Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2021/620 E. 2021/777 K. 21.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/620 Esas
KARAR NO: 2021/777 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI: 2020/543 Esas – 2021/187 Karar
TARİH: 25/02/2021
DAVA: Şirketin İhyası
KARAR TARİHİ: 21/05/2021
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, … Ltd. Şti.’nin kaçak elektrik kullanması sebebiyle davacı kurumca kaçak elektrik faturalandırmasının yapıldığını ve bunların tahsili amacıyla Bakırköy …İcra Müdürlüğünün … E., Bakırköy …İcra Müdürlüğünün … E., Bakırköy …İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı dosyalarıyla ve birleşen dava konusu Bakırköy …İcra Müdürlüğünün … E., Bakırköy …İcra Müdürlüğünün … E. sayılı takip dosyalarıyla takip başlattığını, ihyası talep edilen şirketin haksız ve kötüniyetli olarak bu dosyalara itiraz ettiğini ve bu itirazların iptali amacıyla İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi 2012/260 E. ve birleşen davalar olan İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi 2012/261 E., İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi 2012/262 E. , İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi 2012/263 E., İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi 2012/264 E. sayılı dosyaları ile davalar açtıklarını ve davaların halen devam ettiğini, İstanbul 18.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2012/260 E. sayılı dosyada 07.10.2020 tarihli duruşmasında verilen 1 nolu karar gereğince, taraflarına davalı şirket olan … Ltd. Şti.’nin ihyasını sağlamak üzere dava açmaları için 1 aylık süre verildiğini belirterek, tasfiye sonu ilan olunan … Ltd. Şti.’nin ihyasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı … Sicil Müdürlüğü davaya karşı cevap vermemiştir. Dahili Davalı vekili verdiği cevap dilekçesi ile; davacı şirket tarafından kaçak elektrik kullanılması sebebiyle oluşan borcun yapılandırıldığını, müvekkilinin davacı şirket tarafından yapılandırılan bu borcu ödediğini, buna ilişkin dekontları da mahkemeye sunduklarını, müvekkili …’ın yetkilisi olduğu … Limited Şirketinin usulüne uygun olarak tasfiye edildiğini, tasfiye işlemleri doğrultusunda şirketin alacaklılarının şirket defterlerinden, kayıtlarından ve adresleri bilinenlerin şirketin sona erdiği konusunda bilgilendirildiğini ve alacaklarını bildirmeye çağrıldıklarını, bunun yapılan üç ilan ile gerçekleştirildiğini, davacının tasfiye halinde olan şirkete karşın ihya davası açabilme zorunluluğunun doğabilmesi için haklı bir sebebe, dayanağa sahip olması gerektiğini, davacının dava dilekçesinde belirttiği üzere 6335 sayılı Kanun ile 6102 Türk Ticaret Kanunu’na eklenen geçici 7 maddesinde; “Ticaret sicilinden kaydı silinen şirket veya kooperatifin alacaklıları ile hukuki menfaatleri bulunanlar haklı sebeplere dayanarak silinme tarihinden itibaren beş yıl içinde mahkemeye başvurarak şirket veya kooperatifin ihyasını isteyebilir.” şeklinde düzenlendiğini ve davacının tasfiye olan … Limited Şirketinden alacaklı olduğu iddiasıyla bu davayı açmışsa da müvekkilinin kaçak elektrik faturasının yapılandırıldığını ve müvekkilinin borcunu Haziran/2015-Haziran/2016 tarihlerinde iki taksit şeklinde ödediğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 25/02/2021 tarih 2020/543 Esas – 2021/187 Karar sayılı kararında; ” Ticaret sicil kaydına göre ihyası istenilen şirketin; … mah. … cad. no:…/… Bayrampaşa/İstanbul adresinde kayıtlı iken, 21/01/2014 tarihinde tasfiyesine karar verildiği, tasfiye memuru olarak davalı …’ın tayin edildiği ve 28/12/2015 tarihinde tasfiyesinin sona erdiği anlaşılmıştır. İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2012/260 Esas sayılı dosyası incelendiğinde; davacı … tarafından Davalı … aleyhine 23/11/2012 tarihinde itirazın iptali davası açıldığı, 07/10/2020 tarihli duruşmada davacı vekiline davalı şirketin ihyası için dava açarak esasını bildirmek üzere 1 aylık süre verildiği anlaşılmıştır. Tasfiyenin sona erdirildiği 28/12/2015 tarihinden önce, davacı tarafından 23/11/2012 tarihinde açılmış bir dava bulunduğundan, tasfiye işlemlerinin gerçekten tamamlanmamış olduğu ve eksik bırakıldığı anlaşıldığından, davacı tarafından açılan dava için şirketin ihyası gerektiği ve davacının bu davaya açmakta hukuki yararının bulunduğu anlaşılmıştır. Şirketin tasfiyesinin tasfiye memurunca dava olduğu halde usulüne uygun olarak yapılmadığından dahili davalı yargılama giderlerinden sorumlu tutulmuş, davalı Ticari Sicil Müdürlüğünün yasal hasım olması nedeniyle