Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2021/616 E. 2023/519 K. 23.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/616 Esas
KARAR NO: 2023/519 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI: 2020/183 Esas – 2020/745 Karar
TARİH: 29/12/2020
DAVA: Alacak (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 23/03/2023
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, 15/03/2010 tarihinden itibaren davalı ile çalıştığını, dava tarihine kadar kullanılan krediler ile ilgili ödemiş olduğu komisyon, ipotek tesis ve fek ücretleri, dosya masrafları, kredi tahsis ve istihbarat ücretleri, hesap işletim ücretleri, faturalandırılmayan ekspertiz ücretleri, alınan kredi erken kapama ücretleri ve diğer nedenlerle hesabından haksız olarak alınan ücretlerin alındığı tarihten itibaren uygulanacak en yüksek faizi ile birlikte 5.000,00TL’nin davalıdan alınarak, davacıya verilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesi ile, davalının taleplerinin zamanaşımına uğradığını, davanın somutlaştırılmadığını, davanın belirsiz alacak davası olarak açılamayacağını, davacının zararı olmadığını, müvekkilinin davacıdan yapmış olduğu tüm tahsilatların hukuka uygun olduğunu beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ:İlk Derece Mahkemesi 29/12/2020 tarih 2020/183 Esas 2020/745 Karar sayılı kararında;”…Mahkememizce tüm dosya kapsamında yapılan inceleme sonucunda; taraflar arasındaki sözleşmenin 2.10.10.maddesinde masraflara yer verildiği, erken kapama komisyonu olarak %2 oranının cezai şart olarak belirlendiği, 2.10.1.maddede, davalıya tahsil yetkisinin verildiği, 2.10.8.maddesinde davalının masraf talep edebileceğinin düzenlendiği, 2.8.1.maddesinde erken kapama komisyonunun düzenlendiği, bu düzenlemelerin TTK 18, 19 ve 20.maddesine ve TCMB’nin 2006/1 sayılı tebliğine uygun olduğuna kanaat edilerek ve bilirkişi raporunun yedinci sayfasında yer verildiği üzere, emsal banka uygulamalarına uygunluk teşkil etmesi nedeniyle davalının mükerrer tahsilat yaptığı, ekspertiz ücretleri ve bankacılık uygulamalarında yer almayan 12 aylık tarife ücretinin dışında kalan diğer ücretlerin tahsil edilmesinin hukuka aykırılık oluşturmadığına, mükerrer tahsil edilen ekspertiz ücretinin ve tahsil edilen 12 aylık tarife ücretinin hukuka aykırı olduğuna karar verilmiş ve kesinti yapılan tarihlerden itibaren bu miktarlara tarafların tacir olduğu da göz önünde bulundurularak avans faizi uygulanmasına karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. Davalı vekili tarafından ileri sürülen zamanaşımı define, davaya konu alacağın taraflar arasındaki sözleşmeden kaynaklanması nedeniyle mahkemenizce itibar edilmemiş ve kabul edilmemiştir. …”gerekçesi ile, 1-Davacının Davasının KABULÜ İLE,11.704,82TL nin 750,00TL sine 02/06/2016, 954,82TL sine 22/09/2017, 3.295,20TL 03/10/2017 tarihinden, 6.704,82TL sine 28/10/2020 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, karar verilmiş ve karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesi ile, yerel mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olup kaldırılması gerektiğini,Hükme esas alınan bilirkişi raporunun hüküm kurmaya elverişli olmadığını, (T.C.Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2016/8759 E. 2017/6377 K. T. 21.11.2017)Davacının dava konusuna ilişkin taleplerinin zamanaşımına uğramış olup, zamanaşımı nedeniyle davanın müvekkili banka yönünden reddi gerektiğini,Davacının davasını müvekkili yönünden somutlaştıramadığını, müvekkili hakkında hangi vakıa ve gerekçelerle dava açıldığının, müvekkilinden talebinin ne olduğunun somut şekilde ortaya konulmadığını,Belirsiz alacak davası olarak açılan davanın hukuki yarar şartı yokluğu nedeniyle reddi gerektiğini ancak davanın kabulüne karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu, (YHGK 2015/22-1052 E. ve 2015/1612 K. sayılı ilamı)Somut olayda davacının zararının söz konusu