Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2021/555 E. 2023/1029 K. 22.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/555 Esas
KARAR NO: 2023/1029 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI: 2018/565 Esas – 2020/919 Karar
TARİHİ: 17/12/2020
DAVA: Menfi Tespit ve Alacak
KARAR TARİHİ: 22/06/2023
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle, müvekkili şirket ile davalı … Tic. Ltd. Şti.arasındaki ticari ilişki kapsamında anılan davalıya 15/10/2015 tanzim, 15/12/2015 vade tarihli, 126.680 USD bedelli ve 15/10/2015 tanzim, 16/01/2016 vade tarihli, 130.000 USD bedelli iki adet senet keşide edildiğini, diğer davacının senetlere aval verdiğini; senetlerin protesto edilmesinden sonra işbu senetlerden kaynaklanan borcun ödenmesi amacı ile taraflar arasında 21/03/2016 tarihli protokol imzalandığını, uzlaşma şartları uyarınca müvekkilinin gayrimenkullerin devrini tamamladığını, protokol ve davalı …’ün talebi ile … Tic. Ltd. Şti.’ne 30/06/2016 tarih … yevmiye no’lu ve 28.812,00 USD bedelli ilk konteynır ürünün teslim edildiğini, teslim tarihi itibari ile ürün bedelinin 83.267,00 TL olduğunu, böylece 35.000,00 TL bakiye borcun ödendiğini ve müvekkilinin davalılardan 48.267,00 TL (16.700 USD) alacaklı konuma geçtiğini, bedelleri ödenen borç senetleri davalı … elinde kaldığını, iade edilmediğini; müvekkilinin davalılara borçlu olmadığını, aksine alacaklı olduğunu, davalıların 30/06/2016 tarihinde ürünleri gümrükleme işlemlerini bizzat tamamlayarak teslim aldıklarını, süresinde herhangi bir ayıp ihbarı yapılmadığını; ürün tesliminden 4 ay sonra ve alacağın talebi üzerine ileri sürülen iddiaların alacağın tahsilini geciktirmek amaçlı olduğunu, senetlerin halen davalı … elinde olduğunu, protesto edilmiş senetler olduğundan banka kayıtlarında görüldüğünü ileri sürerek dilekçesinde bildirdiği diğer nedenlerle müvekkillerinin dava konusu senetlerden dolayı … Tic. A.Ş’ne borçlu olmadığının tespitine ve senetlerin iadesine ve iptaline; 16.700 USD alacağının davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … Tic. A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle, taraflar arasında yapılmış 21/03/2016 tarihli protokol kapsamında, taşınmazların müvekkiline devredildiğini ve arazi üzerinde bulunan ipoteğin fekki için ayrıca bankaya bakiye kredi borcunun müvekkili tarafından ödenerek takyidatsız şekilde taşınmazların devir alındığını, kalan borç tutarı ile ilgili davacı tarafça yerine getirilecek edimin protokolde belirtilen tarihten sonra geç ve ayıplı bir şekilde teslim edildiğini, bu malların halen müvekkili şirket deposunda bulunduğunu, protokol kapsamında açık şekilde belirtilen davacı tarafa ait edimlerin yerine getirilmediğini, teslim hususunun yerine getirilmediğini, işbu sebeple dava konusu bonoların iade edilmediğini, ödeme vasıtası olarak kullanıldığını, davacıya protokol hükümlerine aykırı davranıldığının ve teslimatın süresinde yapılmadığının, ayrıca eksik teslimatta bulunan ürünlerin düşük kalite ve ayıplı olduğunun belirtilerek bakiye 35.000 TL tutarın ödenmesinin talep edildiğini ancak, davacı tarafça ödeme yapılmadığını ileri sürerek dilekçesinde bildirdiği diğer nedenlerle davanın reddini savunmuş, davacının kötüniyet tazminatına mahkumiyetini talep etmiştir.Diğer davalı davaya cevap vermemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 17/12/2020 tarih 2018/565 Esas – 2020/919 Karar sayılı kararında; “Dava; davacılar ile davalılardan … Tic. A.