Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/52 Esas
KARAR NO: 2023/215 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI: 2018/175 Esas – 2020/666 Karar
TARİHİ: 20/10/2020
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 09/02/2023
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, müvekkili şirketin … adı altında, fabrikasında yapı kimyasalları ve yalıtım malzemeleri ürettiğini, davalının … Ticaret unvanlı iş yerine müvekkili şirketin iştigal konusu ile ilgili ürünlerden satın almış olduğunu, müvekkili şirketin satmış olduğu ürünler nedeni ile davalıya; 27.07.2016 tarih … sıra nolu ve 39,64 TL miktarlı, 28.07.2016 tarih … sıra nolu ve 1.956,46 TL miktarlı, 28.07.2016 tarih … sıra nolu ve 2.680,93 TL miktarlı, 01.08.2016 tarih … sıra nolu ve 6.158,31 TL miktarlı, 01.08.2016 tarih … sıra nolu ve 6.700,16 TL miktarlı, 19.08.2016 tarih … sıra nolu ve 4.246,10 TL miktarlı, 01.09.2016 tarih … sıra nolu ve 3.595,24 TL miktarlı, 08.10.2016 tarih … sıra nolu ve 4.067,88 TL miktarlı faturaları düzenlemiş olduğunu, davalıya teslim edilen faturalara itiraz edilmemiş olduğunu, müvekkili şirketin davalı borçludan fazlaya dair alacak hakları saklı kalmak kaydı ile, 20.07.2017 tarihi itibari ile 29.442,72 TL alacaklı olduğunu, bu alacağın İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasıyla işleme konulmuş olduğunu, borçlunun yetki itirazı üzerine takibe Silivri İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasından devam edilmiş olduğunu, borçlunun yapmış olduğu itiraz üzerine Silivri İcra müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasının durmuş olduğunu, davalı-borçlunun itirazında soyut olarak borcunun olmadığını iddia etmiş, müvekkili şirketle olan ticari ilişkiye itiraz etmemiş olduğunu, davalı-borçlunun itirazında malı almadığına, aralarında borç münasebetinin olmadığına ve faturalara karış herhangi bir itirazı olmadığını, davalı-borçlunun malı almadığına yönelik bir itirazı olmadığından, malı aldığının sabit olduğunu, fakat aldığı malın bedelini ödediğine dair dosyaya herhangi bir makbuz ya da belge sunmamış olduğunu, müvekkili şirketin takip konusu alacağının likit olduğunu beyanla; itirazın iptali ile, takibin devamına, takip konusu alacağa, takip tarihi olan 20/07/2017 tarihinden itibaren ticari temerrüt (avans) faizi yürütülmesine, davalı-borçlu aleyhine takip konusu alacağın %20sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı borçluya tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, taraflar arasındaki ticari ilişkinin, direkt olarak bir defaya mahsus mal alım-satımı yapılması şeklinde değil; bayilik oluşturulması şeklinde konuşularak başlatılmış olduğunu, müvekkili davacının da bir faktörü olduğu yapı kimyasalları sektörünün bir başka büyük markası olan … isimli firmanın da ana bayilerinden olduğunu, bahsedilen firmanın fiyatları yüksek segmentte olduğundan, müvekkilinin düşük fiyatlı malzeme isteyen müşterisini de kaçırmamak adına bu markanın yanı sıra daha alt fiyat grubundan olan ikinci bir marka ile de anlaşmak niyetine girmiş olduğunu ve bu esnada müvekkiline ait iş yerini ziyaret eden davacı şirketin pazarlama elemanı tarafından kendilerine bayilik verecekleri yönünde telkinde bulunularak dava konusu ürünlerin sevkiyatının yapılmış olduğunu, aradan geçen zaman zarfında müvekkilinin, davacı şirketin pazarlama elemanına devamlı olarak bayiliklerine ilişkin belgelerin ne zaman geleceğini, sözleşmelerin ne zaman imzalanacağını sormuş olduğunu, ancak müspet bir yanıt alamamış olduğunu, aradan bir süre geçtikten sonra davacı firmanın bayiliğinin müvekkili ile aynı bölgede rakip olan bir diğer firmaya verilmiş olduğunu, bunun üzerine müvekkiline de bayilik verilmediğinden davacı firmanın mallarını satamayacaklarını, zaten gelen ürünlerin henüz palet paketlerinin dahi açılmadığını ürünlerini iade almalarının davacı firmanın yetkililerine defaatle iletmiş olduğunu, ürünlerin bir türlü iade alınmadığını, müvekkili tarafından şirket merkezine gidilerek ürünlerin iade alınması konusunda şirket sahibi ile görüşülmüş olduğunu ve şirket sahibi tarafından bu zamandan sonra ürünlerin iade alınsa da bir işe yaramayabileceğinin kendilerine söylenmiş olduğunu, müvekkilinin ağırlıklı