yargılama giderlerinden sorumlu tutulmamıştır.Açıklanan nedenlerle davanın kabulü ile, şirketin ihyasına, kararın tescil ve ilanına karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur….”gerekçesi ile, 1-Davanın KABULÜ İLE, İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünün … sicil numarasında kayıtlı iken tasfiye nedeniyle sicilden terkin edilmiş olan … LİMİTED ŞİRKETİ’nin İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2012/260 Esas sayılı dosyası ile sınırlı olmak üzere İHYASINA, 2-Ek tasfiye işlemlerini yapması için eski tasfiye memuru olan …’ın şirkete tasfiye memuru olarak ATANMASINA, 3-Kararın TESCİL ve İLANINA, karar verilmiş ve karara karşı dahili davalı tasfiye memuru vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Dahili davalı vekili istinaf dilekçesi ile, yerel mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, Yerel mahkemece verilen şirketin ihyası kararına itiraz ettiklerini, Davacı tarafın dava dilekçesinde müvekkilinin yetkilisi olduğu … Ltd. Şti.nin kaçak elektrik kullanmasından bahisle kaçak elektrik faturalandırması yapıldığını ve müvekkili tarafından yapılandırılan borcun ödenmediği gerekçesiyle icra takipleri başlatıldığını ileri sürdüğünü, davacı tarafın iddia ve taleplerinin hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, müvekkili tarafından yapılandırılan kaçak elektrik borcunun Haziran 2015 ve Haziran 2016 tarihlerinde iki taksit halinde ödendiğini, ödemeye ilişkin temin edilen banka dekontlarının İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2020/543 E. Sayılı dosyasına sunulduğunu, esasen davacının, yapılandırılan kaçak elektrik borcunun ödenmesine rağmen icra takiplerine devam etmesi ve işbu ihya davasını ikame etmesinin kötü niyetli ve haksız olduğunu, Müvekkilinin yetkilisi olduğu … Ltd. Şti. Usulüne uygun tasfiye edildiğini ve davacı tarafından yapılandırılan kaçak elektrik borcun ödendiğini, davacının, şirketin ihyasında ve tescilinde korunmaya değer hukuki bir menfaati kalmadığını, İleri sürerek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasını, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, şirket ihya davasıdır.Davacı vekili, davaya konu şirket hakkında yaptıkları takiplere itiraz edildiğini, itirazın iptali davası açtıklarını, söz konusu davalar henüz sonuçlanmadan şirketin tasfiye işlemlerinin sonlandırılarak ticaret sicilden terkin edildiğini, tasfiye işlemleri tamamlanmadan şirket terkin edildiğinden TTK 547. Maddesine göre ek tasfiye işlemlerinin tamamlanması için şirketin ihyasına karar verilmesini talep etmiş, mahkemece davanın kabulü ile şirketin ihyasına, karar verilmiş, karara karşı davalı tasfiye memuru istinaf başvurusunda bulunmuştur.TTK 547. Maddesine göre tasfiyenin kapanmasından sonra ek tasfiye işlemlerinin yapılmasının zorunlu olduğunun anlaşılması halinde, bu ek işlemler sonuçlandırılıncaya kadar, şirketin yeniden tescili istenebilecektir.Somut olayda ihyası istenen şirketin tasfiye sonucunda ticaret sicilden kaydının silindiği, şirketin ticaret sicilden terkininden önce hakkında açılmış ve derdest davaların bulunduğu, buna göre tasfiye işlemlerinin tamamlandığından bahsedilemeyeceği, ilgili davaların görülüp sonuçlandırılması için şirketin ihyasının gerektiği anlaşılmaktadır. Davalı tasfiye memurunun istinaf sebebi olarak ileri sürdüğü, davacının alacaklarının yapılandırılarak ödendiği, şirketin davacıya her hangi bir borcunun kalmadığına ilişkin iddiaları, görülmekte olan itirazın iptali davasında araştırılarak karar verilecek hususlar olup, ilgili şirkette zaten bu davanın görülüp sonuçlandırılması için ihya edilmiştir. Bu nedenle davalı tasfiye memurunun istinaf sebepleri yerinde değildir. Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde hukuka aykırı bir yön bulunmamasına göre; ilk derece mahkemesince verilen karar usul ve yasaya uygun olup kamu düzenine aykırılık da görülmediğinden, davalı tasfiye memuru vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalı tasfiye memurunun istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’ nın 353/1-b1. maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan 162,10.TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 59,30.TL istinaf karar harcından istinaf eden tarafından peşin olarak yatırıldığından yeniden alınmasına yer olmadığına, yatırılan harcın hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 21/05/2021 tarihinde HMK’ nın 362/1-ç (YHGK.nun 13/12/2018 tarih ve 2017/11-2924 Esas – 2018/1935 Karar) maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.