Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2021/446 E. 2021/463 K. 01.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/446 Esas
KARAR NO : 2021/463 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 17. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 20/01/2021
NUMARASI : 2020/68 ESAS
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Gemi Ve Yük Alacaklılığından Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 01/04/2021
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü … E. sayılı icra takibine yapılan haksız itirazın iptaliyle, takibin asıl alacak üzerinden devamına karar verilmesini, borçlu şirketin alacağın tahsilini geciktirmek amacıyla haksız ve kötü niyetli olarak borca itiraz etmiş olduğundan, asıl alacağın %20’sinden az olmamak kaydıyla aleyhinde icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama sonunca müvekkil şirketin hak kaybına uğramaması açısından öncelikli talebimiz borçlu şirketin malvarlığı üzerinde ihtiyati haciz kararı verilmesini, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davalı şahsa tahmil edilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesi ile, işbu haksız davanın reddine, takibin iptaline, ihtiyati haczin kaldırılmasına, müvekkilince İstanbul …. İcra Müdürlüğü … E. Sayılı dosyaya ödenen paranın müvekkiline iadesine, davacı aleyhine %20’de az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini etmiştir. İhtiyati haciz talep eden vekilinin talebi üzerine dosya incelenerek mahkemenin 2019/174 D.iş, 2019/174 Karar sayılı 17/12/2019 tarihli kararı ile; “Talep edenin talebinin KABULÜ ile 64.108,74 TL yakıt alacağı ile sınırlı olmak üzere … IMO numaralı, Türk bayraklı … ismli geminin ihtiyaten haczine” karar verildiği, karara karşı davalı tarafından itiraz başvurusunda bulunulmuştur.İhtiyati hacze itiraz eden vekili 02/06/2020 tarihli dilekçesi ile, ihtiyati haciz kararı nedeniyle müvekkiline ait … isimli gemi üzerine ihtiyati haciz işlenmişse de borç ve dayanağına ilişkin ödeme emri ve dayanak belgelerin müvekkili şirkete tebliğ edilmediğini ve takibin kesinleşmediğini, davacı tarafından aynı borç nedeniyle başlatılan İstanbul …. İcra Müdürlüğü … E sayılı dosyası ile başlatılan takibin müvekkilinin itirazı üzerine durduğunu, alacak yargılamayı gerektirir hale geldiğinden takip konusu borç nedeniyle ayrıca bir ihtiyati haciz kararı verilemeyeceğini, dayanak faturaların alacaklısının … A.Ş. olup davacının fatura nedeniyle alacaklı olduğunu ispat etmekle yükümlü olduğundan ispat koşulunun da gerçekleşmediğini, mahkemenin 2019/174 D.İş sayılı 17.12.2019 tarihinde ihtiyati haciz kararı verdiğini, davacının müvekkili ile herhangi bir cari hesap ilişkisi bulunmamakta olup faturalar nedeniyle alacaklı sıfatına haiz olmayan davacı lehine ihtiyati haciz kararı verilmesinin yasa ve usule aykırı olduğunu bu nedenlerle ihtiyati haciz kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ:İlk Derece Mahkemesi 20/01/2021 tarih ve 2020/68 Esas sayılı ara kararında;”….Tüm dosya kapsamı itibariyle, Mahkememizce 17/12/2019 tarihinde …-1 isimli geminin TTK ‘nın 1352,1362. Maddeleri gereğince 64.108,74 TL. alacak ile sınırlı kalmak üzere ihtiyaten haczine karar verildiği, her ne kadar ihtiyati hacze itiraz eden tarafından borcunun bulunmadığı belirtmiş ise de, ihtiyati haciz kararı verilmesi açısından mahkemede alacağın varlığı için yaklaşık kanaat oluşmasının yeterli olduğu, ihtiyati haciz şartları arasında teminat altına alınmamış muaccel bir para alacağının olması gerektiği, talep eden tarafından dosyaya sunulan tüm yakıt faturaları ve söz konusu faturalara ilişkin yakıtların gemiye teslimine dair belgeler değerlendirildiğinde, davacı tarafın talebinin para alacağı