satışının toptan olduğunu, son nokta olan nalbur dükkanlarına satış yapılmakta olduğunu, bu sebeple müvekkilinin bayilik almaksızın herhangi bir firmadan ürün satın almasının ticari hayatına uygun düşmeyeceğini, zira bayilik avantajları olmaksızın alacağı bir malı kâr ederek müşterilerine satamayacağını, bu sebeple, taraflar arasındaki ticaretin davacı yanın gerçeğin hilafında aksettirdiği gibi gerçekleşmesinin hayatın olağan akışına da ticari hayatın kaidelerine de uymadığını, davacı yanın başlattığı icra takibinde, davalı müvekkiline gönderdiği herhangi bir cari hesap kat ihtarnamesi olmaksızın 2.245,72 TL faiz işletmiş olduğunu, kabul manasına gelmemek üzere, bir an için borcun varlığı kabul edilse dahi, davalı müvekkiline cari hesap kat ekstresi gönderilmeksizin faiz işletilemeyeceğini, davacının talep ettiği alacak miktarının likit olmadığını beyanla; davanın reddine, icra takibinin iptaline, davacının icra takip miktarının %20 sinden az olmamak üzere kötü niyet tazminatı ödemeye mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davacıya tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 20/10/2020 tarih 2018/175 Esas – 2020/666 Karar sayılı kararında;”Dava, cari hesap alacağından kaynaklı başlatılan ilamsız icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir. Silivri İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasının celbi talep edilmiş, dosya mahkememize uyap sistemi üzerinden gönderilmiş olup; davacı takip alacaklısı tarafından davalı takip borçlusu aleyhine 29.442,72 TL asıl alacak, 2.245,72 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 31.688,44 TL üzerinden ilamsız icra takibi başlatıldığı, davalı takip borçlusu tarafından takibe itiraz edildiği ve takibin durduğu anlaşıldı.16/06/2020 tarihli celsede; Davalı Tanığı … hazır: Usulen yemini yaptırıldı. Soruldu. Tanık beyanında: ben davacı şirkette satış pazarlama müdürü olarak çalışıyorum. Davacı ile davalı arasındaki görüşmelerin yapıldığı sırada ben davacı şirkette çalışıyordum. Bayilik görüşmeleri benden önce çalışan kişi, tarafından başlatılmıştı. O işten ayrıldığı sırada ben devam ettirdim. Taraflar arasındaki sözleşme imzalanmadı ancak çalışmalar başladı. Ticari olarak malzeme gönderimi başladı. Davacı, davalıya malzeme gönderdi. Ne kadar malzeme gönderildiğini tam olarak hatırlayamıyorum. Detaylarınıtam oalrak hatıralmıyorum ancak bayilik verilmeyince davalı taraf, sözlü olarka davacı tarafa ürünleri iade etmek istediğini söylemiş. Bunu bana davacı tarafta çalışırken bölge müdürüm söyledi. Bunu bölge müdürüm üst kuruluna bildirmemiş olabilir. Ancak benim duyduğum kadarıyla davalının iade etmek istediği ürünler olduğunu biliyorum. Dedi. Davacı vekilinin talebi üzerine tanığa soruldu: mallar tek seferde mi gönderildi, belirli aralıklrala mı gönderilmiştir sorulsun. Bayilik görüşmesi kiminle yapıldı, davalı firmada çalıştı mı sorulsun dedi. Tanık beyanında devamla; mallar tek seferde gönderilmedi diye biliyorum. Birkaç kez ticari çalışma oldu diye biliyorum. Bayilik sözleşmesini bölge müdürüm ben işe başlamadan önce başlatmıştı. Davalı firmada çalışmadım. dedi. Beyanı okunarak imzası alındı. Davacı iddia ve delilleri, davalı savunma ve delilleri ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, davanın davacı tarafından davalı aleyhine başlatmış olduğu icra takibine davalı tarafından yapılan itirazın iptali istemine ilişkin olduğu, dava konusu takibin cari hesap alacağına dayandığı, taraflar arasında ticari ilişki bulunduğu ve fatura konusu malların davalı tarafa teslim edildiği, faturalara davalı tarafça itiraz edilmediği, uyuşmazlığın taraflar arasındaki anlaşmazlığın mahiyetine ilişkin olduğu, davalı tarafından verilen cevap dilekçesinde taraflar arasındaki ticari ilişkinin bayilik oluşturulması şeklinde başladığının belirtildiği ve dava konusu ürünlerin teslim alınması ve davacının kestiği faturalara itiraz edilmemesinin aralarında devam eden bayilik görüşmelerinden kaynaklandığının belirtildiği, bu hali ile ispat yükünün davalı tarafa geçeceği ve yazılı delil şartının aranması gerektiği, ne var ki davalı tarafın beyanını kanıtlar herhangi bir yazılı delilin dosyaya sunulmadığı, davacı vekili tarafından takip talebinde talep edilen