Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2021/422 E. 2021/606 K. 22.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2021/422 Esas
KARAR NO : 2021/606 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : BAKIRKÖY 2. ASLİYET TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI : 2020/863 Esas – 2020/801 Karar
TARİH: 25/11/2021
DAVA: Tespit
KARAR TARİHİ: 22/04/2021
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, Müvekkili şirketin, 1988 yılından beri plastik pencere aksesuarları sektöründe faaliyet gösterdiğini, iç ve dış piyasada bilinen ve sektöründe lider şirketlerden olduğunu, davalı şirketin de müvekkili ile aynı sektörde faaliyet gösterdiğini, davalı tarafça müvekkili hakkında asılsız ve itibar zedeleyici şekilde müvekkilin iç piyasadaki mevcut ve potansiyel (tespit edebildiğimiz kadarıyla yaklaşık 10 farklı şirkete) müşterilerine, müvekkili hakkında asılsız isnatlarda bulunmak suretiyle, vekili vasıtası ile müvekkilin itibarını zedeleyici bir kısım “ihtarname” başlıklı yazılar gönderildiğini ve böylelikle haksız rekabet teşkil eden davranışlarda bulunduğunu, davalı tarafın, incelemesiz yöntemden yararlanılmak suretiyle 2012/05916 numaralı faydalı model ve 2017/01656 numaralı tasarıma yönelik tescil belgesi aldığını ve işbu tescil belgeleri ile haksız kazanç elde etme yoluna düştüğünü, davalı tarafça söz konusu ürünlerine yönelik olarak müvekkili aleyhine İzmir Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin 2020/65 E. Sayılı dosyası ile maddi ve manevi tazminat talepli dava açıldığını, işbu davanın derdest olduğunu, söz konusu ürünlerin menteşe ve pencere/kapı kolu olup, ilgili davada da belirtikleri üzere müvekkilinin ürünleri ile herhangi bir ilgisi bulunmadığını, haksız rekabetin varlığından söz edilebilmesi için; kazanç sağlama amacına yönelik faaliyet, yarışma ortamı, aldatıcı veya dürüstlük kuralına aykırı davranış ve rekabetin dürüstlük kuralına aykırı bir davranışla veya özel olarak aldatıcı hareketle yapılması gerektiğini, somut olayda da müvekkilinin müşterileri ile arasındaki ilişkinin etkilendiğini, davalı tarafça iş ahlakına aykırı isnatlarla müvekkilinin, müşterileri nezdinde itibarının zedelenmesi ve müşteri kaybı yaşamasının amaçlandığını, davalı tarafça müvekkilinin müşterilerine, müvekkili hakkında yanlış, yanıltıcı kötüleyici açıklamalarla rahatsızlık verilmiş yani, müşterinin karar verme özgürlüğünün ortadan kaldırılmasının hedeflenmiş olduğunu beyanla; davanın kabulü ile haksız rekabetin tespitine, davalının müvekkili aleyhine gerçekleştirdiği haksız rekabet eylemlerinin men’ine, davalı hakkında verilecek hükmün, masrafı davalıya ait olmak üzere Türkiye’de yayınlanan tirajı yüksek 5 gazeteden birinde ilanına, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı karşı yan üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ:İlk Derece Mahkemesi 25/11/2021 tarih 2020/863 Esas – 2020/801 Karar sayılı kararında;” Dava, haksız rekabetin tespiti ve men’i istemine ilişkindir. Davacı tarafın davanın açılmasına dayanak teşkil eden fiillerin, kendi adına tescilli olan ve davalı tarafın incelemesiz yöntemden yararlanılarak elde etmiş olduğu tasarıma yönelik almış olduğu tescil belgsi ile haksız kazanç elde edilmesine yönelik fiiller olduğu görülmüştür.Tescilsiz marka yönünden TTK’nın 56 ve 57. maddeleri anlamında haksız rekabet; tescilli marka yönünden 556 sayılı KHK’nın 61. maddesi anlamında markaya tecavüz hükümleri uygulanır. Somut olayda; davacı tarafın davasına dayanak olarak gösterdiği ve haksız rekabet teşkil ettiğini iddia ettiği fiillerinin, TPE nezdinde tescil edilmiş tescilli marka hakkına dayandığına göre uyuşmazlığın çözümünde Fikri ve Sınai Haklar Mahkemesinin görevli olduğu anlaşılmakla, uyuşmazlığın Bakırköy Fikri ve Sınai Haklar Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerektiğinden Mahkememizin görevli olmaması nedeniyle, HMK’nun 114/.1.