Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2021/674 E. 2023/793 K. 11.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/674 Esas
KARAR NO: 2023/793 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI: 2018/1173 Esas – 2020/650 Karar
TARİHİ: 30/09/2020
DAVA: Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 11/05/2023
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile; müvekkili şirket ile davalı … Tic. Türk A.Ş Bursa Şubesi-… arasında araç alım sözleşmesinin yapıldığını, … marka 2014 model beyaz renkli, kamyonun 03/03/2014 yılında satıldığını, 03/06/2018 tarihinde İzmir istikametinden İstanbul’a doğru gelen araçta Yavuz Sultan Selim köprüsü yoluna girildiği sırada yağ seviyesi düşük ikaz ışığının yandığını, aracın durdurulduğunu, yol yardım hattının arandığını, yol yardımının oraya gelmesinin bir faydası olmayacağının araca yağ konularak tekrar denenmesi gerektiğinin ifade edildiğini, bunun üzerin araca bir miktar yağ konulduğunu, Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/337 D.İş sayılı dosya ile araçta meydana gelen motor arızasının eksantrik yataklarının dönmesi neticesinde ortaya çıkan bir arıza olduğunun belirlendiğini, davalı tarafa Beşiktaş … Noterliğinden ihtarname gönderildiğini herhangi bir cevap alınamadığını beyanla ayıplı aracın ayıpsız misli ile değiştirilmesine, bu mümkün değilse 152.792,80 TL araç satış bedelinin satış tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte iadesine, arıza nedeniyle yapılmış olan masraflardan şimdilik 2.000,00 TL’nin işleyecek yasal faiziyle müvekkiline ödenmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı … A.Ş. vekili cevap dilekçesi ile; müvekkili şirketin yokluğunda yapılan bilirkişi incelemesine itiraz ettiğini, bilirkişi raporunun eksik ve yersiz incelemeye dayalı olduğunu, delil tespitinde aracın 170.812 km’de olduğu, periyodik bakımlarının düzenli yapıldığı, km’sine göre böyle bir arızanın imalat hatasından kaynaklandığı yönünde görüş bildirildiğini, aracın 4 yaşında olduğunu, garanti süresinin 03/03/2016 tarihinde dolduğunu, arızanın imalat hatası olarak değerlendirilemeyeceğini, … A.Ş’nin pasif husumet ehliyeti bulunmadığını, müvekkili şirket ile davacı şirket arasında bir alım satım sözleşmesinin olmadığını, dava konusu aracın her türlü ayıptan ari olarak üretildiğini, davacının bedel iadesi talebinin menfaatler ilkesine aykırı olduğunu beyanla davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … A.Ş. vekili cevap dilekçesi ile; usule ilişkin ve hak düşümü itirazlarının olduğunu, 03/03/2014 yılında aracın alındığını, 4,5 yıl boyunca aracın kullanıldığını, dava açılmasının mümkün olmadığını, zamanaşımı itirazında bulunduklarını, dava konusu araçta imalattan kaynaklanan herhangi bir açık/gizli ayıp mevcut olmadığı gibi servis hizmetlerinden kaynaklanan bir ayıbın da söz konusu olmadığını, delil tespiti raporundaki belirlemelerin doğru olmadığını, yokluklarında yapılan bilirkişi incelemesini ve delil tespiti raporunu kabul etmediklerini, araçta bir ayıp tespit edilmesi halinde dahi sözleşmeden dönmenin hakkaniyete uygun olmadığını beyanla davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi’nin 30/09/2020 tarih ve 2018/1173 Esas – 2020/650 Karar sayılı kararında; “Dava; alım satım nedeniyle satın alınan aracın ayıplı olması sonucu ortaya çıkan ayıp nedeniyle tazminat istemine ilişkindir.Davacı, satıma konu aracın yağ pompasının arızası olduğunu ileri sürmektedir.Bakırköy 5 Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/337 D.