faiz bakımından ise, davalının takip öncesi temerrüde düşürüldüğüne dair bir delil bulunmadığı, alacağın faturaya dayalı ve belirlenebilir olması nedeni ile icra inkar tazminatı şartlarının oluştuğu, tüm bu nedenlerle davanın kısmen kabulüne karar vermek gerektiği kanaati ile aşağıda belirtildiği şekilde hüküm tesis edilmiştir.”gerekçesi ile, “Açılan davanın KISMEN KABUL KISMEN REDDİ İLE,-Silivri icra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyasında davalı borçlu tarafından yapılan itirazın KISMEN İPTALİNE, takibin 29.442,72 TL asıl alacak üzerinden DEVAMINA, fazlaya ilişkin istemin REDDİNE, -Davacı tarafın icra inkar tazminatı talebinin kabulü ile asıl alacağın %20’sine tekabül eden 5.888,54 TL’nin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,” karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle, ilk derece mahkemesinin, takip talebinde talep edilen faiz bakımından, davalının takip öncesi temerrüde düşürüldüğüne dair dosyada bir delil bulunmaması nedeniyle davanın kısmen reddine karar verdiğini, Dava dilekçelerinde takip öncesi döneme ilişkin faiz taleplerinin olmadığını; dava dilekçelerindeki ; “Davalı-borçlu aleyhine icra takibi, 20/07/2017 tarihinde İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı ( Yetki itirazından sonra Silivri İcra Müdürlüğü’nün … E. ) dosyasıyla başlatılmıştır. İcra takip tarihi olan 20/07/2017 tarihi itibari ile asıl alacağa ticari avans faizi yürütülmesini talep etmekteyiz.” şeklindeki açıklamalarından ( Açıklamalar 3. Bent) , “Takip konusu asıl alacağa, takip tarihi olan 20/07/2017 tarihinden itibaren ticari temerrüt (avans) faizi yürütülmesine,” ( Netice ve Talep 2. Bent) şeklindeki netice ve talep kısmındaki, talebinden açıkça görüleceğini, davadaki faiz taleplerinin icra takip tarihinden itibaren olduğunu, İcra takip tarihi öncesi faiz, taraflarına dava ve talep konusu edilmediğinden dava değeri olarak mahkemeye dava dilekçesinde 29.442,72-TL.olarak bildirildiğini, Hal böyle iken, İlk derece Mahkemesinin, dava ve talep konusu edilmeyen hususta, kısmen red kararı vermesinin açıkça usul ve yasaya ve aynı zamanda kamu düzenine açıkça aykırı olduğunu, İleri sürerek, yukarıda açıklanan nedenler ve kamu düzeni kapsamında re’sen gözününe alınacak nedenlerle; taraflarınca dava ve talep konusu edilmeyen kısma ilişkin verilen kısmen red kararının açıkça yasaya ve kamu düzenine aykırı olduğunu ve istinaf incelemesi neticesinde kaldırılmasına, başkanlığımız tarafından yapılacak düzeltme yargılaması ile davalarının dava dilekçeleri netice ve talep kısmı 2. Bendindeki talepleri doğrultusunda tamamen kabulüne karar verilmesine, istinaf incelemesi sonuna kadar da icranın geri bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava taraflar arasındaki açık hesaba dayalı ticari satış ilişkisinde, bakiye açık hesap alacağının tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkin olup, mahkemece davanın kısmen kabulüne dair verilen karar davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir. Davalı gerçek kişinin tacir olduğu dosyaya mübrez ticaret sicil kaydı kapsamından anlaşılmakla, her iki tarafın tacir olduğu ticari satış ilişkisinden doğan bu nedenle nispi ticari dava mahiyetinde bulunan uyuşmazlıkta görevli mahkeme Asliye Ticaret Mahkemeleridir. İncelenen icra dosyası kapsamından, davacının davalı aleyhine cari hesap alacağı açıklaması ile 29.442,72-TL asıl alacak, 2.245,72 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 31.688,44-TL’nin tahsili amacıyla ilamsız icra takibi başlattığı, davalının borca itirazının yasal süre içerisinde olduğu, itirazın iptal davasının da bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır. Davacı tarafından, icra takibinde 29.442,72-TL asıl alacak, 2.245,72 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 31.688,44-TL’nin tahsili talep edilmiş ise de; itiraz üzerine duran takibe vaki davalı itirazının kaldırılması için açılan eldeki davaya yalnızca asıl alacak tutarının konu edildiği, mahkemece dava konusu edilmeyen işlemiş faiz tutarının reddine karar verilmesinin hukuka aykırı olduğu hususu istinaf sebebi olarak ileri sürülmüştür. Dava dilekçesi incelendiğinde, harca esas değerin 29.442,72-TL olarak gösterildiği, netice-i talebin ise; davalının Silivri İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasına vaki itirazının iptaline ve takibin devamına, takip konusu asıl alacağa, takip tarihi olan 20/07/2017 tarihinden itibaren ticari temerrüt (avans) faizi yürütülmesine, davalı aleyhine inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesinden ibaret olduğu anlaşılmıştır. Takipte talep edilen işlemiş faiz tutarına yönelik itirazın iptali dava edilmemiştir. 