Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2021/371 E. 2023/948 K. 08.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/371 Esas
KARAR NO: 2023/948 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI: 2019/231 Esas – 2020/541 Karar
TARİH: 28/10/2020
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 08/06/2023
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkili ile davalı şirket arasında elektrik kablosu satımı hususunda görüşmeler ile müvekkili şirkete özel iskonto uygulanarak fiyat tekliği sunulduğunu ve kabul edildiğini, sözleşmenin akdedildiğini, toplam bedel ve birim fiyatlar konusunda mutabık kalındığını, davalının ürünleri süresinde teslim etmediğini, kısım kısım sevk etmeye başladığını, gelen ilk ürünlere ilişkin faturaların anlaşmaya uygun olarak tanzim edildiğini, ileri tarihli sevkiyatları anlaşmaya uygun olmayarak %59 iskonto yerine %50 iskonto ile düzenlendiğinin tespit edildiğini, yapılan görüşmelerde faturaların yanlış hesaplandığını, müvekkilinin %59 iskonto ile satış yapmaya devam edileceğini, tüm mallar teslim edildikten sonra hesaplama yapılarak gerektiği takdirde fiyat farkı faturası ile durumun düzeltileceğini bildirdiklerini, defalarca hesaplamanın yapılması bildirilmiş ise de davalının bu duruma yanaşmadığını, 27/12/2018 tarihli … sıra numaralı fiyat farkı faturasının tanzim edilerek 28/12/2018 tarihli ihtarname ile davalı şirkete gönderildiğini,davalının müvekkilini telafisi imkansız zarara uğrattığını, müvekkilinin alacağının tahsili için davalı aleyhine icra takibi başlattığını, davalı tarafından icra takibine haksız olarak itiraz edildiğini ve takibin durduğunu bildirerek; itirazın iptali ile takibin devamına, %20 den aşağı olmamak üzere davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesine, vekalet ücreti ve yargılama giderinin davalı yana yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesi ile, müvekkili şirket ile davacı arasında akdedilmiş bir sözleşme bulunmadığını, dava dilekçesi ekinde bulunan fiyat teklifinin taraflarınca … İnşaat adına çıkartılmış fiyat teklifi olduğunu, müvekkili şirketin davacı ile sözleşme imzalamadığını fiyat teklifini içeren teklif kağıdını kaşeleyerek verdiğini, taraflar arasında basit/özel iskonto uygulanacağına ilişkin sözleşme yapılmadığını, teklif formunun sözleşme sayılmasının hukuken mümkün olmadığını, sabit iskonto uygulanacağına dair taahhüt verilmediğini, fiyat teklifinin de ödeme günü 120 gün olarak belirlendiğini, teklifte belirlenen 2.345.486,68 TL bedelinin 120 günde gerçekleştirilmediğini, çeklere ilişkin tahsilat makbuzlarını sunduklarını, davacının kendi edimlerinin yerine getirmeden özel iskonto uygulaması hususunun kabul edilemeyeceğini, faturalara 8 gün içinde itiraz edilmediğini, faturalardan yaklaşık 1 yıl sonra iskonto faturası tanzim edildiğini, sunulan elektronik postalarda %59 iskonto uygulanacağına dair ibare bulunmadığını, e-maillerde yazışmalarda dahi iskonto oranları farkındalığı ile hareket edildiğini, müvekkilinin dahi o dönemde %59 iskonto ile mal alışı yapmadığını, bakır kablo firmasında üretici olmayan firmanın özel iskonto yapamayacağını, davacının basiretli tacir gibi davranmamasının sorumlusunun tarafları