Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2021/570 E. 2021/516 K. 15.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/570
KARAR NO: 2021/516
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARI VEREN
MAHKEME: İSTANBUL 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 25/01/2021 ( İhtiyati Hacze İtirazın Reddine İlişkin Ek Karar )
DOSYA NUMARASI: 2020/613 D. İş – 2020/619 Karar
DAVA: İhtiyati Haciz
TALEP: İhtiyati Hacze İtirazın Reddine İlişkin Ek Kararın Kaldırılması
KARAR TARİHİ: 15/04/2021
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Talep eden vekili ihtiyati haciz talepli dilekçesi ile : Müvekkili banka ile … Anonim Şirketi arasında Genel Kredi Sözleşmeleri imzalandığını, borçlu …’un bu sözleşmeleri müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığını, borcun ödenmemesi üzerine kredi hesapları kat edilerek Beyoğlu … Noterliğinin 03.06.2019 tarihli … Yevmiye no.lu kat ihtarı keşide edilerek borçlulara gönderildiğini, borçlunun mal kaçırma hazırlığı içinde olduğunu belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere şimdilik 10.000.000,00-TL için borçlunun taşınır, taşınmaz mallarıyla üçüncü şahıslardaki hak ve alacaklarına ihtiyati haciz konulmasına karar verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesinin 02/12/2020 tarihli kararı ile; Talebin %15 teminatla kabulü ile; alacaklının borçludan alacağı olan 10.000.000,00-TL’nin tahsilinin ifasını temin bakımından, vaki isteğinin İ.İ.K.’nun 257.maddesi 1.fıkrasına uygun bulunduğu, alacak rehinle temin edilmemiş ve karşı tarafla üçüncü şahısların muhtemel zarar ve ziyanlarına karşı yeterli teminat da alınmış bulunduğundan, adı geçen borçlunun malları ile alacaklarının; İcra İflas Kanunu’nda gösterilen muayyen tahditler dairesinde ihtiyaten haczine karar verilmiştir. Borçlu vekili 17/12/2020 tarihli itiraz dilekçesinde ihtiyati haciz talep eden tarafından, söz konusu borca ilişkin esas takibe geçildiğini, İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas Sayılı dosyası üzerinden haciz ve muhafaza işlemleri tatbik edildiğini. esas takip başlatılmış, haciz ve muhafaza işlemleri tatbik edilmiş iken, aynı alacağı ilişkin yeniden ihtiyati haciz talep edilmesinin haksız ve hukuka aykırı olduğunu belirterek, ihtiyati haciz kararının kaldırılmasını talep etmiştir. Talep eden vekili, itiraza cevap dilekçesinde; 09.09.2014 tarihli Genel Kredi Sözleşmesi gereğince borçlunun sorumlu olduğu tutarın 19.000.000 USD olduğunu, dosyada mübrez Beyoğlu … Noterliği’nin 3.06.2019 tarih … kat ihtarnamesinde de görüldüğü üzere borçlunun kat tutarı olan 101.666.995,39 TL ile bunun kat tarihinden itibaren %45,80 faiz oranı üzerinden işleyecek faizinden sorumlu olduğunu, İstanbul … İcra Müdürlüğü … E. sayılı dosyasında 10.000.000 TL ile sınırlı olarak ve fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile talepte bulunulduğunu, akabinde görülen lüzum üzerine fazlaya ilişkin haklar saklı tutularak işbu dosyadan alınan ihtiyati haciz kararının, İstanbul … İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyasından yine fazlaya ilişkin haklar saklı tutularak takibe konu edildiğini, dolayısıyla mükerrer takip veya talep söz konusu olmayıp, borçlunun 19.000.000 USD sorumluluğu içinde kalmak üzere toplamda fazlaya ilişkin haklar saklı tutularak şimdilik 20.000.000 TL’nin tahsili cihetine gidildiğini, aksi yöndeki itirazların yasal dayanaktan yoksun olduğunu belirterek, itirazın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 25/01/2021 tarih ve 2020/613 D. İş – 2020/619 Karar sayılı ek kararında özetle; “…Talep eden banka 09.09.2014 tarihli Genel Kredi Sözleşmesi gereğince borçlunun sorumlu olduğu tutarın 101.666.995,39 TL olduğuna dair Beyoğlu … Noterliğinin 3.06.2019 tarih … kat ihtarnamesini sunarak ihtiyati haciz talep etmiş olup, borçlunun sorumlu olduğu miktar daha fazla olmasına rağmen 10.000.000 TL ile sınırlı olarak fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydı ile talepte bulunmuş olmakla mahkememizce bu miktar üzerinden ihtiyati haciz kararı verilmiştir. Talep eden bu ihtiyati haciz kararını İstanbul … İcra Müdürlüğü … E. Sayılı dosyasından uygulamıştır. Talep eden ayrıca İstanbul 3. ATM’nin 2020/546 D.