Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2021/451 E. 2021/478 K. 01.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/451
KARAR NO: 2021/478
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARI VEREN
MAHKEME: İSTANBUL ANADOLU 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 14/10/2020 ( İhtiyati Tedbir Talebinin Reddine İlişkin Karar )
DOSYA NUMARASI: 2020/289 D. İş – 2020/289 Karar
TALEP: İhtiyati Tedbir
KARAR TARİHİ: 01/04/2021
İlk Derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: İhtiyati tedbir talep edenler vekili, talep dilekçesinde özetle; davalı şirketin müvekkillerinin de ortak olduğu bir aile şirketi olduğunu; şirket ortaklık paylarının toplam 420 hisseden oluştuğunu; müvekkillerinin 140/420 hisse sahibi olduklarını; müvekkilleri dışında bir kısım kurucu ortak kardeşlerin vefatı ile yeni ortakların şirket yönetimine dahil edildiğini; şirketin iki yıla yakın zamandır iştigal alanından uzaklaşarak faaliyet gösterdiğini; ihtarname ile şirket mallarının yok pahası satılmasını engellemek için girişimlerde bulunduğunu; ancak, malların bu şekilde satılmasına engel olamadıklarını, azınlık haklarının korunması ve şirketin resmi tasfiye sürecine girmesi için açılacak davalara esas olmak üzere talepte bulunduklarını belirterek, telafisi mümkün olmayan zararların önlenmesi, var olan hakların korunması amacıyla karşı taraf … üzerinde kayıtlı taşınmazların 3. şahıslara temliklerinin önlenmesi için tapu kayıtlarına teminatsız ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 14/10/2020 tarih ve 2020/289 D. İş – 2020/289 Karar sayılı kararı ile; ” …Talep; ihtiyati tedbir istemine; ilişkindir. Amaç bakımından ihtiyati tedbir, aynı uyuşmazlık konusu olan taşınır veya taşınmaz malların devrinin önlenmesi, dava sonuna kadar aynen muhafaza edilmesi veya bir tehlike yahut zararın önlenmesi amacıyla HMK’nın 389 vd. maddelerinde öngörülen durumlarda başvurulan bir yoldur. Somut uyuşmazlıkta; dosya içerisinde yaklaşık ispata yeter delilin bulunmadığı, tedbire konu taşınmazların uyuşmazlığın konusunu teşkil etmediği, talebin şirketin yönetimi ve temsiline ilişkin olmadığı, dava sonucu ile ulaşılmak istenen amacın ihtiyati tedbir ile elde edilemeyeceği anlaşıldığından açıklanan gerekçeler ile aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir…. ” gerekçeleri ile; ” 1-Yasal koşulları bulunmayan ihtiyati haciz isteminin reddine, … ” karar verilmiş ve verilen karara karşı, ihtiyati tedbir talep edenler vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: İhtiyati tedbir talep edenler vekili istinaf dilekçesinde özetle; İhtiyati tedbir talebi istemleri mahkemece red edilmiş ise de, müvekkillerinin telafisi mümkün olmayan zararlarının ve azınlık haklarının korunması adına taleplerinin haklı ve yasal olduğunu, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi’nin 2020/848 Esas 2020/983 Karar sayılı yeni çıkmış kararı ile taraf şekli, konu, istemi, her şeyi ile aynı olan lehlerine ayrıntılı bir karar verildiğini belirterek, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi’nin 2020/848 E – 2020/983 Karar sayılı kararı da göz önüne alınarak İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Talep, ihtiyati tedbir talebinin reddine dair verilen mahkeme ara kararının kaldırılması istemine ilişkindir. Talepte bulunan tarafça, davalı şirketin müvekkillerinin de ortak olduğu bir aile şirketi olduğu, şirketin iki yıla yakın zamandır iştigal alanından uzaklaşarak faaliyet gösterdiği, ihtarname ile şirket mallarının yok pahası satılmasını engellemek için girişimlerde bulunduğu, ancak, malların satılmasına engel olamadıkları, azınlık haklarının korunması ve şirketin resmi tasfiye sürecine girmesi için açılacak davalara esas olmak üzere talepte bulundukları beyan edilerek, karşı taraf şirket adına kayıtlı taşınmazların 3. şahıslara temliklerinin önlenmesi için ihtiyati tedbir kararı verilmesi talep edilmiştir. HMK’nın 389. maddesi uyarınca, “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme sebebiyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyat tedbir kararı verilebilir “. Aynı Kanun’un 390/3 maddesi,” Tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkca belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır” düzenlemesini içermektedir. Talepte bulunan tarafça henüz bir dava açılmadan önce talepte bulunulmuş olup, tedbir talebine dayanak olarak ileri sürülen iddiaların yargılamayı gerektirdiği, ihtiyati tedbir kararı verilebilmesi için gerekli olan yaklaşık ispat şartının talep tarihi itibarı ile gerçekleşmediği, koşullarının oluşması halinde her zaman talepte bulunulabileceği, bir örneği ibraz edilen İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi’nin 2020/848 Esas 2020/983 Karar sayılı kararının bu dosyadaki talep yönünden emsal teşkil etmediği, dolayısıyla mahkemece talebin reddine karar verilmesinin usul ve yasaya uygun olduğu anlaşılmaktadır. Sonuç olarak, dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığından, ihtiyati tedbir isteyenlerin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılmıştır.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-İhtiyati tedbir isteyenlerin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’ nın 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf edenler tarafından yatırılan 148,60.TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 59,30 TL istinaf karar harcından, istinaf edenler tarafından yatırılan 54,40 TL’nin mahsubu ile bakiye 4,9 TL’nin ihtiyati tedbir talep edenlerden tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep edenler üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa talep halinde yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 01/04/2021 tarihinde HMK’nın 362/1-f maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.