Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2021/662 E. 2023/1155 K. 13.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/662 Esas
KARAR NO: 2023/1155 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI: 2019/191 Esas – 2020/340 Karar
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 13/07/2023
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, Davacı şirket tarafından … numaralı … San. Ve Tic. AŞ’ye ait 1 adet rulo sac emteasının sigortalandığı, Çin’den Türkiye’ye sevk edilmesinin ardından, söz konusu emteanın davalıların sorumluluğunda bulunan limanda depolanması sırasında hasarlandığını, söz konusu hasarın davalı liman işletmesi tarafından 19/09/2018 tarihli tutanak ile kayıt altına alındığını, hasarın 3.207,73-USD sigortalı zararının, davacı şirket tarafından tazmin edilmiş olduğunu, TTK ve poliçe hükümleri gereğince sigortalısının haklarını devraldığını, davacının rücu hakkının bulunduğunu, rücu hakkından dolayı icra takibine başlandığını, icra takibine davalıların itirazının iptali ile icra takibine devamı ve %20 icra inkar tazminatının tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle, Liman sahasında hasarın gerçekleşmesi iddiasında …’nin sorumluluğunun bulunmadığını, liman sahasındaki istifleme sorumluluğunun … A.Ş’ye ait olduğunu, dolayısıyla … A.Ş yönünden husumet yönünden davanın usulden reddini talep ettiklerini, davacının rücu davasını davaya konu ettiği hasarlı daha doğrusu ayıplı emtiannın üreticisi Çin’deki firmaya yöneltmesi gerektiğini, davacının bu davayı … A.Ş’ye yöneltmesinin kötüniyetli olduğunu, … A.Ş yönünden husumet itirazında bulunduklarını, davalı … A.Ş’nin ikamet adresinin Maltepe olduğundan yetkili Mahkemenin Anadolu Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunu, yetkiye itiraz ettiklerini, dava konusu sac emtiasının üreticiden kaynaklı ayıplı bir emtia olduğunu, gemiden tahliye edilen 82 adet bobinden sadece bir tanesinin hasarlanmasının diğerlerinin herhangi bir hasara maruz kalmamış olması alıcısı başka bir firma olan aynı ürünün ise tahliye öncesinde bozulmuş olması davalı … istiflenmesinden kaynaklı bir hasar olmadığını, üretici kaynaklı bir ayıp olduğunu gösterdiğini, bu nedenle de davacının iddia ettiği hasardan dolayı davalıların herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığını, davacının rücu talebinin muhatabının üretici firma olduğunu, liman sahibi ve liman işletme şirketlerine dair taleplerin haksız ve kanuna aykırı olduğunu, davacının kötüniyetli olduğunu, davacının dava öncesi rücu taleplerini sadece … AŞ.’ye yönelttiğini, bu nedenle yasal dayanaktan yoksun davanın reddedilmesi gerektiğini, davanın öncelikle husumet yönünden reddine, yetki itirazlarının olduğunu, davanın İstanbul Anadolu Adliyesine gönderilmesini talep ettiklerini, davanın reddi ile davacının haksız ve kötüniyetli olması sebebiyle %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 16/09/2020 tarih 2019/191 Esas 2020/340 Karar sayılı kararında; “Taraflar arasındaki ihtilaf; İcra dosyasından dolayı davacının davalılardan alacaklı olup olmadığı, meydana gelen hasardan dolayı davalıların sorumlu olup olmadıkları, hasarlı malların ayıplı olup olmadıkları, davalıların itirazlarının haklı olup olmadıkları, haksız itiraz söz konusu ise alacağın likit olup olmadığı, davacının icra takibinden dolayı kötüniyetli olup olmadığı hususlarında İİK 72nci mad gereği açılmış itirazın iptali davasıdır. Tüm dosya kapsamından; davacı vekilince sunulan dava dilekçesi ile davacı sigorta şirketi ile dava dışı … San ve Tic A.