Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2021/542 E. 2023/976 K. 08.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/542 Esas
KARAR NO: 2023/976 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI: 2017/1000 Esas – 2020/931 Karar
TARİHİ: 21/12/2020
DAVA: Alacak
KARAR TARİHİ: 08/06/2023
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, müvekkilinin, davalı şirketin yapmış olduğu çeşitli ihracatlara konu malların hava yolu ile taşımaları gerçekleştirmiş olduğunu, söz konusu taşımaların tamamının, davalı nam ve hesabına hareket eden dava dışı … Tic. Ltd. Şti’nin talimatları doğrultusunda organize edilmiş ve davalıya ait tekstil ürünlerinin ihracatı ile ilgili olarak müvekkili şirket tarafından taşımalar gerçekleştirilmiş olduğunu, davalıya ait 27 Kap-921 KG tekstil ürünü … numaralı taşıma senedi/yük senedi ile İstanbul’dan … baba (Etiyopya)1 ya taşıtılmış ve söz konusu taşımaya ait navlun ücreti ile ilgili olarak 25.04.2016 tarih ve … numaralı 1.644,12 USD tutarlı fatura tanzim edildiğini, davalıya ait 33 Kap-2,051 KG tekstil ürünü … numaralı taşıma senedi/yük senedi ile İstanbul’dan … (Suudi Arabistan)1 a taşıtılmış ve söz konusu taşımaya ait navlun ücreti ile ilgili olarak 29.04.2016 tarih ve … numaralı 1.823,86 USD tutarlı fatura tanzim edildiğini, davalıya ait 8 Kap-529 KG tekstil ürünü … numaralı taşıma senedi/yük senedi ile İstanbul’dan … (Güney Afrika)’a taşıtılmış ve söz konusu taşımaya ait navlun ücreti ile ilgili olarak 29.04.2016 tarih ve … numaralı 1.398.08 USD tutarlı fatura tanzim edilmiştir, d- Davalıya ait 85 Kap-4349 KG tekstil ürünü … numaralı taşıma senedi/yük senedi ile İstanbul’dan … (Etiyopya)’ ya taşıtılmış ve söz konusu taşımaya ait navlun ücreti ile ilgili olarak 29.04.2016 tarih ve … numaralı 6.800,95 USD tutarlı fatura tanzim edildiğini, davalıya ait 53 Kap-2487 KG tekstil ürünü 176-2282 1341 numaralı taşıma senedi/yük senedi ile İstanbul’dan … (Etiyopya) ‘ya taşıtılmış ve söz konusu taşımaya ait navlun ücreti ile ilgili olarak 29.04,2016 tarih ve … numaralı 3.790,50 USD tutarlı fatura tanzim edildiğini, faturaların … Tic. Ltd. Şti. adına düzenlendiğini, müvekkiline herhangi bir ödeme yapmadığını, bunun üzerine … Lojistik Taşımacılık Tic, Ltd.. Şti aleyhine Küçükçekmece … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile icra takibi başlattıklarını, icra takibi başlatılmışsa da … Tic. Ltd. Şti’ne ait mala rastlanmadığı için söz konusu icra takibinin de semeresiz kalmış bulunmakta olduğunu, söz konusu taşımaların davalı yararına ve davalı için ifa edilmiş olup, davalının bu taşımaları dava dışı … Tic. Ltd. Şti.yi kendi adına ve hesabına temsilci tayin ederek ifa ettiğini, toplam 15.452,51 USD tutarındaki alacaklarının dava tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, davacı taraf her ne kadar müvekkilini sorumlu tutmaya çalışmaktaysa da davalı müvekkilinin davacı tarafla dava konusu olayla ilgili olarak hiçbir ticari ilişkisi ve faaliyette bulunmadığını, davacı tarafın bütün ticari faaliyetlerini … Tic. Ltd. Şti ile yapmış olduğunu, bu bakımdan husumetin yöneltileceği tarafın müvekkili şirket değil, davacının iddia ettiği husumetin gerçekleştiği …Tic. Ltd. Şti olduğunu, müvekkili şirkete husumet yöneltilmesinin mümkün olmadığını, müvekkili