olduğu, para alacağının muaccel hale geldiği ve rehinle teminat altına alınmadığı, dosya kapsamında yaklaşık ispat şartının gerçekleştiği anlaşıldığından ihtiyati hacze itirazın İİK ‘nın 265. Maddesi gereğince reddine karar verilmesi gerekmiş …”gerekçesi ile, İhtiyati haciz kararına itirazın reddine, karar verilmiş ve karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesi ile, İhtiyati haciz talep eden davacının talep dayanağı faturaların alacaklısı olmayıp dava ve takip ehliyeti bulunmadığını, Davacı tarafından gerek ihtiyati hacze, gerek itiraza konu İstanbul Anadolu …. İcra Müdürlüğü … E. İcra dosyasına dayanak olarak dava dışı … A.Ş. tarafından tanzim edilen 20.06.2019 tarihli 35.708,12-TL tutarlı fatura ve 09.07.2019 tarihli 38.400,62-TL tutarlı iki adet fatura gösterilmiştir. İcra takibine konu alacağa dayanak gösterilen faturalar ve teslim belgeleri incelendiğinde fatura alacaklısının … A.Ş. olduğu, sevk irsaliyelerinin ise … A.Ş. tarafından mühürlendiğini, Davacının, … A.Ş. ile ticari ilişkisi bulunduğundan bahisle fatura ve cari hesap nedeniyle alacağı olduğunu iddia etmişse de davacının alacaklı Petrol Ofisi tarafından, müvekkil adına düzenlenen faturalar nedeniyle, davacı ve dava dışı … arasındaki ticari ilişkiye dayanarak müvekkiline husumet yöneltmesi hukuka aykırı olup davacının aktif dava/takip ehliyeti bulunmadığını, müvekkili ile davacı arasında herhangi bir cari hesap veya ticari ilişki bulunmadığını, müvekkili şirket, davacının anlaşmalı müşterisi olmadığı gibi davacı ve … arasındaki ticari ilişkinin tarafı da olmadığını, İcra İflas Kanunu’nun “ihtiyati haciz şartları” başlıklı 257 maddesi; Madde 257: “Rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklariyle diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir.” hükmüne amir olduğunu, Vadesi gelmiş bir para borcunun ihtiyati haczini talep eden tarafın öncelikle alacaklı sıfatına haiz olması ve bu sıfatını ispat etmesi, yine akdi ilişkinin faturayı tanzim eden tarafından ispat edilmesi zorunlu olduğu, davacı tarafından ne icra takibi dosyasında ne de ihtiyati haciz talebine takip konusu faturalar nedeniyle alacaklı olduğunu gösteren temlik sözleşmesi, temsil belgesi gibi hiçbir belge sunulmadığı, devam eden yargılamada yapılan bilirkişi inceleme gün ve saatinde davacı tarafından alacağın varlığına ilişkin ticari defterleri sunulmadığı gibi 06/10/2020 tarihli bilirkişi teslim tutanağında görüleceği üzere, davacı vekili bizzat “Ticari defter sunmadık, 2004/1 ÖTV kanunu gereğince ilgili faturalardaki bedeller ticari defterlerimizde zaten gözükmeyecektir, uyuşmazlığa konu olmadığından defterlerimizi sunmadık.” şeklinde beyan ile alacaklı sıfatına haiz olmayan davacının ticari defterlerinde faturaların ve ilgili alacak kayıtlarının bulunmadığını da kabul ettiğini, Taraf ve husumet ehliyeti ise bir dava şartı olup öncelikle incelenmelisi gerektiğini, 6100 sayılı HMK “Dava şartları” başlıklı 114/d maddesi ile tarafların, taraf ve dava ehliyetine sahip olmaları; kanuni temsilin söz konusu olduğu hâllerde, temsilcinin gerekli niteliğe , dava takip yetkisine sahip bulunması dava şartı olarak belirlendiği, HMK.nun 115. Maddesi uyarınca mahkeme, dava şartlarının incelenmesinde, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştıracağını, taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebileceğini, Mahkemenin dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar vereceğini, (Yargıtay 10. H.D. E. 2018/6097 K. 2019/9704 T. 10.12.2019 tarihli ilamı, Yargıtay 13. H.D. E. 2017/2148 K. 2019/489 T. 23.1.2019 tarihli ilamı) Davacı taraf tarafından sunulmayan defterler, kayıtlarında bulunmayan faturalar ile davacının Petrol Ofisi ile ticari ilişkisi bulunduğu beyanına dayanılarak, bir temsil yetkisi verildiğine veya alacağın devredildiğine dair yorum ile ihtiyati haciz kararı verilmesi hukuka aykırı olduğunu, davacı tarafından ticari defter kayıtları sunulmadığı gibi, bu ticari ilişkiyi gösteren, faturayı tanzim eden … A.