Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/537 Esas
KARAR NO: 2023/975 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI: 2018/64 Esas – 2020/848 Karar
TARİHİ: 15/12/2020
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 08/06/2023
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, davalının davacıdan”çelik yapılarda kullanılmak üzere dövülebilir dökme demir bağlantı parçaları” satın aldığını, satışı yapılan tüm ürünlerin tamamının davalı şirkete eksiksiz ve kusursuz olarak teslim edildiğini, ürün bedelinin 4.993,00 Sterlinlik kısmının ödendiğini, bakiye 6.003,40 Sterlinlik kısmın yapılan tüm iyiniyetli görüşmelere rağmen ödenmediğini, bunun üzerine İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, davalının haksız itirazı ile takibin durduğunu, davalı şirketin ticaret yaptığı şirketin yurtdışında yerleşik olmasını suiistimal ederek kötü niyetli bir şekilde hem borcunu ödemediğini ve takibe itiraz ettiğini, davalı şirket davacının yabancı olması nedeniyle teminat göstermeden icra takibine girişemeyeceği şekilde itirazda bulunmuş ise de, İngiltere ile Türkiye arasındaki anlaşma uyarınca icra takibi yaparken veya dava açarken teminat gösterme zorunluğundan muaf olduğunu beyanla, davanın kabulüne, itirazın iptali ile takibin devamına, %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, davacının icra dosyasına cari hesabı bahane ederek hiçbir kanıtlayıcı belge, fatura sunmadan ilamsız takip başlattığını, itirazın iptali davasında ispat yükünün kural olarak davayı açan alacaklıda olduğunu, taraflar arasında herhangi bir cari hesap mukavelesi veya davalı tarafından kabul edilmiş ve kesinleşmiş cari hesabın mevcut olmadığını, davacının alacak iddiasının haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, davacının takiple bağlılık ilkesini ihlal ettiğini, takipte “invoice copy” yada faturalar bulunmadığını, davacının dava dilekçesinde “cari hesap ekstresinden” kaynaklanan borcun takip konusu yapıldığından bahisle takip dosyasından farklı olarak bir kısım “invoice copy” fatura fotokopileri ekleyerek dava açtığını, borçluya tebliğ edilen ödeme emri esas alınması gerektiğini, ödeme emri incelendiğinde davacının iddia ettiği gibi “invoice copy – faturalar, fatura tutarı tarih” kayıtlarının mevcut olmadığını, davacının takip talebinde ve ödeme emrinde hiçbir kanıtlayıcı belge sunmadığını, ayrıca faturanın alacak hakkı doğurmadığını, faturayı düzenleyen tacirin aradaki ilişkiyi ve malın teslimini de kanıtlaması gerektiğini, davacı yabancı tüzel kişi olduğundan teminat yatırmadan itirazın iptali davası açamayacağını beyanla, davanın reddini, %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 15/12/2020 tarih 2018/64 Esas – 2020/848 Karar sayılı kararında; “Dava hukuki niteliği itibariyle, İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı icra takibine davalının yapmış olduğu itirazın İİK 67 maddesi gereğince iptali ile icra inkar tazminatı isteminden ibarettir.Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan usul hükümleri doğrultusunda yazılı yargılama usulüne tabi olarak oluşturulan tensibe istinaden yargılamaya başlanmış yöntemine uygun ön inceleme duruşması açılarak öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, hukuki ihtilaf noktaları belirlenmek suretiyle tahkikat aşamasında deliller toplanmış, bilirkişi raporu alınmış, yargılama sırasında 28/02/2018 tarihinde kabul edilen 7101 sayılı kanunun 61. maddesi ile 6102 sayılı T.T.K.’nın 4. maddesinin 2. fıkrasının değiştirilmesi sebebiyle basit yargılama usulüne geçilerek dava