İş sayılı dosyası ile bilirkişi raporu alınmış, aynı dosyadaki rapora davalıların itiraz ettiği anlaşılmaktadır.Davalılar özetle, ayıp ihbarının süresinde yapılmadığını ileri sürmekle birlikte davacının araçtan beklediği faydayı ortadan kaldırmayacağını savunmaktadırlar.Dava konusu araç üzerinde İTÜ ve YTÜ otomotiv öğretim üyelerinden oluşturulan bilirkişi heyeti ile inceleme yapılmıştır. Bilirkişi kurulu ayrıntılı raporunda; aracın çalışmaz durumda ve motor kısmının sökülerek dağıtılmış olduğu, krank milinin sağlam, eksantrik mili yataklarının hasarlanmış olduğunun tespit edildiği, dava konusu araçta, yağ ikaz lambası yandığı ifade edildiği ve üzerine yağ ekleme yapılarak tekrar çalıştırıldığı dikkate alındığında, aracın motorundaki yatakların yağsız kalması sürtünmeye neden olacağından araç üreticileri motorlarda ikaz lambası koyarak kullanıcıyı uyarırlar, çünkü bu sürtünme ile birlikte krank mili, eksantrik mili, bağlı yataklar ve piston kolu bağlantısının genelde zarar gördüğü, dava konusu araçta da bu parçaların yağsız kaldığında kısa bir süre içerisinde dönemez hale geleceği ve sonunda sıkışacakları dikkate alınmadan, ki dava konusu araçta yatak sarması sonucu meydana geldiğinin tespit edildiği, araçta yatak sarması arızası meydana gelmemesi için araç olduğu yerde bırakılmadığı, çekici yardımı ile tamir ettirilecek yere götürülmesi gerekmesine rağmen dava konusu aracın dava dilekçesinde belirtildiği gibi hareket ettirilmesinden dolayı üretim veya servis hizmetinden kaynaklanmayan kullanıcı kaynaklı motor arızası meydana geldiği, ayıplı mal veya hizmet olarak değerlendirilemeyeceğini bildirmişlerdir. Toplanan delillerden ve yaptırılan teknik incelemeden davacının satın aldığı araçta yatak sarması arızası olmakla beraber bu arızanın üretim ya da servis hizmetinden değil davacının kullanım hatasından kaynaklanmış olduğu anlaşıldığından davanın reddine karar verilmesi gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki gibi hüküm fıkrası oluşturulmuştur. “gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş ve verilen karara karşı davacı vekili ve davalı … A.Ş vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesi ile; müvekkili şirket ile davalı … Anonim Şirketi Bursa Şubesi – … arasında yapılan araç alım satım sözleşmesi uyarınca … marka 2014 model, beyaz renkli, kamyon davalı tarafından davacı müvekkili şirkete 03.03.2014 yılında satıldığını, 03.06.2018 tarihinde, İzmir istikametinden İstanbul’a doğru gelen araçta ”yağ seviyesi düşük” uyarısı ile ikaz ışığı yandığını ve aracın durdurulduğunu, araçta meydana gelen arıza sebebiyle yol yardım hattının müvekkili tarafından arandığını ve yetkililer tarafından verilen bilgi uyarınca ikazın yağ pompasından kaynaklı bir arıza olabileceği, yol yardımının oraya gelmesinin bir faydası olmayacağı, araca yağ konularak tekrar denenmesi gerektiğinin ifade edildiğini, yetkililer tarafından verilen bilgi ve yönlendirmeler sonucunda araca bir miktar yağ konulduğunu ve 30-45 dakika arasında aracın soğuması beklenerek tekrardan çalıştırıldığını, aracın olduğu yerde 10 dakika boyunca çalışır vaziyette kaldığını ve bu süre zarfı boyunca ikaz ışığının yanmadığını, bunun üzerine yetkililerden alınan bilgi doğrultusunda, aracın hareket ettirildiğini ancak sadece 200 metre gidildikten sonra aynı uyarının çıkması ve ikaz ışığı yanması sebebiyle çekici çağrıldığını ve aracın … ağır vasıta yetkili servisine götürüldüğünü, araç sürücüsünün hiçbir şekilde meydana gelen arıza sonrası aracın kullanıcı hatası olmasına sebebiyet verecek hal ve davranışlarda bulunmadığını, aksine yol yardımı arayarak, yetkililer tarafından kendisine verilen bilgi ve yönlendirmeler neticesinde hareket ettiğini, servis