Ş. arasında yapılmış 21/03/2016 tarihli protokol gereği mutabık kalınan 1.235.000-TL için düzenlenen bilgileri dilekçede ve protokolde yazılı 2 adet bonodan dolayı İİK 72/2 maddesi gereğince borçlu olunmadığının tespiti ve protokol kapsamında davalı … Tic. Ltd. Şti.’ye teslim edilen mal bedeli 16.700-USD’nin faizi ile birlikte davalılardan tahsili istemine ilişkindir. Bilindiği üzere, kural olarak İİK’nın 72.maddesine dayalı olarak açılan menfi tespit davalarında borçlu olunmadığı ileri sürülmüş ise; alacağın varlığını ve miktarını kanıtlamak yükümlülüğü alacaklıdadır. Ancak, alacağın kambiyo senedine dayanması halinde bu genel kuralın istisnası olarak borçlu olunmadığının kanıt yükümlülüğü, iddiayı ileri süren borçlu taraftadır. Davacı ile davalı … Tic. A.Ş. arasında yapılmış 21/03/2016 tarihli protokol gereği, dava konusu yapılan 2 adet bonodan dolayı borç bakiyesinin 1.235.000 TL olduğu, bu borcun 1.200.000 TL’sinin 2 adet taşınmazın adı geçen davalıya devredilmek suretiyle ödendiği, bakiye 35.000 TL’nin ise protokol gereği mal teslimi ile ödeneceğinin taraflarca kararlaştırıldığı her iki tarafın kabulünde olup; uyuşmazlık, bakiye 35.000 TL’nin mal teslimi ile ödenip ödenmediği, bunun yanında davacının fazla mal teslimi nedeniyle adı geçen davalı ile diğer davalıdan 16.700 USD alacağının bulunup bulunmadığı noktalarındadır. Davacının, davalılardan … Tic. Ltd. Şti.’ne yönelik alacak talebi yönünden yapılan incelemede; Davacı tarafça taraflar arasındaki protokol kapsamında bu davalıya mal teslimi yapıldığı, bu nedenle bu davalıdan alacaklı olunduğu ileri sürülmüş ise de; 21/03/2016 tarihli protokolde bu davalının unvan ve imzasının bulunmadığı, protokolün tarafı olmadığı, adı geçen davalıya mal tesliminin yasal delillerle kanıtlanamadığı ve bu davalı ile davacı arasında ticari mal satımı konusunda herhangi bir sözleşmenin bulunmadığı dosya kapsamından anlaşılmakla, bu davalıya yönelik açılan alacak davasının reddine karar verilmiştir. Davacının, davalı … Tic. A.Ş.’ne yönelik menfi tespit ve alacak talebi yönünden yapılan incelemede; Yukarıda değinildiği gibi, taraflar arasındaki 21/03/2016 tarihli protokolde, tarafların dava konusu bonolardan dolayı 1.235.000 TL bakiye borç konusunda mutabık kaldıkları ve 1.200.000 TL borcun, adı geçen davalıya devredilen 2 adet taşınmaz ile ödendiği anlaşılmakta olup, bu miktar yönünden taraflar arasında uyuşmazlık kalmamıştır. Bakiye 35.000 TL’nin ise mal teslimi ile ödeneceği kararlaştırılmış olup, mal tesliminin yapıldığı davalı tarafın kabulündedir. Davalı teslim edilen malların ayıplı olduğunu ileri sürmüş ise de, süresinde herhangi bir ayıp ihbarında bulunduğuna ilişkin herhangi bir kanıt sunmamıştır. Bu durumda bu miktardaki borcun da davalıya mal teslimi ile ödendiği, dolayısı ile mutabık kalınan 1.235.000 TL’lik borcun, 2 adet taşınmaz devri ve mal teslimi ile sona erdiği kanaatine varıldığından, davacının bu davalıya yönelik menfi tespit isteminin kabulüne karar vermek gerekmiştir. Alacak talebi yönünden ise; davacının, 35.000 TL’yi aşan miktar yönünden teslim ettiğini ileri sürdüğü fazla malları, karşı tarafa teslim ettiğine ilişkin herhangi bir yazılı belge sunmadığı, dolayısı ile bu yöndeki iddiasını kanıtlayamadığı anlaşıldığından, bu yöndeki istemin reddine ilişkin aşağıdaki gibi karar vermek gerekmiştir.”gerekçesi ile, “1-Davalılardan … Ltd. Şti’ye yönelik açılan alacak davasının Reddine, 2-Davacı tarafın menfi tespit istemine ilişkin açılan Davanın KABULÜ ile, Davacıların dava konusu yapılan 15/10/2015 tanzim, 15/12/2015 vade tarihli, 126.680 USD bedelli ve 15/10/2015 tanzim, 16/01/2016 vade tarihli, 130.000 USD bedelli olmak üzere toplam 256.680-USD bedelli bonolardan dolayı davalı … Tic. A.