Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2021/479 E. 2021/878 K. 10.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/479 Esas
KARAR NO : 2021/878 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 17/11/2020
NUMARASI: 2017/871 Esas 2020/738 Karar
DAVA: İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
KARAR TARİHİ: 10/06/2021
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFIN İDDİASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile,müvekkilinin iş ortaklığı ve davalı yan arasında mal alım-satımından kaynaklanan ticari bir ilişki olduğunu, taraflar arasındaki 31.03.2017 tarihli sözleşme kapsamında 6500 m2 Dış Cephe Kaplaması alımına karar verildiğini, daha sonra ürün miktarının 5155 m2’ye sözleşme bedelinin ise 1.150.000,00 TL’ye düşürüldüğünü, sözleşme uyarınca davalı yana 1.150.000.00 TL ödeme yapıldığını, ancak davalı yanın sözleşme gereğince son mal teslim günü olan 15.09.2015 tarihinde eksik kalan 420 m2 ürünün teslimini gerçekleştirmediğini, davalı yan ile yapılan görüşmelerde en geç Kasım (2016) sonunda ya da Aralık (2016) başında ürünlerin teslim edileceğinin belirtildiğini, ancak bahse konu ürünlerin müvekkili ortaklığa teslim edilmediğini, bunun üzerine davalı yana ihtarname keşide edilerek 93.731,00 TL tutarın 3 gün erişinde ödenmesinin talep edildiğini, ancak söz konusu tutarın yine ödenmediğini, bunun üzerine müvekkilinin davalıdan alacağının tahsili için İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Es. Sayılı dosyası ile ilamsız icra takibinin başlatıldığını, 09/07/2017 tarihinde tebliğ olan ödeme emrine davalı taraf 16/06/2017 tarihinde itiraz ettiğini, davalının itirazlarının mesnetsiz olduğunu, açıklanan nedenlerle davalının haksız, mesnetsiz ve kötü niyetli itirazlarının iptaline, davalının kötü niyetli itirazından dolayı %20 ‘ den az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı tarafa, dava dilekçesi usulüne uygun olarak tebliğ edilmesine rağmen davalı taraf herhangi bir cevap dilekçesi sunmadığı anlaşılmıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:İlk Derece Mahkemesi 17/11/2020 tarih ve 2017/871 Esas – 2020/738 Karar sayılı kararında;”…..HMK 190/1 maddesine göre ispat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir. Davacı, dava dilekçesi ile taraflar arasında imzalanan sözleşmeye delil olarak dayanmış ancak sözleşmeyi dosyaya ibraz etmemiştir.Mahkememizce taraf ticari defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş, bilirkişi tarafından davacı taraf defterleri üzerinde inceleme yapılarak rapor sunulmuşsa da, davacı defterleri tek başına alacağın varlığını ve taraflar arasında davacının iddia ettiği şekilde bir akdi ilişki olduğunu ispat için yeterli değildir. Defter ibraz tarihinde değişikliğe uğramamış 6100 sayılı HMK’nun 222. Maddesi gereği davalının defterlerini ibraz etmemiş olması davacı lehine hüküm doğurmayacaktır. Yukarıda yapılan açıklamalar dikkate alındığında, davacı davalı ile arasında iddia ettiği şekilde mal alımına ilişkin akdi ilişki olduğunu ispat edememiş, ispat edilemeyen davanın reddine dair …”gerekçesi ile, Davanın reddine karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesi ile, Mahkemece “davacı, davalı ile arasında iddia ettiği şekilde mal alımına ilişkin akdi ilişki olduğunu ispat edememiş” denilerek davanın reddine karar verildiğini, ancak kararın hatalı ve eksik incelemeye dayalı olduğunu, Dava dilekçesinde detaylı olarak açıklandığı üzere takip konusu borç müvekkili iş ortaklığı ile davalı şirket arasında mal alım satımından kaynaklanmakta olduğu, müvekkili şirket ile davalı arasında 31.03.2017 tarihinde sözleşme imzalandığı ve bu kapsamda 6500 m2 dış cephe kaplaması alımına