bakımından husumet yönünden davanın reddini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 21/12/2020 tarih 2017/1000 Esas – 2020/931 Karar sayılı kararında; “Dava ; hava taşıma sözleşmesinden kaynaklı alacak davasıdır. Davacı; davalı şirketin taşıma işlemlerini gerçekleştirdiğini, bu işlemlerin tamamının davalı nam ve hesabına hareket eden dava dışı … Tic. Ltd. Şti.’nin talimatları doğrultusunda gerçekleştiğini beyanla taşıma bedelini talep etmiş, davalı ise kendisine husumet yöneltilemeyeceğini savunmuştur. Taşıma işlemlerinin davacı ile dava dışı şirket arasında yapıldığı davacının da kabulündedir. Uyuşmazlık; taşınan ürünlerin davalıya ait olup olmadığı ve davalının taşıma bedelinden sorumlu olup olmadığı noktalarında toplanmaktadır. Bir hukuki ilişkinin varlığını iddia eden taraf bunu ispatla yükümlüdür. Davacı tarafından sunulan taşıma senetleri ve konşimento talimatlarında davalı şirketin adı yer almakta ise de, bu belgelerde davalının imzasının bulunmadığı, davacı tarafından tek taraflı olarak düzenlendiği, bu belgelerin taraflar arasında var olduğu iddia edilen hukuki ilişkiyi ispata yetmediği görülmektedir.Davalı, davacının iddia ettiği hukuki ilişkiyi inkar ettiğine göre ispat yükü davacıdadır. Uyuşmazlığın miktarı da dikkate alındığında davacının bu iddiasını kesin delil ile ispatlaması gerekmektedir. Davacı tarafından kesin sürede yemin deliline de başvurulmadığı gözetilerek ispatlanamayan davanın reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir. ( Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 2016/2050 – 9089 E.K., yine Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin 2018/1872 Esas – 2020/3871 Kararı ile Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 2016/6699 Esas – 2017/813 Karar Sayılı kararları )”gerekçesi ile,Davanın REDDİNE, karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle, yerel mahkeme kararının dava konusu olayın esasına ilişkin sakat ve taşıma hukukunun mevzuatına uygun olmayan bir hüküm kurulduğunu; Yerel mahkemenin kararında dosyada mübrez bulunan hava yük senetlerinin taraflar arasındaki sözleşmenin varlığına delil olmadığı belirtilmiş ise de bu hükmün taşıma hukuku mevzuatına aykırı olduğunu, TTK m.856 hükmünün açıkça taşıma sözleşmesinin yazılı şekil şartına bağlı olmadığını, taraflar arasında uygun irade açıklamaları ile sözleşmenin kurulduğunu kabul ettiğini, İşbu dava konusu uluslararası hava taşımaları ile ilgili olarak müvekkili şirket tarafından düzenlenen “Hava Taşıma Senetleri / Airwaybilller” gerek taşıma hukukunun genel hükümlerini düzenleyen Türk Ticaret Kanunu m.858/1 hükmü uyarınca, gerekse de dava konusu taşımalara uygulanacak olan Montreal Konvansiyonu hükümleri uyarınca taraflar arasında taşıma sözleşmesi yapıldığına ve içeriği hususunda kanıt niteliğine haiz olduğunu; Montreal Konvansiyonunda da benimsendiği şekilde, Türk Ticaret Kanunu m.856/2 amir hükmü uyarınca, “Eşyanın taşıyıcıya teslimi taşıma sözleşmesinin varlığına karinedir.” şeklinde olduğunu, Bu minvalde, davalının yurt dışına göndermek üzere emtiayı müvekkil Şirkete teslim etmiş olması ve ayrıca taşımalar ile ilgili düzenlenmiş olan ve yukarıda taraflarınca belirtilmiş olan Hava Taşıma Senetlerinin varlığı, davalı ile müvekkili şirket arasında bir taşıma