Ş. tarafından alacağın devredildiğine dair bir kabul ve beyan da bulunmadığını, açıklanan nedenle ihtiyati haciz kararının öncelikle davacının taraf sıfatı bulunmadığından reddi gerekmekte olduğunu, Davacı tarafından, dava konusu alacak nedeniyle müvekkili aleyhine İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü … E. Sayılı dosya ile takip başlatıldığını, anılan takip dosyasında takip dayanağı faturular müvekkiline tebliğ edilmediği, dosyaya sunulan faturaların takip borcu ile uyumlu olmadığı, ödeme emrinde belirtilen faturaların takip dosyasında bulunmadığı, yine faturaların alacaklısının da davacı olmadığı görülerek söz konusu faturalar nedeniyle alacaklıya borcu olmayan müvekkili tarafından yasal bir hak olarak takibe itiraz edilmiş ve takip durdurulduğunu, Davacı bu kez, yukarıda numarası verilen takibe konu aynı alacak için işbu dosyadan verilen ihtiyati haciz kararı ile İstanbul … İcra Müdürlüğü … E. Sayılı takip dosyası ile takip başlattığını, işbu takip ve ihtiyati haciz kararı nedeniyle müvekkiline ait … isimli gemi üzerine ihtiyati haciz işlenmişse de anılan takip borç ve dayanağına ilişkin ödeme emri ve dayanak belgeler müvekkili şirkete tebliğ edilmemiş takip kesinleşmediği, davacı ihtiyati haciz talebinde, aynı alacak için takip başlatıldığını, müvekkili tarafından takibe itiraz edildiğini kötü niyetli olarak bildirmemiş müvekkiline savunma hakkı tanınmadan müvekkile ait … isimli geminin ihtiyaten haczine karar verildiğini,
Davacı tarafından aynı borç nedeniyle başlatılan İstanbul …. İcra Müdürlüğü … E sayılı takip müvekkilin itirazı üzerine durmuş olup alacak yargılamayı gerektirir hale geldiğinden takip konusu borç nedeniyle ayrıca bir ihtiyati haciz kararı verilmesi yasa ve usule aykırı olduğunu, kaldı ki davacı tarafından, işbu itirazın iptali davası ikame edildiği, dava konusu takibe müvekkilince 15.11.2019 tarihinde itiraz edildiği, itiraz edilen alacak nedeniyle ihtiyati haciz kararı verilmesi, bu kararın müvekkiline ödeme emri ve ilgili karar tebliğ edilmeksizin başka bir takip ile infazı yasa ve usule aykırı olduğunu, (19. HD. 09.10.2012 T. E:10039, K:14687) İhtiyati hacze konu aynı alacak nedeniyle başlatılan İstanbul Anadolu …. İcra Müdürlüğü… E. Sayılı takibe müvekkil tarafından itiraz edildiği işbu ihtiyati haciz talebine eklenmediği, alacaklı olduğunu iddia eden davacı tarafından Mahkemeye kötü niyetli olarak bildirilmediğini, işbu durum Mahkemeye bildirilmiş olsaydı Mahkemenin alacağın varlığına ilişkin kanaatini engelleyeceğini, (19. HD. 18.09.2012 T. E:5779, K:13069, 19. HD. 29.09.2010 T. E:6817, K:1045)Müvekkilince itiraz edilen takip dosyası incelendiğinde dayanak olarak gösterilen faturalar borç miktarı ile uyumlu olmadığı gibi, fatura alacaklısının davacı olmadığı, işbu faturalardan kaynaklı alacaklı olduğuna dair başkaca bir akit veya belge sunulmadığı, dava ve takip yetkisinin de olmadığı görülecek olup alacağın varlığı sabit değil, kaldı ki müvekkilinin alacaklıdan mal kaçırma, gizleme gibi herhangi bir amacı da mevcut olmayıp ihtiyati haciz talep eden bu iddiasını da ispatlayamadığını, ( (19. HD. 15.09.2010 T. E:6468, K:9752)Mahkemenin ihtiyati haciz kararı ile İstanbul … İcra Müdürlüğü … E. Sayılı dosyadan müvekkile ait … isimli geminin seferden menine karar verilmiş olup bu karar TTK 1353/1 hükmüne aykırı olduğunu, 14.02.2011 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren 6102 sayılı TTK 1353/1. Maddesinde; “Deniz alacaklarının