Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2021/573 E. 2021/655 K. 28.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2021/573 Esas
KARAR NO : 2021/655 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 26/01/2021 Tarihli Ek karar
NUMARASI : 2017/984 Esas 2020/126 Karar
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 28/04/2021
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen ek karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, şirketin sahibi ve yetkilisi olduğunu, şirketin faal olduğu dönemde davalı banka ile çalıştıklarını, maddi ihtiyaçları olduğu sırada davalı bankadan kredi kullanarak, kredi kartından nakit çekerek ihtiyaçlarını karşıladığını, davalı bankadan kullandığı 12’ye yakın kredisini birleştirmek ve yapılandırmasını yapmak üzere işlemlerini başlattığını, davalı banka tarafından kullandırılan kredilerin yapılandırılması sırasında kullanmış olduğu kredilere uygulanması gereken 0,80 iken ve anlaşmaları da bu yönde olmasına rağmen davalı banka kullanmış olduğu tüm kredilere 2,20 oranında faiz uyguladığını belirterek davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesi ile, Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının hem tüketici kredisi, hem de ticari kredi kullandığının anlaşıldığını, iş bu sebeple davanın tüketici kredileri yönünden aktif husumet yokluğu nedeniyle reddedilmesi gerektiğini, davacının iddia ettiği vakıaları açık ve somut bir şekilde ortaya koymadığını, üzerine düşen somutlaştırma yükünü yerine getirmediğini, müvekkili banka tarafından yapılandırma işlemi dolayısıyla uygulanan faiz oranının hukuka uygun olduğunu, davacının taleplerinin reddinin gerektiğini, müvekkili banka tarafından davacıya kullandırılan ticari krediler sebebiyle alınan masrafların hukuka uygun olduğunu, müvekkili bankanın aykırı bir işlemi bulunmadığını, müvekkili bankanın verdiği hizmetlerin karşılığında müşterilerinden tahsil olunacak masrafların niteliklerini ve sınırlarını serbestçe belirleme yetkisi bulunduğunu, davacı şirketin afaki iddialarının yerinde olmadığını belirterek davanın reddine, dava masraf ve vekalet ücretinin karşı taraf üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesi 11/02/2020 tarihli kararı ile, 1-Davacının … numaralı krediler yönünden davasının aktif husumet yokluğundan REDDİNE,2-Davacının … numaralı krediler yönünden davalı banka tarafından fazladan faiz uygulanarak fazladan tahsilat yapıldığı iddiası nedeniyle faiz bedellerinin ödenmesi yönündeki talebinin ve yine aynı krediler yönünden kredi tahsis masrafları yönünden talebinin REDDİNE, 3-Davacının … numaralı krediler yönünden manevi tazminat talebinin REDDİNE, karar verilmiş, karara karşı davacı şirket yetkilisi tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Dairemizin 15/10/2020 tarih ve 2020/1343 Esas – 2020/1150 Karar sayılı kararımız ile, 3.Kişinin istinaf talebinin taraf sıfatı yokluğu nedeniyle 6100 sayılı HMK’nın 352/1. maddesi gereğince usulden reddine kesin olarak karar verilmiş, Dairemiz kararına karşı davacı şirket yetkilisi … tarafından 14/12/2020 tarihli dilekçesi ile karar düzeltme talebinde bulunmuştur. Davacı şirket yetkilisi karar düzeltme dilekçesi ile, ilk derece mahkemesi kararına karşı yaptığı istinaf talebinin dairemizce taraf sıfatı yokluğu nedeni ile dosya yeterince incelenmeden usulden red edildiğini, yeniden incelenerek dosyada mevcut olan … San. Tic. Ltd. Şti. yetkilisi olması nedeni ile dosyada mevcut olan şirket yetkilisi olduğuna dair 27/12/2013 tarih ve 2013/01 nolu karar defteri ile 30/12/2013 tarihli noter tasdikli imza beyannamesi dosyada mevcut olup yeniden ekte sunduğunu, şirket yetkilisi olduğundan istinaf mahkemesi tarafından dosya yeniden ele alınarak incelenmesini, ayrıca İstanbul Ticaret