Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2021/561 E. 2023/1069 K. 22.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/561 Esas
KARAR NO: 2023/1069 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI: 2018/79 Esas – 2020/791 Karar
TARİH: 09/11/2020
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklı)
KARAR TARİHİ: 22/06/2023
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, davalı ile müvekkili arasında kimyasal malzeme satışına dayalı bir ticari ilişki olduğunu, satışlara ilişkin 5 adet irsaliyeli fatura düzenlendiğini ve muhteviyatı malların davalıya teslim edildiğini, bu ticari ilişki sonrası 5.843,24-TL bakiye alacağın davalı tarafından ödenmediğini, alacağının tahsili amacıyla davalı şirkete karşı Antalya …İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası ile takip başlatıldığını icra müdürlüğününü yetkisine itiraz edilmesi üzerine Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasıyla icra takibine devam edildiğini, davalı-borçlunun dosya borcuna itirazı üzerine takibin durduğunu belirterek itirazın iptaline, takibin devamına davalının %20 icra inkâr tazminatına mahkûm edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesi ile, davacıdan satın alınan ürünlerin faturalarının eksiksiz olarak şirket defterine işlendiğini, bu ödemelere ilişkin 4 adet eft dekontu bulunduğunu, borcun sıfırlandığını, müvekkilin defterlerinin usulüne uygun tutulduğunu belirterek davanın reddini, davacının %20 icra tazminatı ödemesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 09/11/2020 tarih 2018/79 Esas 2020/791 Karar sayılı kararında; “……İncelemeye sunulan defter ve belgeler ile tüm dosya kapsamına göre, davacının takip ve dava tarihi itibariyle davalıdan 5.843,24 TL faturaya dayalı hesap alacağının bulunduğu anlaşıldığından davalının itirazının iptaline, davalının aleyhine girişilen icra takibinin tamamına haksız ve kötüniyetli olarak itiraz ettiği, dava İİK.nun 67. maddesi uyarınca açılan itirazın iptali davası olup, icra takibi cari hesaptan kaynaklanan alacağın tahsiline yönelik olduğu,bu durumda açılan itirazın iptali davasında hüküm altına alınan alacak bilinebilir, bir başka deyişle likit olduğundan hükmedilen miktarın % 20’si oranında İİK.nun 67. maddesi uyarınca davacı yararına tazminata hükmedilmesine karar verilerek davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur….”gerekçesi ile, 1-Davanın KABULÜ ile davalının Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin 5.843,24 TL üzerinden devamına, 2-Kabul edilen değer olan 5.843,24 TL nin %20 si oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsil edilerek davacıya verilmesine, karar verilmiş ve karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesi ile, davacıdan satın alınan ürünlerin faturalarının şirket defterlerine işlendiğini, ödemelerin eksiksiz olarak yapıldığını, davacı tarafın ticari defterlerinde olup müvekkilinin defterinde olmayan faturaları kabul etmediklerini, Davacı tarafın, dava dilekçesinin 2. maddesinde 5 adet faturaya dayandığını ancak bu faturaları ve içeriğindeki malı müvekkili şirketin almadığını, faturalarında defterlerinde olmadığını beyan ettiklerini, Davacı tarafın, dava konusu ettiği 5 fatura ve malları teslim ettiğini iddia ettiğini, faturalardaki malların, …, …, … gibi kişilere teslim edilmiş gibi görünmekte olup müvekkili şirketin bu isimlerde çalışanları olmadığını, davacı tarafın malları teslim ettiğini ispatlayamadığını, Davacı tarafın defterlerinde olan ancak müvekkilinin defterlerinde olmayan faturalar için Hesap Bilirkişisi II. Ek raporunda adeta Grafolog gibi imza benzerliği yorumu yaparak, varsayımda bulunarak rapor tanzim ettiğini, bilirkişi raporuna göre hüküm kurulmasının hatalı olduğunu, Davacının sadece kendi defterlerine işlediği ve fatura içeriğini teslim ettiğini ispatlayamadığı faturalara göre alacaklı olması hukuken mümkün olmadğını, İleri sürerek yerel mahkeme kararının kaldırılmasına, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, açık hesap ticari ilişkiden kaynaklı bakiye alacağın tahsili talebiyle başlatılan icra takibine itiraz üzerine açılan itirazın iptali davasıdır. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş ve karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Davaya konu Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyası incelendiğinde; davacı alacaklı tarafından davalı borçlu aleyhinde dayanak 5.843,24-TL asıl alacak, 202,91-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 6.046,15-TL alacağın tahsili talebiyle ilamsız icra takibi başlatıldığı, davalı borçluya ödeme emrinin tebliği üzerine borçlunun süresi içerisinde verdiği dilekçe ile, borca,ferilerine ve faiz oranına itiraz etmesi üzerine takibin durduğu, davacı alacaklı tarafından süresi içerisinde 5.843,24 TL. Asıl alacak üzerinden istinafa konu itirazın iptali davasının açıldığı anlaşılmıştır. Davalı vekili cevap dilekçesi ile; Davacıdan satın alınan ürünlerin faturaları eksiksiz olarak şirket defterlerine işlenmiş olup tüm ödemelerin eksiksiz olarak yapıldığını, davacı tarafın ticari defterlerinde kayıtlı olup müvekkili davalı şirketin defterlerinde kayıtlı olmayan faturaları, alacak kalemlerini, kayıtları kabul etmediklerini beyan etmiştir. Taraf ticari defterleri incelenmek suretiyle mali müşavir bilirkişiden kök ve ek rapor alınmış, bilirkişi raporunda; davacının ticari defter ve kayıtlarına göre takip tarihi itibariyle davalıdan 5.843,26 TL. Alacaklı olduğu, davalı ticari defterlerine göre ise 73,58 TL. borçlu gözükdüğü, taraf ticari defterleri arasındaki farkın ise davacının ticari defterlerinde kayıtlı olup davalının ticari defterlerinde kayıtlı olmayan toplam bedeli 6.293,45 TL. miktarlı 10 adet fatura ve davalı tarafından davacıya gönderilen 523,92 TL. Miktarlı havalenin davacı ticari defterlerinde kayıtlı olup davalı ticari defterlerinde kayıtlı olmamasından kaynaklandığını, taraf ticari defterleri arasındaki farkı oluşturan 10 adet faturadan 5 ‘inin davacı tarafça ibraz edildiğini, incelendiğinde nakliyeci firma kaşesi ile teslim alan imzalarının olduğunu ve 5 adet fatura tutarının 3.401,93 TL. Olduğunu, davalı vekilinin 14/03/2019 tarihli itiraz dilekçesinde 5 adet faturadaki malların …, …, … gibi kişilere teslim edilmiş gibi görünmekte olduğunu ancak bu kişilerin davalı çalışanı olmadığı yönündeki beyanı üzerine mahkemece davalı firmanın SGK’lı çalışanlarına ait kayıt ve belgelerin ilgili SGK Müdürlüğünden getirtildiğini ancak faturalarda isimlerin okunduğu, soy isimler okunamadığından birebir tesbitin yapılamadığını ancak davalının ödediğini iddia ettiği ve davalı defterlerinde kayıtlı dava konusu uyuşmazlığı oluşturmayan faturalar ile davalı kayıtlarında olmadığı tespit edilen faturalarda teslim alan kısımlarındaki imzaların benzer olduğunun tesbit edildiği belirtilmiştir. Davalı vekili bilirkişi 2.ci ek raporuna karşı itirazlarını içerir verdiği beyan dilekçesinde; Davacı tarafın defterlerinde olan ve davalı tarafın defterlerinde olmayan faturalar için hesap bilirkişinin adeta Grafolog gibi imza benzerliği yorumu yaparak, varsayımda bulunarak rapor tanzim etmesinin doğru olmadığını, davacı tarafın, dava dilekçesinin 2. Maddesinde ise 5 adet faturaya dayandığını ancak bu faturaları ve içeriğindeki malı müvekkili şirketin almadığını, faturalarında defterlerinde kayıtlı olmadığını, davacının fatura ve malları teslim ettiğini ispatlaması gerektiğini, bilirkişi raporunu kabul etmediğini beyan etmiştir. Davalı taraf, borcu olmadığını, cari hesap alacağını oluşturan faturalardaki malları teslim almadığını ve faturalardaki imzanın davalı ve çalışanına ait olmadığını savunmuştur. Tek başına fatura düzenlenmesi ve faturaların