Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2021/64 E. 2023/159 K. 02.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/64 Esas
KARAR NO: 2023/159 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI: 2019/142 Esas – 2020/569 Karar
TARİHİ: 17/11/2020
DAVA: Alacak (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 02/02/2023
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile; davacının, dava dışı … Ltd. Şti’nin davalı bankanın Beykoz şubesinden aldığı krediye kefil olduğunu, sözleşme borçlusu tarafından ödemeler geciktirilince sözleşme alacağının kat edildiğini ve İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile borçlu şirket ve davacının da aralarında olduğu kefiller …, … aleyhine icra takibi başlatıldığını, takip borcunun kefiller tarafından son ödeme tarihi olan 12/01/2016 tarihinde tamamen ödendiğini ve dosyanın kapatıldığını ancak davalı tarafından yapılan ödemeler icra dairesinde takip edilmediğinden banka kayıtlarında borcun devam ettiğini, davacı müvekkilinin davalı bankanın Bursa Ertuğrul Gazi Şubesi’nin 06180218 nolu müşterisi olup, … nolu vadeli hesabın sahibi olduğunu, 15/02/2018 tarihinde mevcut hesabından vadesi bozularak 22.985,22 TL’nin çekildiğini ve 8.377,81 TL meblağında bloke edildiğini öğrendiğini, yaptığı araştırma sonucu kendisine … Tic. Ltd. Şti.’ne kefil olduğu kredi sözleşmesi nedeniyle bu işlemlerin yapıldığının söylendiğini, davalı banka ve icra müdürlüğü nezdinde yapılan inceleme sonucu müvekkilinin hesabından vadesi bozularak çekilen meblağın İstanbul … İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyasına gönderildiği ancak dosya kapalı olduğundan paranın emanete alındığını öğrendiğini, müvekkilinin kendisinden haksız olarak alınan bu meblağ için bankaya yaptığı başvuruda, kendisine hesabın düzeltileceğinin söylendiğini ancak icra dosyasında kapanan fakat banka nezdinde açık görünen kredi borcunun 12/01/2016 tarihinde sona erdiğinin farkında olmayan sorumluların kendilerini kurtarmak ve kendi kusurları nedeniyle bankanın uğradığı zararı davacıdan tazmin etmek amacıyla, emanetteki parayı icra dosyasına ödemiş gibi hareket etmek suretiyle borcu daha sonraki tarihte ödenmiş varsaydıklarını, o tarihe kadar ki faizleri de müvekkilinin hesabından haciz devam ediyormuş gibi aldıklarını, ayrıca davacının kefaletinin kredi teminatı olarak 3. kişilerden alınan çekleri de kapsadığı iddia edilerek 3. kişilerin karşılıksız çıkan çeklerinin teminatı olarak da yine müvekkilinin hesabından para çekildiğini beyanla fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla vadeli mevduat hesabından haksız şekilde icraya aktarılan ve 22.985 TL ile bloke edilen 8.377TL olmak üzere toplam 31.362 TL’nin bozulan vade tarihi olan 15.02.2018 tarihinden itibaren işleyecek vadeli mevduata uygulanan faiz ile birlikte davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesi ile; müvekkili bankanın Beykoz Şubesi ile … Tic. Ltd. Şti. arasında 15/01/2010 tarihinde imzalanan 301 numaralı kredi sözleşmelerine … ve … ile birlikte davacının kefil olduğunu, söz konusu kredi sözleşmelerinin ödemelerinin gerçekleşmemesi nedeniyle borçluların müvekkili bankaya toplam 160.067,10 TL borçlu olduklarını belirten Beykoz … Noterliği’nin 23/12/2010 tarihli ihtarnamesi keşide edilerek, davacının da içinde bulunduğu muhataplara gönderildiğini, borcun yine ödenmemesi nedeniyle 13/11/2015 tarihinde İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile takibe geçildiğini, borçlulardan …’ün 22/12/2015 tarihinde 8.000 TL, 12/01/2016 tarihinde 360 TL ödemeyi icra dosyasına yaptığını, ancak yapılan ödemelerin borcu sona erdirmediğinin müvekkili banka kayıtları incelendiğinde görüleceğini, bu nedenle davacı borçlu …’in müvekkili bankanın Ertuğrul Gazi Şubesinde bulunan hesabından 15/02/2018 tarihinde 22.985,22 TL ve 8.377,81 TL ödeme alındığını, alınan ödemelerin 8.225 TL’sinin çek kaynağı için tutulmakta olduğunu, davacıya çekleri ibraz ettiği takdirde 8.225 TL’nin iade edileceği bilgisinin de verildiğini, neticede alınan tüm tutarların borcun tahsili amacı taşımakta olduğunu, sadece sehven icra dairesine kefil … tarafından yapılan ödemenin dosya hesabında dikkate alınmadığını, kaldı