Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2021/38 E. 2021/97 K. 28.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/38 Esas
KARAR NO: 2021/97 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 17. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
(DENİZCİLİK VE İHTİSAS MAHKEMESİ SIFATIYLA)
NUMARASI: 2020/105 D.İş – 2020/105 Karar
TARİH: 28/10/2020
TALEP: İhtiyati Haciz
KARAR TARİHİ: 28/01/2021
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: İhtiyati haciz talep eden vekili dilekçesinde; müvekkilinin … IMO numaralı … gemisi ile Romanya’nın Tulcea Limanından Türkiye’nin Bandırma Limanına taşınan aluminyum hydroksit emtiasının sahibi olan … Ltd. Şti. firmasının yük sigortacısı olduğunu, seyir esnasındayken geminin motorunun arızalandığının iddia edilerek sefere devam edemediğini, geminin 30.06.2020 tarihinde şüpheli olarak müşterek avarya ilan ettiğini, geminin sefere devam edememesi sebebiyle gemiye kurtarma hizmeti verilmesi gerektiğinin iddia edilerek … gemisi ile … Ltd isimli şirket aralarında kurtarma hizmetine ilişkin görüşmelerin gerçekleştirildiğinin iddia edildiğini, aralarında sözde bir kurtarma sözleşmesinin akdedildiğini, müvekkili tarafından yapılan sahtecilikler o aşamada bilinmediği için kurtarma şirketine kurtarma hizmetine istinaden 70.000.- USD ödeme yapıldığını, müvekkilinin ödeme yapmadan önce Bandırma 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2020/57 Değişik İş dosyası nezdinde tespit yapılması talebinde bulunduğunu, talep üzerine 07.07.2020 tarihinde gemi üzerinde tespit işlemlerinin gerçekleştirildiğini ve dosyanın bilirkişilere teslim edildiğini, kurtarma ücreti ödendikten sonra dosyada bilirkişilerin incelemesi devam ederken … Sigorta Hasar Servis Müdürlüğü’ne gönderilen Bandırma Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2020/4196 Soruşturma Numaralı Dosyası tahtında geminin armatörü … hakkında şikayette bulunulduğunun geminin 2. kaptanı … tarafından müvekkili şirkete ihbar edildiğini ve bu kapsamda şüpheli …’un hukuka aykırı eylemlerinden haberdar olunduğunu, geminin 2. kaptanı tarafından gönderilen ihbar dilekçesi ve evrak doğrultusunda Bandırma Cumhuriyet Başsavcılığının 2020/4642 sayılı dosyası nezdinde suç duyurusunda bulunulduğunu, kaptandan sonra en yetkili çalışan olan ikinci kaptan tarafından da belirtildiği gibi geminin denize elverişli olmadığını, evrakta sahtekarlık, sigortacıyı dolandırma suçlarının işlenerek karşı yanın haksız fiiler işlediğini, gemide sürüklenmenin olmadığını, olayda kurtarma şartlarının oluşmadığını belirterek müvekkilinin seferden önce denize elverişsiz olan, evrakta sahtecilik ve dolandırıcılık faaliyetleri ile ilgili işlemler yapan karşı tarafın kurtarma şartlarının oluşmadığı/kurtarma faaliyeti olmadığı halde kurtarma şirketine … gemisinde taşınan yük için ödediği kurtarma ücretine ilişkin olarak şimdilik 70.000,-USD tutarındaki gemi/deniz alacağının teminat altına alınmasını teminen … IMO numaralı … isimli gemi aleyhine ihtiyati haciz kararı verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 28/10/2020 tarih 2020/105 D.İş – 2020/105 Karar sayılı kararında; ” davacının … gemisi ile Romanya’dan Bandırma Limanına taşınan yük sigortacısı olduğu, anılan sefer sırasında gerçekleştiği söylenen kurtarma faaliyeti nedeniyle yük için davacının 70.000,00 USD kurtarma ücreti ödediği, ancak ikinci kaptanın ileri sürdüğü nedenlerle geminin denize elverişli olmadığı, evrakta sahtecilik yoluyla sigortacıyı dolandırmanın amaçlandığı, gemide sürüklenme ve kurtarma operasyonunun şartlarının oluşmadığı, kısacası gerçek bir kurtarma faaliyetinin sözkonusu olmadığı nedeniyle kurtarma şirketine, taşınan yük için ödenen kurtarma ücreti alacağından dolayı gemi üzerine TTK’nun 1352 ve devamı maddeleri gereğince ihtiyati haciz konulması talebinde