olmayacağını bildirerek; davanın reddine, davacı aleyhine %20 den aşağı olmamak üzere tazminata hükmedilmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 08/10/2020 tarih 2019/231 Esas 2020/541 Karar sayılı kararında; “…Tüm dosya kapsamı ve delillerin değerlendirilmesi sonucunda; davacı ve davalının incelemeye sunulan ticari defterlerinin TTK 64.maddesi ve HMK.nun 222 maddesi uyarınca usulüne uygun şekilde tutulduğu sahipleri lehine delil vasfında bulundukları, davacının kendi ticari defterlerindeki kayıtlarda davalıdan 320.467,70 TL.sı alacaklı olduğu ,davalının ise kendi ticari defterlerindeki kayıtlarda davacıdan 422.07TL.sı alacaklı olduğu taraf kayıtları arasında ki farkın davacının icra takibine konu ettiği 27.12.2018 tarihli … no.lu fiyat farkı faturasından kaynaklandığı davacı tarafından alım satımda %59 iskonto uygulanması gerektiği halde uygulanmadığı bildirilerek fiyat farkı faturası kesildiği, davalı tarafından %59 oranında iskonto uygulanması gerektiği yolunda yazılı sözleşme olmadığı, fiyat teklif formunun sözleşme olarak kabul edilmeyeceğini davacının fiyat teklifinde belirlenen 120 gün içinde ödeme yapmadığını kendi sorumluluğunu geç yerine getirdiğini savunduğu, davacının dava konusu fiyat farkı faturalarının dayanağını oluşturan faturalarda davalı tarafından birim fiyatlar üzerinden 3.021.570,57TL tutarındaki ürün bedellerine karşılık 1.510.785,28TL.sı iskonto uygulandığı, fatura altı iskonto oranın %50 olduğu, davalı tarafından aynı ürünler için tanzim edilen geçmiş dönem faturaların (01.08.2017-07.08.2017-23.09.2017-10.10.2017 tarihli faturalar) %59 oranında iskonto ile davacıya tanzim edildiği, davalı tarafından itiraza uğrayan 12.07.2017 tarihli fiyat teklif formunun altında … ile … elektrik kaşe ve imzalarının bulunduğu ,iskonto oranın %59 olarak belirlendiği, davacı tarafından 12.07.2017 tarihinde davalıya toplam 2.072.371,15TL tutarında çek verildiğinin her iki tarafın ticari defterlerindeki kayıtlarda yer aldığı, geçmiş dönemde davacı tarafından satın alınan aynı ürün içeriklerine %59 oranında iskonto uygulandığı davacınında %59 oranında iskonto üzerinden çek ile ödeme yaptığı, davalının 24.11.2017 ile 01.03.2018 tarihleri arasında aynı ürünler için %50 oranında fatura düzenlemesinin dayanağı bulunmadığı tarafların kaşe ve imzasını taşıyan fiyat teklif formunda da iskonto oranın %59 olarak belirlendiği aksinin davalı tarafından ispat edilmediği ,davacının fiyat farkı faturalarından dolayı 320.889,75TL alacak talep etmiş ise de davalının davacıdan 422,07TL.sı alacaklı olduğu bu miktarın düşümü sonucu davacının davalıdan 320.467,70TL.sı alacaklı bulunduğu hüküm vermeye elverişli denetime açık bilirkişi raporu ile anlaşıldığından: Davanın KISMEN KABULÜNE, itirazın kısmen iptaline, takibin 320.467,70 TL üzerinden devamına, asıl alacak 320.467,70 TL’ye takip tarihinden itibaren avans faizi uygulanmasına, taraflarca belirlenebilir likit alacak miktarına davalı tarafından itiraz edildiğinden %20 tazminatın davalıdan tahsiline karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur…”gerekçesi ile, 1-Davanın KISMEN KABULÜNE, itirazın kısmen iptaline, takibin 320.467,70 TL üzerinden devamına, asıl alacak 320.467,70 TL’ye takip