Ş’ye borçlu olmadıklarının tespitine, 3-Davacıların davalı … Tic. A.Ş’ye yönelik açtıkları alacak Davasının Reddine,” karar verilmiş ve karara karşı davacılar vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle, ilk derece mahkemesi tarafından, menfi tespit davalarının kabul edildiğini, alacak davalarının reddedildiğini, reddedilen kısım yönünden olmayan vekile vekalet ücretine hükmedildiği gibi, harç iadesine hükmedilmediğini, neticede istinaf yoluna başvurma zorunluluğunun hasıl olduğunu, İstifa eden vekil yararına vekalet ücretine hükmedilmeyeceğini; davalı vekilinin dosyadan istifa etmiş olmasına rağmen hükmün 6. nolu fıkrası ile davalı yararına vekalet ücretine hükmedildiğini, ( Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2017/4552 E. 2017/7575 K., Yargıtay 20. Hukuk Dairesi E. 2018/6642 K. 2019/2981 T. 30.4.2019, Yargıtay 22. Hukuk Dairesi E. 2016/26258 K. 2019/24018 T. 23.12.2019, Yargıtay 14. Hukuk Dairesi E. 2014/16494 K. 2014/14762 T. 23.12.2014) Ret gerekçesinin dosyadaki delillere aykırı olduğunu, mahkemenin alacak taleplerinin reddi gerekçesinin; ” Alacak talebi yönünden ise; davacının, 35.000 TL’yi aşan miktar yönünden teslim ettiğini ileri sürdüğü fazla malları, karşı tarafa teslim ettiğine ilişkin herhangi bir yazılı belge sunmadığı, dolayısı ile bu yöndeki iddiasını kanıtlayamadığı anlaşıldığından, bu yöndeki istemin reddine ilişkin aşağıdaki gibi karar vermek gerekmiştir.” yönünde olduğunu, oysa bir üst paragrafta mahkemenin; “Yukarıda değinildiği gibi, taraflar arasındaki 21/03/2016 tarihli protokolde, tarafların dava konusu bonolardan dolayı 1.235.000 TL bakiye borç konusunda mutabık kaldıkları ve 1.200.000 TL borcun, adı geçen davalıya devredilen 2 adet taşınmaz ile ödendiği anlaşılmakta olup, bu miktar yönünden taraflar arasında uyuşmazlık kalmamıştır. Bakiye 35.000 TL’nin ise mal teslimi ile ödeneceği kararlaştırılmış olup, mal tesliminin yapıldığı davalı tarafın kabulündedir. Davalı teslim edilen malların ayıplı olduğunu ileri sürmüş ise de, süresinde herhangi bir ayıp ihbarında bulunduğuna ilişkin herhangi bir kanıt sunmamıştır. Bu durumda bu miktardaki borcun da davalıya mal teslimi ile ödendiği, dolayısı ile mutabık kalınan 1.235.000 TL’lik borcun, 2 adet taşınmaz devri ve mal teslimi ile sona erdiği kanaatine varıldığından, davacının bu davalıya yönelik menfi tespit isteminin kabulüne karar vermek gerekmiştir.” demekte olduğunu, dolayısı ile davalıya malların teslim edildiğinin mahkemenin de kabulünde olduğunu, nitekim davalı tarafın da malların teslim edildiğini ikrar etmekte olduğunu, mahkemece; 35.000 TL’nı aşan miktar yönünden teslimatın kanıtlanamadığı, yazılı delil sunulmadığı gibi bir geçekçe ile ret kararı verilmiş ise de, davalı ve mahkemece de teslim edildiği kabul edilen mal tutarının 28.812 USD olduğunu; bu tutarın 35.000 TL’nı aşan kısmının da