bulunulmuş olup, talep dilekçesinde belirtilen Bandırma Cumhuriyet Başsavcılığının 2020/4196 nolu soruşturma dosyası örneğinin celbedilip incelenmesinden, anılan Başsavcılık tarafından davacı … Sigortanın talep dilekçesinde ileri sürdüğü sahtecilik iddiaları ile geminin ikinci kaptanlığını yapan …’in ihbarı üzerine soruşturma açıldığı ve soruşturmanın halen devam ettiği anlaşılmıştır. Bu durumda, davacının ileri sürmüş olduğu sahtecilik ve dolandırıcılık iddiaları bu kapsamda … IMO nolu … gemisi ile ilgili gerçek bir kurtarma faaliyetinin sözkonusu olup olmadığı hususları Bandırma Cumhuriyet Başsavcılığının yürütmekte olduğu soruşturmanın neticesinde ortaya çıkacak olması nedeniyle bu aşamada ihtiyati haciz kararı verilmesinin yasal koşullarının oluşmadığı …”gerekçesi ile, İhtiyati haciz talebinin reddine, karar verilmiş ve karara karşı ihtiyati haciz talep eden vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: İhtiyati haciz talep eden vekili istinaf dilekçesi ile, yerel mahkeme kararının yasaya ve yerleşik Yargıtay İçtihatlarına aykırı olduğunu, Türk Ticaret Kanunu’nun 1362.maddesi çerçevesinde, geminin ihtiyati haczini talep eden deniz alacaklısının alacağını tam ve kesin olarak ispatlaması aranmamakta, başka bir deyişle, alacağın yaklaşık ispat seviyesinde ispatlanması yeterli olacağını, Yargıtay 11. Hukuk Dairesi kararında, deniz alacağından kaynaklanan, ihtiyati haciz talepli dosyada alacağın tam ve kesin olarak ispatının aranmadığı, yaklaşık ispatın yeterli olduğu açıkça belirtildiğini, (Yargıtay 11. Hukuk Dairesi E. 2014/11222 K. 2014/13495 T. 10.9.2014) Yargıtay 23. Hukuk Dairesi’nin oldukça yeni tarihli kararında ise, alacağın yaklaşık ispatı noktasında, delil olarak, bağlantılı ceza dosyasına sunulan delil ve belgeler ile hukuk dosyasından alınan bilirkişi raporunun sunulmasının yeterli olduğunu, (Yargıtay 23. Hukuk Dairesi E. 2017/885 K. 2020/1988 T. 10.6.2020 – Yargıtay 11. Hukuk Dairesi., E. 2014/19090 K. 2015/645 T. 19.1.2015 – Yargıtay 19. Hukuk Dairesi., E. 2016/12833 K. 2017/7624 T. 2.11.2017 ) Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin aşağıda yer verilen kararında ise, ihtiyati hacizde, diğer hukuki koruma tedbirlerinde olduğu gibi, amacın davaya dair esas yargılamasından farklı olarak uyuşmazlığı sona erdirmek olmadığını, bu nedenle alacağın varlığının esas yargılamada olduğu gibi tam ve kesin olarak ispatının aranmayacağını, (Yargıtay 19. Hukuk Dairesi E. 2016/18758 K. 2018/475 T. 8.2.2018 – Yargıtay 17. Hukuk Dairesi E. 2016/18144 K. 2017/11201 K. T. 30.11.2017) Açıklanan nedenlerle, soruşturmanın henüz sonuçlanmadığından bahisle ihtiyati haciz talebinin reddedilmesinin hukuka aykırı olduğunu, Tespit dosyasından alınan bilirkişi raporu ve soruşturma dosyasından alınan, işbu dosyada mübrez evraklar ve geminin en yetkili isimlerinden 2. kaptanın beyanları, müvekkili şirketin alacağının varlığını ispatladığını, Geminin denize elverişli olmadığı ve kurtarma ve müşterek avaryanın şartlarının oluşmadığını, tespit dosyasından alınan bilirkişi raporu ile açıkça tespit edildiğini ve sübuta erdiğini, bilirkişilerce yapılan teknik değerlendirmeler neticesinde ortaya koyulan bu tespitler çerçevesinde, donatanın hileli davranışları neticesinde kurtarma ücreti ödemek durumunda kalan müvekkili şirketin geminin denize elverişsiz olduğunu bilmeden yapmış olduğu bu kurtarma ücretine dair ödemeyi gemiyi denize elverişsiz olarak sefere çıkaran ve hileli davranışlarda bulunan donatandan talep etme hakkının mevcut olduğu ispatladığını, Soruşturma dosyasının sonuçlanmasının çok uzun bir süre alacağı ve geminin bu süre içinde satılması, hurdaya verilmesi, jilet olması vb ihtimaller bulunduğu düşünüldüğünde, ihtiyati haciz kararı verilmediği durumda müvekkili şirket nezdinde geri döndürülemez zararların doğacağını, İleri sürerek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasını, müvekkilinin seferden önce denize elverişsiz olan, dolayısıyla kurtarma şartları oluşmadığı/ kurtarma faaliyeti olmadığı halde kurtarma şirketine … gemisinde taşınan yük için ödediği kurtarma ücretine ilişkin olarak şimdilik 70.000.