Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2021/445 E. 2021/533 K. 16.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2021/445 Esas
KARAR NO : 2021/533 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : BAKIRKÖY 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI : 2020/479 Esas – 2020/764 Karar
TARİH: 01/12/2020
DAVA: Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 16/04/2021
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, Dava dışı …San.Ve.Tic.Ltd.Şti.’nin maliki olduğu İstanbul İli,… ilçesi,… Köyü’nde kain ve tapu sicilinde … ada … parselde kayıtlı bulunan gayrimenkulün 15.11.2012 tarihli kira sözleşmesi ile 10 yıl süreliğine müvekkili şirkete kiralandığını ve kira sözleşmesinin tapuya şerh edildiğini, anılan kira sözleşmesi uyarınca dava konusu taşınmazın her türlü kullanım hakkının 10 yıl süre ile müvekkili şirkete ait olduğunu, müvekkil şirketle davalı arasında … A.Ş Bayilik Sözleşmesi ve Çerçevesi Protokol akdedildiğini, müvekkil şirket tarafından keşide edilen Beyoğlu ….Noterliği’nin 08.04.2015 tarih ve … yevmiye numaralı ve 19.06.2015 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnameleri ile davalı tarafa muaccel olan borçlarını ödemesi ve ihlallerin sonlandırılması ihtar edildiği ise de davalı tarafın ihlallerini sürdürdüğünü, bunun üzerine müvekkil şirket tarafından keşide edilen Beyoğlu ….Noterliği’nin 27.07.2015 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarname ile taraflar arasında akdedilen Bayilik Sözleşmesi ve Eklerinin müvekkil şirket tarafından haklı nedenle feshedilerek davalının müvekkil şirket nezdindeki borçlarının ödenmesini, taşınmazın ve müvekkil tarafından davalıya ariyet olarak teslim edilenlerin teslim edilmesinin talep edildiğini, işbu sebeplerle fazlaya ilişkin tüm dava ve talep hakları saklı kalmak kaydıyla takdir edilecek teminat karşılığında ihtiyatı tedbir kararı verilerek dava konusu taşınmazın, üzerinde kurulu akaryakıt ve LPG servis ve satış istasyonunun ve diğer tesislerin müvekkil marka ve logosu altında işletilmesinin sürdürülmesi için yediemin olarak müvekkili şirkete teslimi, davanın kabulüyle davalının haksız müdahalesinin men’ine, davalının … ilçesi, …. köyü’nde kain ve tapu sicilinde, … ada, … parselde kayıtlı gayrimenkul üzerindeki mevcut akaryakıt istasyonu diğer tesisler ve bu tesislerde yer alan malzeme ve ekipmanlardaki fuzuli işgaline son vermesini, taşınmazın üzerkindeki akaryakıt servis ve satış istasyonunun ve diğer tesislerin tüm demirbaş, teçhizat, satış yerleri, tüm kapalı alanları ve mütemmin cüzleri ile birlikte müvekkil şirkete teslimi, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa bırakılmasını talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesi ile, davacının, dava dışı ….San.ve TiC.Ltd.Şti nden İstanbul ili … ilçesi …. Köyü’nde kain tapu sicilinde … ada … parselde kain gayrimenkulü 15.11.2012 tarihli Kira sözleşmesine istinaden kiralandığını, bu kira sözleşmesinin 10 yıl süre ile tapuya şerh edildiğini, müvekkili ve davalı ile aralarında sadece bayilik sözleşmesi ve çerçeve protokol akdedildiğini, müvekkil davalı şirketin istasyonda iddia edildiği gibi fuzuli şagil değil aksine Beşiktaş ….noterliğinin 17.10.2014 tarihli ve … yevmiye nolu kira kontratına istinaden kiracı olarak bulunduğunu, işbu sebeplerle açılan davanın reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ:İlk Derece Mahkemesi 01/12/2020 tarih 2020/479 Esas – 2020/764 Karar sayılı kararında;” davacı vekili tarafından davalı aleyhine açılan davalının işletmiş olduğu akaryakıt servis istasyonunun davalı tarafından işletmesinin durdurularak tesisin müvekkil şirkette teslimine dair davanın yargılaması esnasında davacı vekili 06/12/2018 tarihli yazılı beyanında müvekkil şirket ile dava dışı ….. Ltd Şti arasında akdedilen 15/11/2012 tarihli kira sözleşmesinin Beyoğlu ….Noterliğinin 27/06/2016 tarih ve … yevmiye nolu ihtarı ile 30/06/2016 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere fesh edildiğini beyan etmiş ve davacı vekili 3 nolu celsede davanın konusuz kaldığını, hüküm kurulmasına yer olmadığına karar verilmesini talep ettiğinden dava davacı ile dava dışı şirket arasındaki kira sözleşmesi fesh edildiğinden davanın konusu kalmadığından hüküm kurulmasına yer olmadığına karar verilmiş, davalı vekilinin İstinaf başvurusu üzerine İstanbul BAM 13.Hukuk Dairesi 2020/582-787 esas-karar sayılı kararı ile mahkememiz kararının kaldırılmasına karar verilmiş olup, dava taraflar arasında imzalanan akaryakıt bayilik sözleşmesinin fesh nedeniyle taşınmaza davalının haksız müdahalesinin menine, taşınmaz ve üzerindeki akaryakıt istasyonu ile diğer tesisler ve bu tesislerde yer alan malzeme ve ekipmanlardaki fuzuli işgale son verilmesine, taşınmaz üzerindeki akaryakıt servis ve satış istasyonunun ve diğer tesislerin tüm demirbaş, tecizat, satış yerleri, tüm kapalı alanların ve mütemmin cüzleri ile birlikte davacıya teslimine karar verilmesine ilişkin olup, davacı vekili 3 nolu celsede davanın konusuz kaldığının hüküm kurulmasına yer olmadığına karar verilmesini talep etmiş, davacı ile dava dışı şirket arasında kira sözleşmesi fesh edildiğinden davanın konusu kalmadığından hüküm kurulmasına yer olmadığına karar vermek gerektiği, dava davacı tarafından 14/09/2015 tarihinde Büyükçekmece 4.Asliye Hukuk Mahkemesinde açılmış, mahkemece görevsizlik kararı ile dosya mahkememize gönderilmiş, davacı vekili davalı ile arasındaki bayilik sözleşmesinin 27/07/2015 tarihinde Beyoğlu ….Noterliğince gönderilen ihtarname ile fesh etmiş, davalı vekili cevap dilekçesinde Beşiktaş ….Noterliğinin 17/10/2014 tarih … yevmiye nolu kira kontratı ile aralarında kiracılık ilişkisi olduğunu ileri sürmüş, görevsizlik kararı veren mahkemece Beşiktaş ….Noterliğine yazılan müzekkereye İstanbul 18.Asliye Hukuk Mahkemesinin gönderilen talimat cevabı yazısında taraflar arasında akdedilen bir sözleşme olmadığı, bunun üzerine Beşiktaş …Noterliğinin 17/10/2014 tarihli sözleşmenin istenmesine ilişkin yazılan müzekkerelere Beşiktaş ….Noterliğince gönderilen cevabı yazıda belirtilen yevmiye sayılı işlemin bulunmadığı, davalının iddia ettiği gibi davacı ile aralarında noterlikçe akdedilen bir alt kiracılık sözleşmesinin olmadığı, davacının davalı aleyhine açmış olduğu davada haklı olduğu, dolayısıyla AAÜT gereği davacının davalıdan vekalet ücreti talep edebileceği anlaşılmakla aşağıdaki hüküm kurulmuştur. …”gerekçesi ile, Davacı vekilinin davalı aleyhine açmış olduğu müdahalenin meni davasının konusu kalmadığından HÜKÜM KURULMASINA YER OLMADIĞINA, karar verilmiş ve karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesi ile, dosyanın daha önce İstanbul BAM 13.HD’ye geldiği davalının istinaf başvurusunun vekalet ücretine yönelik olarak HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince kabulü ile mahkeme kararının kaldırılmasına, mahkemece dava tarihi itibarıyla tarafların haklılık durumu değerlendirilerek ve buna ilişkin gerekçe yazılmak suretiyle yeniden karar verilmek üzere mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerektiği kanaatine varıldığını, İstinaf kaldırma kararınından sonra yerel mahkemece istinaf kararına uyulmasına karar verildiğini ve tarafların dava tarihi itibari ile haklılık durumu taraflar arasında alt kira sözleşmesinin bulunmadığına hasredilerek davanın açılmasında davacının haklı olduğu kabul ile yargılama masrafları aleyhe olacak şekilde hüküm verildiğini, yerel mahkemenin kararının usule ve yasaya aykırı olup vekalet ücreti ile sınırlı olamak üzere bozulması gerektiğini,Davanın açılmasına sebep olan tarafın davacı olduğunu, mahkemenin taraflar arasında kira sözleşmesinin olmadığına ilişkin tespiti dosyada ki delilere aykırı olduğunu, Davacının dava dışı ….San.ve TiC.Ltd.