sonuçlandırılmıştır. İtirazın iptali istemine konu, İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde; 20/09/2017 tarihinde başlatılan takibin alacaklısının … borçlusunun … olduğu; takibin 6.003,40 GBP cari hesap, 251,65 GBP işlemiş faiz toplam 6.255,05 GBP alacağın fer’ileriyle birlikte tahsiline yönelik genel haciz yoluyla yapılan icra takibi olduğu; ödeme emrinin borçluya 23/09/2017 tarihinde tebliğ edildiği, borçlu vekili tarafından 28/09/2017 tarihli dilekçesiyle borca ve fer’ilerine yönelik itiraz dilekçesi sunulduğu, dilekçenin davacı tarafa tebliğine ilişkin dosya kapsamında bilgi ve belge bulunmadığı, davanın 16/01/2018 tarihinde ve bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde, davanın yabancı para cinsinden talep için takip tarihindeki efektif satış kuru ile hesaplama yapılarak bulunan TL karşılığı üzerinden 29.523,84 -TL asıl alacak üzerinden açıldığı anlaşılmıştır. Bilirkişi heyeti tarafından 10/10/2019 tarihinde gönderilen rapor içeriğine göre; Tarafların beyanları ve delilleri ile yargı kararlan ışığında, takdirin Mahkeme görev alanına ait olduğu işaret edilmek suretiyle, davacı yanın takip tarihi itibariyle davalıdan 6.003,40 İngiliz Sterlini alacaklı olduğu yönündeki kanaatlerini bildirir rapor tanzim etmiş oldukları görülmüştür. Taraf vekillerinin bilirkişi raporuna karşı itiraz ve beyanları ile rapor içeriği dikkate alınarak dosyanın ek rapor düzenlenmek için aynı bilirkişi heyetine tevdi edildiği, bilirkişi heyeti tarafından 10/08/2020 tarihinde düzenlenen ek raporda özetle; Davacının davalıdan 5.927,77 GBP alacaklı olduğu kanaatine varılmış olduğunu raporda tanzim edildiği görülmüştür.Mahkememizce yapılan yargılama, toplanan deliller ve taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözümü amacıyla yapılan yargılama ve yargılama sırasında bilirkişiden alınan kök rapor ve ek rapor rapor birlikte değerlendirildiğinde, davacının davalıya satmış olduğu ürünleri ödenmeyen bakiye satış tutarını talep ettiği, takip talebinde alacağın dayanağını cari hesap alacağı ve faturalar olarak göstermiş olup taraflar tacir olup ticari defterlere dayanıldığından mahkememizce defter incelenmesine yönelik ara karar kurulmuş davalının ihtara rağmen ticari defterlerini incelemeye sunmadığı, davacının takibe dayanak yaptığı faturaların davalı adına düzenlenmiş olduğu, irsaliyeli faturalarda yetkili kişi olarak … isminin yer aldığı, ayrıca dosyada mübrez gümrük beyannamelerinde anılan faturalar konusu malın davalı yana teslim edildiği ve davalı tarafından başka bir firmaya devredildiğinin de anlaşıldığı, davalı yana teslim edilen malların toplam tutarının 10.996, 40 GBP ve davalı yanca yapılan ödemenin ise 5.068,63 GBP olduğu, bu durumda davacının davalıdan 5.927,77 GBP alacaklı olduğunun tespit edildiği anlaşılmakla davanın kısmen kabulü ile İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra dosyasına davalı yanca yapılan itirazın kısmen iptali ile takibin 5.927,77 GBP asıl alacak ile işleyecek faiz yönünden 3095 Sayılı Yasanın 4/a maddesi uyarınca TCMB verilerine göre değişecek oranlarda işleyecek faiz üzerinden devamına karar verilmiş ve davacının işlemiş faiz talebi yönünden ise borçlu yanı takip tarihinden önce temerrüde düşürdüğünün dosya kapsamında ispatlanamaması nedeniyle davacı tarafın işlemiş faiz talebinin reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.”gerekçesi ile, “Davanın KISMEN KABULÜ İLE; İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra dosyasına davalı yanca yapılan itirazın kısmen iptali ile takibin 5.927,77 GBP asıl alacak ile işleyecek faiz