Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2021/516 E. 2021/595 K. 16.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/516 Esas
KARAR NO: 2021/595 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 13/11/2020 Tarihli Ara Karar
NUMARASI: 2020/573 Esas
DAVANIN KONUSU: Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 16/04/2021
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacılar vekili dava dilekçesi ile,müvekkillerin davalı …’ın hisse satış bedeli kaynaklı borcu olan 7.578.078,84-USD’yi ödeyememesi üzerine, yaptığı telif karşılığında …’ın …’deki şirketin %25’ine tekabül eden ve …’daki şirketin %100’üne tekabül eden hisselerini adi ortaklık kapsamına alınmasını kabul ettiğini ve bu şekilde söz konusu şirketleri hisseleri müvekkiller ile davalı …’ın adi ortaklığının mameleki haline geldiğini, dava dilekçesinde de ayrıntılı olarak bahsedilmiş olan davalının kötüniyetli eylemlerinin devam ederek dava konusu davalı’nın …’deki şirketin %25’ine tekabül eden ve …’daki şirketin %100’üne tekabül eden hisselerin iyi niyetli 3.bir şahsa satılma veya davalı …’ın gerçek ya da fiktif borçlarından dolayı haciz vb. takyidata konu olma riskinin bulunduğunu, dava konusu hisselerin davalı tarafından tasarrufa konu edilmesi riski ve davalının kötüniyetli eylemleri dikkate alındığında müvekkillerinin haklarının elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağını, hatta tamamen imkansız hale geleceği izahtan vareste olup HMK madde 389’un tedbir müessesesi ile ilgili aradığı şartların somut olay bakımından gerçekleştiğini ve ayrıca tedbir talebinin müvekkillerin dava konusu hisseler karşılığı davalıdan talep etmedikleri 7.578.078,84-USD tutarındaki bedel de dikkate alınarak teminat alınmadan tedbir kararı ittihaz edilmesini, dava sonuçlanıncaya kadar dava konusu davalının …’deki şirketin %25’ine tekabül eden ve …’daki şirketin %100’üne tekabül eden hisselerin 3.kişilere satışı ya da intifa vb.türde hak tahsislerini de içerecek şekilde sair surette tasarrufa konu edilmesinin engellenmesi noktasında ihtiyati tedbir kararı verilmesini ve söz konusu kararın dava konusu hisselerin pay defterlerine şerh edilmesini ve bu hususta ilgili şirketlere muhtıra gönderilmesini talep ettikleri anlaşıldı. Davalı vekili cevap dilekçesi ile, İhtiyati tedbir taleplerinin reddine, davacılara dava dilekçelerindeki beyan ve iddialarını açıklamaları için kesin süre verilmesine, dava dilekçesinin reddine, davanın arabuluculuk yoluna başvurulmamış olması nedeniyle reddine, davacılara, dosyaya fotokopi olarak koydukları belgelerin asıllarını sunmaları için kesin süre verilmesine, kesin sürenin sonuçlarının, yani bu kesin süre içerisinde sunulmaması halinde dikkate alınmayacaklarının ihtarına, belgelerin sunulması halinde bunlara karşı cevap haklarının saklı tutulmasına, davanın zamanaşımı nedeniyle reddine, haksız, usul ve yasalara aykırı, mesnetsiz, hiçbir somut delil içermeyen, tamamen hayal ürünü davanın gerek usul yönünden gerek esas yönünden reddine, yargılama giderleri, harç ve masraflar ile vekalet ücretinin davacılara yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:İlk Derece Mahkemesi 13/11/2020 tarih ve 2020/573 Esas sayılı ara kararında; “Talep, ihtiyati tedbire ilişkindir. İhtiyati tedbiri düzenleyen HMK.m.390;
“(1)İhtiyati tedbir, dava açılmadan önce, esas hakkında görevli ve yetkili olan mahkemeden; dava açıldıktan sonra ise ancak asıl davanın görüldüğü mahkemeden talep edilir. (2)Talep edenin haklarının derhâl korunmasında zorunluluk bulunan hâllerde, hâkim karşı tarafı dinlemeden de tedbire karar verebilir. (3)Tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır.” hükümlerini içermektedir. Bu bağlamda dosya kapsamında yapılan değerlendirmede, somut olayda talebin yargılamayı gerektirmesi ve yaklaşık ispat koşulunun gerçekleşmemesi nedeniyle tedbir talebinin REDDİNE karar verilmesi gerektiği…”gerekçesi ile, İhtiyati tedbir talebinin yargılamayı gerektirdiği ve yaklaşık ispat koşulunun gerçekleşmemesi