ki söz konusu ödeme müvekkili bankanın hesabına geçer geçmez davacıya iade edildiğini, ayrıca davacı vekilinin iddia ettiği gibi davacının hesabından çekilen 8.377,81 TL ve 22.985,22 TL’nin İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasına da gitmediğini, bu tutarlar kredi sözleşmesi uyarınca müvekkili banka tarafından resen 15/02/2018 tarihinde davacının hesabından çekilmiş olup, kredi borcuna mahsup edildiğini, kredi borcunun mahsubu esnasında sadece icra dairesine yapılan ödemelerin sehven dikkate alınmadığını, durumun fark edilmesiyle birlikte icra dairesince müvekkili bankanın hesabına geçen 7.268,40 TL’nin aynı gün davacının hesabına aktarıldığını, davacının hesabından çekilmiş olan tutarların 8.255 TL’sinin ise davacının da sorumluluğunda bulunan 9 adet çek karşılığı olarak bloke edildiğini beyanla davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesinin 17/11/2020 tarih ve 2019/142 Esas 2020/569 Karar sayılı kararında;”…Mahkememizce, tüm dosya kapsamında yapılan inceleme sonucunda; davalı ile dava dışı kredi lehtarı arasında 150.000,00TL lik Genel Kredi Sözleşmesi imzalandığı, davacının 150.000,00TL kefalet limiti ile müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla sözleşmeyi 15/01/2010 tarihinde imzaladığı, davacının yanında … ve …’ında müteselsil kefil olarak sözleşmede yer aldığı, davalının İstanbul …İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası üzerinden takip başlatıldığı, icra dosyasına müteselsil kefil … tarafından 22/12/2015 tarihinde 8.000,00TL 12/01/2016 tarihinde ise 360,00TL ödeme yapıldığı, bu ödemeler ile birlikte icra dosyasının tamamen kapatıldığı, davacının hesabından, davalı tarafça 15/02/2018 tarihinde 22.985,22TL ve 8.372,82TL olmak üzere iki kalem halinde toplam 31.363,03TL çekildiği ve davalı tarafça 26/03/2018 tarihinde 7.268,40TL’nin davacının hesabına iade edildiği görülerek ve taraflar arasındaki sözleşmenin incelenmesinde kefilin gayri nakdi çek taahhüt bedelinden sorumlu olduğunu düzenleyen açık bir hükme rastlanmadığından ve dava dışı kredi lehtarının davalı tarafa başkaca bir borcunun olmadığı da görülerek, davacının hesabına iade edilmeyene bakiye 24.094,63TL’nin davacıya iade edilmesi gerektiğine karar verilerek, bu miktara kesintinin yapıldığı 15/02/2018 tarihinden itibaren, davalı bankaca, davacının kesinti yapmış olduğu vadeli mevduat hesabına uyguladığı faiz oranı üzerinden işleyecek faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.” gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiş ve karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesi ile; davacının müvekkili banka Beykoz Şubesinin … Ticaret Limited Şirketinin verdiği kredinin müteselsil kefili olduğunu, dava dışı şirketin ödemeleri geciktirmesi nedeniyle öncelikle borçlu firma ve davacının da içinde bulunduğu kefillere 23/12/2010 tarihinde Beykoz … Noterliği aracılığı ile 160.067,10TL borçlu olduğunun ihtar edildiğini ve sonuç alamayınca bunun üzerine alacağın belli bir kısmı için davacının da borçlu olduğu İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … sayılı dosya ile icra takibine girişildiğini, icra takibi neticesinde dosya kapak hesabı olan 8.360 TL başka bir kefil tarafından dosyaya ödendiğini ancak yapılan ödemelerin banka nezdinde borçluların borcunu sona erdirmediğini, bu nedenle davacının müvekkili banka nezdinde bulunan hesabından kredi sözleşmesine istinaden 8.377,81 ve 22.985,22 TL çekildiğini, diğer kefil tarafından icra dosyasına kapama bakiyesi olarak ödenen 7.268 TL’nin ise davacıya iade edildiğini, neticede kredi borcu kefilden tahsil edilerek banka nezdinde şirketin herhangi bir alacağının kalmadığını, davacının hesabından çekilen 15.839 TL’nin kredi borcu, 8.255 TL’nin ise gayrinakdi çek karşılığı olduğunu, müşterek müteselsil kefil olarak her iki bedelin davacının hesabından çekilmesi kredi sözleşmesinin gereği olup hukuka uygun olduğunu, yerel mahkeme kararında açık bir nitelendirme hatasının yer aldığını, mahkemenin çekilen paranın kredi borcu ve gayrinakdi çek ayrımını yapmadığını, çekilen tüm parayı gayrinakdi çek karşılığı olarak nitelendirdiğini, müvekkili bankanın kredi sözleşmesine istinaden hesapta