Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2021/379 E. 2023/281 K. 23.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/379 Esas
KARAR NO: 2023/281Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI: 2019/847 Esas – 2020/906 Karar
TARİH: 254/12/2020
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 23/02/2023
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, davacı ile davalı şirket aralarında ticari ilişki bulunduğu, davacı şirketin davalı tarafa iplik satışı gerçekleştirdiğini, bunun üzerine cari hesapta biriken bakiyenin talep edilmesi üzerine davalı şirket tarafından bir kısım ödeme yapıldığını, ipliklerde jut ve polipoliplen tespit edildiği gerekçesiyle bakiyenin ödenmeyeceğini bildirmiş, ayıplı olduğu ileri sürülen iplikler için sipariş formu oluşturularak davalıya gönderildiğini, davalı şirketin sipariş formunu onaylaması üzerine talep ettikleri iplikler davalı şirkete teslim edildiğini, cari hesaptaki bakiyenin istenmesi üzerine ipliklerin tesliminden 40 gün geçtikten sonra ayıp iddiasını ileri sürerek cari hesaptaki bakiyeyi ödemediğini, bunun üzerine 01.08.2019 tarihince icra takibi yapıldığını, davalının takibe itiraz ettiğini beyanla, davalının haksız ve mesnetsiz itirazının iptali ile 14.039,96 TL üzerinden takibin devamına, davalının 14.096,39 TL üzerinden %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkumiyetini, yargılama gideri ve avukatlık ücretinin karşı tarafa karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesi ile, davacı sipariş formlarında açıkça “ipliklerin uçuntu, polipoliplen garantisi yoktur. Kumaş iadesi veya reklamasyon kabul edilmez. Beğenilmeyen iplik, iplik olarak geri alınır” uyarısının yapıldığını, bu sebeple reklamasyon kabul edilmeyeceğini belirttiğini, ancak sipariş formlarının sözleşme niteliğinde olmadığını, davalı şirkete gelen iade faturalar sonrası davalı, mallardaki sorunla ilgili olarak davacı ile sözlü ve mail üzerinden görüşmeler yaptıklarını, ayıplı mallar nedeniyle büyük zarara uğradığını, davacı mallardaki ayıp durumundan sorumlu olmadıklarını, kendilerinden kaynaklı bir ayıp durumu mevcut ise de mallar artık işlendiğinden bu ayıp bildirimini kabul etmediklerini kötü niyetli olarak dile getirdiklerini, davalı şirketin zararı 26.000,00-TL olmasına rağmen davalı iyi niyetli olarak zararı da paylaşmak adına yarı yarıya teklif yapıp bu miktar oranında 31.07.2019 tarihinde 13.000 TL’lik (KDV dâhil 14.040 TL) reklamasyon faturası kestiğini, karşı tarafa reklamasyon faturaları gönderilmesine rağmen bu faturaları kayıtlarına almadığını beyanla, kötü niyetli açılan davanın reddine, davacının %20’den az olmamak kaydıyla kötü niyet tazminatına hükmedilmesini, yargılama gideri ve vekâlet ücretlerinin karşı taraf tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ:İlk Derece Mahkemesi 24/12/2020 tarih 2019/847 Esas 2020/906 Karar sayılı kararında;”….TTK’ nın 23/c maddesi uyarınca malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise 2 gün içinde alıcı durumu satıcıya ihbar etmelidir. Şayet açıkça belli değil ise alıcı malı teslim aldıktan sonra 8 gün içinde incelemeli veya incelettirmek ve bu inceleme sonucunda malın ayıplı olduğu ortaya çıkarsa, haklarını korumak için durumu bu süre içinde satıcıya ihbar ile yükümlüdür. Taraflarca imza altına alınan ve davalı … Dış Ticaret LTD.