Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2021/497 E. 2021/511 K. 15.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/497
KARAR NO: 2021/511
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARI VEREN
MAHKEME: BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 21/01/2021(İhtiyati Haciz Talebinin Reddine İlişkin Ara Karar )
DOSYA NUMARASI: 2020/976 Esas
DAVA: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 15/04/2021
İlk Derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile; müvekkilinin yabancı dil eğitim kaynağı temin ve satış işi yaptığını, müvekkili ile davalı şirket arasında icra takibine konu yapılan faturalara dayalı olarak eğitim kaynağı satışı ile ilgili ticari alışveriş yapıldığını, toplam fatura bedelinin 78.856,60.-TL olduğunu, bakiye borcun ödenmemesi üzerine davalı şirket aleyhine Bakırköy … İcra Dairesi … Esas sayılı dosyasında ilamsız takip başlatıldığını, davalı şirket tarafından icra takibine itiraz edildiğini, müvekkilinin davalıdan takip talebinde belirtilen ve davalı tarafından teslim alınmayan 28/12/2019 tarih ve seri … numaralı fatura bedeli kadar alacağı olduğunu, yapılan sözlü talebe ve icra takibine rağmen halen ödenmediğini belirterek, gerek itirazın iptali gerekse alacak davaları yönünden davalı borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz malları ve alacakları ile diğer hakları üzerine ihtiyati haciz konulmasına, davalının icra takibine itirazının iptali ile takibin devamına ve 9.037,60.-TL’nin 02.12.2019 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 21/01/2021 tarih ve 2020/976 Esas sayılı ara kararı ile; ” Talep ihtiyati haciz istemine ilişkindir. İcra iflâs hukukundaki ihtiyati haciz müessesi, medenî usul hukukundaki ihtiyati tedbir ve idare hukukundaki yürütmenin durdurulması müesseseleri gibi bir geçici hukuki koruma önlemidir (Üstündağ, S. : İhtiyati Tedbirler, İstanbul 1981, s. 1.) İİK’nun 257/1.maddesinde ” Rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklariyle diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir.” denilmiştir. ” Davacı, davalı ile aralarında ticari ilişki olduğunu kabul ettiği dikkate alındığında, salt fatura düzenlenmesi (teslim alma imzası olmayan veya olup da imzanın davalı şirket yetkilisine ait olup olmadığı belli olmayan) taraflar arasında borç ilişkisi olduğunu kanıtlamaya yeterli olmadığı, teslim alan imzasının davalı şirket yetkilisi veya çalışanına ait olup olmadığı belli olmadığı, taraflar arasında süregelen bir ticari ilişki kapsamında sadece faturaya dayalı ihtiyati hacze hükmedilemeyeceğinden (İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14 Hukuk Dairesi 2019/2046 E. 2019/1508 K. Sayılı ilamı, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2020/1162 E. 2020/1168 sayılı ilamı)İhtiyati haciz talep eden tarafından dosyaya sunulan belgeler tek taraflı olarak düzenlenmiş bulunan ve karşı tarafa tebliğ edildiğine ilişkin belge bulunmayan (talep edenin sunduğu faturanın tebliğine ilişkin belge faturanın karşı tarafa tebliğini kanıtlar nitelikte değildir.) fatura olup, söz konusu fatura alacağın varlığını ve muaccel olduğunu tek başına yaklaşık ispata yeterli değildir. Bu nedenle davacının davalıdan alacaklı olduğuna dair bilgi ve belge bulunmadığı yaklaşık ispat ölçüsü gerçekleşmediğinden ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir. ” gerekçeleri ile; ” 1-İhtiyati Haciz talebinin REDDİNE, … ” karar verilmiş ve verilen ara karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Mahkemece ihtiyati haczin reddine dair verilen ara kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, müvekkili alacağını tahsil etmek için çaba sarfetmiş ise de bir sonuç