Şti nden İstanbul ili … ilçesi … Köyü’nde kain tapu sicilinde … ada … parselde kain gayrimenkulü 15.11.2012 tarihli Kira sözleşmesinin 1. Maddesinde kira sözleşmesinin konusu başlığı altında … veya münhasıran … tarfından tayin ve tespit edilecek üçüncü şahıslar tarafından akaryakıt ve otogaz satış faaliyetinde bulunmak üzere düzenlenmiş olduğu ve bu hükümle davacı kiracının alt kira sözleşmesi ile münhasıran belirleyeceği üçüncü şahışlarla kiraya verebileceğinin düzenlendiğini,Davacı tarafça dava dışı şirket kira sözleşmesinin 1. maddesi uyarınca taşınmazı akaryakıt ve otogaz satış faaliyetinde bulunmak üzere müvekkili ile imzalanmış olan bayilik sözleşmesi ve çerçeve protokol uyarınca kiraya verdiğini, dava dışı şirket ile yapılan alt kiraya ilişkin sözleşme ve davanın tarafları arasında imzalanan bayilik sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirilmesi ile taraflar arasında alt kira ilişkisinin mevcut olduğu açık olmakla birlikte dava dışı şirket ile imzalan kira sözleşmesi dikkate alınmasa bile bayilik sözleşmesi ve çerçeve sözleşmenin içeriğinin zorunlu olarak kira ilişkisini düzenlendiğinin açık olduğunu, yer tahsisi ve malzeme tahsisi olmadan sözleşmenin kurulmasının mümkün olduğunu, bu sebeple dahi bayilik sözleşmesi uyarınca yer tahsisi ve malzeme tahsisi yapan davacının kira sözleşmenin var olmadığını ileri sürmesinin hakkın kötüye kullanılması olduğunu, Dava konusunun el atmanın önlenmesi davası olduğunu, davacı dava dışı şirket ile aralarındaki kira sözleşmesi ile dava konusu taşınmazın teslimi olgusundan ziyada haksiz işgali davanın tarafları arasındaki alt kira ve bayilik sözleşmesinin feshine bağladığından davanın el atmanın önlenmesi davası olarak kabulü mümkün olmadığını ve açılan davanın niteliği itibari ile sözleşmenin feshi ve sözleşme ile teslim edilen malların iadesine ilişkin olduğunu, bu nedenle dava dışı şirket ile olan feshin davanın konusuz kalması sonucunu doğurmasının kabulü ile karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu bu hususun istinaf incelemesinden geçmeden kesinleştiğini, Taraflar arasındaki dava niteliği itibari ile bayilik sözleşmenin feshi ve sözleşme ile teslim edilen malların iadesine ilişkin olmakla sözleşmenin feshinin haklı olup olmadığına ilişkin inceleme yapılarak karar verilmesi zorunlu bulunduğu dikkate alındığında davacı tarafça bayilik sözleşmesinin haklı nedenle feshine ilişkin delil sunmadığı ayrıca alacaklarına ilişkin yaptığı icra takibine itirazımız üzerine duran takibe de itirazın iptali davası açmadığı dikkate alındığında haklılık durumu davacı tarafça ispat edilmediğinden yargılama masraflarının davacı yana yükletilmesi gerektiğini,İleri sürerek, yerel mahkeme kararının yargılama giderleri (vekalet ücreti sair) açısından kaldırılarak yeniden hüküm kurulmasını yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, akaryakıt bayilik sözleşmesinin feshi nedeniyle davacının kiracı olduğu taşınmaza davalının haksız müdahalesinin meni ve davalıya ariyet olarak verilenlerin iadesi istemine ilişkindir.Davacı vekili, dava dışı şirketin maliki olduğu taşınmazı müvekkilinin 15/11/2012 tarihli kira sözleşmesi ile 10 yıllığına kiraladığını, davalı ile müvekkili arasında, bayilik ve çerçeve sözleşmesi akdedildiğini, sözleşme uyarınca müvekkilinin kiraladığı bu taşınmazda bulunan akaryakıt istasyonunun işletilmesinin davalıya devredildiğini, taraflar arasındaki bayilik sözleşmesinin 27/07/2015 tarihli ihtarname ile müvekkili tarafından haklı nedenle feshedildiğini, ayrıca ihtarname ile davalının işlettiği akaryakıt istasyonunun bulunduğu taşınmazın tahliyesinin ve davalıya ariyet olarak verilenlerin iadesinin talep edildiğini, davalının taşınmazı tahliye etmediği gibi ariyetleri de iade etmediğini belirterek davalının taşınmaza haksız müdahalesinin menine, taşınmazda bulunan akaryakıt istasyonu ve diğer tesislerin tüm demirbaş, techizat ve mütemmim cüzleri