tarihinden itibaren avans faizi uygulanmasına, fazlaya ilişkin istemin reddine,2-Kabul edilen toplam alacak miktarı üzerinden hesap edilen 64.093,54 TL %20 tazminatın davalıdan tahsiline, karar verilmiş ve karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesinin eksik inceleme yaptığını ve hatalı bir karar verdiğini, ilk derece mahkemesinin vermiş olduğu hükmün haksız ve hukuki mesnetten yoksun olduğunu, Davacı tarafın iddiasında kendisine verildiği iddia edilen fiyat teklif formunda kendilerine % 59 iskonto uygulanması gerektiğini belirterek kendilerine fark faturası düzenlendiğini, kendileri tarafından işbu fark faturasına yasal süresi içerisinde itiraz edildiğini, ancak ilk derece mahkemesinin bahse konu fiyat teklif formunu taraflar arasında akdedilmiş bir sözleşme gibi ele aldığını ve haksız bir karara hükmettiğini, cevap dilekçelerinde cevaba cevap dilekçelerinde ve bilirkişi raporuna itiraz dilekçelerinde belirttikleri üzere müvekkil şirket ile davacı arasında kesinlikle akdedilmiş bir sözleşme bulunmadığını, davacının dava dilekçesi ekinde koymuş olduğunun fiyat teklifi olup bu fiyat teklifinin kendileri tarafından firmaya … İnşaat adına çıkartılmış fiyat teklifi olduğunu, müvekkil şirketin davacı ile sözleşme imzalamamış olup fiyat teklifini içeren teklif kağıdını kaşeleyerek verdiğini, taraflar arasında sabit/ özel iskonto uygulanacağına ilişkin hiçbir sözleşme yapılmamış olup verilmiş olan fiyat teklif formunun sözleşme olarak sayılmasının hukuken mümkün olmadığını, ayrıca davacı tarafa hiçbir zaman iskonto uygulanacağına ilişkin taahhüt verilmediğini, Davacı tarafa verilen tüm mallara ilişkin usulüne uygun faturalar düzenlenmiş olup işbu faturaların davacının ticari defterlerinde mevcut olup bu hususun bilirkişi raporunda ortaya koyulduğunu, Müvekkilin her kesilen faturaya ilişkin o an ki güncel iskonto fiyatlarını davacı tarafla kararlaştırdığın ve o şekilde fatura ettiğini, nitekim davacının işbu ticaretin yapılması esnasında bu hususuna ilişkin hiçbir itirazı olmadığını, ki zaten konuşulanın tam olarak bu olduğunu, Davacı tarafa Temmuz 2017 tarihinden ayrı ayrı dönemlerde talep doğrultusunda mal sevkiyatı yapılmış olup yapıldığı tarih itibariyle faturalandırması yapılıp davacıya verilmiş olduğunu, davacının basiretli bir tacir olup, her basiretli tacir gibi faturasını kontrol ettiğini ve bu şekilde kabul ettiğini, davacının kesilmiş olan faturaların içeriğine ilişkin yasal sürede itiraz etmediğini, “Türk Ticaret Yasasının 21/2 maddesi hükümlerinde bulunan “Bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır.” hükmüne göre, sekiz gün içinde münderecatına itiraz edilmeyen faturanın münderecatı kabul edilmiş olmaktadır.” denilmekte olduğunu, davacının içeriklerine itiraz etmediği faturalara ilişkin yaklaşık 1 buçuk yıl sonra faturalarda iskonto oranlarına yapmış oldu itirazın tamamen kötü niyetli olup basiretli tacir sıfatına aykırı düşmekte olduğunu, ilk derece mahkemesinin tüm bu hususları göz ardı ederek taraf teşkili olmayan fiyat teklif formunu baz alıp bu şekilde çıkarmış olduğu hükmün hatalı olduğunu, İlk derece mahkemesinin eksik inceleme yapmış olup delillerini incelemeden vermiş olduğu hükmün hatalı olduğunu, ilk