ŞTİ nin kaşesinin bulunduğu satış sipariş formunda ‘ipliklerin Jüt uçuntu polipropilen garantisi yoktur .Kumaş iadesi veya reklamasyon kabul edilmez beğenilmeyen iplişk iplik olarak geri alınır’kaydı dikkate alındığında davalının iplik siparişi verirken, davacının ipliklerde yabancı madde bulunmadığı konusunda garanti vermediğini açıkça belirtmesine rağmen, ipliklerin yabancı elyaf içerebileceğini bilerek sipariş verdiği, yabancı elyaf bulunmadığı garantisi verilen ipliklerin piyasada daha pahalı olduğu, yabancı elyaf bulunmadığı garantisi verilmeyen ucuz bir iplik sipariş eden davalının yabancı elyaf içeren iplikler nedeniyle uğramış olduğu zararını davacıdan talep edemeyeceği anlaşılmış olup ayrıca taraflar tacir olduğundan ayıp ihbarının TTK’ nın 18/3. maddesinde hükme bağlanan usullerle ve TTK’ nın 23/3. maddesinde öngörülen süreler içinde ve satılanda olağan bir gözden geçirmeyle ortaya çıkarılamayacak gizli ayıp olması halinde BK’ nın 223. maddesinin 2. ve 3. fıkralarındaki belirtildiği üzere öğrenildiğinde derhal yapılması gerektiği gözetildiğinde, dava konusu ürünlerin 28/03/2019 ,30/03/2019 ,01/04/2019, 03/04/2019 ve 20/04/2019 tarihli fatura ile teslim edildiği davalı yanca 07/05 2019 da ayıp ihbarda mail olarak bulunulmuşssa da ayıp ihbarının TCK 18/3. maddesinde belirlenen sürede ve maddede de belirtilen usule uygun yapılmadığı, davalının dava satın aldığı ürünlerin gizli ayıbı olup olmadığını satın alma tarihinden itibaren 8 gün içinde inceleyip satıcıya bildirmesi gerekirken bunu yapmadığı bu itibarla oluştuğunu öne sürdüğü ayıp iddiasının ispatlanamaması nedeniyle açılan davanın kabulü ile Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasına davalının itirazının iptaline, takibin 14.039,96-TL asıl alacak üzerinden devamına, işlemiş faiz dava konusu yapılmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına, davacı tarafın icra inkar tazminatı talebinin kabulü ile asıl alacağın %20’si oranında 2.807,99-TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, karar verilerek aşağıdaki şekilde karar verilmiştir…”gerekçesi ile, 1-Açılan davanın kabulü ile Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasına davalının itirazının iptaline, takibin 14.039,96-TL asıl alacak üzerinden devamına, işlemiş faiz dava konusu yapılmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına, 2-Davacı tarafın icra inkar tazminatı talebinin kabulü ile asıl alacağın %20’si oranında 2.807,99-TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, karar verilmiş ve karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesi ile, uyuşmazlık konusunun hukuki bir neden olup teknik bir yönü bulunmadığını yerel mahkemenin sadece teknik değerlendirme yapabilecek olan bilirkişi raporuna itibar ederek davanın kabulüne karar vermesinin hukuka aykırı olduğunu,Sipariş formlarının önceden hazırlanmış matbu olarak hazırlanan ve içeriğine etki edilmeyen sözleşme niteliği de olmayan bir form olması nedeniyle hükümsüz olduğunun yargıtayın yerleşik kararları ile de sabit olduğunu, önceden yapılan bir sorumsuzluk kaydının kesin hükümsüz olduğu dikkate alındığında davacı tarafından yapılan işbu sorumsuzluk iddiası mezkur TBK ilgili maddesi ve yerleşik yargıtay