karar verildiği, daha sonra karşılıklı mutabakat ile ürün miktarı 5.155 m2’ye sözleşme bedeli ise 1.150.000,00-TL’ye düşürüldüğünü, imzalanan sözleşme gereği müvekkili tarafından ödeme yapılmış ancak davalı şirket sözleşme gereğince üzerine düşen edimi yerine getirmemiş ve son mal teslim günü olan 15.09.215 tarihinde eksik kalan 420 m2 ürünün teslimini gerçekleştirmediğini, Davalı şirket ile yapılan görüşmelerin de sonuçsuz kalmasının akabinde gönderilen Beyoğlu …. Noterliği’nin 03.01.2017 tarih, … yevmiye nolu ihtarı ile bu hususlar belirtilerek davalı şirketin temerrüde düşmesi sebebi ile müvekkili iş ortaklığı adına edimin ifasından vazgeçtiğimiz ve kendilerine fazladan ödenen 93.731,00-TL’nin iadesi ihtaren talep edildiği, davalı tarafça verilen sürede hiç bir işlem yapılmaması üzerine davaya konu icra takibi başlatıldığı ve davalının haksız itirazı üzerine işbu dava açıldığını, Mahkemece davalı ile arasında iddia ettiği şekilde mal alımına ilişkin akdi ilişki olduğunu ispat edememiş gerekçesiyle davanın reddedilmesi hatalı olduğu, zira davalı taraf davaya cevap vermediği, icra dosyasına yapmış olduğu itirazda da taraflar arasında mevcut sözleşmeye itiraz etmediğini, ticari defterler üzerinde yapılan incelemede müvekkili şirketin davalıdan alacaklı olduğu açıkça tespit edildiğini, davalı yan ticari defterlerini ibraz etmediği gibi, tanzim edilen bilirkişi raporuna da herhangi bir itirazda bulunmadığını, dolayısıyla taraflar arasında imzalanan sözleşmenin varlığı hususunda herhangi bir tartışma bulunmadığını, Dava dilekçesinde taraflar arasında imzalanan sözleşmeye delil olarak dayanıldığı, bir örneği ekte sunulan dilekçe ve faturalardan anlaşılacağı üzere müvekkili şirketin davalı ile aralarında ticari ilişki bulunduğu ve müvekkilinin davalıdan alacaklı olduğu, müvekkilinin ticari defterlerinde yapılan incelemede bilirkişi tarafından bu hukuki ilişkinin ve alacağın görülmemiş olması mümkün olmadığını, kaldı ki sözleşme ve sair hususlarda bir eksiklik olduğu düşünülüyor ise öncelikle mahkemece bu eksiklik tamamlattırılması gerektiğini, ancak mahkemece bu hususta bir değerlendirme yapılmamış eksik incelemeye dayalı olarak davanın reddi yönünde karar verildiğini,İleri sürerek istinaf başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararının istinaf incelemesi sonucunda kaldırılmasına, davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, Beyoğlu … Noterliğinin 03/01/2017 tarih ve … Yevmiye No.lu ihtarına konu alacağın tahsili talebiyle başlatılan icra takibine itiraz üzerine açılan itirazın iptali davasıdır.Mahkemece, yukarıdaki gerekçeyle davanın reddine karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Davacı … SAN.VE TİC.A.Ş. – … A.Ş. İŞ ORTAKLIĞI ‘nın adi ortaklık statüsünde olduğu, 6098 sayılı TBK’nın 620 vd. maddelerinde düzenlenen adi ortaklığın tüzel kişiliği bulunmadığından taraf ehliyeti de OLMASADA davacı iş ortaklığında iş ortaklığını oluşturan her iki şirketin ünvanının da yazılı olduğu, davacıya ait vekaletin de iş ortaklığını oluşturan her iki şirket tarafından verildiği gözetildiğinde davacının taraf sıfatının ve aktif dava ehliyetinin olduğu tesbit edilmekle esas yönünden istinaf incelemesi yapılmıştır.Davacı dava dilekçesi ile, davacı vekili, davalı ile müvekkili arasında 31.03.2017 tarihli sözleşme imzalandığını, sözleşme kapsamında 6500 m2 dış cephe kaplaması alınmasına karar verildiğini daha sonra varılan mutabakat gereği ürün miktarının 5.155m2 ‘ye sözleşme bedelinin ise 1.150.000 TL’ye düşürülmesine karar verildiğini, davalı yana 1.150.000 TL ödeme yapıldığını ancak teslim gününde davalının eksik kalan 420 m2 ürünün tesliminin sağlanmadığını iddia edip teslim