İş sayılı dosyasından mahkememiz dosyası borçlusu olan … haricindeki diğer borçlulardan ihtiyati haciz talebinde bulunmuş ve verilen ihtiyati haciz kararını İstanbul … İcra Müdürlüğü’ nün … Esas Sayılı dosyası üzerinden uygulamıştır. Yani İstanbul 3. ATM’nin 2020/546 D.İş sayılı dosyasında, mahkememiz dosyası borçlusu … taraf değildir. Alacaklı banka İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas Sayılı dosyasında, dosyamız borçlusu hakkında “borçlulardan … 1Şimdilik 10.000.000,00-TL ve işleyecek Yıllık %45.80 faizi, faizin %5 BSMV’si, icra harç ve masrafları ve vekalet ücreti ile birlikte ve tahsilde tekerrür etmemek koşulu sorumludur. Fazlaya İlişkin haklarımız saklıdır” ifadeleriyle ihtiyati haciz kararına dayanmadan ilamsız takip yapmış ve haciz işlemleri yerine getirilmiştir. Talep eden vekili, itiraza cevap dilekçesinde; 09.09.2014 tarihli Genel Kredi Sözleşmesi gereğince borçlunun sorumlu olduğu tutarın 19.000.000 USD olduğunu, nitekim dosyada mübrez Beyoğlu … Noterliğinin 3.06.2019 tarih … kat ihtarnamesinde de görüldüğü üzere borçlunun kat tutarı olan 101.666.995,39 TL ile bunu kat tarihinden itibaren %45,80 faiz oranı üzerinden işleyecek faizinden sorumlu olduğunu, İstanbul … İcra Müdürlüğü … E. Sayılı dosyasında 10.000.000 TL ile sınırlı olarak fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydı ile talepte bulunulduğunu, akabinde görülen lüzum üzerine fazlaya ilişkin haklar saklı tutularak İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2020/613 D.İş numaralı dosyasından alınan ihtiyati haciz kararının, İstanbul … İcra Müdürlüğü … E. Sayılı dosyasından yine fazlaya ilişkin haklar saklı tutularak takibe konu edildiğini, görüldüğü üzere mükerrer takip veya talep söz konusu olmayıp borçlunun 19.000.000 USD sorumluluğu içinde kalmak üzere toplamda fazlaya ilişkin haklar saklı tutularak şimdilik 20.000.000 TL’nin tahsili cihetine gidildiğini, aksi yöndeki itirazların yasal dayanaktan yoksun olduğunu belirterek itirazın reddini talep etmiştir. Dolayısıyla, dosyamız borçlusu olan … hakkında bahsi geçen kat ihtarına konu olan 101.666.995,39 TL borcundan dolayı ayrı ayrı, 10.000.000,00 TL olmak üzere toplam 20.000.000,00 TL için iki ayrı takip (mahkememiz ihtiyati haciz kararının uygulandığı İstanbul … İcra Müdürlüğü … E. Sayılı dosyası ve İstanbul 33. İcra Müdürlüğü’ nün 2020/16743 Esas Sayılı ilamsız takip) bulunmakta olduğu, 10.000.000,00 TL lik talebin mükerrer olmadığı görülmüş olmakla, itiraz eden vekilinin itirazlarının yerinde olmadığı kanaatine varılmış olup, toplam 101.666.995,39 TL lik borcun toplam 20.000.000,00 TL si için iki ayrı takip ile talepte bulunulmasınına engel bir durum olmadığı, bu hususun mahkememizce verilen ihtiyati haczin kaldırılmasını gerektirmediği anlaşıldığından, bu sebeple itirazın reddine karar vermek gerekmiştir …”gerekçesi ile, ” 1-İhtiyati hacze itirazın reddine, … ” karar verilmiş ve karara karşı ihtiyati hacze itiraz eden vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: İhtiyati hacze itiraz eden vekili istinaf dilekçesi ile; Müvekkilinin davacı bankaya borçlu olduğunu kabul etmemekle birlikte, 09.09.2014 tarihli Genel Kredi Sözleşmesi’ne konu miktarın TL bazında 101.666.995,39 -TL olduğunu, ancak ihtiyati hacze konu