Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2021/481 E. 2023/952 K. 08.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/481 Esas
KARAR NO: 2023/952 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI: 2017/238 Esas – 2020/718 Karar
TARİH: 03/11/2020
DAVA: Alacak
KARAR TARİHİ: 08/06/2023
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, davalının davacı ile 02 Ocak 2012 günü sözleşme yaptığını, yapılan sözleşme gereği davacının davalı yanında işçi olarak çalışmakta iken kendi adına acente kurulmasını sağladığını, verime dayalı olarak prim alacak şekilde anlaşma şartları oluştuğunu, davalının acente olduğu yerin işçi olarak çalıştığı aynı yerken davalının kendi şubesini davacıya yaptığı sözleşme gereğince acenteye çevrilmesini sağladığını, davacı ile yapılan sözleşmede davacının sabit giderlerinin karşılanacağının açıkça ifade ettiğini, açıkça yazılı olduğu üzere davacının zarar etmesinin imkansız olacağını birkaç kez ifade edildiğini, bu hususun sözleşmenin asli unsuru olduğunu, sözleşmenin tamamında açıkça ortada olduğunu, davalının sözleşme şartlarına uygun olarak davacıya yapması gereken ödemeyi tam ve güncel verilere göre yapmamış olması nedeni ile davacının ciddi manada mağduriyetine neden olduğunu, davacıya ödeme yapılacak olan kalemler incelendiğinde esaslı unsur olarak anlaşma sağlandığının açıkça gösterdiğini, davalının baskın gücünü kullanıp davacıya Ocak 2017 ayında Zeyilname imzalatmak istendiğini, zeyilname içeriğinde ise önceki sözleşmeye aykırı artırım hakkının tamamının ortadan kaldırılmasına yönelik olduğunu, davacının da iş bu zeyilnameyi imzalamadığını, davacnın haklarına kavuşabilmesi için adına 06 Şubat 2017 günü Bursa … Noterliği’nin … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile talepte bulunulduğunu, ihtarın davalı tarafa 08 Şubat 2017 günü tebliğ edildiğini, tebligatı alan davalının 09 Şubat 2017 günü bir takım gerçeği yansıtmayan rutin işleyişi kapsayan inceleme yapılması iddiası ile sözleşmeyi fesih ettiğini içerir tebliğ yaptığını, akabinde yine aynı içeriği kapsar şekilde 15 Şubat 2017 günü ihtarlarına cevap verildiğini, Mahkemeye sunulan ihtar ve tebliğ şerhi nazara alındığında davalının durumu kurtarmak kastı ile bir takım cevaplar vermeye çalıştığının aşikar olduğunu, her iki tarafın da davacı ihtarın tebliğinden sonra olmasının iddialarının haklılığının somut göstergesi olduğunu, davalı ile davacının 02 Ocak 2012 günü Acentecilik Sözleşmesi imzalandığını, iş bu sözleşme gereği davacıya karşı yerine getirmek zorunda olduğu edimleri yerine getirmediğini, davalının davacı acenteye karşı maddi sorumluluğunun devam ettiğini, buna ilişkin taleplerinin izah edildiği üzere talep etmiş olmalarına rağmen ödeme yapılmadığı, iş bu davanın açılması zorunluluğunun hasıl olduğunu, acentecilik sözleşmesinin demirbaş araç temini ve kullanımı, acentede kullanılan araçların bakım, onarım ve sigortası, personel yapısı ve sorumlulukları, acentenin sigortalanması maddelerinin olduğu, acentecilik sözleşmesi ek protokolü cari hesap sözleşmesi acentelik ücretinin hesaplanması madde 4’te iş bu sözleşmenin temel mantığının acentenin ciro artışına dayalı olarak kazanç elde etmesi olduğu ve devir tarihi itibariyle giderlerin ana başlıklar itibariyle; Personel özlük hakları, iaşe ve SSK giderleri, kira, aidat ve stopaj giderleri, basılı evrak, kırtasiye ve poşet giderleri, yakıt giderleri, elektrik, su, telefon ve ısınma giderleri, acentelik sözleşmesinde belirtilen sigorta primleri, araçların ve demirbaşların bakım ve onarım giderleri, kalemlerinde oluştuğu, bu belirtilen masraf kalemlerinin her 6 ayda bir … Kargo tarafından gözden geçirileceğini, bu gözden geçirme sonucunda söz konusu masraf kalemlerinde yürürlükteki mevzuat, yurt sathında uygulanan tarifelerdeki birim fiyat değişimleri gibi hukuki dayanaklardan veyaiş artık eksilişinden meydana gelen zorunlu değişimleri gibi hukuki dayanaklardan veya iş artış eksilişinden meydana gelen zorunlu değişimlerin oluştuğu anlaşılır ise, bu değişimlerin masraf tutarına etkilerinin … Kargo tarafından hesaplanacağı, devir masraf tutanağının 01 Ocak 2012 tarihinde belirlenen masraf kalemlerinin personel bedeli olarak çalışan sayısı 7 kişi olarak kabul edilmiş olup her biri için 2012 yılı brüt ücret bedeli 887,00TL ile SSK işveren payı 900,00TL ile işsizlik