Ş’ye ait rulo sac emteasının sigortalandığı, Çin’den Türkiyeye sevk edilmesinin ardından, söz konusu emteanın davalıların sorumluluğunda bulanan limanda depolanması sırasında hasarlandığının iddia edildiği, hasarın 3.207,73-USD sigortalı zararının ödenmiş olduğu, rücu edilmek üzere İstanbul … İcra Dairesi’nin … E. Sayılı icra dosyasında icra takibi başlatıldığı, ancak davalı icra takip borçlularının icra takibine itiraz ettikleri, itirazla duran icra takibine devam edebilmek için iş bu davanın ikame edildiği, dava dosyasına hasarlı olduğu iddia edilen ruloya dair ekspertiz raporunun sunulduğu, hasarlı olduğu iddia edilen ruloya ait sovtaj işlemi uygulandığı, davacının hasarlı olduğu iddia edilen ruloya dair Mahkemeden tespit istemediği, dosya içinde değişik iş sayısına sahip tespit dosyası ve buna ait bir Bilirkişi Raporu olmadığı, hasarlı olduğu iddia edilen ruloya dair tespitin yapılamadığı, hangi şekilde hasar aldığının nerede ve ne zaman ne şekilde hasar aldığının zamanında ve yerinde tespitinin yapılamadığı, hasarlı olduğu iddia edilen rulonun sovtaj işlemine sokulduğu bu bakımdan Mahkemenin hasarlı olduğu iddia edilen ruloya dair bizzat tespit yapılamamasından dolayı davacının iddiasını ispat edemediği Bilirkişi Raporunun da dosyaya sunulan belgelerle sınırlı olarak oluşturulduğu anlaşıldığından Bilirkişi Raporu hükme esas alınmayarak davacının davasının reddine karar vermek gerekmiştir…”gerekçesi ile, Davacı tarafın davasının REDDİNE, karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle, yerel mahkeme kararının haksız ve hukuka aykırı olduğunu, Hasarın tespit edilmesinin ardından sigortalı firma tarafından müvekkili şirkete ihbar yapılması üzerine 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu kapsamında görevlendirilmiş olan bağımsız ve uzman eksperin yapmış olduğu inceleme sonucunda hasarın, Davalı Liman İşletmesi’nin sorumluluğunda meydana geldiğinin tespit edildiğini, ekspertiz raporunun delil olarak kabulü gerektiğini, söz konusu hasarın, davalı liman işletmesi tarafından 19/09/2018 tarihli tutanak ile de kayıt altına alınmış durumda olduğunu, hasarın liman sahasında meydana gelmiş olduğunun kanıtladığını, yerel mahkeme kararının gerekçesinde yer alan; “hangi şekilde hasar aldığının nerede ve ne zaman ne şekilde hasar aldığının zamanında ve yerinde tespitinin yapılamadığı” şeklindeki açıklamanın gerçek durumu yansıtmadığının anlaşıldığını, dava konusu hasarın, hasara uğrayan emtianın davalıların sorumluluğu altında bulunduğu esnada meydana geldiği sabit iken yerel mahkeme tarafından, sırf Mahkeme tespiti istenmemiş olması sebebiyle iddiamızın ispat edilemediği sonucuna varılmış olması hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğunu, zararın ispatı için mahkeme tespitinin zorunlu olduğunun söylenmesinin mümkün olmadığını, Bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen raporda, hasarın, limandaki istiflemenin hatalı olmasından kaynaklandığı açıkça belirtilmiş iken, bilirkişi raporunun dosyaya sunulan belgeler ile sınırlı olarak oluşturulduğu gerekçesi ile hükme esas alınmamış olmasının da hukuka aykırı olduğunu, rücuen sigorta tazminatı konulu davalarda bilirkişi incelemelerinin genellikle dosya üzerinden yapılmakta olup hasarlı emtia ya da mahal üzerinde inceleme yapılmasının çoğu zaman mümkün olmadığını, davanın reddine ilişkin gerekçenin kabulü halinde, mahkeme tespiti bulunmayan ve / veya hasarlı mal üzerinde inceleme imkanı olmayan tüm dosyalarda davaların red edilmesi gerektiği sonucunun ortaya çıkacağını ancak bu durumun kabul edilebilir olmadığını, esas olan hasarın ve zararın varlığının ispatı olup işbu davada da gerek ekspertiz raporu gerekse 19.09.2018 tarihli tutanak ile hasar ve zararın varlığının ispatlanmış durumda olduğunu, davalı tarafın hasarın varlığına ilişkin bir itirazı bulunmadığını, itirazlarının, hasarın, istiflemeden değil, üretici kaynaklı ayıp sebebiyle meydana geldiği yönünde olduğunu, dosyada mübrez