Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2021/603 E. 2021/718 K. 18.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/603 Esas
KARAR NO: 2021/718 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 13/01/2021
NUMARASI: 2020/778 Esas 2021/26 Karar
DAVA TÜRÜ: İtirazın İptali.
KARAR TARİHİ: 18/05/2021
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkilinin alacağından dolayı Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasından icra takibi yapıldığını, borçlunun haksız olarak itiraz ettiğini, icra dosyasından alacağından dayanağı olarak gösterilen Su Makinaları ve TV’ye ait faturalar ile bunların bedellerinin davalı şirketin ortağı olan müvekkili tarafından ödendiği malların şirkete teslim edildiğini, ve faturalarının da şirket adına kesilmiş olduğunu, 20/06/2016 tarihli B.çekmece … Noterliğinin … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile bu paraların ödenmesinin talep edilmiş olmasına rağmen davalı şirketin cevap vermediğini, davalının haksız itirazının kaldırılmasına ve % 20 icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesi ile, davanın icra mahkemesinde açılması gerektiğini, bu nedenle itirazın kaldırılmasını davasının görevsiz mahkemede açıldığını, davacının müvekkili şirketin ortağı olup çeşitli davalarda müvekkili şirketi zor durumda bırakmakta olduğunu, şirket ortaklığının şirketin devamı süresince çeşitli mallar alarak maddi açıdan şirketin ileri gitmesi için mücadele etmiş olduklarını, davacının icra takibine konu yaptığı TV’ye ilişkin ödeme belgesi ibraz etmediğini, fazla talep edilen takibe itiraz ettiklerini, davacının şirkete alınan su ve yiyecek otomatlarının çalışması doldurulması ve hizmet verilmesi konusunda tek başına hareket etmiş olduğunu, otomatlardan yapılan satışların kendisinin tahsil etmiş elde ettiği kârı da kendisine almış olduğunu, otomatlardan elde edilen kârın bilgisayar sisteminde kayıtlı olduğunu, davacı ve şirket ortağı oğlu …’ın ihtarname ile durumu itiraf etmiş olduğunu, bu nedenle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 13/01/2021 tarih ve 2020/778 Esas – 2021/26 Karar sayılı kararında; “….Dosya tüm deliller ile birlikte değerlendirildiğinde; Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasından yapılan takipte davacının 20.06.2016 tarihli 62.000,00-TL faturaya ilişkin asıl alacak olarak 62.000,00- TL, 837,00–TL faiz alacağı talebinde bulunduğu, davalının süresinde itirazı ile iş bu davanın açıldığı,02.04.2018 tarihli bilirkişi raporunda taleple bağlı kalınarak davacını takip talebindeki miktar ve faiz alacağının haklı olduğundan bahsedilerek davalının itirazve istinafa konu dilekçesinde belirttiği 22.266,50-TL lik ödemenin tespitinin yapılamadığını, tarafların kabulünde olan 17.637,00-TL lik ödemenin ise mahsubunun takdirinin mahkemede olduğu yönünde tespit yapılmıştır. K.Çekmece Cumruhiyet Başsavcılığı’nın 2016/40913 Soruşturma numaralı dosyasından dava dışı …’ın ifadesindeki beyanı ile de takip konusu olan borca ilişkin 17.637,00-T ödemelerin yapıldığının taraflarca da kabul edildiği göz önüne alınarak otomatlardaki gelirin tespitine ilişkin bilirkişi incelemesinde davacının 17.637 TL’lik tahsilin yapılmış olduğu kabul edilerek bu miktarın takipte talep edilen 62.000,00 TL. alacaktan düşüldüğünde davacının takip tarihi itibariyle 44.363,00 TL. Asıl alacaklı olduğunun kabulü ile, davacının 20.06.2016 tarihi itibari ile davalıyı temerrüde düşürdüğü, takibin 15.08.2016 tarihinde başlatıldığı, reeskont faiz talebinde bulunduğu, 1 ay 26 günlük faiz miktarının 612,57-TL olduğu mahkememizce usul ekonomisi de gözetilerek hesaplanmış olup açılan davanın kısmen kabulüne, davalının Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasında yapmış oldukları itirazın 44.363,00-TL asıl alacak 612,57-TL faiz alacağı yönüden itirazın iptaline, takip tarihinden itibaren asıl alacağa davacının talebi aşılmamak üzere 3095 sayılı kanunun 2/2.maddesi uyarıca değişen oranlarda avans faizi uygulanmak suretiyle takibin devamına, alacağın likit olması nedeni ile asıl alacağın % 20′ si oranında ( 8.872,60-tl) icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilerek…”gerekçesi ile,