işveren payı olarak 124,00TL hesap edildiğini, akaryakıt gideri olarak 1.027,00TL, araç tamir gideri olarak 112,00TL olarak hesap edildiği, kira bedeli olarak 1.206,00TL olarak hesap edildiğini, kargo taşıma sarf malzeme giderleri olarak 447,00TL hesap edildiğini, tüm iletişim bedeli için giderleri olarak toplam 100,00TL olarak hesap edildiğini, davacının ayrıca sözleşme gereğince … plakalı Doblo marka aracını işlerinde kullandığını, kullanılan araçların tamamının üzerinde taşıt tanıma sistemi ile yakıt alımı yapıldığı için masrafların davalı kayıtlarında mevcut olduğunu, ayrıca araç üzerindeki km ile bu durumun objektif olarak tespit edilebilecek mahiyette olduğunu, davacı ile sabit gider olarak sadece 01 Nisan 2012 günü akaryakıt kalemine 200,00TL eklemek sureti ile güncelleme yapıldığını, onun haricinde tek bir sefer dahi güncelleme yapılmadığını, izah olunan nedenlerle davalı tarafça yapılan kesintiler ve sözleşme gereğince taahhüt edilmiş olunan devir masraf tutanağında belirlenen bedellerin her 6 ay için güncellenmesi yapılarak ödenmesi gereken ancak bugüne kadar davacıya güncellenmiş hali ile ödenmeyen bedeller nedeni ile son derece mağdur olduğunu, devir masraf tutanağının mevcut şubede 7 kişi üzerinden ve 2012 yılındaki asgari ücret ve yemek, SSK işveren payı, giyim, araç tamir bedeli, iletişim vb kalemler incelendiğinde görüleceği üzere 2012 yılı esas alındığını, sadece işçi brüt ücretinde bile 887,00TL olarak hesaplama yapıldığını ancak 2016 Aralık ayında ise 1.647,00TL olduğunu, davacının mağduriyetinin sadece bu kalem yönünden bile açıkça ortada olduğunu, davalı ile yapılan acentelik sözleşmesinin ekinde belirlenen devir masraf tutarının yine sözleşmenin ekinde yapılan cari hesap ek protokolüne göre her 6 ay için dönemler halinde yapılması gereken güncelleme bedellerinin hesap edilip ödenmemesi nedeniyle davacının zarara uğradığını, borca batık hale geldiğini, davacı ile yapılan sözleme ve ek sözlemeleri gereğince ödenmesi gereken her ay yükselen sabit giderlerin şimdilik 10.000,00TL, sözleşmede anlaşıldığı üzere 6 aylık dönemler halinde hesaplanıp çıkan bedellerin davalı taraftan alınıp davacı tarafa ödenmesini, yargılama ücreti ile giderin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesi ile, taraflar arasında akdedilen acentelik sözleşmeleri gereği davalının ticari defter ve kayıtlarının kesin delil niteliğine haiz olduğunu, davacının delil listesinde kendi ticari defterlerini delil olarak göstermiş ise de iş bu davada davalının defter kayıtlarının delil niteliğini haiz olup yalnızca ve başlı başına dikkate alınması gerektiğini, davacının davalı alacağını müşterilerinden tahsil ederek davalıya ödememek ve tahsilatları geciktirerek davalı hesabına yatırmamak sureti ile kasa açığı fiilini işlemesi nedeniyle acentelik sözleşmesi ve eklerinin davacı tarafından haklı nedenle feshedildiğini, davalı ile davacı arasında imzalanmış olan 02.01.2012 tarihli acentelik sözleşmesi, acentelik sözleşmesi ek protokolü, cari hesap sözleşmesi niteliğindeki ek protokol ve alt kira sözleşmeleri uyarınca davacıya davalının Karlıdağ (Bursa) irtibat bürosu acente olarak devredildiğini ve davacının işletmesine bırakıldığını, Türk Ticaret Kanununda açıkça tarif edildiği üzere, acentelik ilişkisi güvene dayalı bir ilişki iken 06.02.2017 tarihinde Karlıdağ acentede yapılan denetimde, kasa sayımında 6.019,40TL’nin birimde bulunmadığını, davalı adına müşterilerden tahsil edilmiş olmasına rağmen tahsil edilmemiş gibi gösterilmek suretiyle acente yedine alınmış olduğunu, yani kasa açığı fiilini işlediği görüldüğünü, yine aynı tarihli denetimde fatura alacaklarının vadesinde tahsil edilerek gecikmesizin aynı gün içinde davalı hesabına havale edilmesi gerekirken 166 adet 4.444,65TL tutarında e faturanın vadesinde tahsil edilmediğini ve genel müdürlük hesabına yatırılmadığını, müşteri mutabakatlarının yapılmadığının tespit edildiğini, söz konusu hususların tespit tutanağı ile tespit edildiğini, davalı tarafından acenteye ihtarname gönderilmek ve ihtarnamede fesih gerekçeleri de açıkça belirtilmek suretiyle mezkur acentelik sözleşmesi ve eklerinin davalı tarafından 09.02.2017 tarihinde haklı nedenle tek taraflı olarak feshedilmiş ve acentelik ilişkisine son verildiğini, davacı tarafın son derece haksız ve mesnetsiz olarak Bursa … Noterliği