Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2021/397 E. 2021/339 K. 18.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/397
KARAR NO : 2021/339
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARI VEREN
MAHKEME: İSTANBUL ANADOLU 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 23/12/2020
DOSYA NUMARASI: 2020/517 D. İş – 2020/517 Karar
KARAR TARİHİ : 18/03/2021
İlk Derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: İhtiyati haciz talep eden vekilinin ihtiyati haciz talep dilekçesinde özetle; Müvekkili … A.Ş. bağlı şirketi … A.Ş. ile davalılar arasında bila tarihli bir “Yatırım ve Pay Sahipliği Sözleşmesi” imzalandığını, sözleşme uyarınca; müvekkili şirketin, 900.000 TL yatırım bedeli karşılığında davalı şirket tarafından yeni ihraç edilen paylara %25 oranında iştirak edeceğini, sözleşme gereği olarak 02.04.2019 tarihinde 50.000,00 TL’nin, “Şirket Yatırım Sözleşmesi Kapsamında Ödeme” açıklaması ile davalı şirketin banka hesabına gönderildiğini, bu ve sonrasındaki tüm ödemelerin de davalı şirket banka hesabına gönderildiğini, buna karşılık söz konusu yatırım bedeli tutarı karşılığında davalı şirketin, hisse devri için gereken iş ve işlemleri kendisine yapılan bildirimlere rağmen gerçekleştirmediğini, ilgili ödemeye ilişkin icra takibinin İstanbul Anadolu … İcra Dairesinin … sayılı dosyası ile yapılmış olup, davalılarca itiraz edilerek takip durdurulduğunu, diğer ödemelere ilişkin dava ve fazlaya ilişkin haklarını saklı tuttuklarını, davalı şirkete gönderilen paranın sözleşmenin tarafı olan diğer davalılardan, şirket yöneticisi ve çalışanına gönderilerek şirket kasasından çıkarıldığının anlaşıldığını belirterek, borçluların, İstanbul Anadolu 8. İcra Dairesi …icra sayılı dosyası üzerinden takibe konu edilmiş asıl alacağa yetecek miktarda menkul, gayrimenkulleri ile 3. şahıslardaki hak ve alacaklarının ihtiyaten haczine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 23/12/2020 tarih ve 2020/517 D. İş – 2020/517 Karar sayılı kararı ile; ” İhtiyati haciz talep eden tarafından dosyaya ibraz edilen sözleşme suretinin incelenmesi ile sözleşmenin … Şirketi ile akdedildildiği ve ihtiyati haciz talep eden ile aleyhe ihtiyati haciz talep edilen şirketin yetkililerin dosya kapsamına alınan ticaret sicil kayıtları ile farklılık gösterdiği, şirketlerin bağlı şirket bulunduğu yönündeki iddianın ve yine alacağın mevcutiyeti ve miktarı ile sözleşmesel yükümlülükler noktasında talebin ancak yapılacak yargılama hitamında belirlenebileceği bu nedenle İİK 257 vd Maddeleri gereğince gerçeğe benzerlik karinesinin talep tarihi itibari ile bulunmadığı anlaşılmakla ihtiyati haciz isteyen vekilinin isteminin reddine karar verilmesinin yasal zorunluluk arz eylediği anlaşılmıştır. ….Somut olayda ihtiyati haciz isteyen vekilinin aynı talepleri evvelde başka Mahkemeler önünde ihtiyati haciz talebi konusu eylediği ve verilen redde mütedair kararlar için kanun yoluna başvurmaksızın Mahkememizden ayrıca sözleşme kapsamında talepte bulunduğu anlaşıldığından ihtiyati haciz talebinin bu nedenle de dinlenilebilir bulunmadığı anlaşılarak aşağıdaki şekilde karar tesis edilmiştir. … ” gerekçeleri ile; ” 1-Davacı vekilinin mahkememizden talep ettiği ihtiyati haciz talebinin ANY 37, 6100 sayılı HMK 29 ve HMK 114/1 ı. İİK 257 vd Maddelerine açık aykırılık teşkil ettiğinden ihtiyati tedbir isteminin REDDİNE, … ” karar verilmiş ve verilen karara karşı, ihtiyati haciz talep eden vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: İhtiyati haciz talep eden vekili istinaf dilekçesinde özetle; Talep dilekçesindeki beyanlarını tekrar ederek, sözleşme gereğince 900.000-TL yatırım bedelinin 18 eşit taksit halinde (50.000,00-TL X 18 AY) her ay … A.Ş. adına… A.Ş. tarafından davalı .. A.Ş.’ye ödenmesine ilişkin” 01.10.2018 tarihli “… YATIRIM BEDELİ ÖDEMELERİ FİNANSMAN DESTEĞİ SÖZLEŞMESİ” akdedildiğini,