sözleşmesi yapıldığını ispatlayan hususlar olduğunu; müvekkili şirketin söz konusu sözleşme ile yüklenmiş olduğu taşıma edimini yerine getirmiş olup davalının da navlun ücretini ödemesini talep etme hakkına sahip olduğunu, Yerel mahkemeye sunmuş oldukları dava dilekçemizde de belirtmiş olduklarını, işbu dava konusu taşımaların tamamının, davalı nam ve hesabına hareket eden dava dışı … Lojistik Uluslararası Taşımacılık Ticaret Limited Şirketi’nin talimatları doğrultusunda organize edildiğini ve davalıya ait tekstil ürünlerinin ihracatı ile ilgili olarak müvekkili şirket tarafından aşağıda belirtilen taşımaların gerçekleştirildiğini: Davalıya ait 27 kap – 921 Kg tekstil ürününün … numaralı taşıma senedi ile İstanbul’dan … (Etiyopya)’ya taşıtıldığını ve söz konusu taşımaya ilişkin navlun ücreti ile ilgili olarak 25.04.2016 tarih ve … numaralı 1.644,12 USD bedelli faturanın tanzim edildiğini, Davalıya ait 33 kap – 2.051 Kg tekstil ürününün … numaralı taşıma senedi ile İstanbul’dan … (Suudi Arabistan)’a taşıtıldığını ve söz konusu taşımaya ait navlun ücreti ile ilgili olarak 29.04.2016 tarih ve … numaralı 1.823,86 USD bedelli faturanın tanzim edildiğini, Davalıya ait 8 Kap – 529 Kg tekstil ürününün … numaralı taşıma senedi ile İstanbul’dan … (Güney Afrika)’a taşıtıldığını ve söz konusu taşımaya ait navlun ücreti ile ilgili olarak 29.04.2016 tarihli ve … numaralı 1.393,08 USD bedelli faturanın tanzim edildiğini,Davalıya ait 85 Kap – 4349 Kg tekstil ürününün … numaralı taşıma senedi ile İstanbul’dan … (Etiyopya)’ya taşıtıldığını ve söz konusu taşımaya ait navlun ücreti ile ilgili olarak 29.04.2016 tarihli ve … numaralı 6.800,95 USD bedelli faturanın tanzim edildiğini, Davalıya ait 53 Kap – 2487 Kg tekstil ürününün … numaralı taşıma senedi ile İstanbul’dan … (Etiyopya)’ya taşıtıldığını ve söz konusu taşıma ait navlun ücreti ile ilgili olarak 29.04.2016 tarihli ve … numaralı 3.790,50 USD bedelli faturanın tanzim edildiğini, Söz konusu taşımalara ait navlun ücretinin dava dışı … Lojistik Ltd. Şti. tarafından ödeneceği belirtilmiş olduğundan müvekkili şirket tarafından navlun alacağı ile ilgili faturaların … Lojistik Ltd. Şti. muhatap kılınmak suretiyle tanzim edildiğini ancak adı geçen şirket tarafından, dava konusu taşımalar ile ilgili olarak müvekkile herhangi bir ödeme yapılmadığını; bunun üzerine … Lojistik Ltd. Şti. aleyhine Küçükçekmece … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası ile icra takibi başlatılmışsa da … Lojistik Ltd. Şti.’ye ait paraya, tahvil edilecek menkul ya da gayrimenkul mala rastlanmadığı için söz konusu icra takibinin semeresiz kaldığını, Türk Ticaret Kanunu m.850/2, “Taşıyıcı, taşıma sözleşmesiyle eşyayı varma yerine götürmeyi ve orada gönderilene teslim etmeyi veya yolcuya varma yerine ulaştırmayı, buna karşılık eşya taşımada gönderen ve yolcu taşımada yolcu, taşıyıcıya, taşıma ücretini ödemeyi borçlanır.” amir hükmü uyarınca, yerel mahkemeye de sunmuş oldukları taşıma senetlerinde de açıkça görüldüğü şekilde, taşıma senetlerinde “Gönderen” sıfatını haiz davalı işbu taşımadan kaynaklı olan taşıma ücretini ödeme yükümlülüğü altında olduğunu, Yerel mahkemenin hükme esas aldığı bilirkişi raporlarının hatalı olduğunu ve hükme esas oluşturamayacak nitelikte olduğunu, Yerel