marifetiyle gönderilmiş olan 06.02.2017 tarih ve … yevmiye nolu ihtarnamenin tebliği üzerine fesih işleminin yapıldığı iddia edilmiş ise de fesih ihbarında da açıkça belirtildiği üzere feshe konu kasa açığı fiilinin tespitinin 06.02.2017 tarihinde yapıldığını, yani son derece manidar olarak davalı yetkilileri tarafından 06.02.2017 tarihinde kasa açığı fili tespit ederek tutanaklaştırılmış ancak davacının imzadan imtina ederek 06.02.2017 tarihli ihtarını taraflarına tebliğ ettiğini, muhatabın ihtarnamesinde belirtilen hususların hiçbir şekilde haklı nedenle fesih hakkı vermemekte olup davalının durumu kurtarmak diye tabir edilebilecek bir gayesi de bulunmadığını, zira davacının iddialarının mesnetsizliğini, 15.02.2017 tarihli cevabının ihtarnamede tafsilatlı olarak izah edildiğini, ihtar tarihleri ile iş bu davanın haklılığı sonucu doğacağı iddialarının ise hukuki dayanaktan uzak ve hatta abesle iştigal olduğunu, davacı ihtarnamesi nedeniyle haklı nedenle fesih söz konusu olmayıp davalının davacının işlemiş olduğu kasa açığı fiili nedeniyle acentelik sözleşmesini haklı nedenle feshettiğini, davacının iş bu ihtarnameyi göndermesi ya da göndermemiş olmasının haklı nedenle fesih sonucuna etkili olmayıp davacının alacak davası açmasını engel teşkil etmediğini, huzurdaki davanın ikame edildiğini, dolayısıyla ihtarname tarihlerini kullanarak iddialarını haklı çıkarma çabası içinde olan davacının tüm bu iddialarının hakikatten uzak ve haksız olduğunu, haksız davanın külliyen reddini, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davacı yana yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 03/11/2020 tarih 2017/238 Esas 2020/718 Karar sayılı kararında; “…Taraflar arasında akdedilen ve sözleşmenin eki niteliğinde olan cari hesap protokolünün 4. maddesinde; masraf tutarları ile ilgili belirlemeler yapılırkan davalı … Kargo’nun muhasebe kayıtlarının esas alınacağı kararlaştırılmıştır. Anılan maddede acentenin fikri alındıktan sonra, söz konusu iş artış ve eksilişleri nedeniyle meydana gelen zorunlu değişimlere bağlı olarak masraflardaki artış veya eksilişlerin masraf tutarına eklenmesi veya çıkarılması konusundaki nihai kararın da davalı … Kargo’ya ait olacağı hükmü bağlanmıştır. Bir başka ifade ile taraflar arasında akdedilen acentelik sözleşmesinin eki niteliğindeki cari hesap protokolünün 4. maddesi gereğince acentenin masraflarının belirlenmesi yetkisi münhasıran davalı … Kargo’ya aittir. Basiretli bir tacir gibi davranması gereken davacı acente, sözleşme yapılırken bu hususu kabul, beyan ve taahhüt etmiştir. Davacı acente, imzaladığı acentelik sözleşmesi ve eklerinde kararlaştırılan düzenlemelerin hüküm ve sonuçlarını bilip anlayabilecek durumdadır. Dolayısıyla davacı taraf, değişimlere bağlı artış veya eksilişlerin masraf tutarına eklenmesi veya çıkarılması, masraf güncellemesi adı altında talep ettiği işçi ücreti güncelleme farkı, kira güncelleme farkı ve mazot güncelleme farkı gibi masraf kalemlerinin neler olacağı konularında nihai kararı verecek tarafın davalı … Kargo olduğunu peşinen kabul ettiğinden davacının güncelleme farkına yönelik tüm taleplerinin haksız ve mesnetsiz olduğu kanaatine varılarak davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur…”gerekçesi ile, Davanın REDDİNE, karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Mahkemenin en özet hali müvekkilin tacir olması nedeni ile basiretli davranmak zorunda olduğundan bahisle hareket ettiğini ve sözleşme gereğince de ( hatalı olarak ) nihai kararı Davalı … firması vereceği için açılan davanın haksız bulunduğunu, Sözleşmenin tamamı okunduğunda görüleceği üzere sözleşmede davalı … frimasının yetkisinin sınırsız olmadığı aşikar iken salt bir maddenin içerisinde yer alan tek cümle ile ( cümlede tüm protokol içerisinde hatalı olarak yorumlanmıştır.) tüm itilaf hapsedilerek hüküm kurulmasının hatalı olduğunu, mahkemenin karar gerekçesindeki bir gibi bir durumun sözleşme de olduğu kabul edilirse tek cümlelik sözleşme yapılmasının yaşanacak tüm itilaflar için yeterli olacağının şüphesiz olduğunu, sözleşmenin hatalı yorumlanması nedeni ile aleyhe karar cihetine gidildiğini, sözleşmenin tamamının hatalı ve eksik olarak yorumlandığını, Daha önce de dosyada yer alan beyanları ışığında davanın kabulü gerekirken hatalı olarak karar verilmiş olduğunu, Dosya kapsamındaki