Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2021/472 E. 2021/891 K. 10.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2021/472 Esas
KARAR NO : 2021/891 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL 20. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI : 2019/782 Esas – 2020/660 Karar
TARİH: 08/12/2020
DAVA: Menfi Tespit
KARAR TARİHİ: 10/06/2021
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkili ile davalı arasında iş ilişkisi bulunduğunu, müvekkilinin evvelce sigortalı olarak çalıştığını, kullandığı aracın kaza yapması …işkin açtığı Bursa 7. İş Mahkemesinin 2017/467 esas sayılı dosyasının derdest olduğunu, söz konusu teminat senedinin İstanbul … İcra Müd.’nün … esas sayılı dosyasında takibe konulduğunu, müvekkili ile kefili aleyhine kambiyo senetlerine özgü icra takibi başlatıldığını, davalı şirketin, işe girerken imzalatılan zorunlu evraklar arasında müvekiline “görevin esnasında araç kullanacaksın, yalnızca garanti amacıyla imzalatıyoruz” diyerek yazılı olmayan senet evrakını imzalattığını, müvekkil…arihli ihtarnamesinde müvekkilinden alınan teminat sen…rçlu olmadığının tespitine, davalının kötüniyetli olarak yaptığı takip nedeniyle %20’den aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesi ile, teminat senedi ve menfi tespit davasına ilişkin olarak mahkemenin görevsiz olduğunu, taraflar arasında acentelik sözleşmesi bulunduğunu, TTK’nun 4.ve 5.maddeleri gereğince görevli mahkemenin Ticaret Mahkemeleri olduğunu, ta…le İstanbul Ticaret Mahkemelerinin yetkili olduğunu, takibe konu senedin teminat senedi olduğu iddiasının gerçeğe aykırı ve kötüniyetli olduğunu belirterek, davanın reddini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ:İlk Derece Mahkemesi 08/12/2020 tarih 2019/782 Esas – 2020/660 Karar sayılı kararında;” dava 09/12/2016 düzenleme, 09/01/2017 vade tarihli, 40.000 USD bedel…espit davasıdır. Dosyada fotokopisi bulunan senedin incelemesinde; 09/12/2016 düzenleme, 09/01/2017 vade tarihli, 40.000 USD bedelli, keşideci …, aval olarak …, lehdar olarak … ve … Tic A.Ş’nin olduğu, senette nakden kaydının bulunduğu anlaşılmıştır. Davanın Bursa İş Mahkemesinde açıldığı, Bursa 8. İş Mahkemesinin 2018/55 E. 2018/588 K. Sayılı ilamı ile; taraflar arasındaki uyuşmazlığın acentelik sözleşmesinden kaynaklandığı gerekçesi ile Bursa Asliy… Sayılı ilamı ile; acentelik sözleşmesinde İstanbul Mahkemeleri yetkili mahkeme olarak belirlendiğinden yetkisizlik kararı verilerek dosyanın İstanbul Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine kararı verildiği, dosyanın Mahkememiz esasına kaydedildiği anlaşılmıştır.Bursa 7. İş Mahkemesinin 2017/467 E. Sayılı dosyasında davac…acı ile davalı arasında hizmet akdine dayalı iş ilişkisinin bulunmaması, davacının davalı şirket acentesi olması nedeniyle Asliye Ticaret Mahkemesinin görevli o…daki ilişkinin iş sözleşmesine dayandığı, işçilik alacakları yönünden İş Mahke…9. Hukuk Dairesinin 2019/3800 E. 2020/684 K. Sayılı ilamı ile; “Davacının 18/09/2014-30/11/2014 tarihleri arasında davalı işverenlik nezdindeki çalışmalarının Kuruma bildiriminin yapıldığı, muvazzaalı olduğu iddia edilen acenta ve alt kira sözleşmelerinin 29/11/2014 tarihinde imzalandığı, acentalık sözleşmesinde acentede kullanılacak …lduğunun anlaşıldığı, bu durumda dava dilekçesi içeriği ve davacı asilin beyanları birlikte değerlendirildiğinde taraflar arasındaki acenta sözleşmesinin muvazzaalı olabileceği, dolayısıyla davaya bakma görevinin de İş Mahkemesine ait olduğu anlaşıldığından ilk derece Ticaret Mahkemesinin göreve ilişkin kararının yerinde olduğu” gerekçesiyle İş Mahkemelerinin görevli olduğuna karar verilmiştir. Davacı tarafça, davalı aleyhine açılan işçilik alacaklarına ilişkin merci tayini için Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesinin 2019/3800 E. 2020/684 K. Sayılı ilamında da belirtildiği üzere; davacı ile davalı arasındaki acentelik ilişkisinin muvazaalı olduğu, davacının 18/09/2014-30/11/2014 tarihleri arasında davalı işverenlik nezdinde çalışmasının bulunduğu, uyuşmazlığın işçi ve işveren arasındaki iş