Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2021/564 E. 2023/605 K. 06.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/564 Esas
KARAR NO: 2023/605 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI: 2020/410 Esas – 2020/714 Karar
TARİHİ: 03/11/2020
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
MAHKEMEMİZ DOSYASI İLE BİRLEŞEN BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET
MAHKEMESİ 2016/890 ESAS 2016/688 KARAR SAYILI DAVADA
DAVA: Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 06/04/2023
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ:
ASIL DAVADA: Davacı vekili dava dilekçesi ile; davacı şirketin kargo taşımacılığı yaptığını ve cari hesaptan kaynaklanan alacağın tahsili için davalı şirket aleyhine Küçükçekmece .. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile takibe geçtiğini, davalının takibe haksız olarak itiraz ettiğini ve takibin durduğunu, davacı şirketin alacağının takip dayanağı fatura ile sabit olduğunu beyanla itirazın iptaline, takibin devamına, davalı aleyhine %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesi ile; davacının yurt içi nakliye, davalı müvekkilinin ise yurt dışı nakliye işlemlerini yaptığını ve cari hesap sistemi ile çalıştıklarını, İzmir’de bulunan … Sanayi ve Ticaret A.Ş.’ye ait malların İstanbul’dan Bosna’ya taşınması işini davalı müvekkilinin üstlendiğini, davacı şirketin ise aynı malları İzmir’den İstanbul’a taşıdığını, 2 palet malın davacı tarafından müvekkiline teslim edildiğini ve tırlara yüklendiğini, araçlar yola çıktıktan sonra davacı şirket yetkililerinin müvekkilini arayarak yanlış mal teslim ettiklerini bildirdiklerini, araçların Bosna/Tuzla Gümrük Müdürlüğü’ne giriş yaptıktan sonra yanlış mal teslim edilmiş olması sebebiyle tutanak tutulduğunu, tırın mühürlendiğini ve malların İstanbul Halkalı Gümrük Müdürlüğü’ne bağlı bir depoya getirildiğini, buradan Gümrük Müdürlüğü’ne taşındığını, dava dışı gönderici tarafından düzenlenen sevk irsaliyesinde malların cinsinin dalgıç pompa olarak belirtildiğini ancak davacının yanlış paleti müvekkiline teslim ederek yanlış malların yurt dışına taşınmasına sebep olduğunu, müvekkilinin malların yurt dışın taşınması, yurda geri getirilmesi, depodan gümrük müdürlüğüne taşınması için alması gereken navlun ücretlerini alamadığını, ayrıca ticari itibarının zedelendiğini, davayı kabul etmediklerini beyanla davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
BİRLEŞEN DAVADA: Davacı vekili dava dilekçesi ile; davacının yurt içi nakliye, davalı müvekkilinin ise yurt dışı nakliye işlemlerini yaptığını ve cari hesap sistemi ile çalıştıklarını, İzmir’de bulunan … Sanayi ve Ticaret A.Ş.’ye ait malların İstanbul’dan Bosna’ya taşınması işini davalı müvekkilinin üstlendiğini, davacı şirketin ise aynı malları İzmir’den İstanbul’a taşıdığını, 2 palet malın davacı tarafından müvekkiline teslim edildiğini ve tırlara yüklendiğini, araçlar yola çıktıktan sonra davacı şirket yetkililerinin müvekkilini arayarak yanlış mal teslim ettiklerini bildirdiklerini, araçların Bosna/Tuzla Gümrük Müdürlüğü’ne giriş yaptıktan sonra yanlış mal teslim edilmiş olması sebebiyle tutanak tutulduğunu, tırın mühürlendiğini ve malların İstanbul Halkalı Gümrük Müdürlüğü’ne bağlı bir depoya getirildiğini, buradan Gümrük Müdürlüğü’ne taşındığını, dava dışı gönderici tarafından düzenlenen sevk irsaliyesinde malların cinsinin dalgıç pompa olarak belirtildiğini ancak davacının yanlış paleti müvekkiline teslim ederek yanlış malların yurt dışına taşınmasına sebep olduğunu, müvekkilinin malların yurt dışın taşınması, yurda geri getirilmesi, depodan gümrük müdürlüğüne taşınması için alması gereken navlun ücretlerini