beyanlarını tekrar ettiklerini ve rapordaki aleyhe olan ifade ve gerçeğe aykırı olan tespitler ve yine aleyhe olan mahkeme kararını kabul etmediklerini ve itiraz ettiklerini, Dosya Kapsamı olaylara bakılacak olursa; Mahkemece sözleşmenin tamamamı yok sayılarak tek maddedeki tek cümle üzerinden karar verilmesinin hatalı olduğunu, ek sözleşmenin tamamı okunduğunda dahi tarafların yükümlülüğünün tam olarak tespit edilebileceğini, Davalı şirketin ülkenin tamamını kapsar şekilde kargoculuk faaliyeti göstermekte olduğunu, bu faaliyeti ile bu konudaki pazarın da en büyüğü olduğunu, Müvekkil ve davalı tarafın sunmuş olduğu kararların tarafı olan tüm davacıların; davalı yanında çalışan işçiler olduğunu, ancak davalının kar durumunu daha da artırmak için tüm çalışanlarını bayi yaptığını, bu durumun sözleşmeler ile de sabit olduğunu, Dosya Kapsamında bunların işçilikten direk tacir olmasının nedeninin davalı tarafın Eski işverenleri ile yapmış oldukları sözleşme olduğunu, Sözleşme incelenirken tarafların yükümlülük ve anlaşma şartlarına bir bütün olarak bakılması gerektiğini, TBK 19 maddesi vd ile TMK 2 maddesini sözleşme incelemede esas almak gerektiğini, var olan sözleşmelerin yorumunda “Bir sözleşmenin türünün ve içeriğinin belirlenmesinde ve YORUMLANMASINDA, …. , GERÇEK VE ORTAK İRADELERİ ESAS ALINIR.” amir hükmünün ortada olduğunu, bu anlamda taraflar arasında imza altına alınmış olan sözleşmenin bir bütün halinde okunması ve tarafların edimlerinin ve borç ve sorumluluklarının belirlenmesi gerektiğini, Bu anlamda Dosya Kapsamı ve dava konusu itilaflar irdelendiğinde müvekkilin taleplerinin haklı ve hukuki olduğunun aşikar olduğunu, Taraflar olarak aralarındaki itilafın kaynağının Devir Masraf Tutanağında belirlenmiş olan bedellerin 6 aylık periyotlarda güncellenmemiş (Artırılmamış) olması olduğunu, -Acentelik sözleşmesinin feshi vb. gibi bir itilaf söz konusu olmadığını, taleplerinin sözleşme süresince kendilerine verilmesi gereken bedellerin verilmemesi nedeni ile tahsiline ilişkin olduğunu, Davalı tarafın sözleşme şartlarına uymadığını, bu nedenle de müvekkilin maddi kaybının söz konusu olduğunu, işbu kayıpların tahsili açısından talep ve dava yoluna başvurulduğunu, 06 Şubat tarihinde ihtarname keşide ettiklerini ve davalıya 08 Şubat günü tebliğ edilmiş olduğunu, akabinde de davalı tarafın iki tane 09 Şubat ve 15 Şubat tarihlerinde cevap vermiş olduğunu, son ihtarı ile de sözleşmesi fesih ettiğini, fesih hakkını kullananın davalı taraf olduğunu, Sözleşmenin asli unsuru olan davalının taahhüt ettiği yükümlülükleri yerine getirmediğini, davalı tarafın bu ekonomik yükümlülükleri nedeni ile de müvekkilin davacıya borçlu olduğunu, bu anlamda sözleşmenin 38. maddesine göre sözleşmenin feshi doğrultusunda davalarının irdeleyemeyeceğini, Sözleşmenin feshinin; iş bu davanın konusu olmadığını, 21.01.2019 tarihli dosyadaki ilk raporda; 8. sayfasında defter kayıtlarının usule uygun olduğu ve 9. sayfada defter kayıtlarında 31.12.2016 tarihi itibari ile 87.590,68 TL alacaklı oldukları hususlarının tespit edildiğini, Davalı tarafın ise defter kayıtlarındaki değişikliklerin , kendileri tarafından 06 Şubat 2017 den itibaren keşide edilen ihtardan sonra yapılmış olduğunu, kendilerince borç alacak ve ceza çıkarılarak hesabın sıfırlandığını, bunun ise açıkça hukuka aykırı olduğunu, Daha önce sunmuş oldukları yüksek mahkeme kararlarında da olduğu üzere münhasıran davalı defterlerine itibar edilmesinin hem hukuksuz hem de hakkaniyete ve hukuki gerçekliğe aykırı olduğunu, Davalı tarafın müvekkile ödeme yapacağı başlığın; Devir Masraf Tutanağı olduğunu, sözleşmede 6 aylık periyotta güncelleme kararı alındığını, içeriğine bakıldığında ise zorunlu masrafların tamamı ile kalem kalem yazılarak hesap edildiğini, 6 aylık periyodun ise asgari ücretteki değişikliğin dikkate alındığını göstermekte olduğunu, Mahkemece sözleşmenin tamamına bakıldığında acentenin zorunlu masrafı karşılanıp performansını artırıp kar elde etmek için olduğu hususunun aşikar olduğunu, çalışanın acente yapılıp o bayinin motivasyonununu yükseltip bu sayede hem acentenin kazanması hem de ana işletmenin kazanmasının hedeflendiğini, fakat ilerleyen sürede her ne kadar acente çalışkanlığı artsa da kar elde etmesinin yok edildiğini, temel nedeninin ise zorunlu masrafların devletin belirlediği