ilişkisi sebebiyle verildiği iddia edilen senetten kaynaklandığı bu durumda uyuşmazlığın çözümünde iş hukukuna ilişkin kuralların uygulanması gerektiğinden (emsal nitelikte Yargıtay 19. HD’nin 2014/11745 Esas-2014/13018 Karar sayılı…i işçiler ile işveren veya işveren vekilleri arasında, iş ilişkisi nedeniyle sözleşmeden veya kanundan doğan her türlü hukuk uyuşmazlıklarına bakma görevi İş Mahkemelerine aittir.Görev itirazı yargılamanın her aşamasında ileri sürülebileceği gibi mahkemece de re’sen nazara alınarak yargılamanın her aşamasında görevsizlik kararı verilebilir…nın İstanbul İş Mahkemesi’nde görülmesi gerektiğinden, mahkememizin görevsizliğine ilişkin aşağıdaki şekilde karar verilmiştir….”gerekçesi ile, Davanın 6100 Sayılı H.M.K’nun 114/1-c ve 115/2 maddeleri gereğince dava şartı yokluğundan USULDEN REDDİ ile Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE, Görevli Mahkemenin İstanbul Nöbetçi İş Mahkemesi olduğuna, karar verilmiş ve karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesi ile, yerel mahkeme kararının hukuka aykırı olduğunu, Yerel Mahkemenin her ne kadar davacı ile müvekkili şirket arasındaki acentelik ilişkisinin muvazaalı olduğunu ve davacının davalı işverenlik nezdinde çalışmasının bulunduğunu dayanak gösterse de dayanak değerlendirmelerine ilişkin hiçbir tespit yapmadığını, varsayımlara dayanarak yapmış olduğu tespitlerle işbu kararı kurduğunu, yerel mahkemenin taraflar arasında imzalanan acentelik sözleşmesini incelemeden ve davanın esasına ilişkin hiçbir değerlendirme yapmadan dosya üzerinden yaptığı incelemede taraflar arasında işçi-işveren ilişkisi olduğuna kanaat getirdiğini, Davacılar ile müvekkili şirket arasında dosyada mübrez olduğu üzere acentelik sözleşmesinin imzalanmış olup aralarında acentelik ilişkisi bulunduğunu, dava konusu uyuşmazlığın da taraflar arasındaki ticari ilişkiden doğduğunu, davacı akdedilen acentelik sözleşmesi gereği bağımsız tacir sıfatı taşımakta olup ticari bir sözleşmeden kaynaklı menfi tespit davasının İş Mahkemelerinde görülmesinin mümkün olmadığını, müvekkili şirket aleyhine acenteler tarafından açılan başka birtakım davaların da Asliye Ticaret Mahkemelerinde görüldüğünü, (Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2012/10953 E., 2012/14137 K.)Davada Asliye Ticaret Mahkemelerinin görevli olduğunu, İleri sürerek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasını, Ticaret Mahkemelerinin görevli olduğuna karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, bonodan dolayı borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir.Davacı vekili davaya konu bononun iş sözleşmesi ile davalı işyerinde çalışmaya başlayan müvekkili tarafından teminat amaçlı olarak verildiğini ileri sürmektedir.İlgili takip dosyas…16, vadi tarihinin 09//1/2017 olduğu görülmüştür.Bursa 8. İş Mahkemesince davacı …’ın SGK ve vergi kayıtları dosya içine getirtilmiştir. Söz konusu SGK kayıtlarından davacı …’ın 18/09/2014 tarihli işe giriş bildirgesi ile davalı işyerinde çalışmaya başladığı, 28/02/2017 tarihinde ayrıldığı, yine dosya içine gelen vergi kaydından davacı …’ın 12/04/2018 tarihli vergi kaydı ile işyeri açtığı anlaşılmıştır.Dosyadaki tüm belge ve bilgilere, SGK ve Vergi kaydına göre, davaya konu bononun düzenlenme tarihinde davacı …’ın, davalı işyerinde işçi olarak çalıştığı, davacının davaya konu bononun işçi işver…uğu anlaşılmakla davalı vekilinin istinaf sebepleri yerinde değildir.Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahke…saya uygun olup kamu düzenine aykırılık da görülmediğinden, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’ nın 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan 162,10.TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 59,30.TL istinaf karar harcının davalı tarafından peşin olarak yatırıldığından yeniden alınmasına yer olmadığına, yatırılan harcın hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa talep halinde yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 10/06/2021 tarihinde HMK’nın 362/1-c maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.