mahkeme tarafından yargılama sırasında alınan ve verilen karara doğrudan etki eden bilirkişi raporlarında tespit edilen hususların tümden hatalı olduğunu; tarafların hukuki sıfatlarının tanımlamalarının bilirkişilerce yanlış yapıldığını; tarafların hukuki taraflarını açıklamak gerekirse, tarafların hukuki sıfatlarının şu şekilde olduğunu; müvekkili şirketin, Türk Ticaret Kanunu m.917 “Taşıma işleri komisyonculuğu sözleşmesi ile komisyoncu eşya taşıtmayı üstlenir. Bu sözleşme ile gönderen, kararlaştırılan ücreti ödeme borcu altına girer.” amir hükmü uyarınca işbu taşımada, taşıma işleri organizatörlüğü yani sözleşmesel (akdi) taşıyan sıfatını haiz olduğunu ancak taşımayı bilfiil kendi araçları ile yapmadığını, taşıma işini hava yolu taşımasını yapabilecek havayolu nakil vasıtalarına/kargo uçaklarına sahip başka firmalara yaptırdığını; bu minvalde işbu taşımada Türk Ticaret Kanunu m.888 uyarınca fiili taşıyan sıfatını haiz firmaların Türk Hava Yollar ile … firmaları olduğunu, Ancak yerel mahkeme tarafından alınan bilirkişi raporlarında bu hukuki nitelendirmelere aykırı bir biçimde tarafların hukuki sıfatlarına aykırı olarak müvekkili şirketin … / taşıma işleri organizatörü olarak nitelendirildiğini; … Lojistik’in ise fiili taşıyan olarak nitelendirildiğini; müvekkili şirketin freight … yani Türkçesi taşıma işleri organizatörü olarak değerlendirilmesi doğru bir tespit olsa da … Lojistik’in işbu taşımalar nezdinde fiili taşıyan olmasının mümkün olmadığını; dosyada mübrez hava yük senetlerinden anlaşılacağı üzere mezkur taşımaların Türk Hava Yolları ve Emirates Havayolları tarafından gerçekleştirilmiş olduğunu; fiili taşıyan sıfatına bu şirketlerin sahip olduğunun kabulü gerekirken, bilirkişiler ve dolayısıyla Yerel Mahkeme tarafından bunun aksi yönünde yorum yapıldığını ve buna göre karar verilmiş olmasının tamamen hukuka aykırı olup taşıma hukukunun temel gerekliliklerine de aykırı olduğunu; taşıma hukuku temel prensiplerinden bilindiği üzere, hava yük senetlerinin sağ üst köşesinde adı yazılı firmaların hava yolu taşımasını fiilen yapmış firmalar olduğunu; dolayısıyla bilirkişi raporlarının ne kadar hatalı olduğu ve işbu raporların yargılamaya esas alınabilecek nitelikte bulunmadıklarının açıkça ortada olduğunu; bilirkişiler ve dolayısıyla işbu raporları hükme esas alan Sayın Yerel Mahkeme’nin tarafların hukuki sıfatlarında bile yanılgıya düştüğünü, İşbu dava konusu taşımaların uluslararası hava yolu taşıması niteliğinde olup işbu davaya Türk Ticaret Kanunu ile birlikte 1999 tarihli Montreal Konvansiyonu’nun uygulanmasının gerektiğini; işbu davaya uygulanacak hükümlerde gönderen sıfatını haiz olan davalı tarafın taşıma ücretinden sorumlu olacağının açıkça belirtildiğini ancak davalının gönderen sıfatını haiz olduğu işbu davada, dava konusu navlun ücretinden sorumlu olacağına ilişkin yasa ve konvansiyon hükümleri yerel mahkemece aldırılan kök ve ek bilirkişi raporlarında bilirkişilerce tartışma konusu dahi yapılmadığını, Her ne kadar yerel mahkemedeki yargılama sırasında, hukuktan ve gerçekten uzak bilirkişi raporlarının verilecek karar açısından dikkate alınmamasını talep etmiş olsalarda yerel mahkemenin bilirkişilerin raporları doğrultusunda hatalı hüküm kurduğunu; bilirkişilerin Türk Ticaret Kanunu m.850 ve