olmayıp korunmaya değer hukuki yararı bulunmadığını bu nedenle de davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddi gerektiğini, Müvekkili banka tarafından tahsil edilen erken kapama komisyonu taraflar arasında ikame edilen kredi sözleşmesine, hukuka, yasal mevzuata ve Yargıtay kararlarına uygun olduğunu, müvekkili banka tarafından gerçekleştirilen tüm işlemlerin yasa, sözleşme ve bankacılık uygulamalarına istinaden gerçekleştirilmiş olduğundan, davacının, alacak talebinin hiçbir hukuki ve yasal dayanağı bulunmadığını,Tacir olan müvekkili bankanın sözleşme gereği erken ödeme komisyonu talep etme hakkının bulunduğunu, davacı tarafın kredi kapama tutarına herhangi bir itirazda bulunmaksızın, cari hesap şeklinde işleyen kredi borcunu kendi rızası ile vadesinden önce ödemiş ve bu şekliyle taraflar arasındaki kredi ilişkisi sona erdiğini, Davacının genel kredi sözleşmelerini imzalayarak müvekkili bankadan krediler kullandığını, davacıdan kullanmış olduğu kredi nedeniyle tahsil edilen erken ödeme komisyonu tutarının, gerek genel kredi sözleşmelerine gerek Türk Ticaret Kanunu hükümleri ve sair yasal düzenlemeler çerçevesinde yasal olduğunu, Davacının kredili borçlunun Genel Kredi Taahhütnamelerinin 5. sayfasında yer alan ”Erken Ödeme Komisyonu” başlıklı maddesi ile erken kapama komisyonu ödemeyı ve komisyon oranını peşin olarak kabul ettiğini,Davacıya kullandırılan kredilerin davacının işletmesine ilişkin olduğunu, basiretli davranması gereken davacının kredi sözleşmesi şartlarını inceleyerek, masraf ve ücretleri bilerek kabul ettiğini ve kredi kullandırıldığını, davacının krediyi kullanıp sonradan kredi masrafına itiraz etmesi hakkın kötüye kullanımı olduğunu, iyi niyet kuralları ile bağdaşmadığını, müvekkili bankanın tacir olup, Türk Ticaret Kanunu hükümleri gereğince vermiş olduğu hizmet karşılığında ücret isteme hakkı bulunduğunu,Söz konusu komisyon kesintisi, sözleşmelerin ilgili maddeleri gereği taraflar arasındaki kesin delil mahiyetinde olan banka kayıtlarına uygun bir biçimde ve davacı tarafın kredi kullanılırken imzaladığı ve hiçbir ihtirazi kayıt ve şart içermeyen kredi sözleşmelerinin ilgili hükümlerine göre yapılan bir kesinti olduğunu, davacı tarafın itiraz etmediği geçerli bir kredi sözleşmesine dayanılarak davacıdan talep edilen komisyon tutarı da yasal mevzuata ve Anayasaya uygun olduğunu,Komisyon alınmasının sadece davacıya uygulanmış bir düzenleme ve uygulama olmayıp, bankacılık uygulmasında var olan yasal bir düzenleme olduğunu, bu nedenle davacı tarafın komisyon alınmasının hukuka aykırı olduğu yönündeki beyanlarının mesnetsiz olduğunu,Ödeme planlarında da anlaşılacağı üzere kredinin erken kapatılması nedeniyle müvekkili bankanın kar mahrumiyeti bulunduğunu, davacı taraftan çok daha düşük tutarda erken kapama komisyonu tahsil edildiğini, 6102 sayılı türk Ticaret Kanunu gereğince de müvekkili bankanın verdiği hizmet karşılığında ücret isteme hakkı bulunduğunu, (Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 28.04.2014 tarihli 2014/1111 esas ve 2014/7887 karar sayılı ilamı, Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 05.05.2014 tarihli 2014/1257 esas ve 2014/8458 karar sayılı ilamı) Yargıtay kararları gereğince de müvekkili bankanın davacıdan erken ödeme komisyonu talep etme hakkı bulunduğunu, (Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 12.12.2011 tarihli 2010/6669 esas ve 2011/16789 karar sayılı ilamı, Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 21.01.2015 tarihli 2014/15128 esas ve 2015/726 karar sayılı ilamı)6098 SAYILI Türk Borçlar Kanunu’nun 96. maddesi gereğince de müvekkili bankanın erken ödeme komisyonu talep etme hakkı bulunduğunu, (Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 11.10.2005 tarihli 2005/9220 esas ve 2005/14972 karar sayılı ilamı) (Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 23.06.2014 tarihli 2014/5450 esas ve 