bilirkişi raporunda yer alan; “Bu tür büyük firmalarda üretilen mal kalite kontrol departmanında görevli tecrübeli elemanlarca uygun cihazlar ve makinelerde kontrol edilirler. Daha sonra sevkiyat yapılır. Kullanılan her cihaz veya makinenin zamanı geldiğinde ehil eller kanalıyla kalibrasyonu yapılır. Bu durumda satılan malın ayıplı olma yüzdesi yok denecek kadar düşüktür. Diğer bir iddia gevşek sarım iddiasıdır. Rulolar makinelerde el değmeden sarılırlar. Hepsi aynı standartta aynı kalite ve aynı sıklıkta otomatik olarak sarılırlar. Bir rulonun gevşek diğerinin sıkı sarılma ihtimali yoktur.” şeklindeki açıklama ile cevap verildiğini, red edilmesine gerekçe olabilecek herhangi bir durumun söz konusu olmadığını, İleri sürerek yerel mahkeme kararının kaldırılmasını, davanın kabulüne,yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalılar … A.Ş. ve … A.Ş. Vekilinin katılma yoluyla istinaf dilekçesinde özetle, davacının istinaf dilekçesinde bahsedilen ekspertiz raporunun davacı tarafından dava dilekçesinin ekinde sunulmuş olup; raporda yer alan hasarın oluş şekli ve nedeni başlığı altında; “Sevkiyat süresince geminin 7-10 BF şiddetinde ağır havaya mağruz kaldığı ve gemi kaptanının bununla ilgili olarak “…” tanzim etmiş olduğu anlaşılmıştır” ifadelerinin yer aldığını, Bu ifadenin emtiaların aslında limanda hasarlanmadığını TAŞIMA ANINDA hasarlanmış olabileceğini göstermekte olduğunu; dolayısıyla davacının dilekçesinde ifade ettiği “davalı liman işletmesinin sorumluluğunda hasarın meydana geldiği” iddiasının gerçek dışı olduğunu, Diğer yandan yine davacının istinaf dilekçesinde bahsedilen 19.09.2018 tarihli tutanakta “Limanımızda geçici depolama alanında bulunan … firmasına ait 1 adet rulo üzerinde kendisinden ağır yük olmamasına rağmen ovalize olmuştur” ifadelerinin yer almakta olduğunu, Tüm dosya kapsamındaki tutanaklar, ekspertiz raporu ve diğer belgelerin hiçbir şekilde hasarın müvekkillerinin sorumluluğu altında iken meydana geldiğini ispat etmediğini; bu nedenle yerel mahkeme’nin kararında ifade etmiş olduğu davacının iddiasını ispat edemediği yönündeki gerekçesinin yerinde olup, davacının istinaf talebinin reddi gerektiğini, Davacının istinaf dilekçesinde yerel mahkeme tarafından yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucunda oluşturulan raporda “istiflemenin hatalı olmasından kaynaklandığı açıkça belirtilmiş” olduğunu ifade ettiğini; oysaki yerel mahkemece aldırtılan raporda kesinlikle açıkça istifleme hatası olduğunun yer aldığını; yerel mahkeme yargılaması sırasında tanzim edilen bilirkişi raporu; yerinde inceleme yapılmaksızın hasar konusu rulo sac incelenmeksizin davacı tarafın tek taraflı sunduğu beyanlar ve belgeler ile dosya üzerinden de detaylı inceleme yapılmaksızın tek yanlı olduğunu, Davacının istinaf sebebi olarak ileri sürdüğünün aksine bilirkişi raporunda hiçbir olgu ve gerçek vaka tespit edilmediğini; raporda genel geçer ifadeler ile “büyük firmaların kalite kontrol ve kalibrasyonlarının yapıldığı ve bu nedenle gevşek sarılma ihtimalinin olmadığını” belirtildiğini; “Büyük firmaların” kalite mekanizmalarını genelleyerek dava konusu olaya da uygulamanın davacı tarafından istinaf dilekçesine dayanak yapılması ve sırf bu nedenle limandaki istiflemenin hatalı olduğu sonucuna varmasının realiteden uzak sadece bir varsayım olduğunu, Dosyada mübrez cevap ve beyan dilekçelerine atıfla, hiçbir şekilde … yönünden kabul anlamına gelmemek üzere, … A.Ş.’nin limanın mülkiyetine sahip olan şirket olduğunu ve istifleme işlemi ile herhangi bir bağlantısının olmadığını; davalı delilleri arasında … tarafından sigortalı firma olan …’e kesilen faturaları ibraz ederek, dava konusu iddiaların … ile ilgili olmadığını zaten kanıtlamakta olduğunu; davacının sigortalı firması …’in hizmet aldığı şirketin Liman’ın işletme iznine sahip olan … olduğunu, … A.