bedeller ile artması ancak davalı tarafça belirlenmiş sabit giderlerin artırılmaması daha doğrusu olması gereken resmi rakamlara çıkarılmaması nedeniyle olduğunu, Davalının, işçi olan davacıyı bayi yapıp adeta sömürdüğünü, Devir masraflarının; her ne kadar belirleme yetkisi davalı tarafta olsa da yine aynı maddede; ” ACENTELİK SÖZLEŞMESİ EK PROTOKOLÜ CARİ HESAP SÖZLEŞMESİ Acentelik Ücretinin Hesaplanması / Madde 4- ) ……… İş bu sözleşmenin temel mantığı; acentenin ciro artışına dayalı olarak kazanç elde etmesidir. Bu amaçla Acenteye bağımsız tacir sıfatıyla devredilecek “… KARGO” şubesinin, devir tarihi itibariyle mevcut aylık gideri tespit edilecek ve bu gider; devir sonrasında da … KARGO tarafından Acenteye düzenli olarak ödenecektir. Böylece Acentenin devir nedeniyle zarara uğraması önlenmiş olacaktır. ” denilmekte olduğunu, İş bu izah ile davalı tarafa keyfi davranma hakkı vermediğini, tam tersine sınırlar belirlediğini açıkça göstermekte olduğunu, ciro artsa bile sabit giderlerdeki artış nazara alınmayacak ise ciro artışına dayalı nasıl kar edebileceklerini anlayamadıklarını, madem ölçüsüzce davalı karar verecek ise neden sabit giderlerin kalem kalem belirlendiğini anlayamadıklarını, acentenin artış olmadan çalışmasını beklemenin tam anlamı ile sözleşmedeki maksada aykırılık olduğunu, İşbu madde ile hatta aylık inceleme yapılıp zararının engelleneceği kararlaştırılmış iken hiç güncelleme yapılmamasının izaha muhtaç olduğunu, göz ardı edilmesinin de hukuki olmadığını ve hakkaniyete uygun olmadığını, Taraflar arasında imzalanan sözleşme ile hedeflenen sonucun aşikar olduğunu, müvekkil acentenin zarar etmemesi için asgari giderlerinin karşılanması ve satışa göre kendisinin kar elde etmesi olduğunu, ancak davalı tarafın yapması gereken yükümlülüğü yerine getirmeyerek müvekkilin zararına ve ödenmesi gereken asgari bedel de kendisine ödenmeyerek mağduriyetine neden olunduğunu, Mahkeme kararının dayanağı olan maddeye tam bakıldığında haklılıklarının görüleceğini,
ACENTELİK SÖZLEŞMESİ EK PROTOKOLÜ CARİ HESAP SÖZLEŞMESİ Acentelik Ücretinin Hesaplanması / Madde 4- ) ………İŞ BU SÖZLEŞMENİN TEMEL MANTIĞI; Acentenin ciro artışına dayalı olarak kazanç elde etmesidir. Bu amaçla Acenteye bağımsız tacir sıfatıyla devredilecek “… KARGO” şubesinin, devir tarihi itibariyle mevcut aylık gideri tespit edilecek ve bu gider; devir sonrasında da … KARGO tarafından Acenteye düzenli olarak ödenecektir. Böylece Acentenin devir nedeniyle zarara uğraması önlenmiş olacaktır. ………. Dolayısıyla; “ACENTE”, devir cirosunda artış sağlayamazsa gelir elde edemeyecek, ANCAK MASRAFLARI … KARGO TARAFINDAN SAĞLANDIĞI İÇİN, ciro artışı oluşmasa dahi zarar etmeyecektir. Bu temel mantık çerçevesinde; … KARGO tarafından Acenteye yapılacak ödemeler şu esaslarla belirlenecektir. Devre konu … KARGO şubesinin, devir tarihi itibariyle giderleri, ana başlıklar itibariyle aşağıdaki kalemlerden oluşmaktadır.1-Personel Özlük hakları, İaşe ve SSK Giderleri,2-Kira, aidat ve stopaj giderleri, 3-Basılı evrak, kırtasiye ve poşet giderleri,4-Yakıt Giderleri,5-Elektrik, su, telefon ve ısınma giderleri,6-Acentelik sözleşmesinde belirtilen sigorta primleri, 7-Araçların ve demirbaşların bakım ve onarım giderleri, Devir tarihi itibariyle; devre konu … KARGO şubesinin mevcut aylık masrafları … KARGO tarafından belirlenecek ve bu aylık masraf tutarı taraflarca tutanak altına alınacaktır. ………………….. ………………….. Yukarıda belirtilen masraf kalemleri, her 6 ( altı ) Ayda bir … KARGO tarafından gözden geçirilecektir. Bu gözden geçirme sonucunda; söz konusu masraf kalemlerinde, yürürlükteki mevzuat, yurt sathında uygulanan tarifelerdeki birim fiyat değişimleri gibi hukuki dayanaklardan veya iş artış / eksilişinden meydana gelen zorunlu değişimlerin oluştuğu anlaşılır ise, bu değişimlerin masraf tutarına etkileri … KARGO tarafından hesaplanacaktır. AÇIKÇA SÖZLEŞMEDE YAZDIĞI ÜZERE; ” Aynı şubenin devir cirosunda, devir tarihinden sonra yaşanacak artıştan ” acenteye ” pay verilmesi suretiyle de, acentenin performasına dayalı olarak kar elde edilmesine imkan sağlanacaktır. (Ciro artınca ayrıca kar verileceğinin ifade edildiğini, ) Dolayısıyla; “ACENTE”, devir cirosunda artış sağlayamazsa gelir elde edemeyecek, ANCAK MASRAFLARI … KARGO TARAFINDAN SAĞLANDIĞI İÇİN, ciro artışı oluşmasa dahi zarar etmeyecektir. Bu