derece mahkemesinin cevap dilekçelerinde belirttikleri ve ekine koymuş oldukları taraflar arası elektronik posta yazışmalarını incelemediğini, hükme esas almayarak karar verdiğini, halbuki davacı ile müvekkil şirket arası yazışmalarda açıkça kaç iskonto uygulanacağının belirtilmiş olduğunu, Davacı şirketin …@hotmail.com elektronik posta adresinden müvekkil şirket çalışanı elektronik posta hesabı olan …@..com.tr ‘ye 26.01.2018 tarihi saat:10:27’de gelen e posta içeriğinin ” MERHABALAR; … LTD. ŞTİ. OLARAK … ELEKTRİK’E SİPARİŞ ETTİĞİMİZ KABLOLARIN KALAN BAKİYEMİZ KADAR OLANINI 27.01.2018 TARİHİNE KADAR TARAFIMIZA SEVKİNİN YAPILMASINI İSTERİZ. 27.01.2018 TARİHİNDE YAPILMADIĞI TAKDİRDE … ELEKTRİK İN … ELEKTRİK’E FATURALANDIRDIĞI 50 İSKONTOLU FATURALARIN TEKRARDAN 59 İSKONTOYA YÜKSELTİLİP ARADAKİ 9 PUANLIK İSKONTO FARKINI … OLARAK … ELEKTRİK’E KESİLEREK GEREĞİ YAPILACAKTIR ” şeklinde olduğunu, 26.01.2018 tarihinde davacı şirket tarafından müvekkil firmaya yollanan elektronik postada mal teslimi olmaz ise %50 iskontolu kesilen faturaların tekrar % 59 iskontoya yükletileceği hususunun bildirilmiş olduğunu, yani davacının açıkça faturaların içeriğini bilmekte ve kabul etmekte olduğunu, ancak mal teslimi yapılmaz ise % 59 iskonto talep etmekte olduğunu, Davacı tarafın işbu dava dosyasında malların teslimatına ilişkin hiçbir itirazı bulunmamakta olduğunu, keza mal tesliminin müvekkil tarafından düzgün şekilde gerçekleştirilmiş olduğunu, yukarıda bahsedilen elektronik posta cevabının da açıkça davacının malların kaç iskonto ile alış yaptığını bildiğini göstermekte olduğunu, görüleceği üzere elektronik posta yazışmalarında % 50 iskontoyu kabul ettikleri hususunun açıkça ortada olduğunu,
YAGITAY 13. HUKUK DAİRESİ 2017/1014 ESAS, 2020/4488 KARARLI İLAMINDA “HMK’nun 199. maddesinde ”Uyuşmazlık konusu vakıaları ispata elverişli yazılı veya basılı metin, senet, çizim, plan, kroki, fotoğraf, film, görüntü veya ses kaydı gibi veriler ile elektronik ortamdaki veriler ve bunlara benzer bilgi taşıyıcıları bu Kanuna göre belgedir.” yazılıdır. Bu düzenleme ile mail yazışmaları da belge olarak kabul edilmiştir. O halde, mahkemece mail yazışmaları ve davacı tarafından yapılan ödemeler değerlendirilerek davacının borçlu olup olmadığına karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.” denmekte olduğunu, görüleceği üzere alacak davasında mail yazışmalarının incelenmesi ve buna yönelik karar verilmesi gerektiğini, ancak ilk derece mahkemesinin ( Heyet dosyası ve 3 hakimle bakılmasına rağmen) açıkça yasaya aykırı hareket etmiş olduğunu, nitekim işbu karar ve mail yazışmalarının incelenmesinin 08.10.2020 tarihli duruşmada da beyan edildiğini ve duruşma tutanağına geçirildiğini, Davacının dava dilekçesinde belirttiği hususların gerçeği yansıtmamakta olup davacının açıkça mahkemeyi yanıltmaya çalıştığını, Davacının dava dilekçesinde “Müvekkil, davalı şirketten almış olduğu tüm ürünleri … San. Tic. Ltd. Şti’ye satmış ve ekte sunmuş olduğumuz faturalardan(EK-5) da açıkça anlaşılacağı üzere tüm ürünler bu dava dışı 3. Şirkete %59 iskonto ile fatura edilmiştir. Müvekkil sırf büyük bir projeye mal temin edip diğer şirketler nezdinde sağlam bir referans oluşturmak gayesi