alacakları olduğunu, reddilen alacaklarına ilişkin delillerin dosyaya mübrez olduğunu, Taraflar arasında imzalanan Protokolün beşinci maddesinin; “Taşınmazların devir bedeli 1.200.000 TL olup, bakiye 35.000 TL ise, 2. bentte borçluların üretim teslim etmeyi taahhüt ettiği ürün bedeli ile kapatılacaktır. Ürün bedelinin borç miktarı 35.000 TL’nı aşması halinde bakiye bedel alacak … tarafından fatura tarihinden itibaren 180 gün vadeli çek keşidesi ile ödenecektir. Ürünler serbest bölgeye geldiğinde gümrükleme işlemi yapıldığı gün çek teslim edilecek, … A.Ş ve … karşılıklı olarak malların … A.Ş’nin kardeş kuruluşu olan … LTD’ye sevk edilmesini ve direkt fatura edilmesini talep edebilir. ” şeklinde olduğunu, Taraflar arasında 31.05.2016 / 01.06.2016 / 18.06.2016 tarihli yazışmaların, mal tesliminin …’a istendiğine, müvekkilin ilk partinin hazır olduğunu bildirdiğine, … tarafından yükleme talimatının 18.06.2016 tarihinde verildiğine ilişkin olduğunu, 30.06.2016 Tarih … Sıra numaralı 28.812 USD tutarlı faturanın delil olduğunu, … Seri nolu 01.07.2016 tarihli Gümrük Beyannamesinin – Davalının gümrükleme işlemini tamamlayarak ürünleri teslim aldığına ilişkin olduğunu; dosyada aslının mevcut olduğunu, beyanname ile; göndericisi davacı şirketi, alıcısı … olan, 28.812 USD tutarlı, 9604 adet / 14 palet / 21.959 kg Yaprak Sarma muhteviyatlı fatura konusu eşyanın Serbest Bölgeye alındığının sabit olduğunu; … numaralı 01.07.2016 tarihli Serbest Bölge İşlem Formu kapsamından, başvuran firmanın … olduğunun, başvuru konusu eşyanın 14 Kap / 9604 adet / 28.812 USD tutarlı ( CIF Toplam : 32.643,99 USD ) mala ilişkin olduğunun, davalı … Başvurusu ile 01.07.2016 tarihinde Beyanname Muhteviyatı eşyanın Serbest Bölgeye alındığının sabit olduğunu, … Sıra numaralı 01.07.2017 tarihli Gümrük Statü Belgesin kapsamından; mal satın alan veya adına mal gönderilen firmanın, … Tic LTD ŞTİ olduğunun, alınan eşyanın 14 Kap 9604 Adet 21959 kg Yaprak Sarma olduğunun sabit olduğunu, Davalılar tarafından itiraza uğramayan bilirkişi raporunun 8. Sayfa 14. Maddesinde davacı şirketin Davalı …’ne düzenlediği faturaların taraflar arasında akdedilen 21.03.2016 tarihli Protokolün 5. Maddesine uygun olarak tanzim edildiği, faturaya konu malların teslim edildiğine ilişkin dosya kapsamında gümrük statü belgeleri serbest bölge işlem formalarının mevcut olduğu, Davacı Şirketin Davalı … LTD ŞTİ ve Protokol kapsamında … Ltd şti’den 48.116,85 TL alacaklı olduğunun sabit olduğu hususlarının tespit edildiğini, Sonuç olarak, davalıların 28.812 USD tutarlı malın teslim alındığına ve mal bedeline hiçbir itirazları bulunmadığını, itirazlarının geç ve ayıplı teslim yönünde olduğunu, ki mahkemenin de kabul ettiği gibi, süresinde ayıp ihbarı bulunmadığı gibi, bu iddianın ancak malların tesliminden 3 ay sonra alacaklarını ihtarname ile talep etmeleri üzerine ileri sürüldüğünü, Bilirkişi raporuna rağmen mahkeme, 35.000 TL’yi aşan kısım için alacaklarının kanıtlanamadığı iddiası ile davalarını reddettiğinden istinaf yoluna başvurma zorunluluklarının hasıl olduğunu; dosyada mevcut resmi belgelerle sabit olduğu üzere, Protokol gereğince … Tic LTD ŞTİ’ne 30.06.2016 tarih … yevmiye numaralı ve 28.812,00 USD bedelli ilk konteynır ürünün teslim edildiğini; teslim tarihi itibari ile ürün bedelinin TL karşılığının 83.267 TL olduğunu, böylece 35.000 TL