teminat altına alınması için, geminin sadece ihtiyati haczine karar verilebilir. Bu alacaklar için gemi üzerine ihtiyati tedbir konulması veya başka bir surette geminin seferden menedilmesi istenemez.” şeklinde olduğunu, (Aynı yönde Yargıtay 12. HD 21/10/2013/ T; 2013/23552/E; 2013/32676/K nolu kararı)Davacı tarafından ihtiyati haciz kararının icra edildiği İstanbul …. İcra Müdürlüğü … E. Sayılı dosyasından müvekkile herhangi bir ödeme emri ve dayanak ihtiyati haciz kararı tebliğ edilmediği, alacaklı tarafça İcra İflas Kanununa uygun şekilde ihtiyati haciz usulü tamamlanmamış olup takip kesinleşmediğini, müvekkili, anılan dosyadan seferden men kararının sicile bildirilmesi üzerine haberdar olduğunu, Müvekkili şirket adına kayıtlı deniz aracının seferden men edilmesi üzerine, müvekkilinin ticari işi için kullanılmasının zorunlu olması, cebri icra ve haciz baskısı altında olunması nedeniyle borcu kabul anlamına gelmemek ve ihtirazı kayıtla, alacaklıya ödenmemek üzere dosya alacağı tutarından fazla miktarda 73.743,15-TL, tarafımızca dosyaya depo edildiği, hal böyleyken ihtiyati haczin devamının hukuken yararı da ortadan kalkmış olup bu durum Yerel Mahkemece göz ardı edildiğini, İhtiyati hacze konu borçtan müvekkili sorumlu olmayıp faturaya konu yakıt da müvekkili tarafından temin edilmediğini, Müvekkili şirkete ait … gemi, müvekkili tarafından 14.01.2019 tarihinde … A.Ş.’ye kiralandığını, (Kira sözleşmesi,kira süresi bitiş tarihine gösterir karşılıklı e-posta teatisi, çıkış tutanağı dosyada mübrez olduğunu,) İşbu sözleşme 26.07.2019 tarihinde sona erdiğini, anılan kira sözleşmesinin II.KISMININ “KİRACI TARAFINDAN SAĞLANACAKLAR” başlıklı 9. Maddesi a bendinin “Kiracı, kira süresi boyunca, yakıt, su, liman, pilotaj acente, römorkör, tüm izin ve gümrük vergisi masraflarını karşılayacaktır.” hükmü uyarınca yakıt ödemeleri kiracı … A.Ş. tarafından ödeneceğini, davacı tarafından dosyaya sunulan fatura tarihlerinde yakıt temin edilen … gemisi …. tarafından kiralanmış olup ödemeler adı geçen şirkete ait olacağını, davacı tarafından sonradan sunulan, açık hesap kaydında da hesap sahibinin … A.Ş. olarak gösterildiği, tüm ödemelerin adı geçen şirket tarafından yapıldığı, bu hususta müvekkili ile davacı arasında herhangi bir cari hesap veya ticari ilişki mevcut olmadığını, (Türk Ticaret Kanunun 1122. maddesi,1124/3 maddesi) Kira sözleşmesi ve yukarıda verilen kanun hükümleri uyarınca takip konusu faturalardan kaynaklanan alacaktan müvekkil değil dava dışı kiracı … A.Ş. sorumlu olduğunu, söz konusu faturaları tanzim eden ve fatura alacaklısı olmayan davacının faturalar nedeniyle dava ve talep hakkı bulunmadığını, -İstanbul 17. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2020/68 E. sayılı 20.01.2021 tarihli ara kararının, 2 numaralı hükmü ile müvekkili aleyhine AÜTT ücret tarifesine göre 935-TL vekalet ücretine hükmedilmiş olup bu husus yasa ve usule aykırı olduğunu, yerel Mahkemenin 17.12.2019 tarihli ihtiyati haciz kararında talep eden alacaklı lehine vekalet ücretine hükmedilmiş olup bu kez itirazın reddine dair kararda talep eden lehine ikinci kez vekalet ücretine hükmedilmesi yasa ve usule aykırı olduğunu, Özetle, ihtiyati hacze konu faturaların alacaklısı olmadığından ihtiyati haciz talep edenin dava ve takip ehliyetinin bulunmadığı, eğer bir borç var ise buna ilişkin talep ve dava haklarının fatura alacaklısı olan … A.