(c).b,115. maddeleri gereğince davanın dava şartı yokluğundan reddine, mahkememizin görevsizliğine dair karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm oluşturulmuştur. …”gerekçesi ile, Mahkememizin görevli olmaması nedeniyle, HMK’nun 114/.1.(c).b,115. maddeleri gereğince davanın dava şartı yokluğu nedeniyle reddine, mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE, karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesi ile, yerel mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, Davanın, davalı tarafından, müvekkilinin mevcut ve potansiyel müşterilerine müvekkili hakkında yanlış, yanıltıcı, kötüleyici içeriğe sahip, iş ahlakına aykırı içerikte ve nitelikte olan belgeler gönderilmesine ilişkin davranışın haksız rekabet olduğunun tespit ve men’ine ilişkin olduğunu, Dava konusu uyuşmazlığın ne markaya tecavüz, ne incelemesiz yöntemle alınan tasarıma ait tescil belgesi ile haksız kazanç elde edilmesi ne de TPE nezdinde tescilli marka hakkına dayandığını, yerel mahkeme tarafından verilen görevsizlik kararının yerinde olmadığını, davanın TTK m. 54 vd. hükümlerine dayandığını, davalı tarafça, iş ahlakı ve dürüstlük kuralına aykırı davranılmak suretiyle müvekkilinin itibarını zedeleyici şekilde haksız rekabette bulunulduğunu, yargılamada görevli mahkemenin ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ olduğunu,( Yargıtay 11. HD., 2012/4857 E., 2012/6266 K., 18/04/2012)İleri sürerek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, haksız rekabetin tespiti ve men’i istemine ilişkindir. Davacı vekili, davalı tarafça müvekkilin iç piyasadaki mevcut ve potansiyel müşterilerine, müvekkili hakkında asılsız ve itibar zedeleyici isnatlarda bulunmak suretiyle, müvekkilin ticari itibarını zedeleyici “ihtarname” başlıklı yazılar gönderildiği böylelikle haksız rekabet teşkil eden davranışlarda bulunduğu belirtilerek haksız rekabetin tespiti, meni ve kararın ilanını talep etmiş mahkemece görevsizlik kararı verilmiş karara karşı davacı istinaf başvurusunda bulunmuştur.Davacının iddiası, davalının gönderdiği ihtarnamelerde kendisi hakkında ileri sürülen isnatların haksız rekabet teşkil ettiğine yönelik olup, davalı adına tescilli faydalı model ve tasarıma yönelik tescil belgesine ilişkin taraflar arasında açılmış bulunan davalar İzmir Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinde ayrı bir dava olarak görülmektedir. Davacının iddiaları faydalı model ve tasarıma yönelik tescil belgelerine ilişkin olmayıp, davalının gönderdiği ihtarname içeriğinde yer alan isnatlara ilişkindir.TTK’nın 54 vd maddelerinde haksız rekabet düzenlenmiş olup her iki tarafta tacir olduğundan uyuşmazlığın çözümünde TTK 4 ve 5 maddeleri gereğince Asliye Ticaret mahkemesi görevlidir. İlk derece mahkemesince görevsizlik kararı verilmesi usul ve yasaya aykırı olmuştur.Bu nedenle davacı istinaf başvurusunun HMK 353/1-a3 maddesi ile kabulü ile mahkeme kararının kaldırılmasına ve uyuşmazlığın çözümünde Asliye Ticaret Mahkemesi görevli olduğundan, yargılamaya devamla davanın esası ile ilgili taraf delilleri toplanarak oluşacak sonuca göre bir karar verilmek üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacının istinaf başvurusunun KABULÜ ile; Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 25/11/2021 tarih ve 2020/863 Esas – 2020/801 Karar sayılı kararının HMK’nın 353/1-a3 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, dosyanın mahkemesine İADESİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden davacı tarafından yatırılan 162,10.TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 59,30.TL istinaf karar harcının talep halinde istinaf eden davacıya iadesine, 3-İstinaf başvurusu için yapılan yargılama giderlerinin esas hükümle birlikte ilk derece mahkemesince yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine, 4-Artan gider avansı olması halinde, avansı yatıran tarafa iadesine, 5-Kararın ilk derece mahkemesi tarafından taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 22/04/2021 tarihinde HMK’nın 353/1-a3 maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.