bulunan parayı borç karşılığı tahsil etmesinin hukuka uygun olduğunu, aksinin kefalet kavramı ve kuramına yazılı sözleşme kavramına aykırı olduğunu, tüm bilirkişi raporlarında ve müvekkili banka hesaplarında gayrinakdi çek bedeli olarak çekilen paranın 8.255 TL olduğunun açık olduğunu, genel kredi sözleşmesinin 17. ve 18. maddeleri ve ilgili diğer maddeleri ile kefilin gayrinakdi kredi borçlarından da sorumlu olduğunun kabul edildiğini, bu nedenle davacının 8.255 TL gayrinakdi sorumluluğunun doğduğunu beyanla İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2019/142 Esas 2020/569 karar sayılı kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, davalı banka tarafından, genel kredi sözleşmesinde müteselsil kefil olan davacının mevduat hesabından daha önce başka bir müteselsil kefil tarafından ödenerek kapatıldığı iddia edilen kredi borcu nedeniyle çekilen bedellerin faizi ile iadesi talebine ilişkindir. Mahkemece yukarıda açıklanan gerekçe ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, karara karşı davalı taraf istinaf başvurusunda bulunmuştur.Dosyadaki belgelere, duruşma sürecini yansıtan tutanak ve gerekçe içeriğine göre, mahkemece ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği; davalı banka ile dava dışı … Tic. Ltd. Şti. arasında düzenlenen 15.01.2010 tarihli genel kredi sözleşmesinin, davacı tarafından müşterek müteselsil kefil olarak imzalandığı, asıl borçlu şirkete aynı tarihli taksitli ticari kredinin kullandırıldığı ve çek karnesi verildiği, ödemelerin vadesinde yapılmaması nedeniyle davalı, dava dışı asıl borçlu şirket ve dava dışı diğer kefiller hakkında İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığı, dava dışı kefil … tarafından 22.02.2015 tarihinde dosya borcunun tamamen ödendiği, Mahkemece alınan ve denetime açık iki farklı bilirkişi raporunda tespit edildiği üzere, davalı banka tarafından icra dosyasına yapılan ödemenin 3 yıl 3 ay sonra 26.03.2018 tarihinde çekildiği, bundan önce ise 15.02.2018 tarihinde davacının mevduat hesabından 22.985,22 TL ve 8.377,81 TL olmak üzere iki kalemde toplam 31.363,03 TL çekilerek dava dışı asıl borçlu şirketin hesabına aktarıldığı, 7.268,40 TL’nin davacının hesabına iade edildiği, 8.255 TL’nin dava dışı şirketin hesabında iade edilmeyen altı adet çekin bankaca ödenmesi gereken yasal sorumluluk bedeli olarak blokeli olarak bekletildiği, davalı banka tarafından, davalının kefil olduğu genel kredi sözleşmesi nedeniyle asıl borçlu şirkete İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün dosyasına konu kredi dışında başkaca bir kredi kullandırılmadığı, icra dosyasına yapılan ödemenin geç çekilmesi nedeniyle aynı kredi borcuna hesaplarda faiz işletilerek davacıdan mükerrer olarak tahsilat yapıldığı, bu nedenle davacının hesabından çekilen 22.985,22 TL’nin iade edilmeyen 15.716,82 TL’lik kısmının ve taraflar arasındaki genel kredi sözleşmesinde, müteselsil kefil olan davacının risk altındaki çek yaprakları nedeniyle bankanın Çek Kanunu uyarınca ödemesi gereken asgari miktarlarla ilgili olarak depo talebinden sorumlu tutulmasını sağlayacak açık bir hüküm bulunmadığından, blokeli olarak asıl borçlu şirket hesabında bekletilen 8.377,81 TL’nin davacıya iadesinin gerektiği, Mahkemece toplam 24.094,63 TL’nin, vadeli hesaptan çekildiği tarihte davalı bankaca bu hesaba uygulanan oranda işletilecek faizi ile davacıya iadesine karar verilmesinin usul ve yasaya uygun olduğu, davalının istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı anlaşılmıştır. Açıklanan nedenlerle; dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere göre, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı gibi kamu düzenine aykırılık da görülmediğinden, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’ nın 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 1.645,90 TL istinaf karar harcından istinaf eden tarafından peşin olarak yatırılan 411,47 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.234,43‬ TL harcın istinaf eden davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa talep halinde yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 02/02/2023 tarihinde HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.