Davalı …’ın, hem şahsı adına hem de sahibi ve yetkilisi bulunduğu … A.Ş. adına imzalamış olduğu “Yatırım ve Pay Sahipliği Sözleşmesi”nin tarafı olan … A.Ş. ile müvekkili … A.Ş.’nin kurucularının, her iki şirketin de YK Başkanı ve şirket adına temsile yetkili kişisinin … olduğunu, müvekkili … ile, bağlı kuruluşu … Para A.Ş.’nin şirket merkezlerinin de aynı olup, her iki şirketin de ticari faaliyetlerini aynı adreste yürüttüklerini, Müvekkili şirket ile karşı taraf arasında yapılan Yatırım ve Pay Sahipliği Sözleşmesi gereği, kuruluş hükümlerinde belirtilen amaca yönelik olarak ve bağlı şirketi olan … A.Ş. ile akdetmiş olduğu Payfull Yatırım Bedeli Ödemeleri Finansman Desteği Sözleşmesi’ne dayanarak 02.04.2019 tarihinde 50.000,00 TL’yi “Şirket Yatırım Sözleşmesi Kapsamında Ödeme” açıklaması ile davalı şirket banka hesabına gönderdiğini, bu ve sonrasındaki tüm ödemelerin de müvekkili şirketçe davalı şirket banka hesabına gönderildiğini, müvekkili … A.Ş. ile … A.Ş. arasındaki bağın açık olup, bu hususun ibraz edilen belgelerle sabit olduğunu, “Yatırım ve Pay Sahipliği Sözleşmesi” gereği müvekkili şirketçe ödenmesi gereken bedelin davalı şirketin banka hesabına yatırıldığını, tüm dosya kapsamından alacağın varlığı, miktarı ve vadesinin geldiği, ayrıca sözleşme gereği müvekkilinin üzerine düşen yükümlülüklerini ifa ettiğinin sabit olduğunu, kabul anlamına gelmemek kaydı ile, İİK’nın 257. maddesi uyarınca; vadesi gelmemiş borçtan dolayı da ihtiyati haciz kararı verilebileceğini, Davalı firmanın müvekkili şirketin tahsil kabiliyetini azaltmak, zarara uğratmak maksadı ile mallarını gizlemek amacıyla müvekkili şirkete borçlu olduğu hisseleri üçüncü kişilere satabilecek durum olduğunu, davalının yetkilisi olduğu şirkete gönderilen paranın davalı tarafça kendi uhdesine geçirerek, şirket kasasından çıkarıldığının anlaşıldığını, Davalıların, kendileri tarafından başlatılan takiplere haksız olarak itiraz ettiklerini, takiplerin durduğunu, işbu dava konusu takipten ve dekonttan başkaca bir takip ve dekonta ilişkin olarak davalılar aleyhine başlatılan icra takip dosyasında yapılan sorgulamada, davalı şirketin üzerinde tek bir malvarlığı dahi bırakılmadığı, müvekkil şirketi zarara uğratmak maksadıyla şirket mallarının şirket mülkünden çıkarıldığı hususlarının anlaşıldığını, diğer davalı … yönünden ise, dosyaya teminat yatırılarak takibin durdurulduğunu, mallarını mülkünden çıkarma, gizleme, muvazaa yoluyla başkasına devretmesi için gerekli ortamın oluştuğunu, Ayrıca, davalı şirketin, müvekkil şirketin alt kiracısı olup aynı zamanda müvekkili şirkete kira borcunun da bulunduğunu, müvekkili şirket tarafından alacakların tahsili yoluna gidileceğini anlayan davalının, taşınmazı usule aykırı şekilde, haber vermeksizin ve yeni adres göstermeksizin terk ettiğini, güncel kira borcunu da ödemediğini, davalı firmaya yasal tebligat yapılamadığını, tüm bu hususların