Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2021/383 E. 2023/439 K. 14.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/383 Esas
KARAR NO: 2023/439 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI: 2018/946 Esas – 2020/192 Karar
TARİHİ: 20/02/2020
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 14/03/2023
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile; davalı yanın, müvekkili şirketle arasındaki ticari alışverişten kaynaklı ödenmemiş 74.357,01 TL borcu bulunduğunu, davalı borçlu bu borcunu ödemediği için aleyhine icra takibi başlatıldığını, davalının icra takibine haksız ve kötü niyetli olarak itiraz ettiği için icra takibinin durduğunu beyanla itirazın iptaline, takibin devamına, davalı borçlunun %20 oranında icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesi ile; davacı tarafın sunmuş olduğu dava dilekçesinde, iddia etmiş olduğu hususların yasal dayanaktan yoksun, somut bir delile dayanmayan ve tamamen soyut iddialardan ibaret olduğunu, bu beyanlara itibar edilmesinin hukuken mümkün olmadığını, davacı taraf iddia etmiş olduğu hususları ispat yükü altında olup, dava dilekçesinde delil olarak sunulan bilgi ve belgelerin hiçbirinin usul kuralları çerçevesinde, iddia edilen vakıayı ispata elverişli araçlar olmadığını, davacı ile müvekkili arasında, dava dilekçesinde iddia edilen hususların hiçbir zaman gerçekleşmediğini, davacının taleplerini tamamen karşılıksız maddi menfaat temin etmek üzere dile getirdiğini beyanla davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 20/02/2020 tarih ve 2018/946 Esas 2020/192 Karar sayılı kararında;”…Dosya kapsamı ve toplanan deliller birlikte değerlendirilmiştir. Davacı tarafça, davalı aleyhine fatura alacağının tahsili amacıyla icra takibi başlatılmış, davalının itirazı üzerine duran icra takibinin devamı için işbu dava açılmıştır. Dava konusu faturalar davacının ticari defterlerinde kayıtlı olup, davalı tarafın ticari defterleri bilirkişi incelemesine sunulmamıştır. Bu durumda faturalara konu ürünlerin davalıya teslimi konusunda ispat yükü davacı üzerindedir. Davacı tarafça sunulan fatura asılları üzerinde yapılan ek bilirkişi incelemesinde teslim alan kısmında davalı çalışanı olduğu tespit edilen kişilerin isim ve imzası bulunan irsaliyeli faturalar ile olmayan faturalar ayrıştırılarak hesaplama yapılmış, 20 adet ve 30.471,30-TL tutarında fatura ve irsaliyede isim ve imza bulunmadığından bu faturalar yönünden davacının ispat yükümlülüğünü yerine getirmediği, anlaşılmakla, davacının defterlerine göre alacaklı göründüğü 74.338,68 TL’den 30.471,30 TL’nin çıkarılması ile 43.867,38-TL alacaklı olduğu ispatlanmış olmakla davanın bu miktar zerinden kabulüne, fazlaya ilişkin talebin ispatlanamadığından reddine, davalının icra takibinden önce temerrüte düşürülmediği anlaşılmakla işlemiş faize ilişkin talebin reddine, ispatlanan alacak miktarı faturaya dayalı olup likit olduğundan davacı lehine icra inkar tazminatı verilmesine ilişkin aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.” gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesi ile; yerel Mahkemece verilen hükmün usul ve yasaya aykırı olduğunu, HMK madde 222/3’ün; “İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir.” hükmünü içerdiğini, istinafa konu kararın 20/02/2020 tarihinde verildiğini, hükümde yer alan “veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi” ibaresi anılan kanun hükmüne 7251 sayılı Kanun’un 23. maddesiyle yapılan değişiklikle eklenmiş olup, bu değişikliğin 28/07/2020 tarihinde yürürlüğe girdiğini, istinafa konu karar henüz kesinleşmemiş olup, anılan yasa değişikliğinin yürürlüğe girdiği tarihte de kesinleşmemiş olduğu göz önüne alındığında, yeni hükmün işbu davaya uygulanması gerektiğinin açık olduğunu, Mahkeme kararında belirtildiği üzere dava konusu alacağın müvekkilinin ticari defterlerinde yer aldığını, müvekkilinin ticari defterlerinin usul ve yasaya uygun şekilde tutulduğunu, bu bağlamda müvekkilinin defterlerinin lehine delil teşkil etme vasfı taşıdığının dosyada mevcut kök ve ek raporda belirtildiğini, buna karşılık davalı yanın ise ticari defterlerini mahkeme dosyasına ibraz etmediğini, bu sebeple bilirkişi incelemesi yapılamadığının açık olduğunu, anılan değişiklikle, istinafa konu karara gerekçe olan “Bu durumda faturalara konu ürünlerin davalıya teslimi konusunda ispat yükünün davacı üzerinde olması”nın söz konusu olmayacağını, anılan yasa değişikliğinin hüküm kesinleşmeden, yargılama tamamlanmadan yürürlüğe girdiği göz önüne alındığında Mahkeme kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğinin anlaşıldığını, HMK madde 222/1 ve HMK