Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2021/444 E. 2021/477 K. 01.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/444
KARAR NO: 2021/477
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARI VEREN
MAHKEME: İSTANBUL 16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 17/12/2020 ( Ek Karar )
DOSYA NUMARASI: 2020/575 D. İş – 2020/597 Karar
DAVA : İhtiyati Haciz
TALEP : İhtiyati Hacze İtirazın Reddine İlişkin Kararın Kaldırılması
KARAR TARİHİ: 01/04/2021
İlk Derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: İhtiyati haciz talep eden vekili talep dilekçesinde özetle; 500.000,00 TL bedelli, 27/10/2020 vade tarihli bononun borçlular tarafından müvekkili bankaya olan borçları sebebi ile verildiğini, ancak borcun ödenmediğini, bu nedenle söz konusu bononun İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün takip dosyasından kambiyo senetlerine özgü takip yolu ile icra takibine konu edildiğini, alacaklarının muaccel olduğunu, borçluların mal kaçırma ihtimali bulunduğunu belirterek, 278.739,26 TL alacaklarının tahsilinin temini amacıyla borçluların menkul, gayrimenkul mallarına, bankalardaki ve üçüncü şahıslardaki her türlü hak ve alacaklarına ihtiyati haciz konulmasına karar verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesi’nin 13/11/2020 tarihli kararı ile ” Alacağın rehinle temin edilmemiş olması ve mevcut kanıtlara göre istem kanuna uygun görülmüş olmakla, toplam 278.739,26 TL. Alacak yönünden alacağın % 15 ‘ine tekabül eden 41.810,889 TL Teminat karşılığında İİK’nin 257/1 maddesi gereğince borçluların menkul ve gayrimenkul malları ile üçüncü şahıslardaki hak ve alacaklarından borca yetecek miktarın, İstanbul … İcra müdürlüğünün .. esas sayılı dosyasından tahsilde tekerrür etmemek üzere İcra İflas Kanunu’nun koyduğu sınırlar içinde İHTİYATEN HACZİNE, … ” karar verilmiş ve verilen karara karşı, ihtiyati hacze itiraz eden borçlular vekili tarafından itiraz kanun yoluna başvurulmuştur. İhtiyati haciz kararına itiraz eden borçlular vekili itiraz dilekçesinde özetle; ihtiyati hacze yetki yönünden itiraz ettiklerini, müvekkili şirketin adresi ile diğer müvekkillerinin ikametgah adreslerinin Havsa/Edirne olduğunu, ihtiyati haciz kararının yetkisiz mahkemeden alındığını, yetkili mahkemelerin Edirne Mahkemeleri olduğunu, ayrıca borçlu kefili olarak görünen … ve …’a kredi borcundan ötürü hesap kat özeti tebliğ edilerek alacak kesinleştirilmeden, beyaza imza suretiyle imzalatılmış kambiyo vasfı görünümündeki senedin boş kalan vade bilgilerinin rıza hilafına doldurulmak suretiyle imzalandığı anda kambiyo vasfında olmayan evraka kambiyo görünümü kazandırılması sebebiyle muaccel olmayan bir alacak için ihtiyati haciz kararı verilemeyeceğini belirterek; müvekkilleri hakkında verilen ihtiyati haciz kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 17/12/2020 tarih ve 2020/575 D. İş – 2020/597 Karar sayılı Ek Kararı ile; ” İİK’ nın 265. maddesi; “Borçlu kendisi dinlenmeden verilen ihtiyati haczin dayandığı sebeplere, mahkemenin yetkisine ve teminata karşı; huzuriyle yapılan hacizlerde haczin tatbiki, aksi halde haciz tutanağının kendisine tebliği tarihinden itibaren yedi gün içinde mahkemeye müracaatla itiraz edebilir. (Ek fıkra: 17/07/2003 – 4949 S.K./63. md.) Menfaati ihlal edilen üçüncü kişiler de ihtiyati haczi öğrendiği tarihten itibaren yedi gün içinde ihtiyati haczin dayandığı sebeplere veya teminata itiraz edebilir…” şeklinde düzenleme altına alınmış olup itiraz edenler vekili tarafından yetkiye vaki itiraz ileri sürülmüş ise talebe dayanak bono üzerinde yetkili mahkemelerin İstanbul mahkemeleri olarak kararlaştırıldığı, tacir olan taraflar arasında HMK’nın 17. maddesi uyarınca geçerli olan yetki şartına ilişkin düzenlemenin TTK’nın 702. maddesi gereğince itiraz eden avalistler yönünden de bağlayıcı olup mahkememizin yetkili olduğu anlaşılmakla, itiraz edenler vekilinin mahkememizin yetkisine vaki itirazının reddi gerektiği sonucuna varılmıştır. İtiraz edenler vekilinin itiraza konu ettiği (senedin boş kalan kısımlarının rıza hilafına doldurulmasına yönelik savunmaları ) sair hususlar ise esasa ilişkin olup, İİK’nın 265. maddesinde sayılan ihtiyati hacze itiraz sebeplerinden olmadığı, esasa ilişkin davada tartışılmasının gerektiği anlaşılmakla; İİK’nun 265. maddesi gereğince yerinde görülmeyen itirazın reddine dair … ” gerekçeleri ile; ” 1-İİK’nın 265. maddesi kapsamında yerinde görülmeyen itirazların REDDİNE, … ” karar verilmiş ve