Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2021/441 E. 2023/950 K. 08.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/441 Esas
KARAR NO: 2023/950 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI: 2019/884 Esas – 2020/644 Karar
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 08/06/2023
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, davalı borçlu aleyhine Sayın Küçükçekmece …İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, ödeme emri borçluya usule uygun tebliğ edilmiş olup, borçlu tarafından verilen ödemeyi geciktirmek için icra takibine itiraz ederek takibin durmasına sebebiyet verdiğini, işbu şifahi anlaşmaya göre müvekkil şirket tarafından taraflar arasında kararlaştırılan iş tamamlayıp düzenli ve eksiksiz olarak yerine getirmiş olmasına rağmen davalı taraf iş bu işten bakiye kalan tutar olan 21.308,14TL ödemeyi yapmadığını, bunun üzerine söz konusu bakiyenin tahsili amacıyla müvekkil şirket tarafından davalı aleyhine Küçükçekmece …İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile icra takibine girişilmiş ve davalı taraf haksız ve mesnetsiz yere böyle bir borcun olmadığı iddia edilerek süresinde takibe itiraz etmiş ve neticeden takip durduğunu, davalı borçlunun haksız ve mesnetsiz itirazlarının iptalini ve borçlu tarafından yapılan itirazın tamamen kötü niyetli olarak yapılması nedeniyle da davalı borçlu aleyhine %20 ‘den az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesini, davanın kabulüyle davalı borçlunun Küçükçekmece …İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile yapılan icra takibine vaki itirazın iptaline, davalı borçlunun %20 ‘den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalıya dava dilekçesinin 28/11/2019 tarihinde tebliğ edildiği,süresi içerisinde cevap dilekçesi ibraz edilmediği, davalı vekili uyap sisteminden 09/02/2020 tarihinde gönderdiği beyan dilekçesi ile, davacı ile yapılan cam ticareti neticesinde dilekçe ekinde sunmuş olduğumuz fotoğraflarda da görüleceği üzere davacının göndermiş olduğu camların bir kısmı ayıplı çıkmış olup bu camların değiştirilmesi hususunda defalarca görüşülmesine rağmen değiştirilmediğini, değiştirilmeyen bu camlar nedeniyle müvekkil şirketin yapmış olduğu iş taahhüt süresi yaklaşması nedeni ile … firmasına iş bu ayıplı camlar tekrar yaptırılarak vinç marifetiyle iş mahalline monte edilmiştir. Davacı tarafından ayıplı olarak teslim edilen ve yapılmayan camların yaptırılması ve yerine vinç marifetiyle montajının yapılması maliyeti 11.300,00TL olduğunu, yine davacı şirkete müvekkil şirket tarafından camların yapımı sırasında alüminyum cam çıtası gönderilmiş ve buna dair 26.04.2019-205123 nolu irsaliye fatura davacıya keşide edilmiştir. İş bu fatura bedeli 1.883,28TL’dir. Bu nedenle toplamda müvekkil şirketin 13.183,00TL gideri davacı adına oluşmuştur.Kalan bakiye hususunda davacının yapmış olduğu arabulucu görüşmesi sırasında bu konuda anlaşabileceğimiz talebi iletmesine rağmen davacı tarafından bu talep kabul edilmemiştir. Kaldı ki bu nedenle şirketin işin geç teslimi ile ilgili oluşan zararları nedeni ile kanunu haklarımızı saklı tutuyoruz. Müvekkilin yaptığı giderlerin dava değerinden mahsubuyla kalanına sulh olabileceğimizi v- beyan eder .sulh olunmamasın halinde davanın reddine , masraf ve yargılama giderlerinin davacılar tarafına bırakılmasına , kötü niyetli takip yapıldığından %20 kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 10/12/2020 tarih 2019/884 Esas 2020/644 Karar sayılı kararında; “….Davalı her ne kadar borç kalemine itiraz etmiş ise de, tacir defterlerindeki kalemlerin yapılan ticari iş ile uyumlu yasal defterlere işlenmesi gerektiği,kayıtlarının delil olarak kullanılabilmesi için de açılış kapanış tasdiklerinin süresinde yaptırılması ,kayıtların birbiri ile uyumlu olması gerektiğinden,defterlerinin usulünce tutulmaması nedeniyle davacının lehe hükmündeki defter kayıtlarına katlanmak mecburiyetinde bulunduğu değerlendirilerek yapılan itirazlar reddedilerek, Davacının subut bulan davasının kabulü ile,takip tarihinden itibaren ticari avans faizi ile birlikte ,haksız itiraz ile icra takibi durdurulduğundan takdiren%20 oranında