Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2021/556 E. 2021/596 K. 16.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/556 Esas
KARAR NO: 2021/596 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 10. ASLİYE TİCARET MAH.
TARİHİ: 06/11/2020
NUMARASI: 2020/331 D.İş Esas 2020/370 D.İş Karar
DAVA: İhtiyati Haciz
KARAR TARİHİ: 16/04/2021
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFIN İDDİASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile,davalı şirketler ile 22.01.2020 tarihli satış protokolü imzalandığını,protokol konusu işlerin ifası için satın alınan ürünlere istinaden 31.07.2020 vadeli 01.06.2020 tarihli 824.135,75 TL bedelli fatura düzenlendiğini, davalılarla paylaşıldığını, itiraz edilmediğini, sözleşme konusu malların 01.06.2020 tarihinde protokolde belirtilen yere sevk edildiğini,davalılarca fatura bedelinin ödenmediğini, … inşaat tarafından borcun pandemi nedeni ile ödenmediğine dair mail atıldığını, borcun çek düzenlenerek 2 vade işle yapılmak istendiğine dair mail atıldığını, müvekkilince %2 oranında vade farkı hesaplandığını, vade farkının 66.137 TL olduğunu , davalı … inşaat tarafından kabul edildiğini, ancak ödeme yapılmadığını belirterek ihtiyati haciz talep etmiştir. Davacıdan söz konusu fatura, sözleşme ve diğer belgelerin asılları veya aslı gibidir örnekleri talep edilmiş, alacaklı yanca 04.11.2020 tarihli dilekçe ile Koronavirüs vakaları nedeni ile şirkette karantina uygulandığını, şirkette evden çalışıldığını bu nedenle UYAP’tan sunulan belgelere göre karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 06/11/2020 tarih ve 2020/331 D.İş Esas- 2020/370 D.İş Karar sayılı kararında; “….Alacaklı yanca ibraz edilen fatura incelenmiş teslim alan kısmında imza olmadığı görülmüştür.Mail yazışmaları aksi her zaman ileri sürülebilir mahiyetteki delillerdir. Somut olayda, ihtiyati haciz talep dilekçesine ekli olarak sunulan sözleşme örneği ile sunulan ve teslim edildiğine ilişkin teslim alan imzası bulunmayan fatura örnekleri alacağın varlığı ve muacceliyeti konusunda yaklaşık ispata yeterli olmayıp, davalı şirketlerin taahhütlerinden kurtulmak amacıyla mallarını gizlediğine, kaçırmaya çalıştığına, kendisi kaçmaya çalıştığına bu amaçla alacaklının haklarını ihlal eden hileli davranışlarda bulunduğuna veya muayyen yerleşim yeri bulunmadığına dair herhangi bir belge sunulmamış olması karşısında şartları oluşmadığından ihtiyati haciz talebinin reddine dair…”gerekçesi ile, Alacaklı vekilinin İhtiyati Haciz talebinin REDDİNE, karar verilmiş ve karara karşı ihtiyati haciz talep eden vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: İhtiyati haciz talep eden vekili istinaf dilekçesi ile, İlk derece mahkemesince verilen ihtiyati haczin reddine ilişkin kararın hukuka aykırı olduğunu, İhtiyati haciz talebine ilişkin dilekçede de belirtildiği üzere ihtiyati haciz talebine konu borca ilişkin olarak müvekkili şirket ile davalı borçlular arasında 22/01/2020 tarihli satış protokolü imzalandığı ve bu protokole göre taraflarca mutabık kalındığı üzere, son kullanıcı … A.Ş. fatura kişisi Genel Mühendislik ve bu ticari ilişkiye yönelik banka teminat mektubu sunacak taraf ise … İnşaat olarak belirlendiğini, İşbu satış protokolü uyarınca müvekkili şirket tarafından 31/07/2020 vadeli 01/06/2020 tarihli ve 824.135,75.TL bedelli fatura elektronik olarak düzenlediği ve borçlu tarafa iletildiğini, borçlu tarafın düzenlenen faturaya karşı kanunda belirtilen süre içinde herhangi bir itirazı olmadığı, bu kapsamda fatura içeriğinin kesinleştiğini, sözleşme konusu mallar ise 01/06/2020 tarihinde teklifte ve protokolde belirtilen … Organize Sanayi Bölgesi yerleşkesine sevk edildiğini, Yerel mahkemece belirtilen gerekçe ile dosyaya sunulan delillerin yaklaşık ispata yeterli bulunmamasının taraflarınca kabulünün mümkün olmadığını, Dosya kapsamı ve dilekçe incelendiğinde, taraflar arasında 22/01/2020 tarihli satış protokolüne istinaden bir ticari ilişkinin var olduğu, müvekkili şirket tarafından 31/07/2020 vadeli ve 01/06/200 tarihli 824.135,75.TL bedelli e-fatura düzenlendiği, borçlu tarafın e-mail