alamadığını, ayrıca gerek Gümrük Müdürlüğü gerekse alıcı nezdinde ticari itibarının zedelendiğini beyanla fazlaya ilişkin hakların saklı tutulması kaydıyla 7.902,82 TL tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesi ile; TTK’nın 855. maddesine göre, bu kitap hükümlerine tabi taşımalar nedeniyle oluşan zararların bir yılda zamanaşımına uğradığını, bu sürenin ikinci bende göre eşya taşımasında eşyanın gönderilene teslimi tarihinden başladığını, davacının malları 13.04.2014 tarihinde teslim ettiğini ileri sürdüğünü, bu durumda iddiaları doğru olsa bile talebin zamanaşımına uğradığını, birleşen davanın konusu maddi tazminat olup hesap edilerek ve müvekkili şirketten ya da başka yerden istenerek tespit edilecek değerlere göre hesap edilecek bir durumu bulunmadığını, bu nedenle işbu maddi tazminat talepli birleşen davanın gümrük müdürlüğü ve ithalatçı firmadan celp edilecek belgelerden sonra tespit edileceği iddiası ile belirsiz alacak ya da kısmi dava olarak açılmasının usulsüz olduğunu, davalı şirketin ana taşımacı olduğunu, yurt dışına taşımak üzere teslim aldığı emtiayı kontrol ederek teslim alması gerektiğini, talep olunan sözde zarar iddiasının belgelendirilmediğini, diğer taraftan sözde yanlış giden emtianın yerine doğrusunun gönderilmesi için her halukarda bir kez navlun zaten ödeneceğinden davacının bu yönden bir zararının da bulunmadığını beyanla davanın reddine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi’nin 03/11/2020 tarih ve 2020/410 Esas – 2020/714 Karar sayılı kararında; “…Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, taraflar arasındaki taşıma ilişkisine göre, dava dışı … AŞ tarafından Bosna’ya ihraç edilen malların İstanbul’dan Bosna’ya taşınması işi birleşen dosya davacısı tarafından, aynı malların İzmir’den İstanbul’a taşınması işini ise asıl dosya davacısı üstlendiği ve toplam 2 palet ve 297 kg olan malların asıl davada davacı şirketin adresine 13/09/2014 tarihinde teslim edildiği, malların davacı şirket tarafından Bosna’ya taşındığı, taşınan malın yanlış mal olması sebebiyle Bosna’da gümrük girişine izin verilmeyerek mahrece iade edildiği sabittir. Davacı kendi hatası ile gerçekte ihracı yapılan malı değil, başka malı davalıya taşımış ve davalının da yanlış mal taşımasına sebebiyet vermiştir. Davalı ise malı taşıdıktan sonra geri getirmek zorunda kaldığından gerçek bir taşımadan sözetmek mümkün değildir. Taşınan malın içeriğini denetlemekle yükümlü olmayan davalı bu taşımadan kaynaklı navlun ödemekle yükümlü değildir. Davalı birleşen dosya davalısı ile yanlış eşyanın taşınması ve mahrece iadesinden kaynaklanan zararı davacı-birleşen dosya davalısına yansıtmıştır. Tanzim olunan bilirkişi raporları ile taraflar arasındaki hesap farkının 13/09/2014 tarihindeki asıl dava davacısının faturasını davalı defterlerinde kayıtlı olmamasından kaynaklandığı, söz konusu faturanın birleşen dosyadaki taşıma işine ilişkin olduğu, davacının bu faturadan kaynaklı bedeli talep edemeyeceği bu itibarla asıl davada davacının asıl dava bakımından cari hesap bakiyesi kaynaklı olarak 4.877,00 TL alacaklı olduğu, birleşen davada davalı birleşen dava davacısının yanlış taşıma dolayısıyla ödenmesi gereken 1750 euro karşılığı 5802,82 TL navlun bedelini davacı birleşen dosya davalısından talep edebileceği tespit edilmiştir. Birleşen dosya davacısı ticari itibarının zedelendiğinden bahisle 1000,00 TL tazminata hükmedilmesini talep etmiş ise de, bu talebe konu zararın ispatlanamadığı, tanık deliline dayanılmış ise de davanın mahiyeti gereği yazılı delil ile ispatın zorunlu olduğu ve birleşen dosya davalısının açık muvafakatı olmadığı hususları nazara alınarak tanık dinleme talebinin reddine karar verilerek birleşen dosya davacısının ispatlanamayan fazlaya ilişkin talebinin reddine karar verilmiştir.” gerekçesi ile asıl ve birleşen davanın kısmen kabulüne karar verilmiş ve karara karşı davacı-birleşen davada davalı … Tur Tic. Ltd. Şti. vekili ve davalı-birleşen davada davacı … Nakliyat Şirketi vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı-Birleşen davada davalı vekili istinaf dilekçesi ile; Bakırköy 2.