yetkilileri tarafından aracın motorunun açılması gerektiği, bu hali ile araçta sorun görünmediğinin belirtildiğini ve yapılan elektronik tetkiklerde araçta arıza olduğu yönünde herhangi bir bulguya rastlanmadığını, motor açıldıktan sonra yağ filtresi içerisinde demir parçacıkların bulunduğunun görüldüğünü, yetkililer tarafından yağ pompası yataklarının birbirine sürtmesinden kaynaklı olarak filtre içerisine demir parçalarının girdiğinin, aynı durumun aynı model başka araçlarda da meydana geldiğinin, bu sorunun araç parçalarının üretiminden kaynaklı teknik bir hata olduğunun bildirildiğini, buna mukabil taraflarınca Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/337 Değişik İş sayılı dosyası ile araçta meydana gelen arızanın kaynağının ve gizli ayıp niteliğinde olduğunun tespiti için “delil tespiti” isteminde bulunulduğunu, 14.09.2018 tarihinde “… yetkili servisi … Ağır Vasıta Servisi”nde bilirkişi … tarafından yapılan keşif icrasında; meydana gelen motor arızasının eksantrik yataklarının dönmesi neticesinde ortaya çıkan bir arıza olduğunun, eksantrik yataklarının dönmesi sorununun mevcut motorda kullanıma veya motorun bakımlı olup olmamasına bağlı olarak ortaya çıkmadığının, eksantrik mil yatağı dönmesinin üretimden kaynaklı, fabrikasyon bir problem olduğunun, hasarın gerçekleştiği motorda üretim kalitesi zafiyeti bulunduğunun tespit edildiğini, meydana gelen arızanın üretim hatası kaynaklı olduğu sonucuna varıldığını, Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/337 Değişik İş sayılı dosyasından yapılan bu tespit sonrasında taraflarınca aracın misli ile değişiminin yapılmasının istendiğini, bu mümkün değil ise bedelin iade edilmesi için Beşiktaş … Noterliği’nin … yevmiye numaralı 03.10.2018 tarihli ihtarnamesinin davalı şirketlere gönderildiğini ve 7 gün içerisinde taleplerinin karşılanmasının ihtar edildiğini, ancak taraflarınca yapılan tebligata rağmen herhangi bir cevap alınamadığını ve huzurdaki işbu davanın ikame edildiğini, huzurda görülmekte olan davada hazırlanmış bilirkişi raporunda ise dava konusu aracın, yağ ikaz lambasının yandığı, böyle bir durumda aracın hareketsiz halde bırakılıp çekici marifetiyle tamir ettirilecek yere götürülmesi gerektiği, ancak aracın hareket ettirilmesinden dolayı kullanıcı kaynaklı motor arızası meydana geldiği sonucu ve kanaatine varıldığını, ancak rapor incelendiğinde olayı ve dava konusu yapılan ihtilafı değerlendirmede eksiklik taşıdığının, dayanak olan iddialar ve tespitlerin dikkate alınmadığının ve değerlendirmede müvekkilinin zararına hatalı olduğunun görüldüğünü, bilirkişi raporunun eksik ve hatalı inceleme sonucu tanzim edildiğini, olay yağlama problemi veya yağ pompası probleminden kaynaklanmamakta olup kullanıcı hatasının söz konusu olmadığını, dosya içerisinde yer alan Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/337 Değişik İş sayılı dosyasından alınan bilirkişi raporu ile huzurdaki dava dosyasının bilirkişi raporu arasında büyük çelişkilerin olduğunu, Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/337 Değişik İş sayılı dosyasından temin edilen bilirkişi raporunda periyodik bakım yapılsa dahi sorunun üretimden kaynaklandığının ifade edildiğini, somut olayda, arızanın meydana geldiği tarih ile aracın en son bakım tarihi arasında 3 aylık bir süre zarfı geçmiş olup, bakımlarının yeni yapıldığını, hal böyle olunca araçta meydana gelen arızanın kullanıcı kaynaklı olmadığının ortada olduğunu, Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/337 Değişik İş sayılı delil tespiti dosyasından alınan 14.09.2018 tarihli bilirkişi raporunda belirtilen eksantrik mil