yazışmalarında faturada belirtilen tutardaki borcu ikrar ettiği açıkça görülebilecek olup tüm bu hususlar bir arada değerlendirildiğinde, belirtilen borcun varlığı ve muacceliyeti hususunda mahkeme tarafından yaklaşık ispata ulaşabileceğini, Mahkemece yaklaşık ispat ölçüsüne ulaşılabileceği ve borcun varlığına kanaat getirilebileceğinin açık olduğu, buna rağmen yerel mahkeme tarafından talebin reddine karar verilmesinin anlaşılamadığını, Müvekkili şirket tarafından 04/08/2020 tarihinde borca ilişkin olarak davalı borçlulara hatırlatma maili gönderildiği ve telefon yolu ile ulaşılmaya çalışıldığı, 05/08/2020 tarihinde sisteme kayıtlı finans yetkilisine mail iletildiği ancak yine bir cevaba ulaşılamadığını, … İnşaat tarafından 31/07/2020 vadeli ve 01/06/2020 tarihli fatura bedeli olan 824.135,75.TL borcun pandemi nedeniyle müvekkili şirkete ödemediği ve ödemenin ilgili meblağa ilişkin çek düzenlenerek iki vade şeklinde yapılmak istendiğini belirtil teklifin, 12/09/2020 tarihli e-mail ile müvekkili şirkete iletildiğini, düzenlenmek istenen çeklerin vadesi ise davalı borçlu tarafından 30/10/2020 ve 27/11/2020 tarihli olarak belirtildiği, müvekkili tarafından belirtilen vadelere istinaden %2 oranında vade farkı hesaplandığı, vade farkının KDV dahil olarak 66.137.TL olduğu ve tutarın kendilerine fatura edileceği 17/09/2020 tarihinde mail aracılığıyla … İnşaata iletildiği, iletilen maillere dönüş yapılmaması sebebiyle iki ayrı hatırlatma maili gönderildiği, çeklerin belirtilen vadelerde ve eşit miktarlarla ödenmesi hususunda mutabık olunduğuna dair malin … İnşaat tarafından müvekkili şirketçe … İnşaata iletilen mailden 13 gün sonra 30/09/2020 tarihinde iletildiği, çeklerin … A.Ş.adına düzenleneceği belirtildiği, 01/10/2020 tarihinde çekin görüntüsü ve teslim alınacağı zamana ilişkin bilgi talep edildiği ancak … İnşaat Proje Müdürü … tarafından konuya dair kendisinden haber beklenmesi bildirildiği, müvekkili şirketin farklı tarihlerdeki hatırlatma maillerinin ardından 06/10/2020 tarihinde … İnşaat tarafından müvekkili şirkete bankadan çek yaprağı beklendiğine ve yarın ellerinde olacağına ilişkin bir bilgilendirme yapıldığı, 07/10/2020 tarihinde müvekkili şirket tarafından gönderilen maillere ve yapılan aramalara rağmen davalı borçlulara ulaşılamadığını, konuya ilişkin olarak müvekkili şirket içinde 12/10/2020 tarihine kadar beklenmesine ilişkin karar alındığı, ardından borçlu taraf ile yapılan görüşmelerde borçlu tarafın 20/10/2020 günü öğlene kadar süre talep ettiği ancak bu süre zarfında da herhangi bir gelişme yaşanmadığı tespit edildiğini, Yukarıda izah edilen süreç değerlendirildiğinde borçlular tarafından 31/07/2020 vadeli ve 01/06/2020 tarihli 824.135,75.TL bedelli faturaya konu borcun ikrar edildiğini, ancak mahkemece de görüleceği üzere, borçlular tarafından konuya ilişkin maillere dönüş sağlanmamakta, dönüş yapılması halinde dahi bu günler almakta ve çeşitli bahanelerle müvekkili şirketin oyalanmaya çalışıldığını, İİK mad.257 vd.uyarınca ihtiyati haciz kararı verilmesi için kural olarak borcun bir para alacağına ilişkin olması rehin ile temin edilmemiş olması ve vadesi gelmiş bir borç olması gerektiğini, Somut olayda müvekkili şirket alacağının ticari ilişkiden kaynaklı olarak düzenlendiği ve kesinleşmiş bir faturaya istinaden ödenmemiş para borcuna ilişkin olduğu açık olup bu alacağın talebi sırasında herhangi bir rehin ile temin edilmediği ve vadesinin 31/07/2020 tarihi itibariyle gelmiş olduğunu, … İnşaat Proje Müdürü … tarafından 12/09/2020 tarihinde müvekkili şirkete iletilen maile göre davalı borçlu tarafından borç ikrar edildiği ve vadesi gelmiş olmasına rağmen ödenmediğinin açıkça belirtildiğini, Yargıtay HGK 2016/19-1885 E. Ve 2017/1500 K.sayılı ve 06/12/2017 tarihli kararda ihtiyati haciz kararının verilebilmesi için yaklaşık ispatın yeterli olduğu, mahkemede olumlu kanaat oluşturacak yeterlilikte delilin sunulması ile ihtiyati haciz kararı verilebileceği hususunun vurgulandığını, Bu hususta; Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 2013/18723 E. 2014/1804 K. sayılı ve 23/01/2014 tarihli