yönünden 3095 Sayılı Yasanın 4/a maddesi uyarınca TCMB verilerine göre değişecek oranlarda işleyecek faiz üzerinden devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine,Davacı tarafın fazlaya ilişkin 251,65 GBP işlemiş faiz isteminin reddine, Alacak likit ve itiraz haksız bulunduğundan kabul edilen alacağın takdiren %20’si oranında hesaplanan -yabancı paranın icra takip tarihi itibariyle geçerli olan TL kuru karşılığı üzerinden-5.904,77 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Davalı tarafın kötü niyet tazminatı isteminin reddine,” karar verilmiş ve karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle, “taleple bağlılık ilkesi ihlali” itirazları incelenmeden dosyaya sonradan sunulan, “fotokopi invoice faturalar” ve yabancı şirketin sıhhati bilinmeyen “cari hesap föyü” ile karar verildiğini, Dava konusu takip dosyası ödeme emrinde takip dayanağının cari hesap olarak gösterildiğini, faturaların takibe eklenmediğini, dava dilekçesi ekinde ve tensip kararı gereği türkçe tercümeler olarak; davalı tarafından üretilmiş 03/04/2017 tarihli “statement” ve 21/11/2016, 24/11/2016 ve 06/12/2016 tarihli 3 adet “copy ınvoıce” sunulduğunu; müvekkilinin peşin yaptığı ödemelerin mahsubunda değerlendirilen 23/11/2015 tarih ve … Ref numaralı bir fatura veya belgenin olmadığını; tebliğ edilen ödeme emrinin esas alınması gerektiğini; ödeme emri ve ekinde dava konusu “Invoıce copy-faturalar, fatura tutarı tarih” kayıtlarının mevcut olmadığını; ödeme emri haricinde sunulan belgelere aşamalarda itiraz edildiğini, Bu açıdan da davacının, takipten ayrılarak, alacağın konusunu “fatura alacağı” olarak değiştirdiğini; ödeme emrinde bulunmayan invoice copy (faturaları) takip hukukuna aykırı olarak itirazın iptali davası konusu yaptığını, ayrıca “alacağın türü” konusunda yanılgıya düştüğünü ve bu nedenle, faturaların cari hesapla bağlantılı olduğu gerekçesine sığınarak dava dilekçesine eklendiğini beyan ettiğini; öte yandan 24/11/2016 tarihli sevk irsaliyesinin … isimli ve müvekkili şirketle herhangi bir ilişkisi olmayan üçüncü şahıs tarafından imzalandığını; sözde cari hesap kaydında peşin ödemelerin mahsubunun yapıldığı 23/11/2015 tarih ve … Ref numaralı bir fatura veya belgenin olmadığını, Gerekçeli kararda; “..taraflar tacir olup ticari defterlere dayanıldıgından mahkememizce defter incelenmesine yönelik ara karar kurulmus …., davacının takibe dayanak yaptıgı faturaların davalı adına düzenlenmis oldugu, irsaliyeli faturalarda …, ayrıca dosyada mübrez gümrük beyannamelerinde anılan faturalar konusu malın davalı yana teslim edildigi.. davalı yana teslim edilen malların toplam tutarının 10.996, 40 GBP ve davalı yanca yapılan ödemenin ise 5.068,63 GBP oldugu,..” gerekçesi ile faturalara, ticari defter kayıtlarına ve cari hesap dökümüne dayanılarak hüküm kurulduğunu, Ancak, yabancı şirket olan davacının “cari hesap föyünü” destekleyen ticari defter kayıtlarının olmadığını; ödeme emrinde; “cari hesap alacağıdır” kaydının mevcut olduğunu; herhangi bir faturanın olmadığını; davacının borçluya tebliğ edilen “ödeme emri”nin esas alınması gerektiğini; ödeme emrinde bulunmayan, taraflarınca kabul görmeyen invoice copylerin, delil listesinde yer almayan gümrük beyannamesinin itirazın iptali davasında sunulması takibin bütünlüğü ilkesine aykırılık oluşturacağını; davacının takip talebinde ve Ödeme Emrinde hiç bir kanıtlayıcı belge sunulmadığını, Müvekkili tarafından yapılan peşin ödemelerin mahsubunda hatanın; … Bankasının 02.01.2019 tarihli yazısı ile gönderilen hesap ekstresine göre Müvekkil şirketin peşin