icra inkar tazminatına hükmetmek gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. …”gerekçesi ile, 1-Davanın KABULÜNE, Küçükçekmece … İcra Dairesinin … sayılı dosyasında davalı tarafın 21.308,14TL borçlu olduğunun tespiti ile bu miktar üzerinden itirazın iptali ve takibin devamına,2-21.308,14TL’sına takipten tahsile kadar ticari avans faizi uygulanmasına, 3-21.308,14TL’sına %20 icra inkar tazminatı uygulanmasına, karar verilmiş ve karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesi ile, davacı taraf ile müvekkili şirket arasında yapılan cam ticareti neticesinde ekte sunduğu fotoğraflardan da görüleceği üzere davacının göndermiş olduğu camların bir kısmının ayıplı çıktığını, ayıplı yapılan bu ifanın müvekkili şirketin yapmış olduğu iş taahhüt süresi dolduğundan dolayı oldukça zor duruma düşürdüğünü ve müvekkili şirketin mağdur olmasına sebep olduğunu, Yapılan bu ayıplı ifa neticesinde camların değiştirilmesi için davacı tarafa defalarca bildirimde bulunulduğunu ancak yapılan bu bildirimlere rağmen ayıplı camların ayıpsız bir benzeriyle değiştirilmediğini,Türk Borçlar Kanunu’nun 12. Maddesi: “Borç hiç veya gereği gibi ifa edilmezse borçlu, kendisine hiçbir kusurun yüklenemeyeceğini ispat etmedikçe, alacaklının bundan doğan zararını gidermekle yükümlüdür.” Kanun maddesinden de görüleceği üzere davacı tarafın mağduriyetimizi gidermesi ve ayıplı camları süresinde değiştirmesi gerekirken, bütün bu mağduriyete rağmen müvekkil şirket aleyhine icra takibi başlatıldığını, Yapılan ayıplı ifa neticesinde iş taahhüt süresi yaklaşan müvekkili şirket … firmasına işbu ayıplı camlar tekrar yaptırılarak vinç vasıtasıyla iş mahalline monte edildiğini, Ayıplı camların yaptırılması ve yerine vinç marifetiyle montajın yapılma maliyetinin 11.300,00 TL. Olduğunu, davacı tarafça kendilerinin sebep olduğu bu zararı TBK Madde 12 gereği karşılamaları gerekirken icra takibi başlatılmasının kötü niyetli olduklarının bariz bir göstergesi olduğunu, Yapılan cam ticareti neticesinde camların yapımı sırasında müvekkili tarafından alimünyum cam çıtası gönderildiğini ve buna dair 26/04/2019 tarih … nolu irsaliye faturası davacıya keşide edildiğini, İşbu fatura bedelininde 1.883,28 TL. Olduğunu, bu nedenle toplamda 13.183,00 TL.’nin davacı adına gider olduğunu, kalan bakiye hususunda davacının yapmış olduğu arabuluculuk görüşmesi sırasında bu konuda anlaşabilecekleri talebi iletilmesine rağmen davacı tarafça bu talebin kabul edilmediğini, İleri sürerek istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının istinaf incelemesi sonucunda kaldırılmasına, tüm yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, açık hesap ticari ilişkiden kaynaklı bakiye alacağının tahsili talebiyle başlatılan icra takibine itiraz üzerine açılan itirazın iptali davasıdır. Mahkemece, davanın kabulüne, karar verilmiş ve karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Tarafların tacir olduğu, uyuşmazlığın ise ticari nitelikteki cam satımına dair ticari satım sözleşmesinden kaynaklandığı, taraflar arasında yazılı bir satış sözleşmesi olmadığı anlaşılmıştır. Taraflar arasındaki somut uyuşmazlık, davacı tarafından davalıya satılan ve teslim edilen ürünlerin ayıplı olup olmadığı, ayıp var ise gizli ayıpmı açık ayıpmı olduğu, süresinde ayıp ihbarında bulunulup bulunulmadığı, davacının cari hesaptan kaynaklı alacaklı olup olmadığı ve miktarı noktasındadır. Davalıya dava dilekçesinin 28/11/2019 tarihinde tebliğ edildiği,süresi içerisinde cevap dilekçesi ibraz edilmediği, münkir sayıldığı, davalı vekili uyap sisteminden 09/02/2020 tarihinde gönderdiği beyan dilekçesi ile, davacı ile yapılan cam ticareti neticesinde dilekçe ekinde sunmuş olduğu fotoğraflarda da görüleceği üzere davacının göndermiş olduğu camların bir kısmının ayıplı çıktığını, bu camların değiştirilmesi hususunda defalarca görüşülmesine rağmen değiştirilmediğini, değiştirilmeyen bu camlar nedeniyle müvekkili şirketin yapmış olduğu iş taahhüt süresi yaklaşması nedeni ile … firmasına iş bu ayıplı camların tekrar yaptırılarak vinç marifetiyle iş mahalline monte edildiğini, davacı tarafından ayıplı olarak teslim edilen ve yapılmayan camların