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/1164 E., 2018/253 K. sayılı eski ilamına karşı tarafların istinaf kanun yoluna başvurması üzerine, İstanbul BAM 13. HD tarafından 2018/1962 E- 2020/572 K.sayılı ilam ile verilen kararın ortadan kaldırıldığını, Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi İstanbul BAM 13.HD’nin yukarıda belirtilen kararına uyduğu halde 03/11/2021 tarihinde eski kararının aynısını verdiğini, Bakırköy 2.Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından BAM’ın ortadan kaldırdığı eski ilamın aynısı yönünde neden karar verildiğinin açıklanmadığını, gerekçeli kararda BAM kararında dile getirilen zamanaşımı itirazı hakkında hiçbir inceleme yapılmadığıını, Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2020/410 E-2020/714 K. sayılı kararının ve aslında ortadan kaldırılmış olan eski ilamı ile aynı olan yeni ilamına karşı istinaf kanun yoluna başvurma zaruretinin hasıl olduğunu, ortadan kaldırılan eski ilamı ile aynı kararı veren Bakırköy 2.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin, İstanbul BAM 13.HD’nin ortadan kaldırma kararı uyarınca, önce birleşen davaya ilişkin zamanaşımı defileri hakkında bir karar vermesinin sonra esas ve birleşen dava bakımından delilleri değerlendirmesinin gerektiğini, yerel Mahkemenin ortadan kaldırılan eski ilamı ile yeni ilamı aynı olduğundan eski ilama karşı ileri sürdükleri istinaf sebeplerini yeni ilam yönünden de tekrar ettiklerini, birleşen davanın kabulüne ilişkin karar kesiminin usul ve yasaya aykırı olduğunu, somut olayda müvekkili davacının ilgili emtiayı yurt içinde gümrük deposuna kadar taşıdığını, buna karşılık söz konusu emtianın yurt dışındaki alıcısına kadarki taşıma işini (gümrük işlemleri dahil) üstlenenin davalı-birleşen davada davacı şirket olduğunu ve emtianın CMR ve gümrük beyannamesine göre ambalaj ve irsaliyesini kontrol ederek gerekli kontrolleri yapması, yurt dışına öyle sevk etmesi gerektiğini, bu nedenle birleşen davanın davacısı şirketin yurtdışına sevk edilen emtianın gümrükte ve buradan yurtdışına sevk edilmesinde, başka taşımacının aracına yüklenmesinde gerekli özeni göstermediğini ve iddia olunan hatalı sevkiyatın gerçekleştiğini, davalı-birleşen davada davacı şirket emtiayı, müvekkilinden gümrükte teslim aldıktan sonra yurtdışındaki alıcıya götürecek olan araca teslim ederken veya yüklemesi sırasında ürünün ambalajını, irsaliyesini, gümrük beyannamesi ve saire belgelerini kontrol etmiş olsaydı, ürünün farklı adrese sevk edilmeyeceğini ve dava konusu hatalı teslimatın olmayacağını, bu nedenlerle davalı-birleşen davada davacı şirketin hatalı sevkiyattan asli olarak tek başına sorumlu olduğunu, yerel Mahkemenin birleşen dava yönünden kararının hatalı olduğunu, bilirkişi raporunda birleşen dava dilekçesine karşı TTK’nın 855 ve 889. maddelerine göre zamanaşımı itirazlarının dikkate alınmadığını, irdelenmediğini, taşıma nedeniyle meydana gelen zararların bir yılda zamanaşımına uğradığını ve somut olayda davalı-birleşen davada davacı şirketin sözde hatalı taşımadan haberdar olduğu tarihin 15/09/2014, dava tarihinin ise 23/9/2016 olduğunu, birleşen davanın 1 yıllık zamanaşımı süresi dolduktan sonra ikame olunduğunu ve birleşen davanın davacısı haklı bile olsa talepleri zamanaşımına