Ş. olmadığını; davanın müvekkili … AŞ.’ye yöneltilmesi için herhangi bir neden bulunmadığından müvekkili … A.Ş. hakkında açılan bu davanın husumet nedeniyle reddinin gerektiğini; yerel mahkeme kararının bu yönden eksik kaldığını, Yerel Mahkemede yapılan yargılama sırasında davacının iddiasını ispat edemediğini; davacı üretici firmaya taleplerini Türkiye dışında yasal yollar ile yöneltilmesinin zor olduğu bilinci nedeniyle Türkiye’de bulunan bir şekilde risk konusu olayın içinde olmak durumunda kalan liman şirketlerine yönelterek davacının kendisi takibi yapmakta haksız ve kötü niyetli olduğunu; bu nedenle İcra İflas Kanunu’nun aşağıdaki 67. Maddesinin 2. fıkrası uyarınca işbu dava konusu yaptığı sözde alacağın %20 sinden aşağıda olmamak üzere müvekkillerine tazminat ödemekle yükümlü olduğunu; işbu davada davacının talep ettiği haksız alacağın %20 sinden aşağı olmamak üzere müvekkillerine tazminat ödenmesi yönünde taleplerinin yerel mahkemece kararında değerlendirilmediğini, İleri sürerek; davacının istinaf başvurusunun reddine karar, müvekkili … A.Ş. yönünden davanın husumet nedeniyle reddi yönünden eksik olan yerel mahkeme kararı hakkında istinaf başvurularının kabulüne; davacının haksız ve kötü niyetli olduğu ve bu sebeple müvekkilleri lehine ayrı ayrı %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatı yönünden eksik olan yerel mahkeme kararı hakkında istinaf başvurularının kabulüne; davacı tarafın istinaf başvurusunun kabulüne ve yerel mahkeme’nin red kararının kaldırılmasına karar verilmesi halinde ise; yeniden inceleme yapılarak davacının davasının usulden ve esastan reddi ile müvekkillerine ayrı ayrı %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatı verilmesine; vekalet ücreti ve masrafların karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava; nakliyat emtia sigorta poliçesine dayalı olarak sigortalıya yapılan hasar tazminatı ödemesinin davalılardan rücuen tahsili amacıyla başlatılan takibe itirazın iptali istemine ilişkin olup, mahkemece davanın reddine karar verilmiş, karara karşı davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
Mahkemece taraf delilleri toplanmış, sigorta poliçesi ve hasar dosyası, ödeme dekontu, davalı … A.Ş tarafından davacının sigortalısı adına kesilen faturalar dosya arasına alınmış, dava konusu davalıların sorumluluğunda iken hasarlandığı iddia olunan sac rolunun nerede olduğunun bilinmediği yönündeki davacı vekilinin beyanı üzerine üzerine; dosya üzerinde metalurji mühendisi ve sigorta uzmanından oluşan heyet marifetiyle inceleme inceleme yaptırılarak rapor alınmıştır. Takip ve dava dayanağı Nakliyat Emtia Sigorta Poliçesi kapsamından; sigortalı … firması tarafından Çin’den ithal edilen ve sac rulolardan oluşan emtianın Çin’in Tanjin Limanından … isimli gemi ile Türkiye Diliskelesi Limanına taşınması sırasında oluşabilecek risklerin 511.169,56-TL limitle teminat altına alındığı, sigorta özel şartlarının dosya arasında bulunmadığı, gerçekletiği iddia olunan hasarın 25/06/2018 poliçe tanzim tarihinden sonra ortaya çıktığı anlaşılmıştır. Dava dilekçesi ekinde dosyaya sunulan davalı … firmasının davacının sigortalısına düzenlediği, tahliye ek ardiye, forklif hizmet bedeli faturaları kapsamından, davacının sigortalısının Çin’den gelen emtianın … isimli gemiden Diliskelesi limanına tahliyesi ve sigortalının fabrikasına götürülene dek geçici depolanmasının sağlanması için bu davalı ile anlaştığı anlaşılmıştır. Davacının sigortalısına ait sac rulolardan birinin davalıların sorumluluğunda iken hasarlandığına dair iddiasını dayandırdığı 19/09/2018 tarihli tutanak incelendiğinde; “Limanımızda geçici depolama alanında bulunan … firmasına ait bir adet rulo üzerinde kendisinden ağır yük olmamasına rağmen ovalize olmuştur. Hasarlı rulonun seri numarası aşağıdadır. İş bu tutanak Beldeport Limanı tarafından imza altına alınmıştır. …” ifadelerinin yer aldığı, tutanağı vardiya amiri … ve … sorumlusu …’ın imzaladığı anlaşılmıştır. Bu tutanağın tanzim tarihinden sonra sac ruloların davacının sigortalısının fabrikasına nakledildiği, taşımayı yapan araç şoförü, fabrika depocusu ve fabrika güvenlik görevslisi tarafından imza altına alınan 24/09/2018 tarihli tutanak ile sac rulolardan … nolu bobinin hasarlı olduğu tespitinin tutanağa geçirildiği anlaşılmıştır.Sigorta Şirketi tarafından düzenlenen ekspertiz raporunda dava konusu rolu dışında iki adet ruloda daha amabalajda deformasyon görüldüğünün ancak sigortalının bunları tolere edebileceğinin, dava konusu … nolu ambalajı açılarak incelenmesi neticesinde, sacın ağır şekilde ovalize olduğunun, daralan göbeği nedeniyle üretim hattında kullanılamayacağının, hasar tutarının 3.207,73-USD olduğunun, bu hasarın rolu liman sahasında … A.Ş. Uhdesinde iken meydana geldiğinin tespit edildiği, dosyada anılan emtianın gemiden tahliye için teslim alındıkları sırada ne durumda olduklarını gösterir delil bulunmadığı, yine hasarın emtianın gemiden … tarafından tahliyesi sırasında mı, yoksa rulo geçici depolama alanında iken mi gerçekleştiği hususunda delil bulunmadığı, davacının iddiasını dayandırdığı 19/09/2018 tarihli tutanakta, rulonun üzerinde herhangi bir yük olmamasına rağmen ovalize durumda bulunduğunun kayıt altına alındığı, dolayısıyla bu tutanağın hasarın depolama alanında yanlış istif neticesinde gerçekleştiğini ispata yeterli olmayacağı, ekspertiz raporu ekindeki fotoğrafların ise yalnızca dava konusu saca ilişkin oldukları, bu sacın depoda diğer saclar arasında ne şekilde bulunduğunu gösterir fotoğraf bulunmadığı, davacının sigortalısına yaptığı ödemenin rücuen tahsilini talep edebilmesi için öncelikle hasarın gemide taşıma sırasında değil, rulonun gemiden limana tahliyesi sonrası geçici depolama alanına yanlış istif nedeniyle gerçekleştiğini ispatla yükümlü olduğu, mahkemece alınan teknik bilirkişi raporunda delile dayalı değil tahmine dayalı tespitlerde bulunulduğu, HMK’nun 282 maddesi uyarınca takdiri delil niteliğinde bulunan bilirkişi raporunun mahkemece diğer tüm delillerle birlikte serbestçe değerlendirilebileceği, mahkemeyi bağlayıcı mahiyette olmayan teknik raporda yer alan tespitlerin gerçekçeleri belirtilerek hükme esas alınmayabileceği, mahkemece teknik bilirkişi tespitlerinin neden hükme esas alınmadığının gerekçede açıklandığı, davacının hasarın rulonun gemiden limana tahliyesi sonrası geçici depolama alanında yanlış istif nedeniyle gerçekleştiğini ispat edemediğine yönelik kabulünün dosya kapsamına, usul ve yasaya uygun olduğu anlaşılmış, davacı yanın aksi yöndeki istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir. Davalılar vekilinin; davalı … A.Ş’ye karşı açılan davanın pasif husumet yokluğundan reddi gerektiğine, her iki davalı lehine ayrı ayrı kötü niyet tazminatı ve vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğine yönelik istinaf sebepleri; davacının sigortalısının Çin’den gelen emtianın … isimli gemiden Diliskelesi limanına tahliyesi ve sigortalının fabrikasına götürülene dek geçici depolanmasının sağlanması için bu davalı … ile anlaştığı, diğer davalı … A.