ödemelerinin, 18.11.2015 tarihinde 3,500,00 GBP, 21.01.2016 tarihinde 3,973,11 GBP, 21.11.2016 tarihinde 5.000,00 GBP olarak görülmekte olduğunu, ayrıca; bilirkişi heyeti raporunda bir cari hesap sözleşmesinin bulunmadığının, takipte kastedilenin “açık hesap” ilişkisi olduğunun tespit edildiğini; ticari defterlere ilişkin bir incelemenin olmadığı raporda özetle; “…davacının cari hesap föyü incelendiğinde … davalının yapmış olduğu ödemeler….faturalara aittir…. ” denilerek yabancı uyruklu şirketin sunduğu “cari hesap” föyü ile sınırlı inceleme yapıldığını, Dava ve iddia dışı 23.11.2015 tarih ve … Ref numaralı bir fatura veya belgenin dosyada olmadığını; müvekkilin yaptığı 18.11.2015 ve 21.11.2016 tarihli peşin ödemelerin, hatalı olarak, davacının sunduğu sözde hesap föyündeki kayıtlara ve takipte ve dosyada yer alamayan faturalara mahsup edildiğinin anlaşıldığını, Yabancı şirketlerin ticaret yapma usullerinin peşin ödeme olduğunu; müvekkili şirketin, davacıya toplam 12.473,11 GBP ödeme yaptığını; ancak, sayılan ödemelerin hangi faturalara mahsup edildiği, hangi faturaların ödenmediğinin sağlıklı olarak incelenmediğini, üretilmiş “cari hesap” yönünden yaptıkların da itirazın kabul edilmediğini, Mahkemenin taleple bağlılık ilkesini dikkate almadan karar verdiğini; bilirkişi raporu davacının taleple bağlılık ilkesi ihlal edilerek sunduğu üretilmiş “cari hesap”a dayanılarak hazırlandığını; müvekkilinin peşin ödemelerinin hangi faturalara mahsup edildiğinin, incelemesinin yapılmadığını; karar verilen faiz türünün talepten farklı olduğunu, İcra inkar tazminatının hukuka aykırı olduğunu; üretilmiş “cari hesap” ile yapılan incelemede takipten farklı hesap yapıldığını; davacının icra takibinde “Cari Hesap” kaydı ile bir belge sunmadığını; takip konusu belirli likit olmadığı gibi davanın kısmen kabulü ile takipten ayrılarak karar verildiğini; bu nedenle davacının alacağının likit olarak kabulü ve İcra İnkar tazminatı kararının da hukuka aykırı olduğunu, Sonuç olarak, taleple bağlılık ilkesinin ihlal edilmesi sonucu, cari hesaptaki tüm faturalar ve yapılan ödemelerin hangi faturalara mahsup edildiği tespit edilmeden, bilirkişi hesabından ayrılarak, takip talebinde dayanak olarak gösterilmemiş belgelerin kabul edilmesinin, usul ve yasaya aykırı olduğunu değerlendirdiklerini, İleri sürerek, yerel mahkeme kararının istinaf incelemesi neticesinde kaldırılmasına ve neticeten davanın reddine, daire aksi kanaatte ise dosyanın yeniden incelenmek ve hükmolunmak üzere hükmü kaldırılan . Yerel Mahkemeye veya uygun görülecek diğer bir ilk derece mahkemesine gönderilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin ise karşı tarafa yükletilmesine, karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, ticari satış ilişkisine dayalı bakiye açık hesap alacağının tahsili amacıyla başlatılan takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkin olup, mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, karara karşı davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İncelenen takip dosyası kapsamından davacının davalı aleyhine cari hesap alacağı açıklaması ile 6.003,40-GBP asıl alacak, 251,65-GBP işlemiş faiz olmak üzere toplam 6.255,05-GBP alacağın tahsili amacıyla takip başlattığı, yasal sürede yapılan itiraz üzerine takibin durduğu, davacının bir yıllık hak düşürücü süre içinde itirazın iptali davası açtığı anlaşılmıştır. Mahkemece taraf delilleri toplanmış, takip dayanağı açık hesaba konu satış faturaları ile bu faturalara bağlı irsaliyelerin yeminli tercümeleri, yurt dışından ithal edilen fatura konusu