Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2021/578 E. 2021/535 K. 16.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/578 Esas
KARAR NO : 2021/535 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI : 2020/464 Esas (Derdest Dava Dosyası)
TARİH: 29/01/2021
DAVA: Banka Teminat Mektubunun İadesi Ve Depo Edilmesi (Depo Edilmesi İstemli)
BİRLEŞEN 19. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNİN 2020/560 ESAS 2020/706 KARAR SAYILI DOSYASINDA
DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 16/04/2021
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen ara karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili Giresun 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’ne sunduğu ihtiyati tedbir talepli dilekçesi ile; müvekkili şirketin davalı …. İle 20.08.2015 tarihinde bir sözleşme imzaladığını ve bu sözleşmenin garantisi için … Bankası’na ait 150.000,00-TL bedelli ve … sayılı teminat mektubunu da davalıya verdiğini, müvekkili şirket ile davalı şirket arasında düzenlenen sözleşme kapsamında teminat mektubunun sözleşme süresince (20.08.2015-19.08.2020) geçerli olduğunu, ancak 21.07.2020 tarihinde son olarak teminat mektubunun 28.08.2020 tarihine kadar uzatıldığını, sözleşmenin 19.08.2020 tarihinde sona erdiğini ve sözleşmenin sona ermesi sonucunda ekte sunulan cari hesap durum gösterir ekran dökümünde de davalı şirket adına alacak kalemi oluşmadığını, fakat haksız ve hukuka aykırı olarak davalı tarafın teminat mektubunun nakde çevrilmesi yönünde girişimde bulunma ihtimali olduğunu, bu nedenle teminat mektubunun nakde çevrilmesinin önlenmesi konusunda ihtiyati tedbir kararı alınarak teminat mektubunun ödenmesinin durdurulmasına karar verilmesini talep etmiştir.Giresun 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 28/08/2020 tarihli, 2020/100 D.İş sayılı kararı ile; davacı tarafça sunulan 19.08.2015 başlangıç tarihli ariyet demirbaş belgesinin incelenmesinde; sözleşmenin 20.08.2020 tarihinde sona erdiği, yapılan sözleşmeye karşılık davacı tarafça davalıya Giresun İli … İlçesi, … Bankası Şubesine ait 27.07.2018 tarihli … seri nolu 150.000,00-TL bedelli teminat mektubu verildiği, sözleşmenin sona erdiği ve sunulan belgelere göre davalı şirket adına alacak kalemi oluşmadığı, bu nedenle teminat mektubunun nakde çevrilmesinin önlenmesi gerektiği anlaşıldığından davacının tedbir talebinin %15 teminat karşılığında kabulüne karar vermek gerekmiş şeklindeki gerekçeyle “Davacı tarafın talebinin Kabulü ile; … ili … ilçesi … Bankası Şubesine ait 27/07/2018 tarihli ve … seri nolu ve 150.000,00 TL. bedelli teminat mektubunun davalıya ödenmesinin % 15 teminat karşılığında İhtiyat-i Tedbir yolu ile Durdurulması” yönünde karar verildiği anlaşılmıştır. Asıl davada; ihtiyati tedbir kararına itiraz eden davalı vekili 12/01/2021 tarihli itiraz dilekçesi ile; müvekkilinin fazlaya ve diğer hususlara ilişkin tüm hakları saklı kalmak kaydıyla, teminat mektubunun nakde çevrilmesine ilişkin hukuka ve usule aykırı ihtiyati tedbir kararının itirazlarının kabulü ile teminat mektubu için verilen ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasına, hükmedilen teminat miktarının muhtemel zararları karşılayacak miktarda olmadığını, müvekkilinin sözleşme ile üstlendiği bütün yükümlülükleri yerine getirmiş olmasına rağmen alacaklarına güvence olan teminat mektubunu nakde çevirmesinin haksız ihtiyati tedbir kararı ile engellendiğini, vekalet ücreti ve yargılama giderleri ile vekaleti ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.Giresun 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 06/10/2020 tarihli ek kararı ile; 6100 sayılı HMK’nun 394/2. maddesi gereğince ” Esas hakkında dava açıldıktan sonra, itiraz hakkında bu davaya bakan mahkemece karar verilir” hükmü gereğince asıl davanın açıldığı İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi yetkili olduğundan yetkisizlik kararı verilmiş ve dosya mahkememize gönderilmiştir.Davacı vekili Mahkememize sunduğu 24/09/2020, 07/10/2020, 14/10/2020, 02/12/2020, 08/12/2020, 04/01/2021, 05/01/2021 ve 28/01/2021 tarihli dilekçeleri ile geçici hukuki koruma talebinde bulunmuştur. Davacı vekili Ürün Alım Taahhüdünün nizalı halde olduğunu davalı/ karşı davacı tarafından Ürün Alım Taahhütnamesi dayanak yapılarak 138.200,-TL üzerinden İBOS’ta suni borç yaratıldığını, bu kayda esas olarak da banka teminat mektubunun tazmin edilmesini talep ettiğini, davalı/ karşı davacının dava konusu Teminat Mektubunu tazmin edip 150.000, -TL’nı kasasına koyabilmek için İBOS kayıtlarında suni borç doğurmayı da göze aldığı değerlendirilerek, Giresun Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından verilen etkin hukuki himaye kararının devamına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ:İlk Derece Mahkemesi 29/01/2021 tarih 2020/464 Esas sayılı ara kararında;”Davacı birleşen dosya davalı vekili, dava dilekçesi ve sundukları diğer beyanları tekrar ettiklerini, taraflar arasındaki sözleşmenin, davalının kötü niyetli tutumunun haksız eylemleri nedeniyle sonlandığını, sözleşmenin sona erdiği tarih itibariyle müvekkilinin karşı tarafa cari hesap ile ilgili herhangi bir borcu bulunmadığını, karşı taraf sözleşmesi sona erdikten yaklaşık 1 hafta sonra müvekkilini haksız yere borçlandırıldığını, müvekkilinin mağdur edildiğini verilen ihtiyati tedbir kararının yerinde olduğunu, karşı tarafça yapılan itirazın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkememizin 06/01/2021 tarihli ara kararı ile; “1-Giresun 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2020/100 D.iş sayılı dosyasından verilen 24/08/2020 tarihli ihtiyati tedbir kararının mahkemenin yetkisizliği nedeniyle KALDIRILMASINA, 2-Davacı yanın dosyamıza yönelik ihtiyati tedbir talebinin KABULÜ ile, dava konusu … Bankası A.Ş.’ ne ait 150.000-TL bedelli ve … sayılı teminat mektubunun bedelinin ödenmesinin %15 (22.500,00 TL) teminat karşılığında ihtiyati tedbir yolu ile DURDURULMASINA, teminat koşulu yerine getirildiğinde adı geçen bankaya müzekkere yazılmasına,” karar verilmiş, verilen karara karşı davalı-birleşen dosya davacısı … A. Ş. vekili tarafından itiraz edilmesi üzerine Mahkememizce, itirazın duruşma açılarak değerlendirilmesine karar verilmiş, Mahkememizin 29.01.2021 tarihinde yapılan duruşmasında taraf vekillerinin beyanları alınmıştır. İhtiyati tedbirin şartlarını düzenleyen 6100 sayılı HMK’nun 389/1. maddesi; “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkânsız hâle geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hâllerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir.” aynı Yasa’nın 390/3. maddesi ise; “Tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır.” şeklinde düzenlenmiştir. Taraflar arasındaki sözleşme ilişkisindeki edim yükümlülüklerinin gereği gibi yerine getirilip getirilmediği, sözleşmenin feshinin haklı nedene dayanıp dayanmadığı, davalı yanın alacak isteminin yerinde olup olmadığı ve teminat mektubunun paraya çevrilmesi koşullarının oluşup oluşmadığı ancak yapılacak