Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2021/366 E. 2021/299 K. 04.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/366 Esas
KARAR NO: 2021/299 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI: 2020/716 Esas
İSTİNAF EDİLEN KARAR:Birleşen İSTANBUL 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin 2020/556 Esas 18/11/2020 Tarihli Ara Kararı
DAVA: İtirazın İptali- İhtiyati Haciz / Tedbir Talebi
KARAR TARİHİ: 04/03/2021
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFIN İDDİASININ ÖZETİ: Davacı vekili İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2020/556 Esas sayılı dosyasında sunduğu dava dilekçesi ile, müvekkili banka tarafından davalının imzaladığı kredi sözleşmesine istinaden kredi kullandırıldığını, davalının kullandırılan krediyi geri ödememesi üzerine hesabın kat edildiğini, hesap kat ihtarının davalıya tebliğ edildiğini, ihtara rağmen borcunu ödemeyen davalı hakkında 21/03/2013 tarihinde İstanbul … İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyası ile icra takibine geçtiklerini, davalının itirazı üzerine takibin durduğunu, hesap kat ihtarnamesi ekinde gönderilen hesap özeti davalı yönünden kesinleştiğini, itiraza konu alacağın miktarının tespiti bakımından müvekkili bankanın defter ve kayıtlarında bilirkişi incelemesi yapılması halinde alacağın varlığı ve miktarının doğrulanacağını, davalının borca itirazının sadece takibi sürüncemede bıraktırıp alacağın geç tahsil edilmesini sağlamaya yönelik olduğunu, davalı tarafından müvekkili banka aleyhine İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/227 esas sayılı dosyasından davada kredi borcuna karşılık rehin edilen senetlerin iadesi talepli dava açtığını, davalının bu dosyada yargılama boyunca müvekkili bankaya kredi borcu bulunup bulunmadığı, varsa ödeme tarihleri, borcun neticelenip neticelenmediğini, varsa bakiyesini açıklaması ve beyanda bulunmasının talep edildiğini ancak hiçbir şekilde davacıların böyle bir açıklama yapmaktan kaçındıklarını, davalının kendisine ait olduğunu iddia ettiği hisse senetlerini, müvekkilinden kullandığı kredi ile satın almış ve bunun karşılığında müvekkili banka lehine rehin hakkı tesis edildiğini, davalının müvekkilinden aldığı krediyi geri ödemeyerek yanlış ve yanıltıcı iddialarla dayanaksız ve haksız şekilde geri ödemediği kredi ile satın aldığı hisse senetlerinin iadesini talep ettiğini, davalının Türkiye’de ikamet etmediğini, hacze kabil herhangi bir hak ve alacağına da bugüne kadar rastlanmadığını bu nedenle davalının davacısı olduğu İstanbul 5 ATM nin 2018/227 esas sayılı dosyası ile müvekkili bankadan senetlerin iadesi ile hak alacak talebinde bulunduğunu, davalının İstanbul 5 ATM nin 2018/227 esas sayılı dosyasındaki hak ve alacaklarının haczi için teminatsız olarak ihtiyati haciz kararı verilmesini talep ettiklerini, beyan ederek öncelikle davanın İstanbul 5.ATM nin 2018/227 (bozma sonrası 2020/716) esas sayılı dosyası ile birleştirilmesini, davalı hakkında ihtiyati tedbir niteliğinde ihtiyati haciz kararı verilmesini, fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla itirazın iptaline takibin devamına, davalının haksız itiraz etmesi nedeni ile %20 den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerine bırakılmasını talep ve dava etmiştir. Dava dilekçesinin davalı tarafa tebliğ edilmediği anlaşılmıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 18/11/2020 tarih ve 2020/556 Esas sayılı ara kararında; “Tüm dosya kapsamı dikkate alınarak;Davacı taraf davalı hakkında açmış olduğu dava ile birlikte davalının İstanbul 5.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/227 esas sayılı dosyasındaki hak ve alacaklarının haczi için teminatsız olarak ihtiyati haciz/tedbir kararı verilmesini talep etmiş isede, İstanbul 5.