kararları ışığında mesnetsiz olduğunu, Müvekkili şirket ile karşı tarafın ticaret hacmi ekte sunulan cariden de anlaşılacağı üzere 5 Milyon TL olduğunu, müvekkilinin somut olayda hep uzlaşıdan yana olmasına rağmen karşı tarafın tüm iyiniyeti bir tarafa bırakıp bugün için ıspat külfeti, ve ayıp ihbarından bahsetmesinin kabul edilemeyeceğini, Somut olayda tonlarca iplik alındığını, bu kadar malın 2 gün içinde açılmasının dahi mümkün değil iken işlem sonrası ortaya çıkan gizli ayıpların farkedilemeyeceğini, çuvallarda gelen ipliklerin dış görünümünden bişey anlaşılmayacağını, bu ipliklerin işlem sırasında veya işlemlerden sonra çeşitli aşamalarda (örme, boyama, yıkma, ütüleme, kesim vs.) ayıplar çeşitli şekillerde ortaya çıktığını, davacıdan alınan ipliklere yapılan işlemler sonrasında müvekkilinin müşterilerinden şikayet ve ihbarlar geldiğini, durumun hemen davacı tarafa bildirildiğini, davacı tarafa konu ile ilgili defalarca sözlü ve yazılı olarak durumun iletildiğini, ayıplı ürün nedeniyle müvekkilinin müşterileri ile ilişkilerinin bozulduğun,, onlar tarafından reklamasyon faturası düzenlendiğini, Müvekkile fatura edilen mallardan bir kısmında gizli ayıp olduğu iplerin fason örgü, boyama , fırça vs. İşlemlerle işlenmesi neticesinde kumaşta jüt, yabancı elyaf, polyster ve polipropilen çıktığının müvekkili firma müşterileri tarafından görülmesi nedeniyle iade, fireli kesim, reklamasyona tabi tuttuklarını, bazı müşterilerin ise Kumaş kesimlerinin bu haliyle yapılamayacağı müvekkili firmaya bildirilmesi üzerine, davacı firma tarafından kumaşlarda temizlik işlemi yapıldığını ancak yapılan bu temizlik işlemi sonrası kumaşların pastalda kesilemeyecek durumda olduğu için müvekkili tarafından ekstra boya işlemi yapıldığını ve bu boyama işlemi için 6 Bin TL civarı bir meblağ harcandığını, Karşı taraf delilleri arasında kendince yapılan jüt temizleme faturalarını sunmakla aslında ayıbı kabul ettiğinin açıkça ortada olduğunu, Malların gizli ayıplı olduğunun davacıya bildirildiğini ve bu gizli ayıplı mallardan numuneler de davacı firmaya gönderildiğini ancak davacı, müvekkilline ayıplı mallarla ilgili herhangi bir şey yapamayacağını belirttiğini, Müvekkili şirkete gelen iade faturalar sonrası müvekkilinin mallardaki sorunla ilgili olarak davacı ile sözlü ve mail üzerinden görüşmeler yaptığını, ayıplı mallar nedeniyle büyük zarara uğradığını belirttiğini ancak davacı, mallardaki ayıp durumundan sorumlu olmadıklarını, kendilerinden kaynaklı bir ayıp durumu mevcut ise de mallar artık işlendiğinden bu ayıp bildirimini kabul etmediklerini dile getirdiğini, 30/07/2019 tarihli mailde de açıkça yazdığı üzere tüm bu görüşmeler sonucunda müvekkilinin zararının 26.000 olmasına rağmen müvekkilinin iyiniyetli olarak zararı da paylaşmak adına yarı yarıya teklifini yapıp bu miktar oranında 31/07/2019 tarihinde 13.000 TL lik (kdv dahil 14.040 TL) lik reklamasyon faturası kestiğini ancak karşı tarafa reklamasyon faturaları gönderilmesine rağmen bu faturaları kayıtlarına almadığını, karşı taraftan 26.000 TL lik tüm zarardan sorumlu olması gerekirken, iyiniyetli olan müvekkilinin bu zararın yarısına katlanmasına rağmen karşı taraf kötüniyetli olarak kendi ürünün arkasında durmamasının kabul edilemeyeceğini, TBK M. 223/2 ‘de ”Alıcı, devraldığı satılanın durumunu işlerin olağan akışına göre imkân bulunur bulunmaz gözden geçirmek ve satılanda satıcının sorumluluğunu gerektiren bir ayıp görürse, bunu uygun bir süre içinde ona bildirmek zorundadır. Alıcı gözden geçirmeyi ve bildirimde bulunmayı ihmal ederse, satılanı kabul etmiş sayılır. Ancak, satılanda olağan bir gözden geçirmeyle ortaya çıkarılamayacak bir ayıp bulunması hâlinde, bu hüküm uygulanmaz. Bu tür bir ayıbın bulunduğu sonradan anlaşılırsa, hemen satıcıya bildirilmelidir; bildirilmezse satılan bu ayıpla birlikte kabul edilmiş sayılır.” hükmü göz önünde bulundurulduğunda, ayıbın ipliklerin işlenmesi neticesinde ortaya çıktığını ve ipliklerden kaynaklanan bu ayıbın müvekkili şirkete bildirilmesi üzerine reklamasyon faturalarının davacı şirkete gönderildiğini, bir an için davanın kabulü kabul edilse dahi müvekkili aleyhine kötüniyet tazminatına hükmedilmiş olmasının usul ve yasaya, Yargıtay kararlarına aykırı olduğunu, İleri sürerek istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının istinaf incelemesi sonucunda kaldırılmasına, davanın reddine, davacı aleyhine kötüniyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, taraflar arasındaki ticari ilişki kapsamında cari hesap alacağının tahsili talebiyle başlatılan icra takibine itiraz üzerine açılan itirazın iptali davasıdır.Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş ve karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Mahkemece tarafların ticari defter ve belgeleri incelenmek suretiyle mali müşavir ve tekstil Mühendisi bilirkişilerden oluşan heyetten rapor alınıp istinafa konu kararın verildiği anlaşılmıştır. Taraflar arasında yazılı bir satış sözleşmesi olmadığı, her iki tarafında imzasının olduğu SİPARİŞ FORMUNUN olduğu, taraflar arasında sipariş formuna göre davacının davalıya iplik satışı nedeniyle ticari ilişki bulunduğu, davalının siparişi üzerine davacının düzenlediği sipariş formlarının davalıya fakslanarak onaylatıldığı anlaşılmıştır. Davalı, satış sözleşmesine konu ürünün ayıplı olduğunu iddia etmiş olup somut uyuşmazlıkta, taraflar TTK 16 madde hükmünce tacir olduğundan ayıp ihbarının TTK’ nın 18/3. maddesinde hükme bağlanan usullerle ve TTK’ nın 23/3. maddesinde öngörülen süreler içinde ve satılanda olağan bir gözden geçirmeyle ortaya çıkarılamayacak gizli ayıp olması halinde TBK’nun 223. maddesinin 2. ve 3. fıkralarında belirtildiği üzere öğrenildiğinde derhal yapılması gerektiği gözetildiğinde, davalının ayıp iddiasını ispatlaması gerekmektedir. Tacirler arasında ayıp ihbarının yasal süre içerisinde ve TTK’ nun belirttiği yönde geçerli olarak yapılması gereklidir.Somut olaya döndüğümüzde, taraflar arasında 2018 yılı öncesinden başlamak üzere davacı tarafından davalıya iplik satışı yapılması şeklinde ticari ilişki kurulduğu, bilirkişi raporunda davacı ve davalı yanın incelenen ticari defter ve kayıtlarında taraflar arası cari hesap farklığının 14.039,96 TL olup, bu farklılığın davalı tarafından davacı yana düzenlenen 31.07.2019 tarihli … no.lu Reklamasyon Gideri Açıklamalı 14.040,00 TL tutarlı e-faturadan kaynaklı olup iş bu fatura davalı ticari defterlerinde kayıtlı olup, davacı ticari defterlerinde ise kayıtlı olmadığının tespit edildiğinin belirtildiği, davacı tarafından dosyaya ibraz edilen taraflarca imza altına alınan ve müşteri teyidi kısmında davalı şirket yetkilisi …’un ismi ve davalı … Dış Ticaret LTD.