temel mantık çerçevesinde; …. devir tarihi itibariyle giderleri, ana başlıklar itibariyle aşağıdaki kalemlerden oluşmaktadır. ” şeklinde taraflarça belirlenmiş olduğunu, 6 aylık periyotta bu durumun belirlenmemesi halinde zarar etmemesinin nasıl engelleneceğinin anlaşılamadığını, sözleşmenin mantığının tüm maddi zorunlu giderlerin davalı tarafından karşılanması ve ciro artışı ile de her tarafın kazanması olduğunu, İş bu sözleşmeden sonra 5 yıl boyunca artan enflasyon, çalışanlar açısından asgari ücret bedelleri ve zorunlu giderler yönünden davalı tarafın sağlaması gereken bedeli ödemeyerek müvekkilin mağduriyetine neden olduğunu, müvekkil ciroyu artırmış olmasına rağmen zarar etmesinin nedeninin ise masraf bedellerinde taahhüt etmiş olunan güncelleme yapılmamasından kaynaklı olduğunu, bu anlamı ile alacaklı olduğunu, İzah olunan nedenlerle; davalı tarafça yapılan kesintiler ve sözleşme gereğince taahhüt edilmiş olunan devir masraf tutanağında belirlenen bedellerin her 6 ay için güncellemesi yapılarak ödenmesi gereken ancak bugüne kadar müvekkile güncellenmiş hali ile ödenmeyen bedeller nedeni ile son derece mağdur olduğunu, Devir masraf tutanağı, mevcut şubede; 7 kişi üzerinden ve 2012 yılındaki asgari ücret ve yemek, SSK işveren payı, giyim, araç tamir bedeli, iletişim vb. kalemler incelendiğinde görüleceği üzere 2012 yılının esas alındığını, sadece işçi brüt ücretinde bile 887,00 tl olarak hesaplama yapıldığını, ancak 2016 Aralık ayında ise 1.647,00 TL olduğunu, müvekkilin mağduriyetinin sadece bu kalem yönünden bile açıkça ortada olduğunu, Davalı taraf ile yapılan acentelik sözleşmesinin ekinde belirlenen devir masraf tutarının yine sözleşmenin ekinde yapılan cari hesap ek protokolüne göre her 6 ay için dönemler halinde yapılması gereken güncelleme bedellerinin hesap edilip ödenmemesi nedeniyle müvekkilin zarara uğradığını borca batık hale geldiğini, Sözleşmedeki amaç ve hedef ciro artışı ile kazanç artması iken sonucun iflasına neden olduğunu, Yukarıda izah edilen tüm bu nedenler ile yerel mahkeme kararının kaldırılması gerektiğini beyanla; Açıklanan ve kamu düzeninden olan hususlar da nazara alınarak; Yerel mahkeme tarafından aleyhe verilmiş olan red kararının değiştilmesi/ kaldırılması suretiyle; Belirsiz alacak dava konusu olması nedeni ile davanın bilirkişi raporu doğrultusunda belirlenen miktar olan 98.979,23 TL’nin hüküm altına alınmasına, ödenmesi gereken tarihler de (18.07.2019 tarihli raporun 6. sayfasında belirlidir.) nazara alınarak ticari faizi ile birlikte davalı aleyhine hüküm cihetine gidilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, taraflar arasında imzalanan acentelik sözleşmesi ve acentelik sözleşmesi ek protokolü cari hesap sözleşmesinin 4. Maddesinde düzenlenen masraf kalemlerinde güncelleme yapılmadığı iddiasıyla masraf kalemlerinde güncelleme yapılarak bedellerinin hesap edilip artışların tahsili talebiyle açılan alacak davasıdır.Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Somut olayda davacı tarafça; davalı kargo şirketi ile akdedilen acentelik sözleşmesinin ek protokolü cari hesap sözleşmesinin 4. maddesine göre bir takım masrafların 6 ayda bir güncelenerek davalı tarafından ödenmesi gerektiğini, belirlenen masrafların zaman içerisinde artığını, davalının artan masraflar nedeniyle güncelleme yaparak kendisine ödemesi gerektiği halde güncelleme yaparak yapması gereken ödemeyi yapmadığını ve bu suretle davalıdan alacaklı olduğunu iddia etmiştir. Taraflar arasında 02/01/2012 tarihinde süresiz acentelik sözleşmesi ve aynı tarihli cari hesap sözleşmesi akdedilmiş ve devir masraf tutanağı tutulmuştur.Devir masraf tutanağı ile yukarıda dökümü bulunan masraf bedeli 12.649,00 TL. + KDV ‘nin … Kargo tarafından acenteye ödeneceği kararlaştırılmıştır. Davacı tarafından davalı muhataba Bursa …Noterliğinden çekilen 06/02/2017 tarih ve … yevmiye nolu ihtarnamesi ile; 02/01/2012 tarihli sözleşmeye dayalı olarak … Kargo Şubesinin mevcut aylık masraflarının ödenmeyen kısmının talep edildiği anlaşılmıştır. Davalı tarafından davacı muhataba Beyoğlu .. Noterliğinden çekilen 09/02/2017 tarih ve … yevmiye nolu ihtarnamesi ile; taraflar arasında akdedilen acentelik sözleşmesinin feshedildiği ihtaren bildirilmiştir.Davalı tarafından davacı muhataba Beyoğlu .. Noterliğinden çekilen 15/02/2017 tarih ve … yevmiye