devamını ve uyuşmazlık konusu olaya uygulanması lazım gelen uluslararası konvansiyonları göz ardı etmekle üstün kötü bir biçimde rapor tanzim etttiklerini ve bu raporun karara esas teşkil ettiğini, Yine uyuşmazlığa konu fiili taşıyan tarafından düzenlenen ve davalı … Giyim’in de konşimento ön yüzünde adının geçtiği ve işbu konşimento hükümlerine uymakla mükellef olduğu taşıma senetlerinin arka sayfasının 5.5.1. maddesinde, gönderen sıfatını haiz davalının işbu taşımaya dair tüm ücretleri ödemeyi garanti ettiği açık olmasına rağmen, bilirkişiler dosyada mübrez delilleri değerlendirme noktasında hataya düştükleri gibi eksik inceleme ile rapor tanzim ettiklerini, Yerel Mahkemece bilirkişilerden alınan kök rapor doğrultusunda, davalının taşıma ücretlerini ödemediği tespit edilmiş olsa da Bilirkişi raporlarında akla mantığa uyamayacak şekilde davalının işbu davada sorumluluğunun bulunmadığına kanaat getirildiğini,Yerel mahkemece alınan bilirkişi raporunda, bilirkişilerin davalı tarafın 2016 senesine ait ticari defter kayıtları ile muavin defter dökümlerini incelemekle davalının dava dışı … Lojistik ile hesap hareketleri içerisinde olduğunu, yine davalının 2016 yılına ait kendi ticari defter kayıtlarında ve muavin defter dökümünde dava dışı … Lojistik’in 29.04.2016 itibariyle davalıdan 22.657,68 TL alacağı olduğunun söylendiğini; bilirkişilerce davalıya ait ticari defter ve belgelerin incelenmesi neticesinde emtia sahibi davalının dava dışı … Lojistik’e karşı borçlu olduğu ve davalının, müvekkili şirkete ve dava dışı firmaya dava konusu taşımalarla ilgili olarak ödeme yapmadığının tespit edildiğini; bu anlamda müvekkili şirketin emtia sahibi davalıdan alacaklı olduğunun ispat olunduğunu, Aynı zamanda davalının dava dışı … Lojistik Ltd. Şti.’ye olan borcu dava dışı … Lojistik Ltd. Şti. firmasının davalının nam ve hesabına hareket ettiğinin de kanıtı olduğunu; davalıya ait emtiaların taşınması için davalı tarafça talimatlar verildiğini ve dava konusu taşımalara ilişkin navlun ücretinin müvekkili tarafından … Lojistik Ltd. Şti.’ye kesilmesi için emtia sahibi davalıdan talimat alındığını ancak davalı … Giyim tarafından bu borçlar ödenmediğinden ötürü müvekkili şirketin sözleşme gereği hizmeti ifa etmiş olsa da navlun ücretini elde edemediğini; o nedenle, müvekkili şirketin işbu taşımanın tabi olduğu 1999 tarihli Montreal Konvansiyonu kapsamında hak etmiş olduğu navlun ücretini emtianın göndericisi olan şirketten talep hakkına sahip olduğunu, Yerel mahkemenin kararında, uyuşmazlığın davacı tarafından kesin delil ile ispatlanması gerektiğinden bahisle davacının yemin deliline başvurmadığı gözetilerek davacının davasının ispat edilemediği yönünde hüküm kurulmuş ise de işbu davada zaten kesin delil vasfındaki hava yük senetlerinin dosyada mübrez olup, tarafların ticari defterleri üzerinde de inceleme yapıldığını; bu durumda zaten kesin deliller ile dava ispat edilebiliyorken müvekkilinin davayı ispat edememiş sayılmasına karar verilmesi ve yemin deliline zorlanmasının hukuka aykırı olduğunu, İşbu davada dava dilekçesinde taraflarınca diğer delillerle birlikte yemin deliline de dayanıldığını ancak, taraflar arasında ticari ilişkinin olup olmadığının zaten dosyada mübrez hava yük senetleri, eşyanın taşıyana teslimi, Müvekkilin