ve kesinti yaşamadan hizmet almaya devam ederken, müvekkili yerine yeni sözleşme yapılan davalının da tecrübeli elemanlarla, müvekkilinin uzun yıllarda kurmuş olduğu düzen üzerinden gelir elde etmeye başladıklarını, İşçi, işveren tanımı ve iş sözleşmesinin unsurları irdelendiğinde, davalı çalışan ile müvekkili arasında 01.10.2019 tarihi itibarıyla devam eden bir iş-işveren ilişkisi kalmadığını, SGK kayıtlarının, bu ilişkinin varlığını açısından sadece bir karine teşkil edebileceğini, dosyaya davalı firma tarafından sunulan davalı işçiye ait işe giriş bildirgesinin de müvekkili ile davalı arasındaki iş ilişkisinin, davalı işçi tarafından feshedildiğini ispatladığını, Rekabet yasağının, davaya dayanak Beyan ve Taahhütname iş akdinin kendi isteği ile sona ermesi hali için düzenlendiğini, rekabet yasağı iş sözleşmesinin feshi ile birlikte yürürlüğe girdiğinden, davaya konu uyuşmazlığın iş akdinin devamı sırasında olduğu yönündeki kararın usul ve yasaya aykırı bulunduğunu, davalıların, dava dilekçesinde de belirtildiği üzere, haksız rekabet ile müvekkilini zarara uğrattıklarını, ilk derece mahkemesince tüm bu hususlar değerlendirilmeksizin görevsizlik kararı verildiğini, Hizmet akdinin sona ermesinden sonra gerçekleşen rekabet yasağına aykırılığın TBK 444 ve 447. maddeleri kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini, bu kapsamdaki davaların 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu 4/1-c maddesi hükmü karşısında mutlak ticari davalardan olduğunu, bu yöne değinen Yargıtay ilamlarının emsal teşkil ettiğini belirterek; İlk derece mahkemesinin görevsizlik kararının kaldırılarak, mahkemenin görevli olduğunun “kabulüne” karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, haksız rekabet hükümlerine aykırılıktan kaynaklanan zararın tahsili için başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir. Mahkemece davaya bakmaya iş mahkemelerinin görevli olduğu belirtilerek görevsizlik kararı verilmiş, karara karşı davacı tarafça istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Davacı tarafça, davalı işçi … 01/11/2013 tarihinden 10/10/2019 tarihine kadar davacı firmada mekanik teknisyeni olarak, davalı Bankanın Genel Müdürlük binasında davacı firma elemanı olarak çalıştığı, davalı …, davacı yanında çalışırken, davalı … A.Ş.’de 01/01/2019’da çalışmaya başladığının öğrenildiği, bu şekilde davalı işçinin, haksız rekabet içeren eylemlerde bulunması nedeniyle SGK’ya geriye dönük olarak çıkış bildiriminin yapıldığı, davalı banka ve davalı firmanın, yeni işveren sıfatı ile birlikte hareket ederek, ortak çıkarlarını ele edebilmek amacıyla davacı firma çalışanı olan … davacı ile olan iş akdini haksız olarak feshetmeye teşvik ettikleri, bu nedenle uğranılan zarardan tüm davalıların sorumlu oldukları iddia edilmektedir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde, dava dilekçesinde davalı İşçinin 01.01.2019 tarihinde davalı … A.Ş.’de çalışmaya başladığı yazılmışsa da, bu tarihin bir yazım hatasından kaynaklandığını, tüm dava dilekçesi içeriği ve SGK kayıtları doğrultusunda bu tarihin 01.10.2019 olduğunun anlaşıldığını beyan etmiştir. Belirtilen bu beyan ve dosya kapsamından, davalı … 01/11/2013 tarihinden 10/10/2019 tarihine kadar davacı firmada hizmet sözleşmesi ile çalıştığı, davacı şirketle olan hizmet aktinin devamı sırasında 01.10.2019 tarihinde davalı … A.Ş.’de çalışmaya başladığı anlaşılmaktadır. Davanın yasal dayanağı 6098 sayılı TBK’nın 444-447. maddeleri arasında yer almaktadır. 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanununun 5/1-a maddesine göre: “6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun İkinci Kısmının Altıncı Bölümünde düzenlenen hizmet sözleşmelerine tabi işçiler ile işveren veya işveren vekilleri arasında, iş ilişkisi nedeniyle sözleşmeden veya kanundan doğan her türlü hukuk uyuşmazlıklarına iş mahkemelerinde bakılır. İş aktinin devamı sırasında işçinin sadakat borcundan kaynaklanan rekabet etmeme yasağına aykırılık halinde, bu tür davalara bakmakla görevli mahkeme iş mahkemesidir. Davalı … dışında diğer davalılar yönünden de, iddianın ileri sürülüş şekline göre davanın, özel kanunla kurulmuş İş Mahkemelerinde görülüp değerlendirilmesi gerekmektedir. Dolayısıyla mahkemece verilen karar usul ve yasaya uygun olup, davacı vekilinin istinaf sebepleri yerinde değildir. Açıklanan nedenlerle; ilk derece mahkemesince kurulan hüküm ve gerekçesinde yasa ve usule aykırılık bulunmadığı gibi kamu düzenine aykırılık da görülmediğinden, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacının istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’ nın 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden davacı tarafından yatırılan 148,60 TL istinaf başvuru harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 59,30 TL istinaf karar harcından, davacı tarafından peşin olarak yatırılan 54,40 TL’ nin mahsubu ile bakiye 4,9.TL’ nin davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden davacı üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa talep halinde yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın İlk Derece Mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 15/02/2021 tarihinde HMK’ nın 362/1-c maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.