6100 Sayılı HMK’nun 24/1 maddesi uyarınca hakim, iki taraftan birinin talebi olmaksızın, kendiliğinden bir davayı inceleyemez ve karara bağlayamaz. Aynı Kanunun 26/1 fıkrası uyarınca hâkim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir. Davasız yargılama olmayacağı ve taleple bağlılık ilkeleri uyarınca, mahkemece dava konusu edilmeyen işlemiş faiz tutarı konusunda yargılama yapılarak hüküm kurulması, kamu düzenine ilişkin anılan yasal düzenlemelere aykırı olduğundan, davacı vekilinin istinaf başvurusu yerinde bulunmuştur. Yukarıda izah edilen gerekçelerle; davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, yeniden yargılama yapılmasını gerektirir bir husus bulunmadığından, ilk derece mahkemesi kararının 6100 Sayılı HMK’nun 353/1-b2 maddesi uyarınca kaldırılmasına, dairemizce esas hakkında yeniden hüküm kurularak; davanın kabulüne, Silivri İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takibine davalı tarafından yapılan itirazın 29.442,72 TL asıl alacak yönünden iptaline, takibin 29.442,72-TL asıl alacağa takip tarihinden itibaren işletilecek ticari avans faizi ile devamına, hükmolunan likit alacak yönünden davalı itirazında haksız bulunduğundan, alacağın %20’si oranındaki 5.888,54-TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle; 1-Davacının istinaf başvurusunun KABULÜNE; Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 20/10/2020 tarih ve 2018/175 Esas – 2020/666 Karar sayılı kararının 6100 Sayılı HMK’nun 353/1-b2 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, Dairemizce esas hakkında yeniden hüküm kurularak; Davanın KABULÜ ile Silivri İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takibine davalı tarafından yapılan itirazın 29.442,72 TL asıl alacak yönünden iptaline, 2- Takibin 29.442,72-TL asıl alacağa takip tarihinden itibaren işletilecek ticari avans faizi ile devamına, 3-Hükmolunan likit alacak yönünden davalı itirazında haksız bulunduğundan, alacağın %20’si oranındaki 5.888,54-TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
İLK DERECE MAHKEMESİ YÖNÜNDEN 4-Dairemiz karar tarihi itibariyle yürürlükte olan Harçlar Tarifesi’ne göre alınması gereken 2.011,23 TL harçtan peşin alınan 502,81 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.508,42 TL eksik harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına, 5-Davacı tarafça yapılan ilk dava açılış harç gideri 538,71 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 6-İlk derece mahkemesinde yapılan yargılama sırasında davacı tarafça sarf edildiği anlaşılan tebligat ve posta masrafı olmak üzere toplam 300,00 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 7-İlk derece mahkemesinde yapılan yargılama sırasında davalı tarafından sarf edilen yargılama giderlerinin davalı üzerinde bırakılmasına, 8-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden davacı yararına A.A.Ü.T. gereğince takdir edilen9.200,00 TL ücreti vekaletin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE, 9-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan bakiye gider avansının talep halinde ilgilisine iadesine,
İSTİNAF YÖNÜNDEN: 10-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden davacı tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 36,00 TL istinaf karar harcının talep halinde iadesine, 11-Davacı tarafından istinaf aşamasında sarf edilen 148,60-TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile 54,50 TL dosyanın Bölge Adliye Mahkemesi’ne gidiş-dönüş gideri olmak üzere; toplam 203,1 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 12-Artan gider avansı olması halinde, talep halinde avansı yatıran ilgili tarafa iadesine, 13-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 09/02/2023 tarihinde HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.