ile herhangi bir ticari kar gözetmeksizin girişmiş olduğu bu ticarette davalı şirketin hasmane ve kötü niyetli tutumu nedeniyle büyük zarara uğramıştır. Açıkça görüleceği üzere müvekkil istisnasız olarak kendisine gelen tüm ürünleri üzerine herhangi bir kar eklemeksizin dava dışı 3. Şirkete satarak referans elde etmeye çalışırken neredeyse şu anda ticaretini devam ettiremeyecek duruma gelmiştir.” şeklinde beyanı ile müvekkilden iskonto ile alınan mallarının müvekkil tarafından uygulanan iskonto sebebiyle Elteks Mühendislik firmasına verilen mallardan zarar ettiğini beyan ettiğini, Bilirkişi raporun 13. sayfasında 01.08.2017 ile 10.10.2017 tarihleri arası müvekkil tarafından davacıya tanzim edilen faturaların %59 iskonto uygulandığının belirtilmiş olduğunu, yine davacının zarar ettiğini ileri sürdüğü dava dilekçesinin ekine EK-5 olarak sunduğu … Firmasına tanzim ettiği faturaların 4 adet olup bunların 01.08.2017-10.10.2017 tarihleri arası toplam 283.938,91 TL bedelli faturalar olduğunu, görüleceği üzere davacının zarara uğrattığı iddiasının gerçek dışı olup bahsedilen dönemde müvekkil tarafından %59 iskonto uygulanmış olduğunu, Ancak kendileri tarafından cevap dilekçesinin ekinde sunmuş oldukları elektronik posta yazışmalarında … Mühendislik firmasının elemanı …’e ait ..@…com.tr adresinde 15.11.2017 tarihinde davacı şirket elemanı kaancnkl hesabına mail atmış olup aynı mailin müvekkil firmaya iletilmiş olduğunu, cevap dilekçeleri ekinde sunmuş oldukları mailde açıkça görüleceği üzere elteks firmasının malların sevkiyatını istediğini ve ekinde hangi malları istediğini bildirdiğini, elektronik posta ekine bakılacak olursa 1.371.823,90 TL. bedelli mal için öngörülen %50 iskonto üzerinden malların istendiği hususunun açıkça ortada olduğunu, Davacının beyanlarının gerçek dışı olduğu, kendisinin kabul ve isteği doğrultusunda satılan mallara ilişkin iskonto itirazının haksız olduğu hususlarının dava dilekçesinde ileri sürdüğü gerekçeden dahi ortaya çıkmakta olduğunu, İlk derece mahkemesinin icra inkar tazminatına hükmettiğini, ancak gerekçeli karara bakılacak olursa ilk derece mahkemesinin “davacının fiyat farkı faturalarından dolayı 320.889,75TL alacak talep etmiş ise de davalının davacıdan 422,07TL.sı alacaklı olduğu bu miktarın düşümü sonucu davacının davalıdan 320.467,70TL.sı alacaklı bulunduğu hüküm vermeye elverişli denetime açık bilirkişi raporu ile anlaşıldığından: Davanın KISMEN KABULÜNE, itirazın kısmen iptaline” şeklinde hesaplama yaparak hüküm kurduğunu, alacağı kesinlikle kabul anlamına gelmemekle birlikte davanın kısmen kabulü ve kısmen reddi hükmü verildiğini ve alacağın kesin olmayıp yargılama sonucu bir rakam ortaya çıkmışken müvekkil aleyhine icra inkar tazminatı çıkmasının hatalı olduğunu, veyahut da reddedilen kısma ilişkin başlatılan fazla rakamlı takibe yönelik kötüniyet tazminatı verilmemesinin hatalı olduğunu, Müvekkilin iş hacminin %80’inin Çin’de ürettiği/ ithal ettiği piyasada da bilinen … markasının satışı olup elektrik malzemesi üzerine olduğunu ve elektrik sektörünün öncülerinden olduğunu, müvekkilin kablo gibi diğer malzemelerin üreticisi/ ithalatçısı olmayıp sektörün büyük kablo üreticilerinden alıp toptan satıcılığını