yataklarında meydana gelen deformasyon ve eksantrik yataklarının dönmesi neticesinde olduğu sonucu, huzurdaki davadan alınan bilirkişi raporunda ele alınmadığını, ayrıntılı açıklamaya yer verilmediğini, yanlış sonuca varıldığını, yerel mahkemece, bilirkişi raporuna karşı sundukları itirazları doğrultusunda, mevcut çelişkilerin giderilmesi için, yeni bir bilirkişi heyeti tayin edilerek rapor alınması talebinin değerlendirilmediğini, itiraza konu ettikleri bilirkişi raporunun, haksız ve hukuka aykırı şekilde hükme esas alındığını, mevcut hukuka aykırılığın giderilmesi için yeni bir bilirkişi incelemesi yapılmasının zaruri olduğunu, Mahkemece bilirkişi heyeti oluşturularak itiraz ve talepler yönünden yeni bir bilirkişi raporu alınması gerektiğini beyanla Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 30/09/2020 tarihli sayılı 2018/1173 E. 2020/650 K. sayılı kararının kaldırılarak yeniden yargılama yapılmasına veya davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … A.Ş. vekili istinaf dilekçesi ile; davacı tarafın istinaf dilekçesine karşı cevapları sunarken, davanın reddi sebebiyle, davacı tarafa yargılama gideri olarak yüklenen vekalet ücretinin eksik ve hatalı hesaplanması nedeniyle, cevabi istinaf haklarını kullandıklarını ve mahkeme kararının bu yönden kaldırılarak, doğru vekalet ücretine hükmedilmesini talep ettiklerini, davanın harca esas değeri 154.792,80 TL olup, davanın reddi kararına ilişkin vekalet ücretinin 18.655,29 TL olması gerektiği halde, hatalı olarak harca esas değerin 2.000,00 TL olarak kabul edildiğini ve ret vekalet ücretinin de 2.000,00 TL olarak hükmedildiğini, davacı tarafın dava konusu aracı ayıpsız misli ile değiştirilmesini talep ettiğinden, mahkemece 15/05/2019 tarihli duruşmada tesis edilen 4 nolu ara karar uyarınca, 152.000,00 TL üzerinden eksik harcın tamamlatılmasının karara bağlandığını, davanın harca esas değerinin 154.792,80 TL olduğunu, davanın reddi kararı nedeniyle, yargılama gideri olarak hükmedilecek vekalet ücretinin de bu değer esas alınarak AAÜT’ye göre 18.655,29 TL olması gerektiğini beyanla Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/11773 E. ve 2020/650 K. sayılı davanın reddine ilişkin kararına karşı davacının istinaf başvurusunun esastan reddine, davacıya yüklenecek vekalet ücretinin 2.000,00 TL olarak hükmedilmesine ilişkin Yerel mahkeme kararının kaldırılmasına ve yargılama vekil ücretinin 154.792,80 TL harca esas değer üzerinden hesaplanmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, ayıplı olduğu iddia edilen aracın misli ile değiştirilmesi veya bedelinin faizi ile iadesi ile yapılan masrafların tazmini taleplerine ilişkindir. Mahkemece yukarıda açıklanan gerekçe ile davanın reddine karar verilmiş, karara karşı davacı vekili ile davalı … A.Ş vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. Dava konusu … marka, 2014 model aracın davacı tarafından 03.03.2014 tarihinde 152.792,80 TL bedelle davalı … A.Ş.’den satın alındığı, 03.06.2018 tarihinde seyir halinde iken yağ seviyesi düşük ikaz ışığının yandığı, davacı tarafından araca bir miktar yağ konularak tekrar çalıştırıldığı ve yola devam edildiği ancak aracın aynı ikaz ışığının tekrar yanması nedeniyle çekici çağrılmak suretiyle servise götürüldüğü, Bakırköy 5. ATM’nin 2018/337 değişik iş sayılı dosyasında düzenlenen delil tespiti raporunda aracın motorunda meydana gelen arızanın üretim hatası kaynaklı olduğunun tespit edildiği, davacı tarafından davalılara gönderilen 03.10.2018 tarihli Noter ihtarnamesi ile aracın ayıpsız misli ile değiştirilmesi aksi halde bedelinin iadesinin ihtar edildiği, davalılar