kararı bulunduğunu, Yine Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 2012/6500 E. 2012/11549 K. Sayılı ve 11/07/2012 tarihli kararında taraflar arasında sözleşme ilişkisinin varlığını gösteren delillerin mahkeme tarafından göz ardı edilerek, faturalara dayanılarak ihtiyati haciz kararı verilemeyeceğine ilişkin karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu belirttiğini, Konuya ilişkin Yargıtay içtihatlarında da görüleceği üzere, faturaya dayanan alacaklara ilişkin olarak temel uyuşmazlık borcun varlığı ve muacceliyeti hususunda toplanmakta olup, borcun varlığı ve vadesinde ödenmemiş olduğuna ilişkin ikrar borçlu … İnşaat tarafından açıkça yapıldığını, bu kapsamda borcun varlığına ve vadesine ilişkin olarak taraflar arasında herhangi bir ihtilaf bulunmadığı ve bu hususun mahkemece de dosya kapsamında yapılacak inceleme ile görübileceğini, Dosyaya sunulan deliller uyarınca taraflar arasında muaccel bir para borcu olduğu ve bu borcun ödenmediği açık olup bu hususların mahkemede borcun varlığına ve muacceliyetine ilişkin olumlu kanaat oluşturması gerekirken, aksi hususta karar verilmesinin anlaşılamadığını, ayrıca söz konusu borçla ilgili olarak borçlular tarafından borcu teminat altına alan ipotek, rehin, teminat mektubu ve sair hiçbir teminat talep tarihi itibariyle mevcut olmadığını,
İİK mad.259 hükmüne ilişkin olarak mahkemece gerekli görülmesi halinde müvekkili şirket tarafından borç konusu alacağın tamamına ilişkin olarak teminat verilmesi de söz konusu olabileceğini, İleri sürerek istinaf başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararının istinaf incelemesi sonucunda kaldırılmasına, ihtiyati haciz kararı verilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Talep, ihtiyati haciz istemine ilişkindir.İhtiyati haciz talep eden, karşı taraftan fatura alacakları olduğunu, alacakları muaccel olmasına rağmen ödenmediğini belirtip ihtiyati haciz kararı verilmesini talep etmiştir.Mahkemece, dosyaya ibraz edilen delillerden yaklaşık ispat gerçekleşmediğinden bahisle ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmiş ve karara karşı ihtiyati haciz talep eden vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İİK’ nın 258/I. maddesinin ikinci cümlesinde; “Alacaklı alacağı ve icabında haciz sebebi hakkında mahkemeye kanaat getirecek deliller göstermeye mecburdur,” şeklinde yapılan düzenleme ile alacaklının ihtiyati haciz talep edebilmesi ve ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için mahkemenin ”alacağın varlığı hakkında kanaat edinmiş olması” yeterlidir. Dosyaya sunulan belgelere göre, taraflar arasında yapılan satış sözleşmesi uyanınca talep edenin ibraz edilen faturadaki malları tam ve eksiksiz olarak karşı tarafa teslim edip etmediği, sunulan faturaların iade edilip edilmediği, alacağın varlığı, miktarı yargılamayı gerektirdiği, dosyaya ibraz edilen faturalardaki malların teslim edildiğine dair irsaliye ibraz edilmediği, ibraz edilen mail yazışmalarının içeriği ve sunulan belgeler yaklaşık ispata yeterli değildir. Değişen durum ve şartlara göre de her zaman yeniden talepte bulunulabilecek olup talep tarihi itibariyle yaklaşık isbatın gerçekleşmediği, buna göre, ilk derece mahkemesince ihtiyati haciz talebinin reddine ilişkin verilen karar usul ve yasaya uygun olup talep eden vekilinin istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir. Sonuç itibariyle, dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığından, ihtiyati haciz talep edenin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-İhtiyati haciz talep edenin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’ nın 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan 148,60.TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 59,30.TL istinaf karar harcından, istinaf eden tarafından yatırılan 54,40.TL’nin mahsubu ile bakiye 4,90 TL’nin ihtiyati haciz talep edenden tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa talep halinde yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 16/04/2021 tarihinde HMK’nın 362/1-f maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.