edilmeyen ürünün bedelinin tahsili talebiyle icra takibi başlatıldığını, davalı borçlunun itirazı üzerine itirazın iptali davası açtığını belirtip davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Davalı icra dosyasına verdiği itiraz dilekçesinde, alacaklıya herhangi bir borcu olmadığını belirtip asıl alacak ve ferilerine itiraz etmiştir.Davalı davaya cevap vermemiş ve münkir sayılmıştır.Davacı delil listesinde delil olarak, taraflar arasında akdedilen sözleşme,icra dosyası, kat ihtarı ve sair deliller olarak delil bildirmiş olup dava dilekçesi ekinde bildirdiği sözleşmeyi ibraz etmediği, icra dosyasın da da sözleşmenin ibraz edilmediği, mahkemece 19/09/2018 tarihinde yapılan ön inceleme duruşmasının 2 nolu ara kararı ile taraflara dayandıkları ve ibraz etmedikleri delillerini ibraz etmeleri için 2 haftalık kesin süre verildiği halde davacı tarafça verilen süre içerisinde delil ibraz etmediği, mahkemece alınan bilirkişi raporunun inceleme ve değerlendirme bölümünün 3.cü maddesinde dava dilekçesinde taraflar arasında 31/03/2017 tarihli sözleşme akdedildiği belirtildiği halde sözleşme örneğine dosya içerisinde rastlanmadığının belirtildiği, raporun davacı vekiline 01/04/2019 tarihinde tebliğ edilmesine rağmen rapora karşı davacı tarafça beyanda bulunulmadığı, bilirkişi raporunda da dosyaya sunulmadığı belirtilen taraflar arasındaki sözleşmenin yargılama aşamasında dosyaya ibraz edilmediği anlaşılmıştır.Davacı vekili istinaf dilekçesi ekinde taraflar arasındaki ÜRÜN SATIŞ SÖZLEŞMESİ başlıklı sözleşmeyi ve davalı tarafından kesilen irsaliye faturalarını ibraz etmiş ise de, HMK. 357/1-son cümlede belirtildiği üzere ilk derece mahkemesinde ileri sürülmeyen iddia ve savunmalar dinlenemez ve yeni delillere dayanılamaz hükmü uyarınca davacı vekilinin ilk derece mahkemesine yargılama aşamasında ibraz etmediği sözleşme ve faturalar HMK. 357/1-son cümle gereği dairemizce değerlendirilmemiştir.Mahkeme gerekçesi yerinde görülmekle beraber iddiaya görede; TBK.’nın 207. maddesinin ikinci fıkrasında da asıl olanın peşin satış olduğu düzenlenmiştir. Peşin satışta mal ve bedel aynı anda ödenir. Buna göre davacının malları teslim aldığının kabulü gerekir. Taraflar arasında ki satış sözleşmesi uyarınca ödeme yaptığı halde malları teslim almadığını iddia eden davacının, bu yöndeki iddiasını HMK 200 maddesi uyarınca usulüne uygun delillerle kanıtlaması gerekmektedir. Davacının bu yönde delil ibraz etmediği gibi davacı delilleri arasında yemin delilininde olmadığı ve davacı tarafın ödeme yapıldığı halde mal teslimi yapılmadığı iddiasının ispat edilemediği görülmekle, yukarıdaki gerekçeyle İDM.ce davanın reddine yönelik verilen kararda mahkeme gerekçesi ve tespitinin dosya kapsamına uygun olduğu Dairemizce belirlendiğinden, davacı vekilinin istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir. Sonuç itibariyle, dosya kapsamı, ilk derece mahkemesinin gerekçesi ve istinaf sebepleri gözetildiğinde; mahkeme kararı usul ve yasaya uygun bulunduğundan, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesine göre esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan 162,10.TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 59,30.TL istinaf karar harcı istinaf eden tarafından peşin olarak yatırıldığından, yeniden harç alınmasına yer olmadığına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden üzerinde bırakılmasına, 5-Karar kesinleştiğinde ve talep halinde artan gider avansı varsa avansı yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’ nın 361/1. maddesi gereğince kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay’ da temyiz yolu açık olmak üzere 10/06/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.