Ş.’ne ait olduğu, aynı borç ve faturalar nedeniyle müvekkil tarafından İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü … E sayılı dosyadan itiraz edildiği, takibin durduğu, alacağının varlığının tespitinin yargılamayı gerektirdiği, kabul anlamına gelmemek kaydıyla ihtiyati haciz miktarından da fazla tutarın takip dosyasına depo edildiği ve ihtiyati haczin devamının hukuki yararının ortadan kalktığı göz önüne alındığında Yerel Mahkemece ihtiyati hacze itirazın reddine dair kararı hukuka aykırı olduğunu, İleri sürerek istinaf başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkemesi ara kararının istinaf incelemesi sonucunda kaldırılmasına, müvekkiline ait gemi üzerine verilen ihtiyati haczi kararının kaldırılmasına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. İstanbul 17. Asliye Ticaret Mahkemesinin 17/12/2019 tarih ve 2019/174 D.İş. Esas- 2019/174 D.İş Karar sayılı kararı ile; “Talep edenin talebinin KABULÜ ile 64.108,74 TL yakıt alacağı ile sınırlı olmak üzere … IMO numaralı, Türk bayraklı … isimli geminin ihtiyaten haczine” karar verildiği, karara karşı taraf vekili tarafından itiraz başvurusunda bulunulmuştur.İtiraz üzerine İstanbul 17. Asliye Ticaret Mahkemesinin 17/09/2020 tarih ve 2019/174 D.İş. Esas- 2019/174 D.İş Karar sayılı ek kararı ile;ihtiyati haciz kararına itirazın reddine, karar verilmiş ve karara karşı muteriz vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İstinaf üzerine İstanbul BAM. 43 HD.’nin 10/12/2020 tarih ve 2020/2033 Esas-2020/410 Karar sayılı kararı ile; mahkemece ihtiyati hacze itirazın esas hakkında dava açılmış olmasına rağmen değişik iş dosyasında değerlendirilmesi isabetli görülmemiş ve bu nedenle İhtiyati hacze itiraz eden davalı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile İlk Derece Mahkemesi’nin kararının kaldırılarak, itirazın 2020/68 esas sayılı dosyasında usulünce değerlendirilip gerekçeli olarak karara bağlanması için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar verilmiştir. İstanbul BAM. 43 HD.’nin kararı üzerine itiraz konusunda asıl davanın açıldığı mahkemeye dosyanın gönderildiği ve İstanbul 17. Asliye Ticaret Mahkemesinin 20/01/2021 tarih ve 2020/68 Esas sayılı ara kararı ile; İhtiyati haciz kararına itirazın reddine, karar verilmiş ve karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.İhtiyati haciz kararına itirazın reddi ara kararının istinaf edilmesi üzerine dosyanın İstanbul BAM. gönderilmeden önce dosyanın karara çıktığı, 01/03/2021 tarih ve 2020/68 Esas-2021/96 Karar sayılı kararı ile; Davacının davasının kabulü ile, davalının İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasına yaptığı itirazın iptaline, takibin 64.108,74 TL asıl alacak üzerinden devamına, kabul edilen asıl alacağa takip tarihinden itibaren ticari faiz işletilmesine, Davacının icra inkar tazminatı talebinin kabulü ile 12.821,75 TL icra inkar tazmitanın davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verildiği anlaşılmıştır.Buna göre ilk derece mahkemesince davanın esası hakkında karar verilmiş olduğundan istinafa konu ara kararı yönünden istinaf incelemesi konusuz kalmıştır. Bu nedenle verilen ara kararın nihai kararla birlikte kanun yolu aşamasında değerlendirilmesi hususu saklı kalmak üzere, istinafa konu ara kararı yönünden istinaf incelemesi bu aşamada konusuz kaldığından istinaf başvurusu hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmiştir.
HÜKÜM Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalının konusu kalmayan istinaf başvurusu hakkında KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan 162,10.TL istinaf başvuru harcının hazineye gelir kaydına, 59,30.TL istinaf karar harcının talep halinde davalıya iadesine, 3-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden üzerinde bırakılmasına, 4-Artan gider avansı olması halinde yatıran tarafa iadesine, 5-Kararın ilk derece mahkemesi tarafından taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 01/04/2021 tarihinde HMK’nun 362/1-f maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.