tarafından davacıya verilmiş bir cevap olmadığı, dava tarihinde herhangi bir onarım yapılmadığı, Mahkemece alınan bilirkişi raporlarında araçta yağ ikaz lambası yandığı ve araca tekrar yağ konularak çalıştırılması dikkate alındığında; aracın motorundaki yatakların yağsız kalması ve sürtünmeye bağlı olarak yatak sarmasının meydana geldiği, bu arızanın meydana gelmemesi için aracın hareket ettirilmeden servise götürülmesi gerektiği, davacının aracı hareket ettirmesi nedeniyle kullanıcı kaynaklı motor arızasının oluştuğu, üretim veya servis hizmetinden kaynaklanan bir arıza olmadığının tespit edildiği sabittir. Dava konusu araç, davacı tarafından, davalı … A.Ş.’den satın alınmıştır. Alıcı olan davacı ayıptan doğan seçimlik haklarını ancak kendi sözleşmesinin tarafı olan satıcıya karşı kullanabilecektir. Davalı … A.Ş.’nin aracın satıcısı değil ithalatçısı olduğu ve ticari nitelikteki satımlarda ithalatçı ile satıcı arasında müteselsil sorumluluk bulunmadığından, sözleşmenin nispiliği ilkesi gereği davacının, ayıba karşı teminat borcu kapsamında davalı … A.Ş.’den talepte bulunması mümkün değildir. Ticari satımda ithalatçıdan ancak garanti sorumluluğu kapsamında talepte bulunulması mümkündür. Dava tarihi itibariyle 2 yıllık garanti süresi dolmuş olup, davalı … A.Ş.’nin ihbar ve dava tarihini de kapsar şekilde 2 yıldan daha uzun bir süre için garanti verdiği de iddia ve ispat edilmediğinden bu davalı yönünden davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 219. maddesine göre; bir maldaki ayıp, satıcının zikir ve vaat ettiği vasıflarda veya niteliği gereği malda bulunması gereken lüzumlu vasıflarda eksiklik olmasıdır. Satıcı lüzumlu vasıflarda eksiklik şeklinde ortaya çıkan ayıptan bunun varlığını bilmese dahi sorumludur. TBK’da tanımını bulan ayıba karşı tekeffül, satılan şeyin satıcının zikrettiği vasıfları taşımamasından veya bu şeyin değerini sözleşme gereğince ondan beklenen yararları azaltan veya kaldıran eksiklikler bulunmasından satıcının sorumlu olmasıdır. Mezkur kanunun 227. maddesinde, satıcının satılanın ayıplarından sorumlu olduğu hallerde alıcının; satılanı geri vermeye hazır olduğunu bildirerek sözleşmeden dönme, satılanı alıkoyup ayıp oranında satış bedelinde indirim isteme, aşırı bir masrafı gerektirmediği takdirde, bütün masrafları satıcıya ait olmak üzere satılanın ücretsiz onarılmasını isteme veya imkan varsa, satılanın ayıpsız bir benzeri ile değiştirilmesini isteme seçimlik haklarından birini seçebileceği ve alıcının genel hükümlere göre tazminat isteme hakkının saklı olduğu hüküm altına alınmıştır.Somut olayda her ne kadar delil tespiti raporunda davacıya ait araçta üretim hatasından kaynaklı gizli ayıp olduğu tespit edilmişse de; aracın 03.03.2014 tarihinde satın alındığı ve 03.06.2018 tarihinde meydana gelen arızaya kadar sorunsuz şekilde kullanıldığı, bu tarih itibariyle garanti süresinin dolmuş olduğu, dosya kapsamı ve Mahkemece konusunda uzman üç kişilik heyetten alınan denetime açık, hüküm kurmaya elverişli bilirkişi raporuna göre araçta meydana gelen motor arızasının üretim veya servis hatasından kaynaklanmadığı, davacının yağ ikaz ışığı yanmasına rağmen aracı çalıştırması nedeniyle oluştuğu, araçta gizli ayıp bulunmadığı, bu nedenle Mahkemece yeniden bilirkişi incelemesi yapılmaksızın davanın davalı … A.Ş. yönünden de reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik olmadığı anlaşılmıştır. Mahkemece gerekçeli kararın hüküm fıkrasının 3 nolu bendinde “Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 13/2 maddesi uyarınca tayin ve takdir olunan 2.000 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine” karar verildiği, karardan sonra davalı … A.