nolu ihtarnamesi ile; davacı tarafından Bursa …Noterliğinden çekilen 06/02/2017 tarih ve … yevmiye nolu ihtarnameye cevap verilmiştir. Sözleşmenin 38 maddesinde fesih koşulları düzenlenmiştir. Madde hükmün de;” İş bu sözleşme, ilgili hükümlerde belirtilen ve tarafların haklı nedenle fesih haklarını kullanabilecekleri hallerde, fesih iradesinin karşı tarafa tebliğini takip eden gün sona erecektir.” düzenlemesi yer almaktadır.Davacı taraf, Acentelik sözleşmesinin feshi vb. gibi bir ihtilafın söz konusu olmadığını, taleplerinin sözleşme süresince kendilerine verilmesi gereken bedellerin verilmemesi nedeni ile tahsiline ilişkin olduğunu beyan etmiştir. Taraflar arasında imzalanan acentelik sözleşmesi ek protokolü cari hesap sözleşmesinin acentelik ücretinin hesaplanması başlıklı 4. Maddesinde;” ………İş bu sözleşmenin temel mantığı; Acentenin ciro artışına dayalı olarak kazanç elde etmesidir. Bu amaçla Acenteye bağımsız tacir sıfatıyla devredilecek “… KARGO” şubesinin, devir tarihi itibariyle mevcut aylık gideri tespit edilecek ve bu gider; devir sonrasında da … KARGO tarafından Acenteye düzenli olarak ödenecektir. Böylece Acentenin devir nedeniyle zarara uğraması önlenmiş olacaktır. Aynı şubenin devir cirosunda, devir tarihinden sonra yaşanacak artıştan acenteye pay verilmesi suretiyle de, acentenin performansına dayalı olarak kar elde etmesine imkan sağlanacaktır. Dolayısıyla; “Acente”, devir cirosunda artış sağlayamazsa gelir elde edemeyecek, ancak masrafları … KARGO tarafından sağlandığı için, ciro artışı oluşmasa dahi zarar etmeyecektir. Bu temel mantık çerçevesinde; … KARGO tarafından Acenteye yapılacak ödemeler şu esaslarla belirlenecektir. Devre konu … KARGO şubesinin, devir tarihi itibariyle giderleri, ana başlıklar itibariyle aşağıdaki kalemlerden oluşmaktadır:1-Personel Özlük hakları, İaşe ve SSK Giderleri,2-Kira, aidat ve stopaj giderleri,3-Basılı evrak, kırtasiye ve poşet giderleri,4-Yakıt Giderleri,5-Elektrik, su, telefon ve ısınma giderleri,6-Acentelik sözleşmesinde belirtilen sigorta primleri, 7-Araçların ve demirbaşların bakım ve onarım giderleri, Devir tarihi itibariyle; devre konu … KARGO şubesinin mevcut aylık masrafları … KARGO tarafından belirlenecek ve bu aylık masraf tutarı taraflarca tutanak altına alınacaktır. Yine bu aşamada; devre konu … Kargo şubesinin devir cirosu da; devir tarihindeki veriler esas alınarak … Kargo tarafından belirlenecek ve bu tutar da taraflarca tutanak altına alınacaktır.Bu belirlemeler yapılırken, … Kargonun muhasebe kayıtları esas olacaktır. Bu aşamada Acentenin görüşünün alınmasına da özen gösterilecektir. Tutanak altına alınan devir cirosu, devir sonrasındaki herhangi bir takvim ayında sabit kalır veya azalırsa Acente, bu aylar itibariyle; sadece tutanak altına alınan aylık masraf tutarını almaya hak kazanacak ve bu aylara ait acentelik ücreti; söz konusu masraf tutarına eşit olacaktır. (Acentelik sözleşmesinin 38 madde hükümleri (feshe ilişkin) her halukarda saklıdır.) Yukarıda belirtilen masraf kalemleri, her 6 ( altı ) Ayda bir … KARGO tarafından gözden geçirilecektir. Bu gözden geçirme sonucunda; söz konusu masraf kalemlerinde, yürürlükteki mevzuat, yurt sathında uygulanan tarifelerdeki birim fiyat değişimleri gibi hukuki dayanaklardan veya iş artış / eksilişinden meydana gelen zorunlu değişimlerin oluştuğu anlaşılır ise, bu değişimlerin masraf tutarına etkileri … KARGO tarafından hesaplanacaktır. Acentenin de fikri alındıktan sonra ; söz konusu değişimlere bağlı artış veya eksilişlerin, masraf tutarına eklenmesi veya çıkarılması konusundaki nihai karar mercii … KARGO olacaktır….” Hükmü düzenlenmiştir. İlk Derece Mahkemesince tarafların ticari defterleri inceletilmek suretiyle yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucu alınan 21/10/2019 tarihli bilirkişi heyet raporunda;” ….Tarafların incelenen 2012-2016 yılları ticari defter ve belgelerine göre, davacı tarafından davalı taraf adına 31/01/2012 ile 28/02/2012 tarihlerinde her biri 13.677,38 TL., 31/03/2012 tarihinde 14.748,82 TL. Ve 30/04/2012 ile 20/12/2016 tarihleri arasında her biri 14.925,82 TL. Bedelli masraf faturası kestiği, her iki tarafında ticari defterlerine işlediği, davacı tarafça 2017 yılı ticari defterlerinin ibraz edilmediği, davalı tarafın 2017yılı ticari defterlerine göre davacı tarafın davalı