AÇILAN DAVANIN KISMEN KABULÜNE, 1-Davalının Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasında yapmış oldukları itirazın 44.363,00-TL asıl alacak 612,57-TL faiz alacağı yönüden itirazın İPTALİNE, takip tarihinden itibaren asıl alacağa davacının talebi aşılmamak üzere 3095 sayılı Kanunun 2/2.maddesi uyarıca değişen oranlarda avans faizi uygulanmak suretiyle TAKİBİN DEVAMINA, 2-Alacağın likit olması nedeni ile asıl alacağın % 20′ si oranında ( 8.872,60-TL) icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, 3- Fazlaya ilişkin talebin REDDİNE, karar verilmiş ve karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesi ile, Davacı taraf Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile müvekkili hakkında icra takibi başlattığı, iş bu icra takibine süresi içinde haklı itirazları sonucu huzurda görülen itirazın kaldırılması davası açıldığını, Huzurda görülen dava, davacının da dava dilekçesi içeriğinde ve talep kısmında belirttiği gibi itirazın kaldırılması davası olduğu, Söz konusu dava, İcra ve İflas Kanunu 68. Maddesinden kaynaklı olup İcra Mahkemesi’nde açılmış olması gerektiği, bu sebeple Ticaret Mahkemesi’nde açılmış bulunan iş bu itirazın kaldırılması davası görevsiz mahkeme de açıldığını, öncelikle yerel mahkemece görevsizlik sebebi ile davanın reddine karar verilmesi gerekirken yargılamaya devam edilmesi hukuksuz ve usulsüz olduğunu, Yerel mahkemece yapılan yargılama neticesinde alınan bilirkişi raporunda da görüldüğü üzere davacı alacaklı, alacaklı olduğunu iddia ettiği rakamdan 22.266,50-TL miktarı otomatlardan tahsil ettiğini, fakat mahkeme savcılık ifadesini esas alarak 17.637,00-TL bedelin tahsil edildiğini kabul ettiğini, Davacının ne kadar tahsilat yaptığını alınan bilirkişi raporu ile öğrenmiş bulunduklarını, bu rakamın ne kadar olduğunu hesaplamak ancak otomatların açılması ve bilirkişi raporu ile ortaya çıkabilecekken ve taraflarının itirazının haklı bulunmasına rağmen aleyhlerine icra inkar tazminatı yüklenmesi doğru olmadığını, Mahkemece davacının talebi, kısmen kabul bulup kısmen de reddedildiği ve buna da bilirkişinin hazırlamış olduğu rapor ile ulaşmış iken taraflarının borcunun likit olduğu iddia edilerek icra inkar tazminatına mahkum edilmelerinin adalet duygusu ile bağdaşmadığını, Davacının yapmış olduğu icra takibine, yargılamaya konu otomatlardan yapmış olduğu tahsilatlar sebebi ile itiraz edilmiş olup yargılama gerektirecek sebeplerle davacının alacaklı olup olmadığının tespit edilmesi gerekliliği, alacaklı ise ne kadar alacaklı olduğunun tespit edilmesi gerekliliği sebebiyle itirazlarını sunduklarını, Alacak ve borcun ne kadar olduğunu tespit edilemediği ve yargılamayı gerektiren bir davada mahkemece taraflarına alacağın likit olduğu gerekçesi ile icra inkar tazminatı yüklenmesi büyük hata teşkil edeceğini, Yerel mahkemece bilirkişi tarafından otomatlardan tahsil edildiği anlaşılan 22.266,50-TL baz alınarak davacının alacağının belirlenmesi gerekirken 17.637,00-TL bedelin esas alınması da hatalı olduğunu, İleri sürerek istinaf başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararının istinaf incelemesi sonucunda kaldırılmasına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, alacağın tahsili talebiyle başlatılan icra takibine itiraz üzerine açılan itirazın iptali davasıdır. Mahkemece, açılan davanın kısmen kabulüne, 1-Davalının Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasında yapmış oldukları itirazın 44.363,00-TL asıl alacak 612,57-TL faiz alacağı yönüden itirazın İPTALİNE, takip tarihinden itibaren asıl alacağa davacının talebi aşılmamak üzere 3095 sayılı Kanunun 2/2.maddesi uyarıca değişen oranlarda avans faizi uygulanmak suretiyle TAKİBİN DEVAMINA, 2-Alacağın likit olması nedeni ile asıl alacağın % 20′ si oranında ( 8.872,60-TL) icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, karar verilmiş ve karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Uyuşmazlık, mahkemece verilen kararın dosya kapsamına,usul ve yasaya uygun olup olmadığı noktasındadır. Davalı vekilinin davanın, davacının da dava dilekçesi içeriğinde ve talep kısmında belirttiği gibi itirazın kaldırılması davası olduğunu, söz konusu davanın görevsiz mahkemede açıldığına yönelik istinaf sebebi incelendiğinde, Davacı dava dilekçesinin konu bölümünde ve netice-i talep kısmında, borçlunun takibe, asıl alacağa ve faize ilişkin haksız itirazlarının kaldırılmasına ve takibin devamına karar verilmesini talep etmiştir. Davacı vekili cevaba cevap dilekçesi ile, davanın itirazın iptali istemiyle açıldığını belirtmiştir. Dairemizin 2019/130 Esas – 2020/950 Karar sayılı kararında da belirtildiği üzere, hukuki nitelendirme mahkemeye ait olup davacı vekilinin dava dilekçesine maddi hatayla sehven İtirazın iptali yerine itirazın kaldırılmasının yazıldığı ve davalarının itirazın iptali davası olduğu yönündeki beyanı da gözetilerek mahkemece davanın itirazın iptali davası olarak nitelendirilip yargılamaya devamla karar verilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön olmayıp davalı vekilinin bu yöndeki istinaf sebebi yerinde görülmemiştir. Davalı vekilinin aleyhlerine icra inkar tazminatının hükmedilmesinin yerinde olmadığı ve mahkemenin kabulüne yönelik istinaf sebepleri incelendiğinde, Ön inceleme duruşmasının yapıldığı 18/12/2017 tarihli duruşmada davalı vekili;” mahkemenin görevsizliğine karar verilmesini, davacının dayanağı olan faturaların içeriğine ve miktarına itirazımız yoktur, taraflar arasındaki anlaşmaya göre satın alınan ve su ve yiyecek otomatlarının işletilmesi karşılığı fatura bedellerinin işletmeden doğan kardan ödeneceği kararlaştırılmıştır, kalan borcumuz konusunda net bir bilgimiz yoktur, tarafların defterleri üzerinde yapılacak incelemeyle borç belirlenecektir,” şeklinde beyanda bulunmuştur. Taraflar arasında fatura miktarı ve içeriği itibari ile ihtilaf konusu olmayıp faturaların karşılığının ödenip ödenmediği ve ödeme miktarı ihtilaf konusudur. Davacının oğlu dava dışı … şüpheli sıfatıyla Büyükçekmece Polis Merkezinde verdiği ifadesinde;”….otomatların parasını şahsi kredi kartıyla ödeyen şirket ortağı babam ve şirket yetkili müdürleri arasında sözlü bir anlaşma olduğunu, bu sözlü anlaşma olmasaydı, babam söz konusu otomatları şahsi kredi kartıyla almazdı.Zaten sözlü anlaşma gereği Mart-Nisan-Mayıs 2016 süresince hemen her gün otomatlarla sadece ben ilgilendim.Otomatlar için gerekli malzemelerin teminini sağladım, hemen her gün otomatları açtım ve satılan malzemelerin yerine yenisini koydum. Otomatlarda 1 TL. Paralar birikti ve bozuk paraların bir kısmını muhtelif günlerde olmak üzere otomatlardan aldım ve otomatlardan para aldığım her sefer aldığım parayı şirketin otomatlardan dolayı babama olan borcunun bir kısmına karşılık babama teslim ettim. Bu işlem 3 ay boyunca başlangıçta anlaşıldığı gibi yürüdü.