akdi taşıyan sıfatını haiz olması ve ticari defter incelemesinde davalı tarafın sunduğu ticari defterlerde Müvekkilin aracısı sıfatını haiz … Lojistik’e borçlu olmasından ispatlanmakta olduğunu; işbu davada diğer delillerle zaten taraflar arasındaki hukuki ilişki ve davalının Müvekkile olan borcu ortaya konulabilmekte iken, menfi vakıayı ispat yükü davalı tarafta olduğu halde, işbu davanın sırf Yerel Mahkeme taşıma hukuku konusunda yeterli bilgiyi içermeyen bilirkişi raporlarını esas aldığı için ve taraflar arasındaki hukuki ilişkinin varlığına inanmadığı için (!) reddedilmesi yoluna gidilmesinin doğru olmadığını ve hukuka açıkça aykırı olduğunu, ayrıca davacı tarafın davayı ispat edememiş sayılmasına ve yemin deliline zorlanmasının da doğru olmadığını; Yargıtayın yerleşik kararlarına göre, başkaca delillerle ispat edilmiş vakıalar yönünden, tarafın yemin deliline zorlanmasının doğru olmadığını ve işbu davada mevcut delillere göre davanın kabulüne karar verilmesinin gerektiğini, Yukarıda açıklanan gerekçelerle Yerel Mahkemenin kararının hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğunu; Yerel Mahkeme’nin işbu davayı tahlil ederken; Ticaret ve Taşıma Hukuku Hükümlerini doğru analiz edemediğini, dosya kapsamında hatalı inceleme yaptığını; müvekkillerinin işbu davada dava konusu tutar kadar alacağının bulunduğunu; tüm bu açıklanan sebeplerden ötürü, dosya kapsamında eksik inceleme yapılarak hüküm kurulan Yerel Mahkeme kararının isabetsiz olup bozmayı gerektirdiğini, İleri sürerek, yukarıda açıklanan ve dairemizce re’sen gözetilecek nedenlerle;İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2017/1000 E. ve 2020/931 K. sayılı, 21.12.2020 tarihli “Davanın Reddine” dair kararının BOZULMASINA, davalarının KABULÜNE, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı taraftan tahsiline, karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava; havayolu taşımasından doğan navlun alacağının tahsili amacıyla başlatılan takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Mahkemece davanın reddine dair verilen karara karşı davacı vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Davacı yan; davacının yük sahibi/göndereni olduğu emtiaların, dava dışı … Lojistik firması organizatörlüğünde beş ayrı hava yük senedi ile davacı tarafından fiili taşıyıcılara taşıtıldığını, bu beş taşıma için … Lojistik firmasına fatura kesildiğini, dava dışı … Lojistik firması aleyhine, iş bu davaya konu taşımaları da içeren birikmiş navlun alacaklarının tahsili amacıyla Küçükçekmece .. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takibi ile 283.976,10-USD alacağın tahsili amacıyla başlatılan takibin semeresiz kaldığını, … Lojistik organizatörlüğünde davacıya ait beş ayrı taşıma senedi ile taşınan ve … lojistik’den tasil edilemeyen 15.452,51-TL fatura alacağının davalı tarafından ödenmesi gerektiğini, zira bu taşımaların esasen … Lojistik tarafından davacı adına organize edildiğini, bu nedenle davacı ile davalı arasında da taşıma ilişkisi kurulduğunu ileri sürmüştür. Davalı yan; taraflar arasında taşıma ilişkisi bulunmadığını, yük sahini olan davalının dava konusu edilen taşımalar için dava dışı … Lojistik firması ile anlaştığını ve bu taşımalar için … Lojistik firmasınca taraflarına kesilen navlun