yargılamayla tespit edilebilecek hususlardan olmakla ve davanın konusunu ürün alım taahhütnamesi ve sözleşme kapsamında davalıya verilen teminat mektubunun iptali ile menfi tespit talebi oluşturduğundan bu hususların nizalı halde olduğu sabit olmakla, uyuşmazlık konusuna ilişkin ihtiyati tedbir talebi bakımından yasal koşulların oluştuğu, bu anlamda Mahkememizce teminat karşılığında teminat mektubunun ödenmesinin ihtiyati tedbir yoluyla durdurulmasına karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı, ayrıca yargılamanın her aşamasında değişen durum ve koşullara göre ihtiyati tedbir yönünden inceleme yapılıp yeniden hüküm verilebilecek olması da dikkate alınarak, davalı-birleşen dosya davacısı tarafından Mahkememizin 06/01/2021 tarih ve 2 no’lu ihtiyati tedbir kararına karşı yapılan itirazın reddine karar verilmesi gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur. …”gerekçesi ile, 1-Davalı, birleşen dosya davacısı …A.Ş. vekili tarafından, mahkememizin 06/01/2021 tarih ve 2 no’lu ihtiyati tedbir kararına karşı yapmış olduğu itirazın REDDİNE, karar verilmiş ve karara karşı asıl davada davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Asıl davada davalı vekili istinaf dilekçesi ile, ihtiyati tedbirin kaldırılması talebinin reddinin usul ve yasaya aykırı olduğunu,İhtiyati tedbir karınına itirazların reddedildiği ara kararında gerekçelendirilmediğini hatalı ve dayanaksız hüküm kurulduğunu,… ihtiyati tedbir kararı ile korunması gereken herhangi bir hak kaybı bulunmadığını, Türkmenoğlu’nun tüm iddiaları yargılama gerektirmekte olup tedbir kararının gereği olan “yaklaşık ispat koşulunun” somut olayda gerçekleşmediğini, (HMK’nın 390/3. Maddesi) … asılsız iddialarını destekler nitelikte herhangi bir delil ibraz etmediğini, somut delillerle desteklenmeyen asılsız iddialar uyarınca ihtiyati tedbir kararı verilmesinin ihtiyati tedbirin niteliği ve amacıyla bağdaşmadığını, ilk derece Mahkemesi tarafından verilen ihtiyati tedbire itirazlar sonucu dahi dosyadaki mevcut delillerin incelenmediğini ve dayanaksız olarak tedbire itirazın reddedildiğini, Keşap Noterliği, 21.11.2019 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesinde “…yılda 735 ton akaryakıt alınması gerekirken, …. taahhüdümüzü yerine getiremedik” beyanları ile üstlendiği taahhütleri yerine getirmediğini ve müvekkili Akpet’e borçlu olduğunun kabul edildiğini, Türkmenoğlu’nun borçlu olduğunu ikrar ettiğini ancak sözleşmenin hükümsüz olması gerektiğini iddia ettiğini, sözleşmenin hükümsüzlüğüne karar verildiği takdirde borçlar da hükümsüz kalacağını ve … amacına ulaşarak borçlarından kurtulmuş olacağını, somut durum çerçevesinde, Türkmenoğlu’nun ihtiyati tedbir talebinin şartlarından olan yaklaşık ispat koşulunu hiç bir şekilde yerine getiremediğini, Türkmenoğlu’nun iddiaları hukuki dayanaktan yoksun olup yalnızca Mahkeme’yi yanıltmaya yönelik olduğunu, (İstanbul BAM 14. Hukuk Dairesi 2020/1372 E., 2020/960 K., T. 25.09.2020 ) – (İstanbul BAM 14. Hukuk Dairesi E. 2019/160 K. 2019/185 T. 7.2.2019.) Davacı Türkmenoğlu’nun, müvekkili Akpet’e borçlu olduğunu, …, Ürün Alım Taahhütnamesi’ne aykırı davranarak müvekkili … borçlandığını, … yıllık asgari 735 ton, anlaşma süresi boyunca ise toplam 3.675 ton beyaz ürün almayı kabul ve taahhüt ettiğini, anlaşma süresinin hitamında hesaplanacak eksik kalan miktar üzerinden ton başına 50-USD kar mahrumiyeti ödemeyi kabul ettiğini, Hataya ve fazlaya ilişkin hakların saklı kalmak kaydıyla Türkmenoğlu’nun, beş yıllık Bayilik Sözleşmesi boyunca 1.501,32 ton eksik ürün aldığını, işbu nedenle müvekkilinin 75.066 USD kar mahrumiyeti alacağı bulunduğunu, Müvekkilinin alacakları ile ilgili 19. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/560 E., 2020/706 K. Sayılı dosya ile dava açılmış olup İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 17.11.2020 tarihli gerekçeli kararı ile davaların birleştirilmesine karar verildiğini, müvekkilinin yalnızca taraflar arasındaki sözleşmeler ile kabul edilmiş, yargılama gerektirmeyen alacakları dahi ihtiyati tedbir konulan banka teminat mektubu bedeli 150.000 TL’den oldukça fazla olduğunu, … önceki beyanlarındaki asılsız iddialarının aksine akaryakıt sektöründe kullanılan İBOS sisteminin müvekkilinin alacaklarının tespitinde dikkate alınması mümkün olmadığını, İBOS sistemi müvekkili … bayileri ile ilgili işlemlerde takip kolaylığı açısından kullandığı ve kendi mühendisleri aracılığıyla kurduğu bir uygulama olduğunu, İBOS sisteminin kar mahrumiyeti alacaklarına ilişkin herhangi bir kayıt tutmasının beklenemeyeceğini, müvekkilinin kendi özelinde kullandığı İBOS sistemine gerek kalmaksızın, bayilere yapılan tüm satışların saniyelik olarak Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’nun otomasyon sistemi aracılığıyla Kurum’a raporlanmakta ve kayıt altına alındığını, müvekkilinin alacaklı olduğu, resmi EPDK kayıtları, ticari defterleri, taraflar arasında akdedilen sözleşmeler ve ihtarname ile sabit olduğunu, …, yıllardır petrol piyasasında faaliyet gösteren basiretli bir tacir olarak üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirmediğini, …, TBK madde 19-20 uyarınca değerlendirme yapılması sonrasında cezai şartın geçersiz olup olmadığının tespit edilmesi gerektiğini iddia ettiğini, ancak tacir konumundaki borçlunun, TBK madde 182 doğrultusunda cezai şartın fahiş olduğu iddiasıyla indirilmesini talep edemeyeceğini,( TBK madde 182/1’de açıkça belirtildiği üzere “Taraflar, cezanın miktarını serbestçe belirleyebilir”. )Müvekkinin, sözleşme ile üstlendiği bütün yükümlülükleri yerine getirmiş olmasına rağmen alacaklarına güvence olan teminat mektubunu nakde çevirmesinin haksız ihtiyati tedbir kararı ile engellendiğini, Müvekkili … ile … arasında imzalanan Çerçeve Protokol’ün 7. ve 5. Maddesi doğrultusunda nakdi yatırım bedelinden mahsup edilen ekipmanların yansıtma bedellerinden arta kalan bakiye … 20.10.2015 tarihinde 40.657,07 TL olarak ödendiğini, İlgili sözleşme maddelerinde belirtildiği üzere müvekkili şirket, eski bayisi … sözleşme ile belirtildiği gibi yatırım yaptığını ve mahsup edilecek tutarlar ise yine tarafların onayı ile sözleşmede belirtildiğini,Beşiktaş …. Noterliği’nin 03.01.2018 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamede ayrıntılı olarak açıklandığı üzere müvekkili … çeşitli kampanya ve yönlendirmeler ile sözleşmede yüklendiği taahhütlerden bağımsız olarak … elinden geldiğince desteklediğini, Türkmenoğlu’nun yatırım yapılmadığı iddiaları asılsız ve dayanaksız olup müvekkili sözleşme ile üstlendiği bütün yükümlülükleri eksiksiz yerine getirdiğini, Hükmedilen teminat miktarının muhtemel zararları karşılayacak miktarda olmadığını, İleri sürerek, teminat mektubunun nakde çevrilmesine ilişkin ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasını, ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasını, talebin kabul görmediği takdirde teminat miktarının arttırılmasına, ve yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Talep ihtiyati tedbire itiraza