nedeniyle REDDİNE karar verilmiş ve karara karşı davacılar vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacılar vekili istinaf dilekçesi ile, Somut olayda tedbir kararı verilmemesi ihtimalinde müvekkilleri için ciddi zarar doğuracak olan somut olay bakımından zayıf bir gerekçe ile tedbir talebinin reddine karar verilmiş olmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, Davanın konusunun hisse satışından kaynaklanan alacak talebi olmayıp, davalının kötü niyetli tasarrufları nedeniyle artık ortaklığın kuruluş amacına ulaşma imkanının kalmadığının görülmesi üzerine adi ortak ilişkisinin tespit ve tasfiyesinin talep edilmesinden ibaret olduğunu, Somut olaydaki uyuşmazlığın, müvekkilinin … ve … Şirketlerindeki hisselerinin devir etmeleri akabinde Davalı …’ın toplamda sahip olduğu %25’lik şirket hisselerine ilişkin taraflar arasındaki bir adi ortaklık ilişkisinin oluşturulması olduğunu, Müvekkillerinin … ve … Şirketlerinde toplam %33,34 oranında sahip oldukları hisselerin %25 oranına isabet eden dilimini … Şirketine ve kalan %8,84 oranına isabet eden dilimini ise kardeşleri davalı …’a devir etitği, dava dışı … Şirketi hisse satışı ile tahahüt etmiş olduğu yükümlülüklerini yerine getirdiği ve 9.231.323,54 USD’yi müvekkillerine ödediği, ancak davalı …’ın kendisine devir edilen %8,34 dilime ilişkin hesaplanarak ortaya konulan 7.578.078,84 USD’yi ödeme yükümlülüğü ifa etmeyerek … ve … Şirketlerinde sahip olduğu toplam %25’lik paya ilişkin müvekkilleri ile arasında adi ortaklık ilişkisi kurulması için müvekkillerine teklif sunduğunu, söz konusu teklifin taraflarca kabul edildiğini, Taraflar arasındaki ilişkinin adi ortaklık olduğunu gösteren tüm delillerin dosyada mevcut olduğunu, Siz konusu müzakerelere ilişkin yazılı tekliflerden de görüleceği üzere davalı … uhdesinde olmasına karşın … ve … Hisselerinin müvekkilleri ile davalı … arasındaki adi ortaklığın mamelekinin bir parçası olduğunu, Davalının kendisi adına kayıtlı gözüken … ve … hisselerinin müvekkilleri ile olan adi ortaklığın mameleki olduğunu açıkça kabul ve ikrar ettiğini, Tarafların ortak tanıdıkları ve ülkenin saygın iş adamlarından .., … ve …’ın Hakemlik görevini üstlendikleri adi ortaklık tasfiye görüşmeleri başlatıldığı ve bu hususta taraflar söz konusu hakemlerle birlikte sürece ilişkin 27/09/2012 tarihli bir ön anlama akdettiğini, Davalı … tarafından anlaşmanın bozulduğunu, müvekkillerine yolladığı e postalarla müvekkillerinin bu şirketler üzerinde adi ortaklıktan doğan haklarının varlığını inkar ettiğini, Davalının adi ortaklık kapsamındaki bir kısım hisselerini kötü niyetli olarak müvekkillerinin bilgisi ve onaylı olmadan elinden çıkardığını, İzah edilen hususlar gereği, taraflar arasında adi ortaklık ilişkisi kurulduğu açık olmakla, bu hususta dava konusu hisselerin üzerinde adi ortaklık ilişkisi kurulmuş olmasına rağmen an itibarile söz konusu hisselerin davalı … adına kayıtlı olduğunu, şu aşamada ilgili hisseler taraflar arasındaki adi ortaklığın mameleki olmakla birlikte davalının kötü niyetli eylemleri ve taraflar arasındaki uyuşmazlıkların gereği olarak davalı tarafın … Şirketinde mevcut olan ve şirketin %25’ine tekabül eden … Şirketi yönünden ise şirketin %100’üne tekabül eden hisselerin iyi niyetli 3.bir şahsa satılması veya davalı …’ın gerçek ya da fiktif borçlarından dolayı haciz vb takyidata konu olması riski bulunduğunu, Müvekkillerinin haklarının elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağı hatta tamamen imkansız hale geleceğini, HMK mad.389’un tedbir müessesesi ile ilgili aradığı şartların somut olay bakımından bulunduğunu, Dosyada tüm delilleri ile taraflar arasında dava konusu hisseler üzerinde aid ortaklık mameleki olmasına rağmen davalı … uhdesinde olduğu ve bu hali ile hisselerin elden çıkartılması riski nedeniyle müvekkillerinin uğrayacağı maddi zararların açık olduğunu, böyle bir durumda yaklaşık ispat koşulları somut olay bakımından vuku bulmuş olup, gerek dava dosyası gerek işbu dilekçede hisse satış