faturalarının ödendiğini, davacının kendi akidi olan … Lojistik firmasına husumet yöneltmesi gerektiğini savunmuştur. İlk derece mahkemesi tarafından taraflarca gösterilen deliller toplanmış, davacının sunduğu hava yolu taşıma senetleri ile … Lojistik firmasına kesilen faturalar, dava dışı … Lojistik firmasının davalıya kestiği navlun faturaları, Küçükçekmece … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyası dosya arasına alınmış, taraf defterleri ile dosya üzerinde mali müşavir ve taşıma uzmanı bilirkişiden oluşan heyet marifetiyle kök ve ek raporlar alınmıştır. Yaptırılan mali inceleme neticesinde; davacı ile davalı arasında doğrudan bir ticari ilişki bulunmadığı, davacının ve davalının dava dışı … Lojistik firması ile ayrı ayrı açık hesaba dayalı ticari ilişkilerinin bulunduğu tespit edilmiştir. Dava konusu taşıma senetleri incelendiğinde; beş ayrı havayolu taşıma senedinin hiçbirinde davalının kaşe ve imzasının bulunmadığı, gönderen olarak davalı, taşıyıcı olarak davacı, fiili taşıyıcı olarak ise Emirates Havayolları ve Türk Havayollarının göründüğü, davacının bu taşımalardan doğan navlun alacaklarını beş ayrı fatura ile kendi akidi … Lojistik firmasına fatura ettiği, davalının cevap dilekçesi ekinde sunduğu dava dışı … Lojistik firması tarafından davalı adına tanzim edilen beş ayrı navlun faturasının da, dava konusu taşıma senetlerine konu taşımalara ilişkin olduğu tespit olunmuştur. Dosyadaki belgelere, duruşma sürecini yansıtan tutanak ve gerekçe içeriğine göre, mahkemece ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, davalının yurt dışındaki alıcılara ulaştırmak istediği emtiaların taşınması için dava dışı … Lojistik ile anlaştığı, dava dışı … Lojistik firmasının yüklendiği bu taşıma işinin gerçekleştirilmesi için davacı ile alt taşıma ilişkisi kurduğu, davacının davalıya ait emtiayı; …, …, …, …, … havayolu taşıma senetleri ile fiili taşıyıcı olarak … Hayolları ve Türk Havayolları’na taşıttığı, her bir taşıma için kendi akidi … Lojistik firmasına navlun faturası kestiği, … Lojistik firmasının da kendi akidi davacıya beş ayrı taşıma senedi için beş ayrı navlun faturası kestiği, davacı ile davalı arasında taşıma ilişkisi bulunmadığı, fiili taşıyıcı olmayan davacının, sözleşmelerin nispiliği ilkesi uyarınca kendi akidinden tahsil edemediği navlun bedelini, yük sahibi davalıdan talep edemeyeceği, davacının davalı ile doğrudan taşıma ilişkisi kurulduğunu ispat edemediği, davacının aksi yöndeki istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı, mahkemece davanın reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığı, ilk derece mahkemesi hüküm ve gerekçesinde yasa ve usule aykırılık bulunmadığı gibi kamu düzenine aykırılık da mevcut olmadığı anlaşılmış, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesi uyarınca esastan reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’ nın 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 179,90 TL istinaf karar harcından istinaf eden tarafından peşin olarak yatırılan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 120,6 TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa talep halinde yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 08/06/2023 tarihinde HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.