Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2021/469 E. 2021/464 K. 01.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/469 Esas
KARAR NO: 2021/464 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 17/11/2020
NUMARASI: 2020/806 Esas 2020/694 Karar
DAVANIN KONUSU: Alacak (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 01/04/2021
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFIN İDDİASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkillinin … A.Ş.’ den 03/01/2000 hesap açılış tarihli, İzmit Şubesi müşterisi olduğunu, müvekkilinin söz konusu kurumda mevduat alacığının olduğunu ancak anılan kurumun tasfiye haline girdiğini ve müvekkilinin alacağının ödenmediğini, geçen zaman içinde müvekkiline çağrı geldiğini, belirli bir ve saat verildiğini, müvekkilinin belirtilen gün ve saatte hazır olduğunu, davalı kurum ile alacağının temliki sözleşmesi yapıldığını, davalı tarafın belirli ödemeleri yaptığını, ancak ödemeyi taahhüt ettiği diğer aylara ilişkin ödemeye yapmadığından dolayı 240 USD ve 906,52 Euro bedellerinin müvekkiline ödenmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıdan alınarak müvekkiline ödenmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 17/11/2020 tarih ve 2020/806 Esas – 2020/694 Karar sayılı kararında; “Yukarıda anılan içtihatlar uyarınca; iş bu davanın davacı ile davalı arasında imzalanan temlik sözleşmesine dayandığı, davacının tacir olmadığı gibi davanın da mutlak ticari davalardan olmadığı göz önüne alınarak Mahkememizin görevsizliğine…”gerekçesi ile, 1-Davanın HMK 114/1-c maddesi gereğince mahkememizin görevsizliği nedeniyle USULDEN REDDİNE, 2-HMK nun 20. Maddesine göre kararın kesinleşmesinden itibaren iki haftalık süre içinde müracaat halinde dosyanın yetkili ve görevli Bakırköy Nöbetçi ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE gönderilmesine, aksi halde aynı madde gereğince DAVANIN AÇILMAMIŞ SAYILMASINA KARAR VERİLMESİNE, karar verilmiş ve karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesi ile, İlk derece mahkemesi kararının eksik incelemeye dayalı ve yasal dayanaktan yoksun olduğunu, İş bu davada görevli mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunu, İş bu davanın müvekkili şirket ile davacı taraf arasında yapılan sözleşmeden kaynaklanan alacak davası olduğunu, ihtilaf konusu sözleşme ve iş bu sözleşmenin ifası tacir olan müvekkilinin ticari işletmesi ile ilgili olup, ticari iş niteliğinde olduğunu, bu çerçevede; TTK ’nun 19. maddesi uyarınca taraflardan biri için ticari iş niteliğinde olan bir iş/sözleşme diğer taraf için de ticari iş sayılacağından, iş bu uyuşmazlığa bakmakla görevli Mahkeme, TTK ’nun 4. ve 5. maddeleri gereğince Ticaret Mahkemesi olduğunu, TTK 4/1-f bendinde, “ Bankalara, diğer kredi kuruluşlarına, finansal kurumlara ve ödünç para ilişkin düzenlemelerde öngörülen hususlardan doğan davalar ticari dava sayılır. ” hükmü bulunmakta olduğunu, Görülmekte olan davada, dava konusu uyuşmazlık dava dışı Tasfiye Halinde … A.Ş. nezdindeki davacı hesabının müvekkili şirkete temlikine ilişkin sözleşmeden doğmaktadır. Dolayısıyla dava konusu iş niteliği itibarıyla TTK ’nun 4/1-f bendi kapsamında kalmakta ve davaya bakmak Ticaret Mahkemesinin görevi dâhilinde olduğunu, (Yargıtay 20.HD. 2018/3018 E., 2018/4835 K. sayılı, 25.06.2018 tarihli kararı, Yargıtay 19.HD. 2016/17275 E., 2018/1741 K. sayılı kararı, İstanbul BAM 37.HD. ’nin 2018/1862 E., 2019/393 K. Sayılı kararı, İstanbul BAM 16.HD. ’nin 2020/1100 E., 2020/1219 K. Sayılı kararı, İstanbul BAM 14.HD. ’nin 2019/1898 E., 2019/1620 K. Sayılı kararı) Sunulan emsal Yargıtay ve BAM ilamları uyarınca davanın tarafları arasındaki uyuşmazlık ticari dava niteliğinde olduğu ve uyuşmazlığın, Bakırköy 4.Asliye Ticaret Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmekte olduğunu, Yargıtay ’ın ve BAM ‘nin Yargı Yeri Belirlenmesine dair güncel kararları da bu yönde olduğunu, İleri sürerek istinaf başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararının istinaf incelemesi sonucunda kaldırılmasına,Bakırköy 4.Asliye Ticaret Mahkemesinin yargı yeri olarak belirlenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava; davacı ile davalı arasında düzenlenen, borcun üstlenilmesi/nakli sözleşmesinden kaynaklanan alacağa ilişkindir. Mahkemece, Davanın HMK 114/1-c maddesi gereğince mahkemenin görevsizliği nedeniyle usulden reddine, dosyanın yetkili ve görevli Bakırköy Nöbetçi ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE gönderilmesine, karar verilmiş ve karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Davacı ile davalı şirket arasında arasında 19.01.2011 tarihinde ”ALACAĞIN TEMLİKİ,SULH,İBRA VE FERAGAT” başlıklı sözleşme imzalandığı görülmüştür. 6102 Sayılı TTK.’ nun 3.maddesinde bu kanunda düzenlenen hususlarla bir ticari işletmeyi ilgilendiren bütün işlem ve fiillerin ticari işlerden olduğu belirtilmiş, aynı kanunun 4.maddesinde ise ticari dava ve işler sayılmıştır. Somut olayda, davacı tarafın temlik sözleşmesine konu yaptığı alacağın borçlusu durumundaki tasfiye halindeki … A.Ş. bu davada taraf olmadığı gibi uyuşmazlık konusu alacak da doğrudan doğruya davalının ticari işletmesiyle ilgili değildir. Davacı tacir olmadığı gibi eldeki davada Ticaret Kanunununda düzenlenen mutlak ticari davalardan değildir. Uyuşmazlık temlik sözleşmesinden kaynaklanmakta olup uyuşmazlığın çözümünde 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 183.vd. maddeleri uygulanacağından uyuşmazlığın Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir.(Yargıtay11.HD.nin 04.04.2016 tarih ve 2015 /14950 Esas – 2016/3539 Karar sayılı; 13.H.D.nin 22.02.2017 tarih ve 2015/15096- 2017/2181 kar.sayılı ilamı ve HGK nun 2017/11-2630 esas ,2019/328 karar sayılı ve 21/03/2019 tarihli emsal ilamı aynı yöndedir.) Konuya ilişkin olmak üzere Yargıtay Hukuk Daireleri arasında çelişkili kararlar mevcut ise de Dairemizce de benimsenen yukarıda açıklanan hukuki görüş ve bu görüşü destekleyen HGK kararı gözetildiğinde, ilk derece mahkemesince verilen görevsizlik kararında yasa ve usule aykırılık bulunmadığı gibi kamu düzenine aykırılık da görülmediğinden; davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesi uyarınca esastan reddi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden davacı tarafından yatırılan 162,10.TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 59,30 TL istinaf karar harcı istinaf eden tarafından peşin olarak yatırıldığından, yeniden harç alınmasına yer olmadığını, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa talep halinde avansı yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 01/04/2021 tarihinde HMK’nın 362/1-c maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.