ilişkindir.Davacı, taraflar arasındaki akaryakıt bayilik sözleşmesinin sona erdiğini, sözleşmede kararlaştırılan alım taahhüdünün hükümsüz olduğunun tespiti ile davalıya borçlu olmadığının tespitine, sözleşme gereğince davalıya verilen teminat mektubunun iptaline karar verilmesini, yargılama suresince davaya konu teminat mektubunun nakde çevrilmesinin ihtiyati tedbir yoluyla durdurulmasını talep etmiş, mahkemece teminat karşılığında ihtiyati tedbir kararının kabulüne, davaya konu teminat mektubunun nakde çevrilmesinin durdurulmasına karar verilmiş, bu karara davalının itirazı üzerine duruşmalı yapılan inceleme sonucunda itirazın reddine karar verilmiş, karara karşı itiraz eden davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. İhtiyati tedbir HMK’nın 389 vd. Maddelerinde düzenlenmiş bulunan geçici hukuki korumadır. 389. Maddeye göre mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi halinde uyuşmazlık konusus hakkında ihtiati tedbir kararı verilebileceği düzenlenmiştir.İhtiyati tedbir kararına itiraz HMK’nın 394. Maddesinde düzenlenmiş olup, maddenin 2. Fıkrasına göre ihtiyati tedbirin şartlarına, mahkemenin yetkisine ve teminata itiraz edilebilecektir. Maddede ihtiyati tedbire itiraz sebepleri sınırlı olarak sayılmış olup bu sebepler dışında bır nedenle ihtiyati tedbire itiraz edilemeyecektir.İhtiyati tedbire itiraz eden davalının, davacıdan alacaklı olduklarına ilişkin itiraz gerekçesi ve istinaf sebebi, davanın konusunu oluşturan sebepler olup yapılacak yargılama sonucunda tespit edilebileceğinden HMK’nın 394. Maddesinde sınırlı olarak düzenlenmiş ihtiyati tedbire itiraz sebeplerinden değildir.Mahkemece gerekçesi belirtilmek suretiyle yasal şartlar oluştuğundan ihtiyati tedbir kararı verilmiş olup, davacı tarafça sunulan deliller ihtiyati tedbir bakımından yaklaşık ispata yeterli kabul edilmiştir. Yargılamayı yürüterek uyuşmazlığı esastan çözecek ilk derece mahkemesinince ihtiyati tedbir şartlarının oluştuğu yönündeki takdirinde isabetsizlik bulunmamaktadır.İhtiyati tedbire itiraz eden davalı vekilinin bu yönlere ilişkin istinaf sebebi yerinde değildir.HMK’nın 392. Maddesinde ihtiyati tedbir talep edenin teminat göstermek zorunda olduğu belirtilmiş olup gösterilecek teminat tutarı hakkında takdiri mahkemeye bırakmıştır. İlk derece mahkemesince takdir edilen teminat miktarında isabetsizlik bulunmadığından davalının bu yöne ilişkin istinaf sebebi yerinde değildir.Ayrıca HMK 396/1 Maddesinde;” Durum ve koşulların değiştiği sabit olursa, talep üzerine ihtiyati tedbirin değiştirilmesine veya kaldırılmasına teminat aranmaksızın karar verilebilir,” hükmü düzenlenmiş olup değişen durum ve şartlara göre ilk derece mahkemesince talep halinde tedbirin kaldırılmasına, değiştirilmesine, teminatın artırılmasına karar verilebileceğinden, dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre; mahkeme kararı usul ve yasaya uygun olduğundan davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Asıl davada davalının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’ nın 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan 162,10.TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 59,30.TL istinaf karar harcı istinaf eden tarafından peşin olarak yatırıldığından, yeniden harç alınmasına yer olmadığına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa talep halinde yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 16/04/2021 tarihinde HMK’ nın 362/1-f maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.