uğradıktan sonra huzurdaki davanın ikame olunduğunu, esas dava yönünden davalı borçlunun takibe ilişkin 4.877,00-TL’lik kesimine itirazının iptaline karar verdiğini, 354-TL’lik faturalarının davalı-birleşen davada davacı kayıtlarında olmadığı ve birleşen davanın konusu taşımanın hatalı gerçekleşmesindeki kusurları gerekçesiyle bu tutara ilişkin itirazın iptal edilmediğini, müvekkili davacı şirketin iddia olunan hatalı teslimattan ötürü kusurlu olmadığını esas davada borçlunun takibe ilişkin itirazının tamamının iptal edilmesi gerektiğini beyanla Bakırköy 2.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2020/410 E-2020/714 K.sayılı ilamının aleyhe kısmı ve birleşen davanın kabulüne ilişkin kısmının kaldırılmasını talep etmiştir. Davalı-Birleşen davada davacı vekili katılma yolu ile istinaf dilekçesinde; birleşen davanın davacısı müvekkilinin taleplerinin bir kısmının kabulüne, bir kısmının ise reddine dair yerel Mahkemenin kararının usule, yasaya, gerçeğe ve olaya uygun olmadığını, karara karşı katılma yolu ile istinaf kanun yoluna başvurduklarını, ilk derece Mahkemesi tarafından alınan 16.11.2017 tarihli bilirkişi heyeti raporuna karşı itirazlarını 08.12.2017 tarihli dilekçeyle sunduklarını, İzmir Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından alınan 24.01.2018 tarihli bilirkişi raporuna karşı itirazlarını 08.03.2018 tarihli dilekçeyle sunduklarını, iki ayrı bilirkişi raporuna karşı sundukları itirazların hiçbirinin yerel Mahkeme tarafından nazara alınmadığını, bu nedenle yeniden bilirkişi raporu alınmasına karar verilmesini talep ettiklerini, yapılan yargılama sonucu ve yerel Mahkeme kararı ile yanlış taşımaya sebebiyet veren tarafın yani zararlara sebebiyet veren tarafın davacı-birleşen davada davalı şirket olduğunun sabit olduğunu, tüm zararların davacı-birleşen davada davalı şirket tarafından karşılanması gerektiğine karar verilmesi gerekirken zararların bir kısmının kabul, bir kısmının ise reddedilmiş olmasının doğru bir karar olmadığını, dosya içeriğinde yer alan belgelerle, mahrece iade edilen malların önce İstanbul İli, Bahçelievler İlçesinde bulunan Yeni Bosna semtindeki antrepoya teslim edildiği, İstanbul ili, Küçükçekmece ilçesinde bulunan Halkalı Gümrük Müdürlüğü deposuna taşındığının sabit olduğunu, bu durumda mahrece iade edilen malların antrepodan Gümrük Müdürlüğü deposuna taşınmasının bir araç ile olduğunu, bu taşıma işleminin müvekkili şirketin kendi araçlarıyla yapıldığını, bu nedenle taraflardan bu taşımaya ilişkin bir belge sunulamadığını, taşımanın yapıldığı sabit olduğuna göre bunun için de bir rayiç taşıma ücreti belirlenmesi ve ödenmesine karar verilmesi gerektiğini, bunun yerine bu husustaki talebin reddedildiğini, antrepodan Gümrük Müdürlüğü deposuna taşıma ücretinin ödenmesine karar verilmesini talep ettiklerini ve bu hususu istinaf konusu yaptıklarını, davacı-birleşen davada davalı şirket yanlış taşımaya sebebiyet vermesi nedeni ile müvekkilinin alıcı (ithalatçı) nezdindeki ticari itibarının zedelenmesi karşılığı tazminat ödenmesi talebinin reddedildiğini, buna gerekçe olarak ilamda “bu talebe konu zararın ispatlanamadığı” ifadesine yer verildiğini, bu hususu istinaf gerekçesi yaptıklarını, müvekkili şirketin uluslararası nakliye işi yaptığını ve uzun yıllardan sonra ticari itibar oluşturduğunu, güvenilir bir şirket olduğunu, bunun için her zaman taşıma işini zamanında ve gereği gibi yaptığını, somut olayda davacı-birleşen davada davalı şirketin kusuru nedeni ile yanlış mal taşınmış olup bu durumun müvekkili şirketin ticari itibarını zedelediğini, bu yöndeki talebin reddi kararının olaya ve hakkaniyete uygun olmadığını, müvekkilinin sektöründe yarattığı iyi itibar nedeni