- USD tutarındaki gemi/deniz alacağının teminat altına alınmasını teminen … IMO numaralı … gemisi üzerine ihtiyati haciz konulmasına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Talep, TTK.’nın 1353. Maddesi uyarınca deniz alacağı kapsamında gemi hakkında ihtiyati haciz kararı verilmesine ilişkindir. Talep eden vekili, müvekkilinin üzerine ihtiyati haciz konulması talep edilen gemi ile taşınan yükün sigortacısı olduğunu, ilgili geminin sigortalı yükü deniz yoluyla taşırken müşterek avarya ilan ettiğini ve kurtarma hizmeti veren tarafa müvekkili tarafından kurtarma ücreti ödendiğini, geminin denize elverişli olmadığını, evrakta sahtekarlık, sigortacıyı dolandırma suçlarının işlenerek karşı yanın haksız fiiler uyguladığını, gemide sürüklenmenin olmadığını, olayda kurtarma şartlarının oluşmadığını belirterek müvekkilinin kurtarma şartlarının oluşmadığı/kurtarma faaliyeti olmadığı halde kurtarma şirketine … gemisinde taşınan yük için ödediği kurtarma ücretine ilişkin olarak şimdilik 70.000,-USD tutarındaki gemi/deniz alacağının teminat altına alınmasını teminen … IMO numaralı … isimli gemi aleyhine ihtiyati haciz kararı verilmesini talep etmiş, mahkemece talep edenin ileri sürdüğü iddialar ile ilgili soruşturma yürütüldüğü, gerçek bir kurtarma faaliyetinin olup olmadığının soruşturma neticesinde ortaya çıkacağı bu aşamada ihtiyati haciz koşullarının oluşmadığı gerekçesi ile talebin reddine karar verilmiş, karara karşı ihtiyati haciz talep eden vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. TTK’nın 1353. Maddesinde deniz alacaklarının teminat altına alınması için gemi hakkında ihtiyati haciz kararı verilebileceği düzenlenmiş, 1352. Maddesinde deniz alacakları gösterilmiştir. Yine 1362/1 maddesine göre ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için alacaklının, alacağın 1352. Maddede sayılan deniz alacaklarından olduğu ve parasal değeri hakkında mahkemeye kanaat getirecek delil göstermesi yeterlidir. İhtiyati haczin genel şartlarının gösterildiği İİK 258. maddeye göre de alacaklının, alacağı ve ihtiyati haciz sebepleri hakkında mahkemeye kanaat getirecek delilleri sunması gerekir. Anılan yasal düzenlemelere göre ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için alacağın varlığı ve istenebilir olduğunun tam ve kesin olarak ispat edilmesi gerekliliği aranmamış, bu konuda mahkemeye kanaat getirecek delillerin sunulması yeterli kabul edilmiştir. Somut olayda ihtiyati haciz talep eden tarafından dosyaya sunulan belgeler alacağın deniz alacağı olduğu yönünde yaklaşık ispata yeterli olmayıp, ilk derece mahkemesi kararında da belirtildiği üzere yargılamayı gerektirmektedir. Bu nedenle ihtiyati haciz talep edenin istinaf sebepleri yerinde değildir. Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, ilk derece mahkemesinin ihtiyati haciz talebinin reddine ilişkin kararı usul ve yasaya uygun görüldüğünden, talep eden vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-İhtiyati haciz talep edenin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’ nun 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan 148,60.TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 59,30.TL istinaf karar harcından, istinaf eden tarafından yatırılan 54,40TL harcın mahsubu ile bakiye 4,90.TL’nin ihtiyati haciz talep edenden tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa avansı yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 28/01/2021 tarihinde HMK’nın 362/1-f maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.