ürünlere ilişkin gümrük belgeleri, davalının davacıya yaptığı ödemelere ilişkin banka hesap ekstresi dosya arasında alınmış, davalı şirketin defterleri ile dosya üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş, davalı yanın defterlerini inceleme gününde ibraz etmemesi nedeniyle, dosyadaki deliller çerçevesinde inceleme yaptırılarak kök ve ek bilirk inceleme yaptırılarak kök ve ek bilirkişi heyet raporları alınmıştır. Davalı vekili tarafından, taraflar arasında cari hesap sözleşmesi bulunmadığı, takip talebi ekinde yalnızca cari hesap dökümü sunulduğu, takip dosyasına sunulmayan faturaların sonradan dava dosyasına sunulmasına muvafakat etmedikleri, bunun iddianın genişletilmesi ve talep aşımı olduğu ileri sürülmüş ise de; takibin dayanağının cari hesap sözleşmesi olmadığı, davacının bu yönde iddiasının bulunmadığı, taraflar arasındaki ticari ilişkinin açık hesaba dayalı yürütüldüğü, takip dayanağında cari hesap ifadesinin kullanılmasının sonucu değiştirmeyeceği, hukuki ilişkiyi vasıflandırma yetkisinin mahkemeye ait olduğu, uyuşmazlığın çözülebilmesi için, takip talebine eklenmemiş ancak, talep ekindeki açık hesaba konu tüm fatura ve buna bağlı irsaliyeli faturaların davacı tarafından ibraz edilmesinin iddianın genişletilmesi kapsamında değerlendirilemeyeceği, kaldı ki HMK’nun 31 ve 194 maddeleri uyarınca bu faturaların ibrazının mahkemece de istenebileceği, aksi yöndeki istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı anlaşılmıştır. Dosyadaki belgelere, duruşma sürecini yansıtan tutanak ve gerekçe içeriğine göre, mahkemece ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, davacının açık hesaba konu fatura muhtevası ürünleri davalıya teslim ettiğini ispatla yükümlü olduğu, alınan bilirkişi heyeti kök ve ek raporları, Erenköy Gümrük Müdürlüğü yazı cevabı ile tüm dosya kapsamına göre; dosyaya mübrez açık hesaba konu 21/12/2016, 24/11/2016 ve 06/12/2016 tarihli üç adet irsaliye muhtevası 10.996,40-GBP tutarlı ürünlerin davalı tarafından gümrük müdürlüğünden teslim alındıkları, davalı tarafından davacıya 5.068,63-GBP ödeme yaptığı, davacının teslim olgusunu ispatladığı, davalının takip tarihi itibariyle bakiye 5.927,77-TL borcu ödediğini ispata yarar delil sunmadığı, bilirkişi raporlarının yalnızca davacının sunduğu açık hesap dökümü esas alınarak değil, dosyaya kazandırılan tüm deliller tek tek incelenerek tanzim edilmiş oldukları ve hükme esas almaya elverişli, denetime açık bulundukları, hukuki değerlendirmenin ise mahkemeye ait olduğu, mahkemece davanın kısmen kabulü ile takibe itirazın 5.927,77-GBP asıl alacak yönünden devamına karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığı gibi, hüküm altına alınan likit nitelikte alacağa yapılan itirazın haksız olması karşısında İİK 67 maddesi uyarınca koşulları oluşan inkar tazminatı talebinin kabul edilmesinin de yerinde olduğu, ilk derece mahkemesi hüküm ve gerekçesinde davalı vekilinin istinaf nedenlerinin karşılandığı, yasaya, usule ve kamu düzenine aykırılık bulunmadığı anlaşılmış olup, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesi uyarınca esastan reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’ nın 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 1.914,61 TL istinaf karar harcından istinaf eden tarafından peşin olarak yatırılan 478,65 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.435,96 TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa talep halinde yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 08/06/2023 tarihinde HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.