verilen karara karşı, ihtiyati hacze itiraz eden borçlular vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: İhtiyati hacze itiraz eden borçlular vekili istinaf dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin tescil edildiği adres ile müteselsil kefil olan müvekkilleri … ve …’ın ikametgah adreslerinin Havsa ilçesinde olduğunu, 6100 sayılı HMK’nın 17. maddesine göre kişilerin yetki sözleşmesi yapmasının mümkün görülmediğini, müvekkilleri … ve …’ın ikametgah adreslerinin İstanbul ilinde olmaması sebebi ile İstanbul Mahkemeleri’nin müvekkilleri hakkında ihtiyati haciz kararı vermeye yetkili olmadıklarını, yetkili yer mahkemesinin müvekkillerinin ikametgahlarının bulunduğu Edirne Mahkemeleri olduğunu, ayrıca borçlu kefil olarak görülen … ve …’a asıl kredi borcundan ötürü hesap kat özeti tebliğ edilerek alacak kesinleştirilmeden beyaza imza suretiyle imzalatılmış kambiyo vasfı görünümündeki senedin boş kalan vade bilgilerinin rıza hilafına doldurulmak suretiyle imzalatıldığı anda kambiyo vasfında olmayan evrak sonrasında kambiyo görünümü kazandırılması sebebiyle muaccel olmayan bir alacak iddiasından dolayı ihtiyati haciz kararı alınamayacağını, bu hususları itiraz dilekçesinde bildirerek itiraz etmelerine rağmen yerel mahkemenin yetkiye yönelik itirazlarını reddettiğini, senedin esasına yönelik itirazları hakkında ise açılacak ayrı bir davada karar verilebileceğine hükmettiğini, verilen kararın hukuka uygun olmadığını belirterek, mahkemece itirazın reddine dair verilen kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Talep, kambiyo senedine dayalı ihtiyati haciz kararına itirazın reddine dair verilen ara kararın kaldırılması istemine ilişkindir. Talebe konu 29.05.2018 düzenleme tarihli, 27.10.2018 vadeli 500.000,00 TL tutarlı bononun keşidecisi …Ltd Şti, aval verenleri … ve …, lehtarı … AŞ olduğu, “ihtilaf vukuunda İstanbul Mahkemelerinin selahiyetinin” kabul edildiği, düzenleme yerinin de “Edirne” olarak gösterildiği görülmüştür. İİK 258. Maddesi ihtiyati hacze 50. maddeye göre yetkili mahkemede karar verileceği, İİK50. Maddesi ise yetkili mahkemenin belirlenmesinde HMK hükümlerine atıfta bulunduğu anlaşılmaktadır. Buna göre, bonodan kaynaklanan borcun alacaklısı borçlunun yerleşim yerinde, bononun keşide yerinde veya ödeme yerinde, ödeme yerinin gösterilmemesi halinde ise düzenlenme yerinin ödeme yeri olduğunun kabulü gerekeceğinden, yine bononun düzenlenme yerinde ihtiyati haciz talebinde bulunabilecektir. 6100 sayılı HMK’nun yetki sözleşmesini düzenleyen 17. maddesinde; “Tacirler veya kamu tüzel kişileri, aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında, bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşmeyle yetkili kılabilirler. Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça dava sadece sözleşmeyle belirlenen bu mahkemelerde açılır” hükmüne yer verilmiştir. Görüldüğü üzere, yetki sözleşmesi düzenleyebilecek şahıslar, sadece tacirler veya kamu tüzel kişileri olarak belirlenmiştir. Yine bonoda yetki şartı bulunması halinde yetki şartının geçerli olması için HMK 17. maddesine göre, uyuşmazlığın tacirler arasında doğmuş olması şartı aranmaktadır. Somut olay bakımından, itiraz eden keşideci şirket ile alacaklı banka tacir olduğundan bonodaki yetki şartı geçerli olduğu gibi, TTK’nun 702/1. maddesi gereğince, aval veren kimse, kimin için taahhüt altına girmiş ise tıpkı onun gibi sorumlu olduğu gözetildiğinde bonoya aval veren diğer itiraz edenler yönünden de yetki şartı bağlayıcıdır. İhtiyati hacze dayanak senedin boş kalan kısımlarının rıza hilafına doldurulduğu, senede daha sonra kambiyo senedi vasfı kazandırıldığı yönündeki itirazlar ise, İİK’nın 265. maddesinde sayılan ihtiyati hacze itiraz sebepleri arasında yer almamaktadır. Sonuç olarak, dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığından, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-İhtiyati hacze itiraz edenlerin (muterizlerin) istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf edenler tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 59,30.TL istinaf karar harcı, istinaf aşamasında peşin olarak yatırıldığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, yatırılan harcın hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf edenler üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa talep halinde yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 01/04/2021 tarihinde HMK’ nın 362/1-f maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.