ile Gümrük Müdürlüğü tarafından kaçakçılık işlemi yapılmadığını, Gümrük Müdürlüğü’ne beyan edilenden başka bir malın yurt dışına çıkarılmasının tamamı ile kaçakçılık olarak soruşturma konusu yapılabildiğini, bu tarihe kadar müvekkili şirketin sicilinde böyle bir kayıt olmadığını, bahsi geçen yanlış taşıma nedeniyle müvekkili şirketin Gümrük Müdürlüğündeki güvenilirliğinin ve itibarının zedelendiğini, müvekkili şirket yetkililerinin olayı çözebilmek ve dertlerini anlatabilmek için çok mesai harcadıklarını ve gayret gösterdiklerini, buna rağmen bu yöndeki talebin reddi kararının hakkaniyete uygun olmadığını, deliller arasında tanık deliline dayanıldığını, tanıkların isim ve adreslerinin sunulduğunu, yerel Mahkeme tarafından 18.09.2017 tarihli duruşmada tanık dinletme talebinin reddine karar verildiğini, bu karardan rücu edilmesi yönündeki talebin reddedildiğini, gerekçeli kararda bu konuda şu ifadelere yer verildiğini, iddianın yazılı delille ispat edilmesi yönündeki gerekçeye katılmanın mümkün olmadığını, talep konusu ‘ticari itibar kaybı’ olup bu hususun tanıktan başka delille ispatının mümkün olmadığını, bu nedenle tanıkların dinlenmesine karar verilmesi gerektiğini, asıl davada, %20 icra inkar tazminatına hükmedildiğini, icra inkar tazminatının koşullarının oluşmadığını, esas dava ile 5.251,00- TL alacak talep edilmişken yerel Mahkeme tarafından 4.877,00-TL asıl alacağa hükmedildiğini, bu durumun nedeninin alacak miktarının kesin olmaması olduğunu, davacı-birleşen davada davalı şirket lehine 4.877,00-TL asıl alacağa hükmedilmişken müvekkili lehine 5.802,82-TL alacağa hükmedildiğini, müvekkilinin alacağının daha fazla olduğunu, bu durumda müvekkili alacaklı iken karşı tarafın birde üstüne para istediğini, müvekkili şirketin alacağı daha fazla olmasına rağmen karşı tarafa ödeme yapmasının kabul edilemeyeceğini, bunun hukuki bir yanı olmadığını, bu nedenle bu husustaki kararın haksız olduğunu, yargılama giderinin, vekalet ücretinin ve karşı vekalet ücretinin yanlış hesaplandığını, bu yönden de kararın kaldırılması ve düzeltilmesi gerektiğini beyanla yerel Mahkeme kararının kaldırılmasına, asıl davanın reddine, birleşen davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Asıl dava bakiye cari hesap alacağının tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali, takibin devamı ve icra inkar tazminatı taleplerine, birleşen dava karayolu ile uluslararası taşımada taşıyıcının, kendisine emtiayı teslim eden alt taşıyıcıdan yanlış emtia teslimi nedeniyle oluştuğunu iddia ettiği maddi ve manevi zararların tazmini talebine ilişkindir. Mahkemece yukarıda açıklanan gerekçe ile asıl ve birleşen davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, karara karşı her iki taraf vekili her iki dava yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur. Asıl davada; 29906 Sayılı Resmi Gazete’de yayınlanarak 02/12/2016 tarihinde yürürlüğe giren 6763 sayılı kanunun 41. maddesi ile değişik HMK’nın 341/2 madde hükmü uyarınca miktar ve değeri 3.000 TL’yi geçmeyen mal varlığına ilişkin davalar kesin olup, yeniden değerleme oranındaki artış sonucu yerel mahkeme hükmünün verildiği 2020 yılı için HMK’nın 341/2. maddesindeki kesinlik sınırı 5.390 TL olmuştur. Davada dava değeri 5.251 TL olup, kabul edilen miktar 4.877 TL, reddedilen miktar 374 TL’dir. Taraf vekillerince kabul ve reddedilen miktarlar istinaf konusu edilmekle, istinafa konu edilen miktarlar 5.390 TL’den düşük olup buna göre ilk derece mahkemesi kararı kesin niteliktedir. Miktar olarak kesin nitelikteki karar ile ilgili olarak yerel mahkemece karara karşı kanun yolunun açık olduğunun belirtilmesinin de sonuca bir etkisi bulunmamaktadır. Bu nedenle, asıl