Sicil Memurluğunun …. San. Tic. Ltd. Şti. ünvanlı şirkete tasfiye memuru olduğuna ve imza yetkilisi ve imzasını kullanacağına dair İstanbul … Noterliğinin 30/12/2013 tarihli imza sirküsü dosyada mevcut olup, buna dayanarak tarafından dava açıldığını, bu nedenle taraf yokluğu nedeni ile verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, dosyanın yeniden incelenerek mahkeme kararı kaldırılarak bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesi 23/12/2020 tarihli ek kararı ile, Bölge Adliye Mahkemesi kararlarına karşı karar düzeltme yoluna gidilmesi mümkün olmadığından davacı şirket yetkilisi … karar düzeltme talepli dilekçesinin reddine karar verilmiş, ek karara karşı davacı şirket yetkilisi tarafından 12/01/2021 tarihli dilekçesi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davacı şirket yetkilisi istinaf dilekçesi ile, istinaf incelemesinin duruşmalı yapılmasını, yerel mahkeme gerekçeli kararında bilirkişi raporu çerçevesinde krediler yönünden, davada aktif husumet yönünden ve banka tarafından fazladan faiz uygulanarak tahsilat yapıldığı ve faiz bedellerinin ödenmesi ve manevi tazminat talebi yönünden reddine karar verdiği ve istinaf talebi olan karar düzeltme yönüyle de yerel mahkeme yine ek kararıyla taraf olmadığı gerekçesiyle hukuka ve hakkaniyete aykırı karar verdiğini, ilk derece mahkemesindeki dava konusu dosya ile ilgili olarak sürecin en başından bu yana dava dosyasına sunduğu belgeler olan taleplerinden kendisinin davanın asli ve yetkili tarafı olduğunu, yerel mahkeme tarafından verilen hukuka aykırı karar talepleri çerçevesinde düzeltilerek yeniden karar verilmesi gerektiğini, dosyaya sunduğu belgelerden görüleceği üzere yerel mahkemenin vermiş olduğu hukuka ve hakkaniyete aykırı kararıyla, gerekçesi olarak gösterdiği hususlar gerçeğe aykırı olduğunu, bilirkişinin bankanın kendi müdürü olduğunu, yeni bilirkişi talebinin reddedildiğini, dava konusu kredilerle ilgili kullanılan kredilerin tamamını yetkilisi olduğu şirket üzerine kullandığını, haksız yere icra takipleri başlatıldığını, borçlu şirket adına olduğunu ve şirkete ait olduğunu, bu nedenle, yerel mahkemenin 23/12/2020 tarihli ek kararının istinaf incelemesi sonucunda kaldırılmasına, yeniden yargılama yapılarak talep doğrultusunda karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 26/01/2021 tarih ve 2017/984 Esas – 2020/126 Karar sayılı ek kararında; “Mahkememizce verilen 11/02/2017 Tarihli ve 2017/984 Esas, 2020/126 sayılı kararı taraflara tebliğ olunmuş, davacı şirket yetkilisinin istinafı üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesinin 15/10/2020 Tarihli ve 2020/1343 Esas, 2020/1150 sayılı kararı ile 3. Kişinin istinaf talebinin taraf sıfatı yokluğu nedeniyle 6100 sayılı HMK’nın 352/1. Maddesi gereğince usulden reddine karar verildiği, 6100 sayılı HMK’nın 352. Maddesi gereğince (kesin) olarak verilen hükmün kesinleştiği görülmüştür.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun Geçici 3. maddesinin 2. fıkrasında; Bölge Adliye Mahkemelerinin göreve başlama tarihinden önce aleyhine temyiz başvurusunda bulunulmuş olan kararlar hakkında, kesinleşinceye kadar 1086 Sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 26/09/2004 tarih ve 5236 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önceki 427 ila 454. madde hükümlerinin uygulanmasına devam olunacağı düzenlemesine yer verilmiş olup, Bölge Adliye Mahkemelerinin göreve başladığı 20/07/2016 tarihinden sonra verilen kararlar hakkında Hukuk Muhakemeleri Kanununda karar düzeltme yoluna başvurulabileceğine dair bir düzenleme bulunmadığından davacı şirket yetkilisi … karar düzeltme talepli dilekçesi hakkında mahkememizce 23/12/2020 Tarih ve 2017/984 Esas, 2020/126 sayılı kesin olarak verilen ek karar ile