2014/11807 karar sayılı ilamı) Davacını kendi ihtiyari ile ihtirazi kayıt koymaksızın ödeme yaptığını, davacının hem tacir olması hemde Borçlar Kanunu gereği ödemiş olduğu ve dava konusu ettiği tutarları iade isteyemeyeceğini, 5411 sayılı Bankacılık Kanunu ve ilgili Merkez Bankası tebliğ hükümleri gereğince de müvekkili bankanın ücret isteme hakkı bulunduğunu, Davacı kredili borçlunun imzalamış olduğu ”Genel Kredi Sözleşmesi”nin Komisyon, Vergi ve Masraflar başlıklı 2.10. maddesinde kredi sözleşmesine istinaden kullandırılacak kredi masraflarının davacı tarafından ödeneceği davacı tarafından kabul ve taahhüt edildiğini, söz konusu sözleşme hükümleri taraflar arasında çıkacak her türlü uyuşmazlıkta yegane, kesin ve bağlayıcı delil niteliğinde olduğunu bu nedenle, davacının kredi masraflarının tümünün iadesi yönündeki talebinin haksız olduğnuu, davacıya kullandırılan kredi ticari nitelikte ve işletmesine ilişkin olduğunu, basiretli davranması gereken davacının kredi sözleşmesi şartlarını inceleyerek, masraf ve ücretleri bilerek kabul etmiş ve kredi kullandığını, davacının krediyi kullanıp sonradan kredi masrafına itiraz etmesinin hakkın kötüye kullanımı olup iyi niyet kuralları ile bağdaşmadığını, müvekkili bankanın da tacir olup, Türk Ticaret Kanunu hükümleri gereğince vermiş olduğu hizmet karşılığında ücret isteme hakkı bulunduğunu, Davacı ile müvekkili banka arasında, ”Kobi Tarifeleri Başvuru Formunu” imzalandığını, davacı adı geçen kobi tarife paketini tarife ücreti tahsil edilmek üzere satın aldığını, kobi tarifeleri paketinin müvekkili banka tarafından belirli bankacılık işlemlerinin bir araya getirilerek tarife kapsamında belirlenen işlem ve adetlerin tarife periyodundan kullanabildiği ve her bir işlem için tek tek ücret almak yerine tek bir tarife ücreti altında fiyatlanan ve tarife periyotlarında bu ücretin otomatik olarak tahsil edildiği bir bankacılık hizmet pakete olduğunu, Kobi Tarifeleri Başvuru Formunu’nda “Tanımlanmış Tarife, müşterinin aksi bir talebi olmadığı sürece, aynı periyot ile otomatik olarak yenilenir. Her yenilenme periyodunda tarife kapsamındaki güncel işlem tipleri ve adetleri müşteri kullanımına açılır ve Tarife ücreti tahsil edilir.” denildiğini, bu hususun davacı tarafından kabul ve beyan edilmek suretiyle imza altına alındığını, (Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 1982/508 esas ve 1982/848 karar sayılı ilamı) Davacının kötü niyetle hareket ederek işbu davayı açtığını, Davanın açılmasına müvekkili banka sebebiyet vermediğinden yargılama giderleri ve vekalet ücreti hususlarında müvekkili bankanın sorumlu tutulamayacağını, bununla birlite, dava dilekçesinde davacının yargılama giderleri ve vekalet ücreti yönünden herhangi bir talebi de bulunmadığını, taleple bağlılık ilkesi gereğince de yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerine bırakılması gerekirken müvekkili banka üzerine bırakılması hukuka aykırı olup işbu kararın kaldırılması gerektiğini, İleri sürerek istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının istinaf incelemesi sonucunda kaldırılmasına, davanın reddine, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, davalı banka tarafından davacıya kullandırılan kredi nedeniyle davacının ödemiş olduğu komisyon, ipotek tesis ve fek ücretleri, dosya masrafları, kredi tahsis ve istihbarat ücretleri, hesap işletim ücretleri, faturalandırılmayan ekspertiz ücretleri, fazladan alınan alınan kredi erken kapama ücretleri, kobi tarife paketleri adı altında ve açıklanamayan diğer nedenlerle hesabından haksız olarak alınan ücretlerin iadesi istemine ilişkin alacak davasıdır. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş ve karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Mahkemece , davacı ile davalı banka arasında imzalanan bütün sözleşmelerin listesi ve bu sözleşmelerin birer suretlerinin gönderilmesi için davalı bankanın genel müdürlüğüne müzekkere yazıldığı, gelen cevabi yazıda bankanın Seyitnizam/Zeytinburnu Şubesinden temin edilebilen bilgilerin ekte gönderildiği belirtilerek belgelerin CD ortamında mahkemeye gönderildiği, mahkemece gönderilen CD. Nin yazdırılmak suretiyle dosya arasına konulmadığı görülmüştür.Mahkemece uyuşmazlık konusunda bankacı bilirkişiden rapor alınmış ve alınan bilirkişi raporunda; banka tarafından yapılan ve mükerrer olan iki adet ekspertiz ücretinin hukuka aykırı olarak tahsil edildiği, 12 aylık tarife ücreti adı altında 03/10/2017 tarihinde 10.000,00 TL. tahsil edilen ücretin/komisyonun dosya içerisinde somut hiçbir gerekçesi ve dayanağı ortaya konulamadığı için bu ücretin yerinde olmadığı belirtilmiştir. Bilirkişi raporuna karşı davalı banka vekili tarafından itirazlarını içerir beyan dilekçesinde; davacının, ticari bir bankacılık hizmeti olan ”Kobi Tarifeleri Başvuru Formunu” imzaladığını, davacının adı geçen kobi tarife paketini tarife ücreti tahsil edilmek üzere satın almış olup kobi tarifeleri paketinin müvekkili banka tarafından belirli bankacılık işlemlerinin bir araya getirilerek tarife kapsamında belirlenen işlem ve adetlerin tarife periyodundan kullanabildiği ve her bir işlem için tek tek ücret almak yerine tek bir tarife ücreti altında fiyatlanan ve tarife periyotlarında bu ücretin otomatik olarak tahsil edildiği bir bankacılık hizmet paketi olduğunu ileri sürerek itirazları doğrultusunda öncelikle yeni bir bilirkişiye dosyanın tevdi edilerek yeni rapor alınmasını, kabul görmemesi halinde ek rapor alınmasını talep ettiği halde mahkemece bu talep konusunda olumlu/olumsuz bir karar verilmediği gibi davalı vekilinin bilirkişi raporuna yönelik verdiği beyan dilekçesindeki itirazların mahkemece verilen karar gerekçesinde tartışılıp değerlendirilmediği ve itiraz edilen bilirkişi raporundaki tesbitler doğrultusunda mahkemece karar verildiği ve davalı vekilinin bilirkişi raporuna itiraz ettiği hususları istinaf dilekçesinde de istinaf sebebi olarak ileri sürdüğü anlaşılmıştır.Bu durumda mahkemece, davalı bankadan gönderilen CD. Nin yazdırılıp çıktısının fiziken dosya arasına konulmak suretiyle dosyanın bilirkişiye tevdi edilerek bilirkişiye davalı banka kayıtları üzerinde yerinde inceleme yapma yetkisi de verilmek suretiyle davalı vekilinin bilirkişi raporuna yönelik verdiği beyan dilekçesindeki itirazlar karşılanmak suretiyle bilirkişiden denetime elverişli ek rapor alınıp sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik incelemeye dayalı olarak yukarıdaki şekilde karar verilmesi yerinde görülmemiştir.HMK.nın (Değişik:22/07/2020-7251/35md.)353/1-a6 maddesinde; “Mahkemece, uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmamış veya değerlendirilmemiş olması ya da talebin önemli bir kısmı hakkında karar verilmemiş olması.” hali, kararın kaldırılarak, dosyanın mahkemesine iadesi sebepleri arasında gösterilmiştir. Açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a.6 maddesi uyarınca kaldırılmasına, dosyanın davanın yeniden görülmesi için mahkemesine iadesine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalının istinaf başvurusunun KABULÜ ile; İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 29/12/2020 tarih ve 2020/183 Esas – 2020/745 Karar sayılı kararının HMK’nın 353/1-a6 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, dosyanın mahkemesine İADESİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, istinaf karar harcının talep halinde davalıya iadesine, 3-İstinaf başvurusu için yapılan yargılama giderlerinin esas hükümle birlikte ilk derece mahkemesince yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine, 4-Artan gider avansı olması halinde, avansı yatıran tarafa iadesine, 5-Kararın ilk derece mahkemesi tarafından taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 24/03/2023 tarihinde HMK’nın 362/1-g maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.