Bakiye borç ödendiği gibi Müvekkilinin davalılardan 48.267 TL ( 16.700 USD ) alacaklı konuma geçtiğini, aynı hususun Bilirkişi Raporunun 7. Sayfa 9. Maddesi ve Son sayfa 2. Paragrafında da bildirildiğini, ( 48.116,85 TL ) ancak davalarının USD Talepli olarak açılmış olup, 48.116,85 TL USD Karşılığı Fatura tarihinde 16.700 USD olduğunu, ( 48.116.85 % 2.88 ) bu nedenledir ki; davanın 16.700 USD talepli olarak açıldığını ve dava tarihindeki kur üzerinden harç ödendiğini, Reddedilen kısım yönünden harç iadesine hükmedilmediğini; davalarının menfi tespit ve alacak istemli olduğunu; menfi tespit taleplerinin kabul edildiğini, alacak taleplerinin reddedildiğini; şu halde alacak davaları için yatırılan harcın iadesinin gerekli olduğunu, nitekim, 492 sayılı Harçlar Kanunu’na bağlı (1) sayılı tarifenin (III) kısmının ikinci bendinin (a) fıkrası uyarınca davanın reddi halinde maktu harç alınacağının belirtilmekte olduğunu; aynı yasanın 31. maddesinin “Peşin alınan karar ve ilam harcının işin hitamında ödenmesi gerekenden fazla olduğu anlaşılırsa fazlalık istek üzerine geri verilir.” hükmünü havi olduğunu, İleri sürerek, yerel mahkeme ilamında reddedilen kısım yönünden kararın kaldırılarak alacak davalarının kabulüne karar verilmesini, aksi halde reddedilen kısım yönünden hüküm tarihinde davalı/ davalıların vekili bulunmadığı sabit olduğundan, hüküm fıkrasından davalı yararına hükmedilen vekalet ücretinin kaldırılmasına, reddedilen kısım yönünden ise yatırılan harcın iadesine karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava; davacılar ile davalı … Gıda Şirketi arasında bağıtlanan 21/03/2016 tarihli borç tasfiye protokolü uyarınca, davacı şirketin keşidecisi, davacı …’in avalisti olduğu toplam 256.680,00-USD bedelli iki adet bonodan ötürü davacıların davalı … Gıda Şirketi’ne borçlu olmadıklarının tespiti; aynı protokolün 5 maddesi uyarınca davacıların her iki davalıdan olan bakiye 16.700,00-USD alacağının tahsili istemlerine ilişkin olup, mahkemece menfi tespit talebinin kabulüne, davalı … Şirketi’ne karşı açılan alacak davasının, bu şirketin protokole taraf olmadığı gerekçesi ile reddine, davalı … Gıda Şirketi’ne karşı açılan davanın ise alacağın ispatlanamadığı gerekçesi ile reddine karar verilmiştir. Davacılar vekili tarafından reddedilen alacak talebi yönünden istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İstinaf önüne gelen uyuşmazlık; davacıların 21/03/2016 tarihli borç tasfiyesine ilişkin protokolün 5 maddesi uyarınca davalılardan fazla yapılan ödeme nedeniyle alacaklı olup olmadıkları, alacaklı iseler tutarı, alacaklı değil iseler, talebin reddine karar veren mahkemece davalı Saltürk yararına vekalet ücretine hükmedilmesinin ve reddedilen alacak talebi yönünden harç iadesi yapılmamasının yerinde olup olmadığı hususlarındadır. Tüm dosya kapsamında göre; davacı … Şirketi ile davalı … Gıda arasında ticari satış ilişkisi bulunduğu, bu ilişkiden doğan borcun ifası amacıyla davacı Şirket’in davalı … Gıda Şirketi lehine 15/10/2015 tanzim tarihli 15/12/2015 vadeli, 126.680,00-USD bedelli bono ile, 15/10/2015 tanzim tarihli 16/01/2016 vadeli 130.000,00-USD bedelli iki adet bono keşide ettiği, davacı …’in her iki bonoyu aval veren sıfatıyla imzaladığı, bilahare bu bonolardan doğan borcun tasfiyesi amacıyla davacılar ile davalı … Gıda Şirketi arasında 21/03/2016 tarihli dava konusu protokolün imzalandığı çekişme konusu değildir. 