Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2021/440 E. 2021/476 K. 01.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/440
KARAR NO: 2021/476
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARI VEREN
MAHKEME: İSTANBUL 20. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 01/03/2021 (İhtiyati Hacze İtirazın Reddine İlişkin Ara Karar)
DOSYA NUMARASI: 2020/136 Esas
DAVA: İtirazın İptali
KARAR TARİHİ: 01/04/2021
İlk Derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı ile birlikte Suudi Arabistan’da bir şirket kurduklarını, müvekkilinin şirketin finansal durumunun kötüye gittiğini gözlemlemesi üzerine şirketin işlerini yürütmekte olan davalı ile görüştüğünü, davalının işlerin iyiye gittiğine ilişkin ispat sunamadığını, bunun üzerine müvekkilinin davalıya karşı dava açacağını söyleyip işi durdurmasını istediğini, hakkında dava açılmasından korkan davalının kaybettiği ve şirketten haksız yere aldığı paraların geri ödeneceğine ilişkin teminat olarak işbu dava konusu borç senetlerini müvekkiline verdiğini, senetlerde ikrar edilen ve vadesi gelen senetlerin toplamının 278.500 Suudi Arabistan Riyali olduğunu, bu alacağın tahsili için İstanbul … İcra Müdürlüğü’ nün … Esas sayılı dosyası ile başlatılan icra takibine davalının itiraz ettiğini, davalının bu borcu ödemediği gibi Suudi Arabistan’ı da terk ettiğini, davalının mal kaçırma ve adres değiştirme ihtimali bulunduğunu belirterek, davalının itirazının iptaline, takibin devamına, takibe konu 278.500,00 Suudi Arabistan Riyali tutarındaki alacağın, temerrüt tarihinden itibaren esas alacağa işleyecek 3095 sayılı Kanun’un 4/a maaddesi uyarınca yabancı paraya işleyecek en yüksek faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, davalının % 20 ‘den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, ayrıca dava konusu alacağın teminat altına alınması için davalının borca yetecek miktarda menkul, gayrimenkul, hak ve alacaklarına ihtiyati haciz konulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. İlk Derece Mahkemesinin 03/03/2020 tarih ve 2020/136 Esas sayılı kararı ile; davacının ihtiyati haciz talebinin dava konusu senetlerin kambiyo vasfına haiz olmaması, ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için gereken alacağın varlığı ve muacceliyet şartı koşullarının oluşmadığı gerekçesi ile ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmiş, kararın istinaf edilmesi üzerine Dairemizin 24/09/2020 tarih 2020/1287 Esas 2020/981 Karar sayılı kararı ile; davacının bu belgelerin teminatı olduğu taraflar arasındaki harici anlaşma nedeniyle vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı olup olmadığının ancak yargılama sonucunda ortaya çıkacağı, yargılamanın bulunduğu aşama dikkate alındığında yaklaşık ispat şartının gerçekleşmediği, durum ve koşulların değişmesi halinde her zaman ihtiyati haciz talep edilebileceği gerekçesi ile, davacının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir. Davacı vekili 26/01/2021 tarihli dilekçesinde özetle; başka bir ülkede borçlu olduğu yargı makamları tarafından tespit edilip, malvarlığına ipotek konulan ve hakkında seyahat yasağı bulunan davalının ülkemize geldiğini, sermayesi 500.000 TL olan … Limited Şirketi isimli firmayı tek ortak olarak kurduğunu, davalının şirket sermayesi olarak ortaya koyduğu tutarın müvekkiline olan borcunu kapatmaya yetecek miktarda iken, davalının vatandaşı olduğu ülkenin yargı kararlarını hiçe saydığını, adaletten kaçarak müvekkiline olan borcuyla ülkemizde kazanç elde etmeyi amaçladığını, müvekkilinin belirtilen para borcunun alacaklısı olduğunun, dilekçe ve mübrez beyanlarında ileri sunulan vakıalar, bilgi ve belgeler uyarınca sabit olduğunu, dava konusu senetlerin vade tarihlerinin her bir senet üzerinde açıkça yer aldığını, davalının, hakkındaki yargı kararlarını hiçe sayarak adaletten defalarca kaçtığını, bu hususun da dosyaya sunulan resmi belgeler ile sabit olduğunu, adaletten kaçmayı alışkanlık haline getirmiş olan davalının şimdi ise adını ve kimlik numarasını değiştirdiğini, bu değişikliği mahkemeden gizlediğini, değişikliğin haricen taraflarınca fark edildiğini, müvekkilinin yıllardır farklı ülkelerin yargı makamları aracılığıyla alacağına kavuşmaya çalıştığını, ancak davalının, mütemadiyen kanunu ve yargıyı aldatarak borcunu ödemekten imtina ettiğini, müvekkilinin haklı menfaatini kasten zedelediğini, Kanunun aradığı bütün şartların gerçekleştiğini belirterek, malvarlığını kaçırma riski bulunan davalının mal, hak ve alacakları üzerine ihtiyati haciz konulmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davacı vekilinin talebi üzerine, Yerel Mahkemenin 01/02/2021 tarihli ara kararı ile; ” 1-Davacı tarafın ihtiyati haciz talebinin kabulü ile; dava konusu 278.500,00-Suudi Arabistan Riyali (SAR) alacağın takip tarihi itibariyle TL karşılığı olan 431.201,55-TL üzerinden %20’i oranında (86.240,31-TL) nakdi veya gayrinakdi teminat yatırılması halinde borçlu davalının menkul ve gayrimenkul malları ile üçüncü şahıslardaki hak ve alacaklarının İHTİYATEN HACZİNE, …3- Teminat yatırıldığında kararın süresinde infazı için İstanbul Adalet Komisyonu Başkanlığı’nın 20/06/2017 tarih ve 2017/13532 muh sayılı yazısı gereğince İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı icra dosyasına gönderilmesine, … ” karar verilmiş ve verilen karara karşı, davalı vekili tarafından itiraz kanun yoluna başvurulmuştur.