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/227 Esas sayılı dosyası üzerinden 2018/1219 karar sayılı kararı ile talep edilen hisse senetlerinin davacı …’e ve temlik alan alacaklı …’e aynen iadesine karar verilmiş olup, dosyanın Yargıtay’da olduğu, iş bu davanın davalısı olan … lehine sonuçlanmış olduğu, davalı için kesinleşmiş hak yada alacaktan söz edilemeyeceği, hesap kat ihtarının tebliğine ilişkin belge sunulmadığı, kaldiki İhtiyati tedbir/haciz yönünden yaklaşık ispatın gerçekleşmediği kanaatine ulaşılmakla ihtiyati haciz/tedbir kararı verilmesini talebinin reddi yönünde…”gerekçesi ile, İhtiyati tedbir ve ihtiyati haciz talebinin REDDİNE karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İlk derece mahkemesince yapılan inceleme sonucunda verilen 11/01/2021 tarih 2020/556 Esas 2021/3 Karar sayılı karar ile; Dosyanın hukuki ve fiili bağlantı nedeniyle HMK 166/1 Maddesi uyarınca İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2020/716 Esas sayılı dosyası ile birleştirilmesine, esasın kapatılarak yargılamaya İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2020/716 Esas sayılı dosya üzerinden devam olunmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesi ile, İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 18/11/2020 tarihli, 2020/556 Esas sayılı dosyasından verilen ihtiyati haciz talebinin reddi kararının yasa ve usule aykırı olduğunu, Somut uyuşmazlıkta İİK mad. 257 uyarınca ihtiyati haciz verilmesi koşullarının mevcut olduğunu, İhtiyati haczin, alacaklının bir para alacağının zamanında ödenmesini güvence altına almak için mahkeme kararı ile, borçlunun mallarına önceden geçici olarak el konulması olduğunu, Somut uyuşmazlıktaki gibi, alacağın vadesi gelmişse ve alacak için bir rehin yoksa, alacaklı mahkemeye başvurarak ihtiyati haciz kararı verilmesini isteyebileceğini, bu halde alacaklı, sadece alacağının varlığını, vadesinin geldiğini ve alacak için rehin bulunmadığını ispat etmekle yükümlü olduğu, alacaklının başka bir hususu ispat etmesine gerek olmadığını, Borçlu / davalı … (Paşalar) ile müvekkili arasında (9.000 000 TL limitli) Genel Kredi Sözleşmesi (GKS) akdedildiğini, Kredi borcunun ödenmemesi nedeniyle müvekkili banka tarafından 07.03.2003 tarihinde hesap kat edildiği ve 10.03.2003 tarihli hesap kat ihtarnamesi borçlu /davalı … (Paşalar)’a tebliğ olunduğu, hesap kat ihtarnamesi ekinde 07.03.2003 tarihi itibariyle borcun tamamının (10.251.084.152. 592 TL) ödenmediğine dair hesap dökümü de adı borçluya gönderildiğini, Müvekkilinin hesap kat tarihinden itibaren kredi alacağı muaccel hale geldiği ve faiz, gider vergisi, fon ve diğer masraflar ile birlikte talep hakkı doğduğunu, Borçlu aleyhine İst. … İcra Müd. … sayılı dosyasında başlatılan takipte ödeme emrinden 05.01.2006 tarihinde haberdar olduğu halde borcunu hala ödemediği ve faaliyetleri durdurulan ve el konulan … A.Ş. nin yetkilisi ve kendisinin de vekili olan (aynı zamanda GKS’nin müşterek borçlu /müteselsil kefili) eşi … ile beraber mal varlığını yurt dışına kaçırdığından haczi kabil bir mal varlığı bulunamadığını, İst. …İcra Md. … sayılı takip dosyası nedeniyle borçlu / davalının verdiği icra memuru işleminin şikayeti dilekçesi içeriği (06.01.2006 tarihli) ve yine İst. 5. ATM’nin 2018/227 E sayılı dava dosyasındaki açıklamalardan; borçlu / davalı … (Paşalar)’ın ve eşinin borçlarını ödemeden yurt dışında çıktıkları ve halen de yurt dışında olduklarını, (Ek-3 İst 7. İcra Hukuk Mah. 04.07.2017 T 1122/839 sayılı ve Y 12. HD 22.10.2018 T 169/10269 sayılı kararları) Borçlu/davalı … (Paşalar)’ın şikayeti ile açılan davalar sonucu aradan geçen geçen uzun süre içinde İst. … İcra Md’nün … sayılı icra takip dosyası kaybolduğu ve mahkeme kararına dayalı olarak taraflarınca ihya edilebildiğini, (Ek-4 : İst. 11. İcra Hukuk Mah. 05.11.2015 T. 