gerçekleştirmekte olduğunu, açıklamalarının sebebinin ise müvekkilin davacıya kablo malzemesi satmış olup bu kablo malzemelerini de kablo üreticisi olan … Kablo’dan çoğunlukla tedarik etmiş olduğunu, müvekkilin davacı ile ticaretinin sık olduğu dönem olan Kasım 2017 – Aralık 2017 tarihlerine bakılacak olursa müvekkilin … Kablo’dan aynı tip malzemeleri %53-54 iskontolar ile tedarik ettiğini, müvekkili üreticisi olmayıp satıcısı olduğu bir mal için kendisinin 53-54 bandında iskontolar ile satın alma yaparken bu malı % 59 sabit iskonto sözü vermesinin ticari hayatın akışına aykırı olduğunu, Bakır maddesinin kablo üretiminde ağırlıkla kullanılmakta olup bu maddenin ham madde olarak piyasasının Amerikan Doları (USD) na bağlı şekilde hareket etmekte olduğunu, bu sebeple kablo üreticileri ve satıcılarının nakit ya da 1-2 ay gibi çok kısa vadeli (çekte vade hususu bilinmekle birlikte ticari hayatta halen vade vasıflı kullanımı devam etmekte) çekler almak sureti ile satışların gerçekleşmekte olduğunu, Müvekkilin kablo üreticisi olmayıp kabloyu üreticiden tedarik eden toptan satışçı olduğunu, kendisinin üreticisi olmadığı bir mal ile ilgili dolar endeksine bağlı olan hammadde olması durumu ile piyasası değişken mal- ile ilgili nakit ödemesini almadığı bir mal ile ilgili özel iskonto yapacağı taahhütü dahi söz konusu olamayacağını beyanla; Açıkanan nedenlerle; – İstinaf başvurularının kabulüne, – Hükmün bozulmasına ve dosyanın yeniden incelenmek ve hükmolunmak üzere ilk derece mahkemesine gönderilmesine, – Hükmün bozulması yerine davanın Bölge Adliye Mahkemesinde yeniden görülmesine karar verilirse; ilk derece mahkemesinin hükmünün kaldırılmasına ve yapılacak istinaf incelemesi neticesinde yeniden hüküm kurularak davanın reddine karar vermesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, taraflar arasındaki ticari ilişki kapsamında fiyat farkı açıklamalı 1 adet faturadan kaynaklı alacağın tahsili talebiyle başlatılan icra takibine itiraz üzerine açılan itirazın iptali davasıdır.Mahkemece, davanın kısmen kabulüne, karar verilmiş ve karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Davaya konu İstanbul … İcra Müdürlüğünün … E.sayılı takip dosyası incelendiğin de; Davacı alacaklı tarafından davalı borçlu aleyhine 27/12/2018 tarihli … nolu 320.889,75 TL bedelli fiyat farkı açıklamalı fatura alacağının tahsili talebiyle 15/01/2019 tarihinde ilamsız icra takibi başlatıldığı, takibe itiraz edilmesi üzerine istinafa konu itirazın iptali davasının açıldığı anlaşılmıştır.Davacı tarafça, davalı şirket ile elektrik kablosu satımı hususunda görüşmeye başladıklarını, bunun neticesinde davalı tarafından kendisine mail yolu ile gönderilmiş olan fiyat teklifini kabul ettiğini ve taraflar arasında sözleşme akdedildiğini, birim fiyatlar ve toplam bedel üzerinde mutabık kalındığını, anlaşmanın toplam bedelinin davalı şirkete ödendiğini, davalı tarafından ilk olarak keşide edilen faturaların anlaşmaya uygun olarak keşide edilmesine rağmen ileri tarihli sevkıyatlar faturalandırılırken davalı şirket tarafından anlaşmaya aykırı olarak faturalandırıldığını, düzenlenen faturaların bir kısmının münderacatının hatalı olarak düzenlendiğini, %59 olması gereken iskonto