davacı defterlerinde kayıtlı olması alacağın ispatı için yeterli değildir. Davacının davalıya mal satıp teslim ettiğini ve davalıdan alacaklı olduğunu yazılı delillerle ispatlaması gerekir. Bununla birlikte, taraf ticari defter ve kayıtları arasındaki farkın sebebi olan 10 adet faturanın ve fatura içeriğindeki malların davalıya teslim edildiği ve ibraz edilen 5 adet faturadaki teslim alan kişinin davalı çalışanı olduğu noktasında da ispat yükü davacı taraftadır. Bu durumda mahkemece, bilirkişi raporunda belirtilen davacı defterlerinde kayıtlı olup davalı defterlerinde kayıtlı olmayan 17/06/2014 tarihli … nolu 1.035,10 TL. Bedelli – 04/05/2015 tarihli … nolu 229,39 TL. Bedelli – 24/08/2015 tarihli … nolu 934, 56 TL. Bedelli – 26/08/2015 tarihli … nolu 1.184,48 TL. Bedelli – 16/09/2015 tarihli …219 nolu 802,87 TL. Bedelli – 17/09/2015 tarihli … nolu 250,63 TL. Bedelli – 16/12/2015 tarihli … nolu 327,1 TL. Bedelli – 04/01/2016 tarihli … nolu 577,76 TL. Bedelli – 08/01/2016 tarihli … nolu 475,78 TL. Bedelli – 09/02/2016 tarihli … nolu 475,78 TL. Bedelli toplam: 10 adet fatura ve irsaliye aslının davacı tarafından dosyaya ibrazının sağlanarak belge asıllarının mahkeme kasasına alınıp davacı tarafından dosyaya sunulan fatura ve sevk irsaliyelerinde yer alan imzaların davalıya veya çalışanına ait olup olmadığının tesbiti yönünde davalı tarafa isticvap davetiyesi çıkartılarak irsaliye faturalarındaki imzanın davalıya veya çalışanına ait olup olmadığı hususlarında beyanının alınması, imza inkarı halinde davalı şirket yetkilisinin irsaliye faturalarının tanzim tarihlerinden öncesini içeren emsal imzalarının bulunduğu belge asıllarının dosyaya getirtilip faturalardaki imzanın davalı şirket yetkilisinin eli ürünü olup olmadığı hususunda imza incelemesi yaptırılarak rapor alınması, sonucuna göre gerektiğinde davalının ödediğini iddia ettiği ve davalı defterlerinde kayıtlı dava konusu uyuşmazlığı oluşturmayan faturalar ile davalı kayıtlarında olmadığı tespit edilen dava konusu faturalardaki teslim alan kısımlarındaki imzaların aynı kişinin eli ürünü olup olmadığı hususunda (mali müşavir bilirkişi raporunda tesbit edilen faturalar yönünden ) grafolog bilirkişiden rapor alınıp sonucuna göre mal teslim olgusunun gerçekleşip gerçekleşmediğinin tespitiyle varılacak uygun sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yukarıdaki şekilde karar verilmesi yerinde olmayıp davalı vekilinin istinaf sebebi yerinde görülmüştür. HMK.nun (Değişik:22/07/2020-7251/35md.)353/1-a6 maddesinde; “Mahkemece, uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmamış veya değerlendirilmemiş olması ya da talebin önemli bir kısmı hakkında karar verilmemiş olması.” hali, kararın kaldırılarak, dosyanın mahkemesine iadesi sebepleri arasında gösterilmiştir. Sonuç itibariyle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, ilk derece mahkeme kararının HMK’nın 353/1-a6 maddesi gereğince kaldırılmasına, yukarıda belirtildiği şekilde işlem yapılarak oluşacak sonuca göre karar verilmek üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalının istinaf başvurusunun KABULÜ ile; Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 09/11/2020 tarih ve 2018/79 Esas – 2020/791 Karar sayılı kararının HMK’nın 353/1-a6 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, dosyanın mahkemesine İADESİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-İstinaf talep eden tarafından yatırılan istinaf karar harcının talep halinde davalıya iadesine, 4-İstinaf başvurusu için yapılan yargılama giderlerinin esas hükümle birlikte ilk derece mahkemesince yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine, 5-Artan gider avansı olması halinde yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 22/06/2023 tarihinde HMK’nın 362/1-g maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.