21/03/2016 tarihli ptorokol ile taraflar, anılan bonolardan doğan borcun tasfiyesi için protokolün 1/a ve b bentlerinde özellikleri belirtilen, iki adedi ipotekli, üç adet taşınmazın, borcun 1.200.000,00-TL’sine mahsuben, davalı … Gıda’ya devredilmesi, bakiye borç için protokolün 2.maddesinde belirlenen 18,00-USD/koli bedeli ile 2×20 fci yaprak sarması emtiasının 30/05/2016 tarihine dek davacı … Şirketi tarafından, Serbest Bölge’de davalı Saltürk’e teslimi konusunda anlaşmışlardır. Protokolün 5.maddesinde tasfiyeye esas toplam borç tespit edilmiştir. Buna göre; 256.680,00-USD tutarlı iki adet bononun kur, 2.93-TL esas alınarak TL karşılığı olan 750.000,00-TL ile … Bankası’na davalı … tarafından ödenecek 485.000,00-TL ipotek bedeli toplamı 1.235.000,00-TL tasfiyeye esas toplam borç bulunduğu, bu borçtan 1.200.000,00-TL taşınmazların devir bedeli düşüldükten sonra bakiye 35.000,00-TL kalacağı, bu 35.000,00-TL’nin protokolün ikinci maddesinde kararlaştırıldığı şekilde yaprak sarma ürününün fatura karşılığı teslimi ile ödeneceği, ancak … tarafından teslim edilen ürün bedelinin 35.000,00-TL’den fazla olması halinde aşan kısmın fatura tarihinden itibaren 180 gün vadeli çek ile davalı … tarafından ödeneceği, davacı … Şirketi ile davalı … Şirketi’nin, ürünlerin doğrudan …’ün kardeş kuruluşu olan diğer davalı … Şirketi’ne sevk ve teslimi ile faturanın … Şirketi’ne kesilmesini talep edebilecekleri, bu durumda davalı …’ün, davacı …’tan olan alacağının davalı … Şirketi ile mahsup edilerek kapatılacağı, bakiye davacı … alacağı çıkarsa çeki davalı … Şirketi’nin davacı … Şirketi’ne vereceği kararlaştırılmıştır. Protokol altında davacı … Gıda ile davacıların imzası mevcut olup, diğer davalı … Şirketi protokolün tarafı değildir. Taşınmazların davalı … Gıda Şirketi’ne devrinin sağlandığı, tasfiyeye esas borcun 1.200.000,00-TL’lik kısmının ödendiği çekişme konusu değildir. Davacı … tarafından protokolün ikinci maddesi kapsamında, davalı … yerine davalı … Şirketi’ne 30/06/2016 tarihli 28.812,00 USD tutarlı fatura konusu 21.959 kg yaprak sarmanın 01/07/2016 tarihinde teslim edildiği de ihtilaf konusu değildir. Dosyaya davacılar tarafından aslı sunulan 01/07/2016 tarihli gümrük beyannamesinde kur 2,8848-TL olarak alınmış, davalı … Şirketi tarafından beyanname konusu ürünün serbest bölgeden teslim alınması için 01/07/2016 tarihli serbest bölge işlem formu ile başvuruda bulunduğu görülmüştür. Ürünün TL cinsinden değeri (28.812,00-USD x 2,8848-TL) 83.116,85-TL’dir. Nitekim davacı yanın bu faturayı davalı … Şirketi borcuna mahsuben hem döviz cinsinden hem de TL karşılığı olan 83.116,85-TL değerle defterlerine kaydettiği mali bilirkişi raporu ile tespit edilmiştir. 31/05/2016 tarihine dek teslim edilmesi gereken ürün 01/07/2016 tarihinde serbest bölgeden teslim alınmış ise de; geç teslime yönelik herhangi bir çekince ileri sürülmediği, ifanın ihtirazi kayıtsız kabul edildiği anlaşıldığı gibi, mahkeme gerekçesinde de belirtildiği üzere teslim alınan ürünün ayıplı olduğuna dair süresinde yapılmış bir ayıp ihbarının da bulunmadığı görülmüştür. Protokolün beşinci maddesinde fazla ürün teslimi halinde değil, teslim edilen ürün bedelinin 35.000,00-TL’den fazla olması halinde bakiye tutarın davalı … tarafından çek ile ödeneceği kararlaştırılmış olduğuna