sözleşmesi, cari hesaplara ilişkin defter kayıtlarından çıktılar, tarafların imzalı yazışmaları gibi senet niteliğindeki belgeler ve bunlara ek olarak e-posta ve benzeri delil başlangıcı niteliğindeki belgelerin mübrez olduğunu, Bu hususta yüksek mahkeme kararı bulunduğunu, (Yargıtay 1. H.D. 24/09/2012 T. 11124 E. 9822 K.) Sonuçta dosya içeriğinde hisse satış sözleşmesi, hisseler üzerindeki adi ortaklığı ispat eden taraflarca imzalanmış yazılı deliller, e-mail yazışmaları ve bir dizi belge mevcut olup söz konusu hisseler üzerinde müvekkillerinin de hakkı olduğu, davalı … ile müvekkilleri arasında adi ortaklık ilişkisinin kurulduğu ve bu adi ortaklık ilişkisinin sonlandırılması için görüşmeler gerçekleştirildiği, ancak anlaşma sağlamaması üzerine ortaklığın sonlandırılamadığını, o halde adi ortaklığın mameleki olmasına rağmen davalı taraf üzerinde görünmekte olan bu hisselerin başkalarına devrinin önüne geçebilmek adına yargılamanın sonunu beklemeden ihtiyati tedbir kararı verilmesi gerektiğini, zira aksi takdirde ilk derece mahkemesi tarafından yapılacak inceleme sonucu verilecek olan kararda, hükmün infaz kabiliyeti de ortadan kalkacak olup müvekkillerinin uğrayacağı maddi zararların ve bu riskin önüne geçilebilmesi adına ihtiyati tedbir kararının verilmesi gerektiğini, Müvekkilleri ile davalının yaklaşık 40 yıldır beraber hareket etmekte ve ortaklaşa ticari faaliyetler yürüttüklerini, Müvekkillerinin alacaklarının; … ve … hisse satışından doğan birlikte toplam 14.570.596,38 USD ve …’den cari hesap kaydından görülen birlikte 2.238.806 USD tutarındaki net alacakları da ilave edildiğinde toplam 16.809.402,38 USD olduğunu, Her iki müvekkilinin hisselerinin satışından cari hesap yoluyla tahsil ettikleri tutarın toplam 907.090,47 USD + 557.810,07 USD = 1.464.900,54 USD olduğunu, Müvekkillerine hisseleri karşılığında yapılan ödemeler toplamının, 1.464.900,54 USD + nakdi ödeme olarak 7.766.423 USD = 9.231.323,54 USD olduğunu, Yukarıda kayıt ve hesapları detaylı olarak açıklandığı üzere her iki müvekkilinin net hisse satış bedeli ve …’den olan alacakları toplamı 16.809.402,38 USD olması gerekirken, kendilerine toplam 9.231.323,54 USD ödeme yapıldığı ve müvekkillerinin toplam 7.578.078,84 USD alacaklı kaldığını, alacağın tamamının davalı …’dan olduğunu, Ortaklıkların giderilmesi konusunda davalı …’ın olmazsa olması … ve … unvanlı şirketlerin hisselerinin kendisinde kalması noktasında olup, bütün paylaşım görüşmelerinde ortaya koymuş olduğu palanlarda öncelikle adı geçen iki şirket hisseleri ve diğer şirketlerdeki bir miktar hissenin kendisine bırakılması şeklinde teklifler yer aldığını, Söz onusu müzakerelere ilişkin yazı tekliflerinden de görüleceği üzere, davalı … uhdesinde olmasına karşın … ve … Hisselerinin müvekkilleri ile davalı … arasındaki adi ortaklığın mamelekinin bir parçası olduğunu, Davalının adi ortaklık kapsamındaki bir kısım hisselerini kötü niyetli olarak müvekkillerinin bilgisi ve onayı olmadan elinden çıkardığını, İleri sürerek istinaf başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkemesi ara kararının istinaf incelemesi sonucunda kaldırılmasına, ileride telafisi imkansız zararların önüne geçilmesi için davalı … adına kayıtlı gözüken … A.Ş.’nin sermayesinin yaklaşık %25’ine tekabül eden 190.792 adet beheri 52.TL nominal değerli ve … A.Ş.’nin (eski ünvanı : … A.Ş.) sermayesinin %50’sine tekabül eden 160.000 adet beheri 25.TL nominal değerli şirket hisselerinin 3.kişilere satışının önlenmesi ve rehin, intifa hakkı ve sair tasarrufi işlemlerin önlenmesi yönünde dava sonuna kadar HMK’nın 397/2 vd.maddeleri uyarınca teminatsız olarak ihtiyati tedbir kararı verilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, taraflar arasında adi ortaklık ilişkisinin olduğunun tespiti, halen davalı adına kayıtlı bulunan … A.Ş.’nin sermayesinin yaklaşık %25 ‘ine tekabül eden beher 52 TL. Nominal değerli toplam:190.792 adet hissesinden 127.196 adet hissenin davalı adına kaydının iptal edilerek , bu hisselerin 63.598 adedinin davacı …, diğer 63.598 adedinin de davacı … adına ayrı ayrı tescil edilmesi,şirket pay defterine bu tescillerin kaydedilmesi, davalı adına kayıtlı bulunan … A.