ŞTİ nin kaşe ve imzasının bulunduğu, 25/03/2019 ve 15/04/2019 tarihli satış sipariş formları incelendiğinde; ” İpliklerin Jut uçuntu, polipoliplen garantisi yoktur. Kumaş iadesi veya reklamasyon kabul edilmez. Beğenilmeyen iplik iplik olarak geri alınır’kaydının düşüldüğü ayrıca müşteri teyidi aşağıdaki şartları okudum ve onaylıyorum ibaresinin yazılı olup aşağıdaki şartlarda ise;”Mal tesliminden itibaren 8 gün içinde ipliklerde bir problem çıktığında açılmamış çuvallar iade alınır. İplikten meydana gelebilecek renk kalite problemleri iplik alıcısı (müşteri) tarafından fark edilmelidir aksi taktirde reklamasyon hiç bir şekilde kabul edilmemektedir. Doğabilecek olumsuz şartları önlemek için ipliklerin tümü kullanılmadan önce alıcı, numune çalışması yapmalıdır. Örülmüş kumaş, ağzı açık çuval ve kullanılmış bobinler kesinlikle iade alınmaz . İade edilmek istenilen iplikler tarafımıza önceden haber verilerek karşılıklı mutabakat yapıldıktan sonra iade edileceği,” ibareleri dikkate alındığında davalının iplik siparişi verirken, davacının ipliklerde yabancı madde bulunmadığı konusunda garanti vermediği ve Doğabilecek olumsuz şartları önlemek için ipliklerin tümü kullanılmadan önce davalı alıcının, numune çalışması yapması gerektiği açıkça belirtilmesine rağmen, davalının bu yönde numune çalışması yaptığına ilişkin delil ibraz edilmediği gibi davalının ipliklerin yabancı elyaf içerebileceğini bilerek sipariş verdiği, yabancı elyaf bulunmadığı garantisi verilen ipliklerin piyasada daha pahalı olduğunun bilirkişi raporunda belirtilmiş olup, davalı tarafça kesilen reklamasyon faturasının davacının hangi faturalarındaki ürüne karşılık kesildiğine yönelik dayanak belge ibraz edilmediği gibi kendisine gönderilen malların sözleşme ile kararlaştırılandan farklı mallar olduğunun ispatlanamadığı anlaşılmıştır. Ayıplı olduğu iddia edilen ürünlerin süresi içerisinde davacıya iade edildiğine ve iade faturası düzenlendiğine yönelik bir delil ibraz edilmediği, yabancı elyaf bulunmadığı garantisi verilmeyen ucuz bir iplik sipariş eden davalının yabancı elyaf içeren iplikler nedeniyle uğramış olduğu zararını davacıdan talep edemeyeceği, davaya konu alacak likit olduğu ve icra inkar tazminat şartlarının oluştuğu anlaşılmakla; İlk Derece Mahkemesince sunulan deliller, bilirkişi rapor içeriğindeki tespitler de gözetilerek kurulan hüküm gerekçesinde davalı vekili tarafından ileri sürülen istinaf nedenleri detaylı şekilde tartışılıp değerlendirildiği, mahkeme gerekçesi ve tespitinin dosya kapsamına uygun olduğu dairemizce belirlendiğinden, davalı vekilinin istinaf sebepleri ilk derece mahkemesinin kabul ve gerekçesine göre yerinde görülmemiştir. Sonuç itibariyle, davalının istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’ nın 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 959,07.TL istinaf karar harcından, istinaf eden tarafından peşin olarak yatırılan 240,00.TL harcın mahsubu ile bakiye 719,06.TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa talep halinde yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 23/02/2023 tarihinde HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.