alamadığını, başlatılan icra takibine de itiraz edilmesi üzerine işbu davanın açıldığını, borçlunun mal kaçırma ihtimalinin çok kuvvetli olduğuna dair duyumlar alındığını, söz konusu alacak rehinle veya başkaca bir şekilde teminat altına alınmadığından, ihtiyati haciz isteme mecburiyeti doğduğunu, ihtiyati haczin, alacaklının zarar görmemesi için getirilmiş olan geçici bir tedbir olduğunu, bunun sonucu olarak da borçlunun mal kaçırma riski mevcut olduğunda ihtiyati haciz kararı verilmesi gerektiğini, Dilekçe ekinde sundukları faturalardan müvekkilinin alacaklı olduğunun anlaşılabileceğini, faturaların tebliğine veya faturalarda belirtilen ürünlerin teslimine ilişkin belirsizlik söz konusu olmadığını, kendileri tarafından faturaların ibrazının yanı sıra davalı şirket tarafından keşide edilmiş iade faturalarının da mevcut olduğunu, bahsi geçen iade faturalarının icap mahiyetinde kabul edilecek bir belge olduğunu, iade faturalarının varlığının, ticari ilişkiyi ve teslim edilen ürünleri doğrular nitelikte olup, ticari ilişkiye ilişkin yaklaşık ispat kuralının yerine getirildiğini, ayrıca ticari ilişkinin konusunu oluşturan kitap teslimine ilişkin itirazın iptali davası için … Kargo teslim evraklarının, alacak davası için imzalı teslim tutanaklarının dava dilekçesi ekinde mevcut olduğunu, müvekkilin alacağının varlığı ve muaccel olduğu noktasında herhangi bir şüphe bulunmadığını belirterek, İlk Derece Mahkemesince ihtiyati haczin reddine dair verilen 21/01/2021 tarihli ara kararın ortadan kaldırılmasına, gerek 78.856,60.-TL bedelli itirazın iptali davası, gerekse 9.037,60.-TL bedelli alacak davaları yönünden ihtiyati haciz kararı verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Talep, ihtiyati haciz talebinin reddine dair verilen mahkeme kararının kaldırılması istemine ilişkindir. Davacı vekili, taraflar arasındaki ticari ilişki kapsamında, müvekkili tarafından davalıya düzenlenen fatura bedellerinin ödenmediğini, alacağın tahsili için başlatılan icra takibine de itiraz edildiğini belirterek, itirazın iptaline ve dava dilekçesinde belirtilen alacağın davalıdan tahsiline, alacağın tahsilinin temini için gerek itirazın iptali gerekse alacak davaları yönünden ihtiyati haciz kararı verilmesini talep etmiş, mahkemece talebin reddine karar verilmiş, karara karşı davacı tarafça istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Somut uyuşmazlıkta; mahkemece de belirtildiği üzere, tek taraflı olarak düzenlenen fatura, alacağın varlığını ve muaccel olduğunu yaklaşık olarak ispata yeterli değildir. Davacı tarafça talep edilen alacağın varlığı, miktarı ve muacceliyeti yargılamayı gerektirmektedir. Davacı tarafça, İİK 257/2. maddede öngörülen ihtiyati haciz şartlarının mevcut olduğuna (borçlunun mallarını kaçırmaya, gizlemeye veya kendisinin kaçmaya çalıştığına) dair herhangi bir belge sunulmamıştır. Bu hali ile, İİK 257. maddesi uyarınca ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için yaklaşık ispat koşulu gerçekleşmediğinden, mahkeme ara kararı isabetli olup, davacı vekilinin istinaf sebepleri yerinde değildir. Sonuç olarak, dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığından, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’ nın 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan 162,10.TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 59,30.TL istinaf karar harcı istinaf eden tarafından peşin olarak yatırıldığından, yeniden harç alınmasına yer olmadığına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa talep halinde yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 15/04/2021 tarihinde HMK’nın 362/1-f maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.