oranlarının %50 olarak düzenlenmesinden kaynaklı fiyat farkı faturası tanzim edilerek davalıya gönderildiğini, davalı tarafça kabul edilmeyerek iade edildiğini beyan etmiştir.Davalı tarafça, taraflar arasında sabit/özel iskonto uygulanacağına ilişkin hiçbir sözleşme olmadığını, verilmiş olan fiyat teklif formunu sözleşme olarak sayılmasının hukuken mümkün olmadığını, ayrıca davacı tarafa hiçbir zaman sabit iskonto uygulanacağına ilişkin taahhüt verilmediğini, davacı tarafın … inşaatın işi için istenilen malzemelerin listesini firmaya gönderdiğini, firma da bu şekilde toplu alım ve nakit ödemeler çerçevesinde o günkü iskonto teklifini içeren … adına verilmiş bir teklif sunulduğunu ancak davalı tarafa hiçbir zaman sabit iskonto uygulanacağına ilişkin ne bir taahhüt verildiğini ne de sözleşme akdedildiğini, davacının TTK. 21/2 maddesinde belirtilen süre içerisinde faturalara itiraz etmediğini, taraflar arasındaki sunulan mail içeriklerine bakıldığında %59 oranında iskonto uygulanacağına ilişkin bir açıklık olmadığını beyan etmiştir. Mahkemece mali müşavir ve elektrik-elektronik bilirkişi heyetinden tarafların ticari defter ve kayıtları inceletilmek suretiyle rapor alırmış ve istinafa konu kararın verildiği anlaşılmıştır. Davalı vekili bilirkişi raporuna yönelik itirazlarını içerir beyan dilekçesinde; davacı tarafından dosyaya ibraz edilen 12.07.2017 tarihli fiyat teklif formunun sözleşme mahiyetinde olmadığını, dosyaya sunulan tüm deliller göz önüne alınmalıdır ki burada en önemli delil davacı tarafından müvekkili şirkete yollanan ve cevap dilekçemizin ekine eklenen davacı şirketin …@hotmail.com elektronik posta adresinden müvekkili şirket çalışanı elektronik posta hesabı olan …@…com.tr ‘ye 26.01.2018 tarihi saat:10:27’de gelen e posta içeriğinde;” Merhabalar; … Elek. LTD. ŞTİ. olarak … Elektrik’e sipariş ettiğimiz kabloların kalan bakiyemiz kadar olanını 27.01.2018 tarihine kadar tarafımıza sevkinin yapılmasını isteriz. 27.01.2018 tarihinde yapılmadığı takdirde … Elektrik’ in … Elektrik’e faturalandırdığı 50 iskontolu faturaların tekrardan 59 iskontoya yükseltilip aradaki 9 puanlık iskonto farkını … olarak … Elektrik’e kesilerek gereği yapılacaktır,” maili olduğunu, görüleceği üzere 26.01.2018 tarihinde davacı şirket tarafından müvekkili firmaya yollanan elektronik postada mal teslimi olmaz ise %50 iskontolu kesilen faturaların tekrar % 59 iskontoya yükletileceğinin bildirildiğini, yani davacı açıkça faturaların içeriğini bilmekte, kabul etmekte ancak mal teslimi yapılmaz ise % 59 iskonto talep ettiğinin bildirildiğini, davacı tarafın iş bu dava dosyasında malların teslimatına ilişkin hiçbir itirazı bulunmadığını, keza mal teslimi müvekkili tarafından düzgün şekilde gerçekleştirildiğini, yukarıda bahsettiği elektronik posta cevabı da açıkça davacının malların kaç iskonto ile alış yaptığını bildiğini gösterdiğini, bilirkişi raporda dava konusu iskonto farkı faturasının 9 adet faturadan kaynaklı olduğunu bildirdiğini,İş bu 9 adet fatura ise 24.11.2017 ile 01.03.2018 tarihleri arası müvekkili şirket tarafından tanzim edilen faturalar olduğunu, davacının iş bu 9 adet tanzim edilen faturaların içeriğine yasal süre olan 8(sekiz) gün içerisinde itiraz