göre; davacı … Şirketi’nin 83.116,85-TL-35.000,00-TL= 48.116,85-TL fazla ödeme yaptığı sabit olduğuna göre, mahkemenin fazla ürün teslim edildiğinin ispat olunamaması nedeniyle alacak talebini reddetmesi yerinde değildir. Bu yöndeki istinaf sebebi yerinde bulunmuştur. Öte yandan tasfiye protokolünün 5.maddesinde tasfiye edileceği kararlaştırılan borçtan fazla yapılan ödemenin davacı … Şirketi’ne çek ile iade edileceği açıkça kararlaştırılmış olduğundan, diğer davacı …’in alacak talebi bakımından aktif husumeti bulunmamaktadır. İtiraz mahiyetinde olan bu hususun mahkemece re’sen nazara alınmaması yerinde olmamıştır. Yine davalı … Şirketi’nin protokolün tarafı olmadığı, teslimin davalı … yerine davalı …’a yapılmasının bu şirketi protokolün tarafı haline getirmeyeceği, yalnızca …’ün alacağını sona erdireceği, bu nedenle davalı … Şirketi’nin fazla tahsil edilen tutardan ötürü protokole dayalı sorumlu tutulamayacağı yönündeki mahkeme gerekçesi de yerindedir. Aksi yöndeki istinaf sebebi yerinde görülmemiştir. Tasfiye protokolünün 5.maddesi ile tasfiye edilecek borcun TL cinsinden kararlaştırıldığı, taşınmaz devri sonrası kalan bakiye borcun 35.000,00-TL olduğu, ürün bedelinin bu tutarı aşması halinde aşan kısmın iade edileceği kararlaştırılmış ise de, bu tutarın USD cinsinden istenebileceği kararlaştırılmamış olduğundan, davacı … Şirketi’nin bakiye TL tutarını USD’ye çevirerek talep etmesinin sözleşmesel dayanağı bulunmamaktadır. Davacıların USD cinsinden alacak talep edilebileceği yönündeki istinaf sebebi yerinde değildir. Yapılan tüm açıklamalar çerçevesinde; davacı …’in alacak talebinin aktif husumet yokluğundan reddi, davalı … Şirketi’ne karşı açılan alacak davasının pasif husumet yokluğundan reddi, davacı … Şirketi’nin davalı …’e karşı ileri sürdüğü alacak talebinin 48.116,85-TL üzerinden kısmen kabulü gerekirken, alacak talebinin tümden reddi doğru olmamış, davacılar vekilinin istinaf sebepleri kısmen yerinde bulunmuştur. Sonuç olarak, davacılar vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararının 6100 Sayılı HMK’nun 353/1-b2 maddesi uyarınca kaldırılmasına, dairemizce esas hakkında yeniden hüküm kurulmasına, dairemiz kararı doğrultusunda davacılar vekilinin vekalet ücretine ve harç iadesine yönelik konusuz kalan istinaf sebeplerinin değerlendirilmesine yer olmadığına dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle; 1- Davacılar vekilinin istinaf başvurusunun KISMEN KABULÜNE;İstanbul 11 Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/565 Esas – 2020/919 Karar sayılı 17/12/2020 tarihli kararının 6100 Sayılı HMK’nun 353/1-b2 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, Dairemizce esas hakkında yeniden hüküm kurularak; DAVANIN KISMEN KABULÜNE; 2-Davacıların menfi tespit taleplerinin kabulü ile; davacıların dava konusu 15/10/2015 tanzim, 15/12/2015 vade tarihli, 126.680,00-USD bedelli ve 15/10/2015 tanzim, 16/01/2016 vade tarihli, 130.000,00-USD bedelli olmak üzere toplam 256.680-USD bedelli bonolardan dolayı davalı … Tic. A.Ş’ye borçlu olmadıklarının tespitine, 3-Davalılardan … Ltd. Şti’ye yönelik açılan alacak davasının pasif husumet yokluğundan Reddine, 4-Davacı … San. ve Tic. Ltd. Şti.’nin davalı … Tic. A.Ş.’ye karşı açtığı alacak davasının kısmen kabulü ile 48.116,85-TL’nin dava tarihinden itibaren işletilecek avans faizi ile birlikte, davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, fazla istemin reddine, 5-Davacı … tarafından ileri sürülen alacak talebinin aktif husumet yokluğundan Reddine,