madde 31’de yer alan hakimin davayı aydınlatması ödevi gereğince Mahkemece resen inceleme yapılabilmesi için davalı şirkete müzekkere yazılması ve davalı yanın ihtar edilmesi gerektiğini beyanla yerel Mahkeme kararının kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, fatura ve cari hesaba dayalı alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali, takibin devamı ve icra inkar tazminatı taleplerine ilişkindir. Davacı taraf, davalı aleyhine Bakırköy … İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyası ile işlemiş faizi ile birlikte toplam 74.357,01 TL alacağın tahsili amacıyla ilamsız icra takibi başlatmış, davalı tarafından süresi içerisinde borca ve ferilerine itiraz edilmesi ile takip durmuş, davacı tarafından somut dava ile itirazın iptali talep edilmiş, davalı tarafından aralarında bir ticari ilişki olmadığından bahisle davanın reddi savunulmuş, Mahkemece yukarıda açıklanan gerekçe ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiş ve karara karşı davacı taraf istinaf başvurusunda bulunmuştur. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 222. maddesi uyarınca ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması ile diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması, diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi (Ek cümle: 22/7/2020-7251/23 md.) veya defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Tek başına fatura düzenlenmesi ve faturaların davacı defterlerinde kayıtlı olması alacağın ispatı için yeterli değildir. Davacının davalıya mal satıp teslim ettiğini yazılı delillerle ispatlaması gerekir. Somut dosya kapsamında; Mahkemece 14.03.2019 tarihli duruşmada, tarafların ticari defterleri ve dosya kapsamı üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmasına ve defterlerin ibrazına, aksi halde belgenin içeriği konusunda diğer tarafın beyanının kabul edilebileceğine karar verildiği, duruşma tutanağının davalı vekiline 21.03.2019 tarihinde tebliğ edildiği, davalı tarafın ticari defterlerini ibraz etmediği, incelemenin yalnızca davacının ticari defterleri üzerinde yapıldığı, davacı tarafından fatura konusu malların davalıya teslim edildiğine dair irsaliyelerin sunulduğu, irsaliyelerin bir kısmının imzasız olduğu ve Mahkemece, davalının çalışanı olduğu tespit edilen kişilerce teslim alan kısımları imzalanmış olan irsaliyelerin bağlı olduğu fatura tutarı kadar alacağın ispat edildiğinden bahisle davanın kısmen kabulüne karar verildiği anlaşılmakla, her ne kadar inceleme ve karar tarihi itibariyle davalı tarafça ticari defterlerin ibraz edilmemesi karşısında, yalnızca davacının ticari defterlerindeki kayıtların alacağın ispatı için yeterli kabul edilmemiş olması isabetli ise de, imzasız irsaliyelerin bağlı olduğu faturaların, davalının bağlı olduğu vergi dairesi müdürlüğüne BA formları ile bildirilmiş olması halinde, fatura içeriği malların davalıya teslim edildiğinin kabulü gerekeceğinden, ticari defterlerle bağlantılı kayıt niteliğinde olan BA-BS formları getirtilerek incelenmeden, eksik incelemeye dayalı olarak karar verilmesi isabetsiz olmuştur. Buna göre, ilk derece mahkemesince tarafların ilgili yıllara ait BA-BS formlarının dosyaya celbi ile gerekli olması halinde bilirkişiden kayıtlar üzerinde yapılacak inceleme neticesinde ek rapor alınması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekmektedir.HMK’nın (Değişik:22/07/2020-7251/35md.) 353/1-a-6 maddesinde; “Mahkemece, uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmamış veya değerlendirilmemiş olması ya da talebin önemli bir kısmı hakkında karar verilmemiş olması.” hali, kararın kaldırılarak, dosyanın mahkemesine iadesi sebepleri arasında gösterilmiştir. Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a-6 maddesi uyarınca kaldırılmasına, dosyanın davanın yeniden görülmesi için mahkemesine iadesine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacının istinaf başvurusunun KABULÜ ile; Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 20/02/2020 tarih ve 2018/946 Esas – 2020/192 Kararsayılı kararının HMK’nın 353/1-a-6 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, dosyanın mahkemesine İADESİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-İstinaf talep eden davacı tarafından yatırılan istinaf karar harcının talep halinde iadesine, 4-İstinaf başvurusu için yapılan yargılama giderlerinin esas hükümle birlikte ilk derece mahkemesince yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine, 5-Artan gider avansı olması halinde yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 14/03/2023 tarihinde HMK’nın 362/1-g maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.