yaptırılması ve yerine vinç marifetiyle montajının yapılması maliyetinin 11.300,00 TL. olduğunu, yine davacı şirkete müvekkili şirket tarafından camların yapımı sırasında alüminyum cam çıtası gönderildiğini ve buna dair … nolu irsaliye fatura davacıya keşide edildiğini, İş bu fatura bedelinin de 1.883,28TL. olduğunu,bu nedenle toplamda müvekkili şirketin 13.183,00TL giderinin davacı adına oluştuğunu, kalan bakiye hususunda davacının yapmış olduğu arabulucu görüşmesi sırasında bu konuda anlaşabilecekleri talebi iletmesine rağmen davacı tarafından bu talebin kabul edilmediğini beyan etmiştir. Davacı vekili uyap sisteminden 26/03/2020 tarihinde gönderdiği beyan dilekçesi ile; davalının beyan dilekçesinin ekinde yer alan davalı tarafından davacı müvekkiline kesilen 26.04.2019 tarih, … numaralı 1.883,28 TL. Bedelli faturanın Ek’te bir sureti arz olunan posta alındısından müşahede edileceği üzere 7 günlük iade süresi içerisinde müvekkili tarafından iadeli taahhütlü iade edildiğini ve bu faturanın da yine Ek’te bir sureti arz olunan ptt gönderi sorgusundan da müşahede edileceği üzere sayın davalı yanca iade alındığını, davalı tarafın iddialarını kabul etmediklerini beyan etmiştir. Mahkemece davacı tarafın ticari defterleri inceletilmek suretiyle mali müşavir bilirkişiden kök rapor alındığı, davalı tarafın ticari defterleri inceletilmek suretiyle ek rapor alınıp alınan bilirkişi raporu doğrultusunda istinafa konu kararın verildiği anlaşılmıştır. Davalı tarafından, satın alınan ürünlerin ayıplı olduğu ileri sürülmüş ise de davacının hangi faturalarındaki ürünlerin ayıplı çıktığı, iddia edilen ürünlerin süresi içerisinde davacıya iade edildiğine ve iade faturası düzenlendiğine yönelik bir delil ibraz edilmediği, davalı tarafça düzenlenip davacının kabul etmediği 26.04.2019 tarih, 205123 numaralı 1.883,28 TL. Bedelli irsaliye faturasında teslim eden ve teslim alan kısımlarının boş olduğu, irsaliye faturasına konu aleminyum cam çıtasının davacı tarafa teslim edildiğine ilişkin belge sunulmadığı anlaşılmıştır. Bu durumda davalının davacı tarafından satılan ürünün ayıplı olduğunu tesbit ettiği halde, TTK. 18/3 maddesinde hükme bağlanan usullerle ve TTK’ nın 23/3. maddesinde öngörülen süreler içinde ayıp ihbarında bulunulmadığı, teslim sırasında malların ayıplı olduğuna ilişkin bir tutanak tutulmadığı, sevk irsaliyesine bu konuda çekince düşülmediği gibi ihtirazi kayıtla teslim alındığı da iddia ve ispat edilmediğinden, davalı tarafça teslim edilen ürünün ayıplı olduğu tesbit edildiği halde ayıplı ürünü iade etmediği buna göre davalının ayıplı malları bu haliyle kabul ettiği varsayılmaktadır. Mahkemece alınan bilirkişi raporunda; Cari hesaba konu faturaların her iki tarafın ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, davacı ticari defter kayıtlarına göre davalıdan 21.308,14 TL. Alacaklı olduğu, davalı ticari defter kayıtlarına göre davacı tarafa 21.449,84 TL. borçlu olduğu belirtilmiştir. 6100 Sayılı HMK.’ nın 222 maddesi uyarınca kanuna uygun olarak veya olmayarak tutulmuş olan ticari defterlerin münderecatı,sahibi ve halefleri aleyhine delil sayılır. Davalı cari hesaba konu faturalara süresi içerisinde itiraz ettiğini, faturaları iade ettiğini iddia ve ispat edememiştir. HMK 282 maddesinde” Hakim bilirkişinin oy ve görüşünü diğer delillerle birlikte serbestçe değerlendirir,” şeklindeki düzenleme de gözetildiğinde; İlk Derece Mahkemesine sunulan deliller, bilirkişi rapor içeriğindeki tespitler ışığında mahkemece verilen kararda yasa ve usule aykırılık bulunmadığı gibi kamu düzenine aykırılık da görülmediğinden, mahkemenin kabulüne yönelik davalı vekilinin aksi yöndeki istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir. Sonuç olarak, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’ nın 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 1.455,55.TL istinaf karar harcından, istinaf eden tarafından peşin olarak yatırılan 364,00.TL harcın mahsubu ile bakiye 1.091,55.TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa talep halinde yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 08/06/2023 tarihinde HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.