davalının mal kaçırma ve gizleme niyetinde olduğunu ispatladığını, Başkaca dosyalardaki ihtiyati haciz taleplerinin, işbu dosyaya konu icra dosyası ve dekonttan başkaca icra dosyaları ve dekontlara ilişkin olduğunu, ihtiyati haciz kararı verilmemesi halinde müvekkilinin, telafi edilemez zararlara uğrayacağını, mahkemece verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, ihtiyati haciz taleplerinin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Talep, ihtiyati haciz talebinin reddine dair verilen mahkeme kararının kaldırılması istemine ilişkindir. Talep eden vekili, müvekkili … A.Ş.’nin bağlı şirketi … A.Ş. ile davalılar arasında Yatırım ve Pay Sahipliği Sözleşmesi” imzalandığı, sözleşme uyarınca; müvekkili şirketin, 900.000 TL yatırım bedeli karşılığında davalı şirket tarafından yeni ihraç edilen paylara %25 oranında iştirak edeceği, sözleşme gereği olarak 02.04.2019 tarihinde 50.000,00 TL’nin, “Şirket Yatırım Sözleşmesi Kapsamında Ödeme” açıklaması ile davalı şirketin banka hesabına gönderildiği, buna karşılık söz konusu yatırım bedeli tutarı karşılığında davalı şirketin, hisse devri için gereken iş ve işlemleri gerçekleştirmediği, ilgili ödemeye ilişkin başlatılan icra takibine de itiraz edildiği belirtilerek, borçluların, icra takibine konu asıl alacağa yetecek miktarda menkul, gayrimenkulleri ile 3. şahıslardaki hak ve alacaklarının ihtiyaten haczine karar verilmesi talep edilmiş, mahkemece talebin reddine karar verilmiş, karara karşı talep eden tarafça istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İİK 257. maddesi, rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklarıyla diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir hükmünü haizdir. İİK’nın 258/1. maddesi hükmüne göre ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için mahkemenin ”alacağın varlığı hakkında kanaat edinmiş olması” yeterlidir. Somut olayda; karşı tarafla yapılan sözleşme uyarınca ödemelerin yapıldığı ancak karşı tarafça ödemeler karşılığı hisse devri için gereken iş ve işlemlerin yapılmadığı ileri sürülerek, yapılan ödemeler nedeniyle ihtiyati haciz kararı verilmesi talep edilmiş olup, tarafların karşılıklı olarak edimlerini yerine getirip getirmedikleri, alacağın varlığı ve miktarının tespitinin yargılamayı gerektirdiği, mevcut delil durumuna göre, talep tarihi itibarı ile muaccel bir alacağın varlığından söz edilemeyeceği gibi yaklaşık ispat koşulunun da sağlanmadığı, dolayısıyla mahkemece İİK’nın 257/I. maddesindeki ihtiyati haciz koşullarının oluşmadığı gerekçesi ile talebin reddine karar verilmesinin isabetli olduğu anlaşılmaktadır. Sonuç olarak, ilk derece mahkemesi hüküm ve gerekçesinde yasa ve usule aykırılık bulunmadığı gibi kamu düzenine aykırılık da görülmediğinden, talep eden vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesine göre esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-İhtiyati haciz talep edenin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan 162,10 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 59,30 TL istinaf karar harcı, istinaf talep eden tarafından peşin olarak yatırılmış olduğundan; başkaca harç tahsiline yer olmadığına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa talep halinde yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 18/03/2021 tarihinde HMK’nın 362/1-f maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.