edilen miktarın, kredi sözleşmesine konu miktarın 1/10’u kadar bir miktar olduğunu, arada 91.666.995,39 -TL gibi oldukça fahiş bir farklılık bulunduğunu, alacağın yalnızca 10.000.000,00 -TL’lik kısmının muaccel olduğundan bahisle ihtiyati haciz talep edilmiş olmasının davacı bankanın samimiyetsiz olduğunu ve müvekkilinin mallarını saklayacağı/ kaçıracağı iddiasının açıkça hukuki dayanaktan yoksun olduğunu gösterdiğini, 09.09.2014 tarihli Genel Kredi Sözleşmesi’ne konu miktarın varlığı, sözleşmenin geçerliliği ve müvekkilinin bu sözleşme dolayısıyla davacıya borçlu olup olmadığı hususlarının yargılamayı gerektirdiğini, bu hususların hiç tartışılmadığını, sözleşmenin orjinal halinin İngilizce olduğunu, sözleşmenin Türkçe halinin mevcut olup olmadığı, yeminli tercümandan Türkçe çevirisinin orjinal halinin dosyaya sunulup sunulmadığı araştırılmadan ihtiyati haciz kararı verildiğini, İhtiyati haciz isteyen bankaca, İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası ile zaten aynı genel kredi sözleşmesi’ne dayanılarak ve aynı borç için icra takibi başlatıldığını ve bu takibin kesinleşerek haciz işlemlerinin dahi yapıldığını, yani önceden açılmış ve kesinleşmiş bir icra takibi mevcut iken bu takip ile de haczi kabil tüm mal varlığının haczedildiğini, yeni bir ihtiyati haciz talep etmekte hukuki yarar kalmadığını, hukuki yararın ihtiyati haciz için de dava şartı olduğunu, bu durum gereksiz yere yeni masraf, harç ve vekalet ücreti doğurduğundan, borçlunun da aleyhine bir durum yarattığını ve usul ekonomisine de aykırılık teşkil ettiğini, mükerrerlik savunmasının ilk derece mahkemesince yanlış değerlendirilerek yanlış sonuca varıldığını, takiplerin tarafları aynı olmamakla beraber takibe konu alacağın, takip alacaklısı ve dayanak genel kredi sözleşmesinin aynı sözleşme olduğunu, Davalı bankanın basiretli bir tacir gibi davranmadığını, mudisini zarara uğratmak için çaba harcadığının görüldüğünü, bunun sonucu olarak davacı bankaca, alacak olarak iddia olunan 101.000.000_TL icin parçalı olarak alacağı sonsuz ihtiyati hacze kapı araladığını, bu durumun bankanın “güven müessesi” “özen yükümlülüğü” – “basiretli tacir yükümlülüğü” ve “dürüstlük kuralına” açıkça aykırılık teşkil ettiğini, ayrıca 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 2. maddesinde düzenlenen dürüstlük kuralına aykırı hareket ettiğini, Davacı bankanın kesinleşmiş durumda olan tek bir icra takibi üzerinden (İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası) tüm icra işlemlerini yapabilecek olmasına karşın söz konusu bu takiple aynı sözleşmeye dayanan yeni bir icra takibi başlatmış olmasının (İhtiyati haciz kararı sonrası) davacı bankanın basiretli tacir gibi hareket etme ve özenli davranma yükümlülüğüne açıkça aykırılık teşkil ettiğini, bu davranışının, hakkın kötüye kullanılması olup, müvekkilinin maddi yönden telafisi mümkün olmayan zararına sebep olduğunu, ilk derece mahkemesince bu hususların değerlendirilmediğini, Müvekkilinin yerleşim yerinin belli olduğunu, mal varlığını saklamasını gerektirecek bir durum bulunmadığını, kaldı ki İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası ile çıkılan haciz neticesinde müvekkilinin mallarının muhafaza altına alınmış olmasının da müvekkilinin mallarını saklamadığını/ kaçırmadığını açıkça gösterdiğini, bu sebeple ihtiyati haczin şartlarının gerçekleşmediğinin kabulü gerekirken aksi yönde verilen kararın hukuka aykırı olduğunu belirterek,İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 25.01.2021 tarihli ve 2020/613 D. İş, 2020/619 K. sayılı ihtiyati hacize itirazın reddine dair kararının yerindelik ve hukukilik denetimi yapılarak kaldırılmasına, müvekkilinin ihtiyati haciz kararına karşı yapmış olduğu itirazın kabulü ile