etmediğini, faturalar ayrı zamanlarda tanzim edilmiş ve iş bu faturaların ticari defterlerinde mevcut olduğunu, davacının 1, 2 fatura değil 9 adet faturanın içeriğine itiraz etmemesi zaten bu faturaların içeriğine itiraz edecek bir unsur olmamasından dolayı olduğunu belirterek davacı tarafça düzenlenen fiyat farkı faturasının yerinde olmadığını beyan ederek itirazları doğrultusunda ticaret hukukçusu bilirkişiden rapor alınmasını talep etmiştir.Davalı vekili tarafından istinaf dilekçesinde ileri sürülen istinaf sebeplerinin yargılama aşamasında verilen cevap, ikinci cevap ve bilirkişi raporuna yönelik itirazlarını içerir beyan dilekçelerinde de ileri sürüldüğü, davalı vekili bilirkişi raporuna yönelik itirazlarını içerir verdiği beyan dilekçesinde itirazları doğrultusunda heyete hukukçu bilirkişi de katılarak ek rapor alınmasını talep ettiği halde mahkemece davalı vekilinin ek rapor alınması talebi konusunda olumlu/olumsuz karar verilmediği gibi davalı tarafça dosyaya ibraz edilen maillerin ve rapora itirazlarının gerekçeli kararda tartışılıp değerlendirilmediği anlaşılmıştır. HMK. 199 Maddesinde; Uyuşmazlık konusu vakıaları ispata elverişli yazılı veya basılı metin, senet, çizim, plan, kroki, fotoğraf, film, görüntü veya ses kaydı gibi veriler ile elektronik ortamdaki veriler ve bunlara benzer bilgi taşıyıcıları bu Kanuna göre belge olarak tanımlanmıştır. Bu durumda, mahkemece 6100 sayılı HMK’nın 31. maddesinde düzenlenen hakimin davayı aydınlatma ödevi kapsamında, davalı tarafça dosyaya ibraz edilen e posta yazışmaları (mailler) ve tarafların tüm delilleri iddia ve savunma doğrultusunda değerlendirilerek varılacak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yukarıdaki şekilde karar verilmesi yerinde görülmemiştir. 28/07/2020 tarih 31199 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan 7251 Kanun No’lu 22/07/2020 kabul tarihli Hukuk Muhakemeleri Kanunu İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun’un 35. mad. uyarınca; “6) Mahkemece, uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmamış veya değerlendirilmemiş olması ya da talebin önemli bir kısmı hakkında karar verilmemiş olması.” hali, kararın kaldırılarak, dosyanın mahkemesine iadesi sebepleri arasında gösterilmiştir. Açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a.6 maddesi uyarınca kaldırılmasına, dosyanın davanın yeniden görülmesi için mahkemesine iadesine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalının istinaf başvurusunun KABULÜ ile; İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 28/10/2020 tarih ve 2019/231 Esas – 2020/541 Karar sayılı kararının HMK’nın 353/1-a6 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, dosyanın mahkemesine İADESİNE,2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-İstinaf talep eden tarafından yatırılan istinaf karar harcının talep halinde davalıya iadesine, 4-İstinaf başvurusu için yapılan yargılama giderlerinin esas hükümle birlikte ilk derece mahkemesince yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine, 5-Artan gider avansı olması halinde yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 08/06/2023 tarihinde HMK’nın 362/1-g maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.