ile birlikte müvekkili şirkete teslimine karar verilmesini istemiş, yargılama sırasında davacı vekili verdiği dilekçe ile davaya konu taşınmazda müvekkili ile dava dışı malik arasında imzalanmış bulunan kira sözleşmesinin 30/06/2016 tarihi itibarıyla sona erdiğini, davanın konusuz kaldığını belirtmesi üzerine mahkemece konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına, yargılama giderlerinin davalıdan tahsiline karar verilmiş, karara karşı yargılama giderleri yönünden davalı istinaf başvurusunda bulunmuştur.Davaya konu taşınmazda davacı ile dava dışı şirket arasında kura sözleşmesi bulunduğu, davacının taşınmazı 10 yıl süre ile kiraladığı, yargılama sırasında söz konusu kira söleşmesinin feshedildiği, davacının taşınmazda kiracılık sıfatının kalmadığı bu nedenle meni müdahale davasının konusunun kalmadığı uyuşmazlık konusu değildir.Uyuşmazlık meni müdahale davasının açılmasında davacının haklı olup olmadığı ile yargılama giderlerinden sorumluluk noktasında çıkmaktadır.Taraflar arasında davaya konu taşınmazda bulunan akaryakıt istasyonunun işletilmesi konusunda bayılık sözleşmesi kurulduğu, sözleşmenin 27/07/2015 tarihli ihtarname ile davacı tarafça tek taraflı olarak feshedildiği sabittir.Dava müdahalenin önlenmesi davası olup, davaya konu taşınmaz ve üzerinde bulunan akaryakıt istasyonu taraflar arasındaki bayilik sözleşmesi gereğince davalı tarafça işletilmektedir. Bayilik sözleşmesinin feshi halinde davalının taşınmazı ve üzerinde bulunan akaryakıt istasyonunu kullanmasının yasal bir dayanağı kalmamaktadır. Davalı söz konusu taşınmazı taraflar arasındaki alt kira sözleşmesi ile kullandığını savunmuş ise de taraflar arasında alt kira sözleşmesi olduğunu ispatlayamamıştır. Davalının davaya konu taşınmazı kullanmasının tek temeli taraflar arasındaki bayilik sözleşmesidir. Bayilik sözleşmesi feshedildiğinden davalının taşınmazı kullanmasının temeli olan akdi ilişki sona erdiğinden bu tarihten sonra davalı taşınmazda fuzuli şagil konumundadır. Bayilik sözleşmesi fesihle sona erdiğinden davalının taşınmazı davacıya iade etmesi gerekir.Dava meni müdahale davası olup, bayilik sözleşmesinin haklı veya haksız feshedilmesi taşınmazın davacıya iadesinde etkili değildir. Davalının taşınmazı kullanmasının temeli olan akdi ilişki sona ermekle davalının taşınmazı iade borcu doğmuştur. Bayilik sözleşmesinin haklı veya haksız feshi taraflar arasında tazminat davasının konusu olabilecek uyuşmazlıktır. Dosyada bulunan tüm belge ve bilgilerden, davacının kiracı olduğu taşınmazı işletilmek üzere bayilik sözleşmesi ile davalıya devrettiği, taraflar arasındaki bayilik sözleşmesinin fesihle son bulduğu, davalının taşınmazı kullanmasının dayanağı olan akdi ilişkinin sona erdiği, davalının dava açılmadan önce taşınmazı tahliye ederek davacıya teslim etmediği anlaşıldığından davacının meni müdahale davası açmakta haklı olduğu, davacının tarafı olduğu kira sözleşmesinin dava sırasında sona erdiği böylece meni müdahale davasının konusuz kaldığı, dava açılmasına davalı sebep olduğundan yargılama giderlerinin davalıdan tahsili yönündeki mahkeme kararının usul ve yasaya uygun olduğu anlaşılmakla yerinde olmayan davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesi ile esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’ nın 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan 162,10.TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 59,30.TL istinaf karar harcı istinaf eden tarafından peşin olarak yatırıldığından, yeniden harç alınmasına yer olmadığına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa talep halinde yatıran tarafa iadesine, 6-Karar kesinleştiğinde artan gider avansı varsa avansı yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’ nın 361/1. maddesi gereğince kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere 16/04/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.