Ş.nin sermayesinin %50’sine tekabül eden beheri 25 TL. Nominal değerli toplam: 160.000 adet şirket hisselerinin tamamının davalı adına kaydının iptal edilerek, bu hisselerin 80.000 adedinin davacı …, diğer 80.000 adedinin de davacı … adına ayrı ayrı tescil edilmesi,şirket pay defterine bu tescillerin kaydedilmesi, … Yat. A.ş’nin pay defterine bu tescillerin kaydedilmesine, 3. Ve 4. numaralı hisse tesciline ilişkin taleplerinin davalının dava tarihi öncesi talep konusu şirketlerin hisselerini elden çıkarması gibi bir nedenle fiilen veya hukuken mümkün olmaması durumunda bu husustaki müvekkillerinin uğradıkları zararın tespitine, davalının haksız ve hukuka aykırı olan kötü niyetli olarak … A.Ş’ye yapmış olduğu hisse devri nedeni ile müvekkilleri adına tescili talep edilmeyen 53.333 adet … A.Ş. hissesi nedeni ile müvekkillerinin uğradıkları zararın tespiti ile müvekkillerinin fazlaya ilişkin hakları saklı tutularak davalının … A.Ş’ye devretmiş oluduğu müvekkillerine ait söz konusu 53.333 adet … A.Ş. hissesi kaynaklı müvekkillerinin zararı karşılığı şimdilik davacı … için 5.000-TL ve diğer davacı … için 5.000-TL tutarındaki tazminatın davalı … ‘dan dava tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte alınarak davacılara verilmesine yönelik davada TALEP; dava sonuçlanıncaya kadar dava konusu davalının …’deki %25’ine tekabül eden ve …’daki şirketin %100’üne tekabül eden hisselerin 3.kişilere satışı ya da intifa vb.türde hak tahsislerini de içerecek şekilde sair surette tasarrufa konu edilmesinin engellenmesi noktasında ihtiyati tedbir kararı verilmesi talebidir. Mahkemece, ihtiyati tedbir talebinin yargılamayı gerektirdiği ve yaklaşık ispat koşulunun gerçekleşmemesi nedeniyle reddine karar verilmiş ve karara karşı davacılar vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Uyuşmazlık, mahkemece verilen kararın usul ve yasaya , dosya kapsamına uygun olup olmadığı noktasındadır. HMK.’nın 389. maddesinde; ”Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir. 6100 Sayılı HMK.’nın 390-(3) maddesinde; “Tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek” zorunda olduğu hüküm altına alınmıştır. Somut davada, davacıların dava dilekçesinde diğer taleplerinin yanında … ve … şirketlerindeki hisse devri ve pay defterlerinin düzeltilmesi taleplerininde olduğu, davacılar dava sonuçlanıncaya kadar dava konusu davalının … şirketinin %25’ine tekabül eden ve … şirketinin %100’üne tekabül eden hisselerin 3.kişilere satışı ya da intifa vb.türde hak tahsislerini de içerecek şekilde sair surette tasarrufa konu edilmesinin engellenmesi noktasında ihtiyati tedbir kararı verilmesi talep edilmiş olup ileri sürülen iddiaların mahiyeti gereği yargılamayı gerektirmesi, talep ve karar tarihi itibariyle yargılamanın bulunduğu aşama gözetildiğinde henüz delillerin toplanmamış olması, dava dilekçesi ekindeki delillere göre de yaklaşık ispat koşulu gerçekleşmediğinden ve değişen koşul ve delil durumuna göre her zaman yeniden ihtiyati tedbir talep edilebileceği gözetildiğinde; dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, ilk derece mahkemesinin ihtiyati tedbir talebinin reddine ilişkin ara kararı usul ve yasaya uygun görüldüğünden, davacılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacıların istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf edenler tarafından yatırılan 148,60.TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 59,30 TL istinaf karar harcından, istinaf edenler tarafından yatırılan 54,40.TL’nin mahsubu ile bakiye 4,90.TL’nin davacılardan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep edenler üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa talep halinde yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 16/04/2021 tarihinde HMK’nın 362/1-f maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.