İLK DERECE MAHKEMESİ YÖNÜNDEN: Menfi Tespit Talebi Yönünden: 6-Alınması gerekli 83.255,82 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 22.168,14TL’nin düşümü ile bakiye 61.087,68 TL harcın davalı … San. ve Tic. A.Ş.’nden alınıp maliyeye gelir kaydına, 7-Davacılar kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap ve takdir olunan 75.457,79 TL vekalet ücretinin davalı … Tic. A.Ş.’nden alınıp davacılara verilmesine, 8-Davacı tarafça başlangıçta yatırılan 35,90 TL başvuru harcı, 22.168,14 TL peşin harç, 5,20 TL vekalet harcı, 1.000 TL bilirkişi ücreti ve 470,20 TL tebligat gideri olmak üzere toplam 23.679,44 TL’nin davalı … Gıda San. ve Tic. A.Ş.’nden alınıp davacılara verilmesine,
Alacak Talebi Yönünden: 9-Alınması gerekli 3.286,87 TL karar ve ilam harcının, davalı … Tic. A.Ş.’den alınıp maliyeye gelir kaydına, 10-Davacı … San. Ve Tic. Ltd. Şti. kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden dairemiz karar tarihi itibariyle yürürlükte olunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince, kabul edilen alacak miktarı yönünden hesap ve takdir olunan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalı … San. Ve Tic. A.Ş.’den alınarak davacı … San. Ve Tic. Ltd. Şti.’ne verilmesine, 11-Davalı … Tic. A.Ş. kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden dairemiz karar tarihi itibariyle yürürlükte olunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince, reddedilen alacak miktarı yönünden hesap ve takdir olunan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacı … Gıda San. ve Tic. Ltd. Şti.’den alınarak davalı … Tic. A.Ş.’ye verilmesine, 12-Davalılar kendilerini vekil ile temsil ettirdiklerinden dairemiz karar tarihi itibariyle yürürlükte olunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi 3/2 maddesi de göz önüne alınarak 7/2 maddesi gereğince hesap ve takdir olunan 9.200,00TL vekalet ücretinin davacı …’den alınarak davalılara verilmesine, 13-Davalılardan … Ltd. Şti. kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden dairemiz karar tarihi itibariyle yürürlükte olunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi 3/2 maddesi de göz önüne alınarak 7/2 maddesi gereğince hesap ve takdir olunan 9.200,00TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalı … Şti.’ne verilmesine, Menfi Tespit ve Alacak Davası Yönünden: 14-Davacı tarafça yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde davacılara iadesine,
İSTİNAF YÖNÜNDEN: 15-Harçlar Kanunu gereğince istinaf edenler tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harçlarının hazineye gelir kaydına, 16- Davacılar tarafından yatırılan istinaf karar harçlarının talep halinde kendilerine iadesine, 17-Davacılar tarafından istinaf aşamasında sarf edilen 324,2 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı (162,10 TL x 2) ile 31,5 TL dosyanın Bölge Adliye Mahkemesi’ne gidiş- dönüş ücreti olmak üzere; toplam 355,7 TL yargılama giderinin davalılardan alınarak davacılara verilmesine, 18-Bakiye gider avansının talep halinde avansı yatıran ilgili tarafa iadesine, 19-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 22/06/2023 tarihinde HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.