( yaklaşık 3 ayda muhtelif tarihlerde tahsil edilmesi kaydıyla toplam: 17.637 TL. ) ve diğer ortaklar 3 ay boyunca hiç ses çıkarmadılar…”’ şeklinde beyanda bulunmuş olup ifadeye göre otomatlara alınacak malzemelerde davacının oğlu tarafından karşılanmış olup biriken paralardan 17.637 TL. Davacıya yapmış olduğu ödemelerden mahsup edilmek üzere teslim edilmiştir. Mahkemece alınan bilirkişi raporunda;” tutanaktan anlaşıldığı üzere otomatlardan toplam: 23.328,00 TL. Lik kazanç elde edildiği,söz konusu kazancın 1.061,50 TL.sinin yapılan incelemeler sırasında otomat içerisinde bulunduğu, söz konusu 1.061,50 TL. Lik tutarın tutanak ile davalı firmaya verilmiş olduğu, söz konusu tutar haricinde bakiye 22.266, 50 TL.lik tutarın kim tarafından çekildiğinin otomatlar üzernde yapılan incelemeler sonucu mümkün olmadığı, ancak dosya arasında fotokopisi bulunan davacının evladı dava dışı …’ın şüpheli olarak verdiği ifade tutanağına göre otomatlarda biriken 17.637,00 TL.yi aldığını ve babasına verdiğini beyan ettiği, buna göre 4.629, 50 TL.lik kısmının ise kim veya kimler tarafından otomat içerisinden alındığının belirlenemediği,” belirtilmiştir. Taraflar arasında takip konusu fatura miktarı ve içeriği itibari ile ihtilaf konusu olmayıp faturaların karşılığının ödenip ödenmediği ve ödeme miktarı ihtilaf konusudur. Ödenen miktarın ispatı davalı üzerindedir. Davalı tarafça ödeme yapılan miktarla ilgili bir belge sunulmadığı ve ticari defterlerin de de davacı alacağının 60.000,00 TL. Sinin kayıtlı olup ödeme ile ilgili bir kayıt olmadığı bilirkişi tarafından düzenlenen raporda belirtilmiştir. Bu tespitlere göre davalı tarafın borcuna karşılık davacıya 17.637,00 TL. Lik ödeme yapıldığı ve takipte talep edilen 62.000,00 TL. Den 17.637,00 TL. Lik ödeme düşüldüğünde davacının takip tarihi itibariyle 44.363,00 TL. Asıl alacak ve davacının ihtar çekmek suretiyle takip tarihinden önce davalıyı temerrüde düşürdüğü ve temerrüt tarihinden takip tarihine kadar işlemiş faiz talep edebileceği tesbit edilmiştir. Davaya dayanak teşkil eden icra takibi davacı tarafından ödenen fatura konusu alacağın davalıdan tahsiline ilişkin olup alacak hesaplanabilir ve likit olduğundan ve yapılan yargılama ile davalı borçlunun takibe itirazının haksız olduğu tespit edildiğinden, davalı aleyhine mahkemece icra inkar tazminatı hükmedilmesinde usul ve yasaya aykırılık yoktur. İlk Derece Mahkemesine sunulan deliller, bilirkişi tarafından düzenlenen rapor içeriğindeki tespitler de gözetilerek, ilk derece mahkemesince kurulan hüküm gerekçesinde davalı vekili tarafından ileri sürülen istinaf nedenleri tartışılıp değerlendirildiği, mahkeme gerekçesi ve tespitinin dosya kapsamına uygun olduğu dairemizce belirlendiğinden, davalı vekilinin istinaf sebepleri ilk derece mahkemesinin gerekçesi ve değerlendirilmesine göre yerinde görülmemiştir. Sonuç itibariyle, dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre; mahkeme kararı usul ve yasaya uygun olduğundan davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilerek, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan 162,10.TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 3.072,28 TL istinaf karar harcından istinaf eden tarafından yatırılan 840,20.TL) harcın mahsubu ile bakiye 2.232,08.TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4-Artan gider avansı varsa talep halinde yatıran tarafa iadesine, 5-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 18/05/2021 tarihinde HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.