Ş. tarafından hükmedilen vekalet ücretinin 18.655,29 TL olması gerektiğinden bahisle tavzih talebinde bulunulduğu, Mahkemece 25.01.2021 tarihli ek karar ile talebin kabulü ile hükmün 3 nolu bendinin ” Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince tayin ve takdir olunan 18.655,29 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesi” şeklinde tavzih edildiği, davalı … A.Ş.’nin istinaf başvurusunun lehine hükmedilen 2.000 TL vekalet ücretinin hatalı olduğuna yönelik olduğu, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca davalılar lehine dava değeri olan 154.792,80 TL üzerinden hükmedilmesi gereken vekalet ücretinin 18.655,29 TL olduğu ve Mahkemece ek karar ile hükmün 3 nolu bendinin tavzih edildiği ancak bu kez kararda “davalılara verilmesine” yerine “davalıya verilmesine” denilmek suretiyle vekalet ücretinin yalnızca … A.Ş.’ye ödenmesi şeklinde hükmün değiştirildiği anlaşıldığından davalı … A.Ş.’nin istinaf başvurusunun haklı olduğu anlaşılmıştır. Sonuç olarak, dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere göre, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı gibi kamu düzenine aykırılık da görülmediğinden, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine, davalı … A.Ş.’nin istinaf başvurusunun kabulü ile yeniden yargılama yapılmasını gerektirir bir husus bulunmadığından HMK’nın 353/1-b-2 maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması ile Dairemizce esas hakkında yeniden karar verilmesi gerektiği kanaatine varılmış ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2- Davalı … A.Ş’ nin istinaf başvurusunun KABULÜ ile; Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 30/09/2020 tarih ve 2018/1173 Esas 2020/650 Karar sayılı kararının HMK’nın 353/1-b-2 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, Dairemizce yeniden hüküm kurulmak suretiyle; Davanın REDDİNE,
İLK DERECE MAHKEMESİ YÖNÜNDEN: 3-Dairemiz karar tarihi itibariyle alınması gereken 179,90 TL harçtan, davacı tarafından peşin olarak yatırılan 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 144,00 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, 5-Davalı … A.Ş tarafından herhangi bir yargılama gideri sarf edilmediğinden bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,6-Davalılar kendisini vekille temsil ettirdiğinden, dairemiz karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince hesaplanan 18.655,29 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine, 7-Bakiye gider avansı varsa talep halinde avansı yatıran tarafa iadesine,
İSTİNAF YÖNÜNDEN: 8-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden davacı ve davalı … A.Ş. tarafından ayrı ayrı yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harçlarının hazineye gelir kaydına, 9-Harçlar Kanunu gereğince ve dairemiz karar tarihi itibariyle davacıdan alınması gereken 179,90 TL istinaf karar harcından, davacı tarafından istinaf aşamasında peşin olarak yatırılan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 120,60 TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 10-Davalı … A.Ş. tarafından yatırılan 59,30 TL istinaf karar harcının talep halinde iadesine, 11-Davacı tarafından istinaf aşamasında sarf edilen harç ve yargılama giderlerinin kendi uhdesinde bırakılmasına, 12- Davalı tarafından istinaf aşamasında sarf edilen 162,10 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 13-Bakiye gider avansı varsa talep halinde avansı yatıran ilgili tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak 11/05/2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.