Davalı vekili 05/02/2021 tarihli dilekçe ile, verilen ihtiyati haciz kararının hukuka aykırı olduğunu, davacı tarafın 8/02/2020 tarihli dilekçe ile ihtiyati haciz talebinin reddine karar verildiğini, kararın istinaf edilmesi üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi’nin 2020/1287 Esas 2020/981 Karar sayılı ilamı ile istinaf başvurusunun esastan reddine karar verildiğini, bu kararın kesin olduğunu, kesin karar bulunması ve yargılamanın devam etmesi nedeniyle ihtiyati haciz kararın hukuka aykırı olduğunu belirterek, yerel mahkemece verilen 02/02/2021 tarihli ihtiyati haciz kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 01/03/2021 tarih ve 2020/136 Esas sayılı ara karar ile; “…Somut olayda davacı vekili tarafından sunulan takip ve dava konusu Suudi Arabistan ülkesinde düzenlenen 5 adet toplam 278.500,00-Suudi Arabistan Riyali(SAR) bedelli senet asılları, düzenlenen bilirkişi raporu ve dosya kapsamındaki delillere göre davacı tarafça muaccel alacağa ilişkin yaklaşık ispat şartı yerine getirildiğinden ve alacağın rehinle temin edilmemesi nedeniyle İİK 257. maddesi gereğince verilen ihtiyati haciz kararının dosya kapsamı itibariyle usul ve yasaya uygun olması nedeniyle davalı tarafın ihtiyati hacze itirazının reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir. ” gerekçeleri ile; ” 1- Davalı tarafın ihtiyati haczin kaldırılması talebinin REDDİNE, … ” karar verilmiş ve verilen karara karşı, davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Mahkemece verilen ihtiyati haciz kararının hukuka aykırı olduğunu, davacı tarafça 28/02/2020 tarihinde talep edilen ihtiyati haczin mahkemenin 03/03/2020 tarihli ara kararı ile reddine karar verildiğini, davacı tarafça kararın istinaf edilmesi üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi’nin 2020/1287 Esas – 2020/981 Karar sayılı kararı ile istinaf başvurusunun esastan reddine dair kesin olarak karar verildiğini, bu itibarla, ortada kesin bir karar var iken ve yargılama da devam ediyor iken verilen ihtiyati haciz kararının hukuka aykırı olduğunu, Mahkemenin, yarıca verilen ihtiyati haciz kararında, bilirkişi raporu da dayanak olarak gösterilmiş ise de, bilirkişi raporunda sunmuş oldukları delillerin değerlendirilmediğini, mahkeme tarafından dosyanın bilirkişiye tevdi edilmesi yönündeki ara kararda çerçevesi çizilen konularda inceleme yapılmadığını, bu çerçevenin dışına çıkılarak inceleme yapıldığını, çelişkileri barındırması nedeniyle bilirkişi raporunun eksik inceleme ve hatalı tespitlerle tanzim edildiğini, bu itibarla raporun hüküm kurmaya elverişli olmadığını, bu nedenlerle mahkemece ihtiyati haciz kararına itirazlarının reddine karar verilmesinin usul ve yasaya uygun olmadığını belirterek, İlk Derece Mahkemesinin 11/02/2021 tarihli celsedeki ihtiyati hacze itirazlarının reddine dair kararın kaldırılarak, 02/02/2021 tarihli ihtiyati haciz kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Talep, ihtiyati haciz kararına itirazın reddine dair mahkemece verilen ara kararın kaldırılması istemine ilişkindir. Dosya istinaf incelemesi için dairemize geldikten sonra Uyap ortamından yapılan incelenmesinde; İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda 18/03/2021 tarihinde “Davacı tarafça açılan DAVANIN KABULÜ ile; a) Davacı tarafın başlattığı İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra dosyasına yönelik borçlu davalı tarafından yapılan İTİRAZIN İPTALİNE, takibin takip talebinde belirtilen şartlarda kaldığı yerden devamına, b) Asıl alacağın (431.201,55-TL) %20’si oranında icra inkar tazminatının borçlu davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine” karar verildiği görülmüştür. Buna göre istinafa konu ihtiyati tedbir talebinin reddine dair ara kararın konusu kalmamıştır. Bu nedenle ihtiyati haciz kararına itirazın reddine dair ara kararın, asıl davada karar verilmiş olması nedeniyle konusu kalmadığından davalı vekilinin istinaf talebi konusunda karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalının istinaf başvurusu konusuz kaldığından KARAR VERİLMESİNE YER OLMDIĞINA, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden davalı tarafından yatırılan 162,10 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 59,30 TL istinaf karar harcının talep halinde davalıya iadesine, 3-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden üzerinde bırakılmasına, 4-Artan gider avansı varsa talep halinde yatıran tarafa iadesine, 5-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 01/04/2021 tarihinde HMK’nın 362/1-f maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.