dilekçenin reddine dair karar verildiği;Davacı şirket yetkilisi … her ne kadar 12/01/2021 tarihli dilekçesi ile mahkememizce verilen 23/12/2020 Tarih ve 2017/984 Esas, 2020/126 sayılı kesin olarak verilen ek kararın kaldırılarak yeniden yargılama yapılmasını, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesinin 15/10/2020 tarih ve 2020/1343 Esas, 2020/1150 sayılı kararına karşı yeniden istinaf talebinde bulunmuş ise de; somut olayda Bölge Adliye Mahkemesi tarafından kesin olarak karar verildiği, kesin olarak verilen karara karşı yeniden istinaf hakkının bulunmadığı, bu hususun HMK m.346/1: “İstinaf dilekçesi kanuni süre geçtikten sonra verilir veya kesin olan bir karara ilişkin olursa, kararı veren mahkeme istinaf dilekçesinin reddine karar verir.” şeklinde düzenleme bulunduğundan ve verilen istinaf kararının kesin karar olduğu anlaşıldığından …” gerekçesiyle, Davacı şirket yetkilisi … istinaf dilekçesinin reddine karar verilmiş, ek karara karşı davacı şirket yetkilisi tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı şirket yetkilisi istinaf dilekçesi ile, İlk derece mahkemesinin 26/01/2021 tarihli ek kararının istinaf incelemesi neticesinde kaldırılması ve yeniden yargılama yapılarak talep doğrultusunda karar verilmesi gerektiğini, Açmış olduğu davanın ilk derece mahkemesinde görülerek davanın reddine karar verildiğini, Ancak istinaf edilen bu karar ise süresinden sora olduğu için bu defada usulden reddine karar verildiğini, Mücbir sebep olan Covid 19 hastalığı, pandemi ve yaşlılığı nedeniyle, ayırca o tarihlerde adliyeler kapalı olduğundan istinaf talebinin süresinden sonra verildiğinden istinaf talebinin reddine ilişkin ek kararın kaldırılması gerektiğini, Bu çerçevede istinaf gerekçelerini daha ayrıntılı ifade edebilmesi için istinaf incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasını talep ettiğini, Yerel mahkemede görülen davada ve yerel mahkemenin kararında dosyadan da görüleceği üzere maddi manevi zararı ve mağduriyetinin söz konusu olduğunu, İleri sürerek istinaf başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararının istinaf incelemesi sonucunda kaldırılmasına, davanın yeniden görülmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dairemizce,15/10/2020 tarih ve 2020/1343 Esas, 2020/1150 sayılı kararımız ile; 3. Kişinin istinaf talebinin taraf sıfatı yokluğu nedeniyle 6100 sayılı HMK’nın 352/1. Maddesi gereğince usulden reddine kesin olarak karar verilmiştir.Bölge Adliye Mahkemelerinin kesin olarak verdikleri kararlara karşı temyiz ve karar düzeltme yolunun mümkün olmadığı, davacı şirket yetkilisi tarafından dairemizce kesin olarak verilen karara yönelik karar düzeltme talebinde bulunduğu, bu talep konusunda dairemizce karar verilmesi gerektiği halde ilk derece mahkemesince karar düzeltme talebinin değerlendirilip bu talep konusunda karar verilmesi yerinde görülmemiş ise de, karar düzeltme talebinin reddine yönelik ilk derece mahkemesince verilen ek kararın istinaf edilmesi üzerine ilk derece mahkemesince verilen 26/01/2021 tarihli ek karar dosya kapsamına, usul ve yasaya uygun olduğu anlaşıldığından, davacı şirket yetkilisinin istinaf sebepleri yerinde olmayıp istinaf talebinin reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 352. maddesi gereğince USULDEN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan 148,60.TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle alınması gereken 59,30.TL istinaf karar harcından istinaf eden tarafından yatırılan 54,40.TL harcın mahsubu ile bakiye 4,90.TL”nin davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa talep halinde avansı yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 28/04/2021 tarihinde HMK’nın 352. maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.