adına 18/05/2017 ile 24/05/2017 tarihlerinde her biri 14.925,82 TL. Bedelli masraf faturası kestiği ve davalı tarafın ticari defterlerine işlediğinin tesbit edildiği, davacı taraf talebinin, davalı şirketin giderlere katkıda bulunması bulunması gereken tutar farklarına dayalı olarak bakiye alacağının bulunduğu iddiasına dayandığı, davacının, acentelik sözleşmesi sürecinde, bu sözleşme kaynaklı alacağı bulunduğunu ortaya koyamadığı, davacının aylık düzenlediği gider faturalarının davalı ticari defter kayıtlarında yer aldığı, cari hesap ilişkisinde davalı kayıtlarının kendi lehine alacak bakiyesini yansıttığı,” yönünde görüş ve kanaatte bulunmuşlardır. Kök bilirkişi raporuna davacı vekilinin itiraz etmesi üzerine mahkemece heyette bulanan mali müşavir bilirkişiden devir masraf tutanağında yer alan masraf kalemleri güncellenerek hesaplama yapılması talep edilmiş ve alınan 18/07/2019 tarihli 1.ci ek raporda;”…fatura kesilen tutar ile güncellenmiş tutar arasındaki farkın 98.979,23 TL. Olduğu,” belirtilmiştir. Tarafların ek bilirkişi raporuna itiraz etmeleri üzerine mahkemece kök rapor tanzim eden bilirkişi heyetinden ek rapor alınmış ve 22/05/2020 tarihli 2.ci ek raporda;”…Davacının iddia ettiği gibi güncelleme alacağı iddiasının sabit olmadığı, kök rapor sonuç ve kanaatlerini değiştirecek yeni bir sonuç ve kanaat hasıl olmadığı, ” belirtilmiştir. Mahkemece, bilirkişi kök ve 2.ci ek raporundaki tesbitler doğrultusunda istinafa konu kararın verildiği anlaşılmıştır. Taraflar arasında imzalanan acentelik sözleşmesinin 40 Maddesinde; ”taraflar arasındaki çekişmelerde … Kargonun defter ve kayıtları geçerli ve kesin delil olacaktır,” hükmü düzenlenmiştir. HMK 282 maddesindeki “Hakim bilirkişinin oy ve görüşünü diğer delillerle birlikte serbestçe değerlendirir,” yasal düzenlemeleri de gözetildiğinde; Davacı vekili tarafından mahkemenin kabulüne yönelik ileri sürülen istinaf sebepleri yargılama aşamasında verilen beyan dilekçeleri ile de ileri sürülmüş, ilk derece mahkemesince alınan bilirkişi heyet raporunda bu iddialar değerlendirilmiştir. Taraflar arasında akdedilen ve sözleşmenin eki niteliğinde olan cari hesap protokolünün 4. Maddesinde; ” …. Yukarıda belirtilen masraf kalemleri, her 6 ( altı ) Ayda bir … KARGO tarafından gözden geçirilecektir. Bu gözden geçirme sonucunda; söz konusu masraf kalemlerinde, yürürlükteki mevzuat, yurt sathında uygulanan tarifelerdeki birim fiyat değişimleri gibi hukuki dayanaklardan veya iş artış / eksilişinden meydana gelen zorunlu değişimlerin oluştuğu anlaşılır ise, bu değişimlerin masraf tutarına etkileri … KARGO tarafından hesaplanacaktır. Acentenin de fikri alındıktan sonra ; söz konusu değişimlere bağlı artış veya eksilişlerin, masraf tutarına eklenmesi veya çıkarılması konusundaki nihai karar mercii … Kargo’ya ait olacağı hükme bağlanmıştır. Bir başka ifade ile taraflar arasında akdedilen acentelik sözleşmesinin eki niteliğindeki cari hesap protokolünün 4. maddesi gereğince acentenin masraflarının belirlenmesi yetkisi münhasıran davalı … Kargo’ya ait olduğu düzenlenmiş olup bu düzenleme uyarınca davalı Şirket tarafından masraf güncellemesi yapılma zorunluluğu da bulunmamaktadır. Bilirkişi raporunda da, sözleşme gereği davacının düzenlediği tüm masraf faturaları davalı tarafça ticari defter kayıtlarına alındığı, davacı lehine bir alacak oluşmadığının belirtildiği, dosya kapsamına ve bilirkişi heyet raporundaki tesbitlere göre davacının davalıdan alacaklı olduğunu ispatlayamadığı anlaşılmakla; Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, ilk derece mahkemesince gerekçesi yazılmak suretiyle hüküm kurulduğu da gözetildiğinde mahkemenin kabul ve gerekçesine göre davacı vekilinin mahkemenin kabulüne yönelik tüm istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir. Sonuç olarak; davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesi uyarınca esastan reddine, karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’ nın 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 179,90.TL istinaf karar harcından, istinaf eden tarafından peşin olarak yatırılan 54,40.TL harcın mahsubu ile bakiye 125,50.TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa talep halinde yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 08/06/2023 tarihinde HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.