ihtiyati haciz kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Talep ihtiyati haciz kararına itirazın reddine dair mahkemece verilen kararın kaldırılması istemine ilişkindir. Talep eden banka tarafından 09.09.2014 tarihli Genel Kredi Sözleşmesinde müteselsil kefil olan … hakkında fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydı ile 10.000.000 TL ile sınırlı olarak ihtiyati haciz kararı talep edilmiş, mahkemece talep edilen miktar üzerinden ihtiyati haciz kararı verilmiş, talep eden banka tarafından ihtiyati haciz kararı İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasından uygulamıştır. 09.09.2014 tarihli Genel Kredi Sözleşmesinin limiti 15.000.000 USD olup, kat tarihi itibarı ile borçluların sorumlu olduğu tutarın 101.666.995,39 TL olduğuna dair Beyoğlu … Noterliğinin 03.06.2019 tarihli kat ihtarnamesi örneği dosyaya ibraz edilmiştir. Talep eden banka tarafından ayrıca aynı kredi sözleşmesine istinaden İstanbul 3. ATM’nin 2020/546 D.İş sayılı dosyasından, işbu dosyada borçlu … haricindeki diğer borçlular yönünden ihtiyati haciz kararı verilmesi talep edilmiş, mahkemece verilen ihtiyati haciz kararı İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası üzerinden uygulamıştır. İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında, borçlu … yönünden, şimdilik ve tahsilde tekerrür etmemek kaydı ile 10.000.000,00-TL ve fer’ileri ile sınırlı olarak ve ihtiyati haciz kararına dayanmadan ilamsız takip yapılmıştır. İhtiyati haciz kararı verilebilmesi için İİK’nın 257.maddesindeki şartların oluşması gerekir. İİK’nın 257/1. maddesine göre, rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı… ihtiyati haciz talebinde bulunabilir. Yine 6098 sayılı TBK’nın 586/1 maddesi “Kefil, müteselsil kefil sıfatıyla veya bu anlama gelen herhangi bir ifadeyle yükümlülük altına girmeyi kabul etmişse alacaklı, borçluyu takip etmeden veya taşınmaz rehnini paraya çevirmeden kefili takip edebilir. Ancak, bunun için borçlunun, ifada gecikmesi ve ihtarın sonuçsuz kalması veya açıkça ödeme güçsüzlüğü içinde olması gerekir.” hükmünü içermektedir. İhtiyati hacze itiraz sebepleri ise İİK’nın 265/1 maddesinde düzenlenmiş olup, buna göre mahkemenin yetkisine, teminata ve ihtiyati haczin sebebine yönelik nedenlerle ihtiyati haciz kararına itiraz edilmesi mümkündür. Somut uyuşmazlıkta; taraflar arasında akdedilen kredi sözleşmesi ve hesap kat ihtarı dikkate alındığında yaklaşık ispat olgusunun gerçekleşmiş olduğu, kadar hesap kat ihtarının asıl borçlu şirket ve kefil …’a tebliğ edildiği, borçlu şirket hakkında da icra takibi başlatıldığına göre kefile müracaat şartlarının oluştuğu, İstanbul 3. ATM’nin 2020/546 D.İş sayılı dosyasında, işbu dosyada borçlu …’un taraf olmadığı, kat ihtarına konu alacak miktarı gözönünde bulundurulduğunda borçlu yönünden mükerrer talepte bulunulduğunun kabul edilemeyeceği, borcun farklı kısımlarına ilişkin ayrı ayrı talepte bulunulmasına yasal bir engel bulunmadığı, ayrıca ileri sürülen sebeplerin İİK’nın 265. maddesinde tahdidi olarak sayılan itiraz sebepleri arasında yer almadığı, dolayısıyla mahkemece verilen kararın dosya kapsamına usul ve yasaya uygun olduğu anlaşılmakla, muteriz vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-İhtiyati hacze itiraz edenin (muterizin) istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan 162,10.TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 59,30.TL istinaf karar harcı istinaf eden tarafından peşin olarak yatırıldığından, yeniden harç alınmasına yer olmadığına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa talep halinde yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 15/04/2021 tarihinde HMK’nın 362/1-f maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.