Ş.’nin emtianın gemiden limana tahliyesi ve tahliye edilen emtianın geçici depolanması sürecinde, geçici depolama hizmeti bakımından davalı … firmasının ifa yardımcısı oluğu, davacının hasarın rulonun gemiden limana tahliyesi sonrası geçici depolama alanında yanlış istif nedeniyle gerçekleştiğini ve bu nedenle davalıların hasardan müteselsilen sorumlu olduklarını iddia ettiği, bu nedenle davalıların her ikisinin de pasif husumetinin bulunduğu, mahkemece hasarın bu şekilde gerçekleştiğine yönelik davacı iddiasının ispat edilememiş olması nedeniyle davanın reddedildiği, red sebebinin ortak olması nedeniyle tek vekalet ücretine hükmedilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı, bu yöndeki istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı, HMK’nun 297 maddesi uyarınca mahkemece davalıların kötü niyet tazminatı talepleri hakkında olumlu olumsuz bir karar verilmesi gerekirken bu yönde hüküm tesis edilmediği, bu yöndeki istinaf sebebinin yerinde olduğu, ancak bu eksikliğin yeniden yargılama gerektirmediği, davacının takipte haksız olduğu; ancak kötü niyetli olduğunun davalılarca ispat olunamadığı, İİK 67 maddesinde düzenlenen kötü niyet tazminatı koşullarının oluşmadığı anlaşılmıştır. Açıklanan nedenlerle; davacının istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca esastan reddine, davalıların istinaf başvurusunun kısmen kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının 6100 Sayılı HMK’nun 353/1-b-2 maddesi uyarınca kaldırılmasına, dairemizce esas hakkında yeniden hüküm kurularak, davanın reddine, davalıların yasal koşulları oluşmayan kötü niyet tazminatı istemlerinin reddine karar verilmesi gerektiği sonucuna ulaşılarak aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’ nın 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2- Davalıların istinaf başvurusunun KISMEN KABULÜNE, İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 16/09/2020 tarih ve 2019/191 Esas – 2020/340 Karar sayılı kararının 6100 Sayılı HMK’nun 353/1-b2 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, Dairemizce esas hakkında yeniden hüküm kurularak; 3-Davanın REDDİNE, 4- Davalıların yasal koşulları oluşmayan kötü niyet tazminatı istemlerinin reddine,
İLK DERECE MAHKEMESİ YÖNÜNDEN; 5- Dairemiz karar tarihi itibariyle alınması gereken 179,90-TL maktu karar harcının, 201,91-TL peşin harçtan mahsubu ile bakiye 22,01-TL talep halinde davacı tarafa iadesine,6- Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına, 7- Davalılar ilk derece mahkemesinde yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına, 8- Davalılar kendilerine bir vekil ile temsil ettirdiklerinden ve red sebebi ortak olduğundan, reddedilen tutar üzerinden Dairemiz karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 9.200,00-TL nispi vekalet ücretinin davcıdan tahsili ile davalılara verilmesine, 9- Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın taraflara iadesine,
İSTİNAF YÖNÜNDEN;10-Harçlar Kanunu gereğince istinaf edenler tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 11-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 269,85-TL istinaf karar harcından, istinaf eden davacı tarafından peşin olarak yatırılan 59,30-TL harcın mahsubu ile bakiye 210,55‬-TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 12- İstinaf eden davalı … A.Ş. tarafından yatırılan 54,40-TL istinaf karar harcının talep halinde davalıya iadesine, 13- İstinaf eden davalı … A.Ş. tarafından yatırılan 54,40-TL istinaf karar harcının talep halinde davalıya iadesine, 14- İstinaf eden davalı … A.Ş. tarafından yatırılan 148,60-TL istinaf kanun yoluna başvuru harcının davacıdan tahsili ile bu davalıya verilmesine, 15- İstinaf eden davalı … A.Ş. tarafından yatırılan 148,60-TL istinaf kanun yoluna başvuru harcı ile 31,50-TL dosyanın istinafa gidiş dönüş gideri olan 31,50-TL toplamı 180,00-TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile bu davalıya verilmesine, 16-Artan gider avansı varsa talep halinde yatıran tarafa iadesine, 17-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 13/07/2023 tarihinde HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.