davada davacı ve davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 341. ve 352/1 maddesi gereğince ayrı ayrı usulden reddine karar verilmiştir. Birleşen davada; taraflar arasında davacı tarafın Türkiye’den Bosna’ya taşıyacağı emtianın, davalı tarafından İzmir’den İstanbul’a taşınması konusunda bir alt taşıma sözleşmesinin bulunduğu, her ne kadar davalı taraf İzmir-İstanbul arası taşıma ve emtiayı davacıya teslim etme işini yerine getirmiş ise de, yanlış emtia teslim etmesi sebebiyle davacının zararına sebep olduğu sabittir. TTK’nın 855. maddesi; “Bu kitap hükümlerine tabi taşımalarda, yolcunun bir kaza sonucu ölmesi veya bedensel bütünlüğü zedeleyen bir zarara uğraması halinde istem hakları on yılda; diğer zararlarda ise bir yılda zamanaşımına uğrar. Bu süre, eşya taşımasında, eşyanın gönderilene teslimi; yolcu taşımasında, yolcunun varma yerine ulaşma tarihinden başlar. Eşya tamamen zayi olmuş veya yolcu gideceği yere ulaşamamış ise, zamanaşımı süresi, eşyanın teslimi ve yolcunun ulaşması gereken tarihten itibaren işlemeye başlar.” düzenlemesini havi olup, taraflar arasında İzmir-İstanbul arasında gerçekleşecek yurt içi taşıma sözleşmesinin kurulduğu, zararın söz konusu taşıma sözleşmesine aykırılıktan doğduğu, TTK’nın açıklanan madde hükmü kapsamında davacının, bu taşıma sözleşmesinden doğan zararını emtianın İstanbul’da kendisine teslim edildiği tarihten itibaren 1 yıllık süre içerisinde talep etmesi gerektiği, emtianın davacıya 13.09.2014 tarihinde teslim edildiği, 1 yıllık zamanaşımı süresinin bu tarihte başladığı, birleşen davanın ise 23.09.2016 tarihinde açıldığı, dava tarihi itibariyle talebin zamanaşımına uğradığı anlaşılmakla Mahkemece birleşen davanın zamanaşımının geçmiş olması sebebiyle reddine karar verilmesi gerekirken kısmen kabulüne karar verilmiş olması hatalı olmuştur. Bu nedenle birleşen davada davalı vekilinin istinaf başvurusu haklıdır. Sonuç olarak, asıl davada taraf vekillerinin istinaf başvurularının 6100 sayılı HMK’nın 341. ve 352/1 maddesi gereğince ayrı ayrı usulden reddine, birleşen davada davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1-b-2 maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, dairemizce yeniden karar verilmesine ve verilen kararın niteliği itibariyle birleşen davada davacı vekilinin istinaf başvurusu hakkında karar verilmesine yer olmadığına şeklinde karar verilmesi gerektiği kanaatine varılmış ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;1-Asıl davada tarafların istinaf başvurularının 6100 sayılı HMK’nın 341. ve 352/1 maddeleri gereğince ayrı ayrı USULDEN REDDİNE, 2-Birleşen davada davalı … Tur. Tic. Ltd. Şti.’nin istinaf başvurusunun KABULÜ İLE; Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 03/11/2020 tarih ve 2020/410 Esas – 2020/714 Karar sayılı kararının HMK’nın 353/1-b-2 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, Dairemizce esas hakkında yeniden hüküm kurulmak suretiyle;
ASIL DAVADA; a)Davanın KISMEN KABUL KISMEN REDDİNE,b)Küçükçekmece … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra takibine asıl alacak 4.877 TL’lik kısmı yönünden itirazın İPTALİNE, takibin 4.877 TL asıl alacak üzerinden DEVAMINA, fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,c)Davacı tarafın icra inkar tazminatı talebinin kabulü ile asıl alacağın %20’si oranında 975,40 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
BİRLEŞEN DAVADA; a)Davanın zamanaşımı nedeniyle reddine, 3-Verilen kararın niteliği uyarınca birleşen davada davacı … Tic. Ltd. Şti.’nin istinaf başvurusu hakkında karar verilmesine YER OLMADIĞINA,
İLK DERECE MAHKEMESİ YÖNÜNDEN:
ASIL DAVADA: 4-Alınması gereken 333,15 TL harçtan peşin alınan 63,47 TL harcın mahsubu ile bakiye 269,68 TL eksik harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına, 5-Davacı tarafından yapılan ilk dava açılış harç gideri 91,17 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,6-Davacı. tarafından yapılan 1.103,55 TL yargılama giderinin kabul oranı (%92,88) ret oranı (%7,12) dikkate alınarak hesaplanan 1.024,98 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,7-Davalı tarafından sarf edilen 927,85 TL yargılama giderinin ret oranı (%7,12) dikkate alınarak hesaplanan 66,06 TL’sinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine bakiye kısmın davalı üzerinde bırakılmasına,8-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. gereğince takdir edilen 3.400 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 9-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. gereğince takdir edilen 374,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 10-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan bakiye gider avansının talep halinde ilgilisine iadesine,
B)BİRLEŞEN DAVADA; 11-Karar ve ilam harcı 179,90 TL harçtan peşin alınan 134,97 TL harcın mahsubu ile bakiye 44,93 TL eksik harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,12-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,13-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Dairemiz karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. gereğince reddolunan maddi tazminat miktarı üzerinden hesaplanan 5.902,82 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,14-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden Dairemiz karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. gereğince reddolunan manevi tazminat miktarı üzerinden hesaplanan 2.000 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 15-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan bakiye gider avansının talep halinde ilgilisine iadesine,
İSTİNAF YÖNÜNDEN:
ASIL DAVADA: 16-Asıl davada istinaf kanun yoluna başvuran taraflarca yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harçlarının hazineye gelir kaydına, 17-Dairemiz karar tarihi itibariyle ve Harçlar Kanunu gereğince davacı … Tur. Tic. Ltd. Şti.’den alınması gereken 179,90 TL istinaf karar harcından, peşin olarak yatırılan 83,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 96,6 TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına, 18-Dairemiz karar tarihi itibariyle ve Harçlar Kanunu gereğince davalı … Tic. Ltd. Şti.’den alınması gereken 333,15 TL istinaf karar harcından, peşin olarak yatırılan 35,86 TL harcın mahsubu ile bakiye 297,29‬ TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına, 19-Asıl davada istinaf kanun yoluna başvuran taraflarca sarf edilen harç ve giderlerin kendileri üzerinde bırakılmasına,
BİRLEŞEN DAVADA: 20-Birleşen davada istinaf kanun yoluna başvuran taraflarca yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harçlarının hazineye gelir kaydına, 21-Harçlar Kanunu gereğince davacı … Tic. Ltd. Şti. tarafından peşin olarak yatırılan 99,10 TL istinaf karar harcının talep halinde kendisine iadesine, 22-Harçlar Kanunu gereğince davalı … Tur. Tic. Ltd. Şti. tarafndan peşin olarak yatırılan 99,10 TL istinaf karar harcının talep halinde kendisine iadesine, 23-Davalı … Tur. Tic. Ltd. Şti. tarafından yatırılan 162,10 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının davacı … Nakliyat ve Tic. Ltd. Şti.’den alınarak davalıya verilmesine,
ASIL VE BİRLEŞEN DAVADA: 24-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan bakiye gider avansının talep halinde ilgilisine iadesine 25-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 06/04/2023 tarihinde HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.