474/1266 sayılı ve Yarg. 12. HD 09.102017 T. 1285/12076 sayılı kararları) (Yarg. 11. H D 22.05.2006 T. 2006/5087 E 2006/5893 K sayılı, 11. HD 15.07.2010 T. 2010/8011 E2010/8417 K sayılı,11. HD 21.01.2014 T 2013/18058 E 2014/1230 K sayılı, 11. HD 17.04.2014 T 2014/4736 E 2014/7574 K sayılı, 11. HD 05.10.2015 T : 2015/9718 E 2015/9860 K sayılı, 11. HD 15.06.2017 T 2017/2036 E 2017/3795 K sayılı kararları) (İİK.nun 257/1. m), İst. 4. ATM’nin istinaf başvurusuna konu18.11.2020 T 2020/556 E sayılı kararında,, İst. 5. ATM 06.12.2018 T 227/1219 sayılı kararı ile, hisse senetlerinin borçlu … Paşalar ile dava dışı …’e iadesine karar verildiği, müvekkili banka için kesinleşmiş hak ya da alacaktan söz edilemeyeceği görüşü açıklandığını, İhtiyati haciz talepleri değerlendirilirken, ortada kesinleşmiş bir yargı kararı da bulunmadığı halde müvekkili bankanın hak ve alacağını kesin olarak kanıtlaması gerektiğine dair İİK mad. 257 dayalı bir koşul mevcut olmadığını, İst. 5. ATM’nin sözü edilen 2018/227 E sayılı dava dosyasının konusu hisse senetlerinin aynen iadesine dair olup, kredi borcunun ödenmemesinden doğan işbu talep bakımından İİK mad. 257 kapsamında dikkate alınması da mümkün olmadığını, Öte yandan, alacağın rehinle temin edilip edilemediği hususunda ise İstanbul 5. ATM 2018/227 E sayılı dava dosyasında sayın mahkemenin verdiği 06.12.2018 T 227/1219 sayılı kararı ile Banka lehine geçerli bir rehin hakkı bulunduğu kabul edilmediğini, İşbu karara karşı temyizimiz üzerine Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 22/10/2019 tarih ve 2019/927E – 2019/6572 sayılı ilamıyla sadece “infazı kabil bir karar verilmediği” gerekçesiyle usulden bozulduğu, 04.03.2008 de açılan söz konusu dava halen derdest olduğunu, Rehin hakkının çekişmeli bulunduğu hallerde alacaklı rehin iddiasında ısrar etmekle beraber ihtiyati haciz isteminde bulunabileceğini, dolayısıyla, borçlu/davalı tarafından kredi borcuna dayalı rehin hakkı üzerinde yaratılan niza nedeniyle İİK mad. 257 uyarınca ihtiyati haciz talebinde bulunduklarını, (Ek-5; 11 HD 12.07.2017 T 5065/4098 sayılı ve 22/10/2019 tarih ve 2019/927E – 2019/6572 sayılı bozma ilamı) İİK’nın ihtiyati haciz koşullarını düzenleyen 257. maddesinde, vadesi gelmiş ve rehinle temin edilmemiş bir para borcunun alacaklısının borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklarıyla diğer haklarını ihtiyaten haczettirebileceği düzenlendiğini, (Yarg. 11. HD 21.01.2014 T2013/18058 E 2014/1230 K sayılı kararı) (GÜRDOĞAN, B. “Rehinli Alacaklar İçin İhtiyati Haciz” ,Ad. D. 1964/7-8, s.749; Talih UYAR , “(İcra Hukukunda) İHTİYATİ HACİZ” , Bilge Yayınevi Ankara-2018, s.25.) Yukarıda izah edildiği üzere, müvekkili alacaklı /Banka ile davalı/borçlu … (Paşalar) arasında akdedilen Genel Kredi Sözleşmesi, Hesap Kat İhtarı, alacağın bu aşamada rehinle temin edilememiş olması ve adı geçen borçlunun borçlarını ödemeden yurt dışına çıkması ve halen de yurt dışında bulunması (İİK 257/2) karşısında, İİK mad. 257 uyarınca ihtiyati haciz isteme koşulları gerçekleştiğini, Yukarıda 2’nci paragraf bendinde izah edilen borçlu / davalı … Paşalar) tarafından müvekkil Banka aleyhine açılan “hisselerin aynen iadesine” dair İst. 5 ATM 2018/227 E. sayılı dosyasında derdest dava ile “kredi borcunun ödenmemesinden” kaynaklanan işbu dava arasında fiili ve hukuki irtibat bulunmakla birlikte; uygulanacak hükümler ile taraflara düşen ispat yükümlülüğü bakımından her birisinin özelliği itibariyle ayrı ayrı değerlendirmeye tabi davalar olduğu, İst. 5 ATM 2018/227 E sayılı dosyasında derdest dava müvekkili Bankaca haksız el konulduğu iddia edilen hisse senetlerinin iadesine ilişkin olduğu, İst. 4. ATM 2020/556 E sayılı dava ise, GKS ile davalıya 2003 yılında verilen kredi borcunun ödenmemesi nedeniyle 11.03.2003 yılında başlatılan, ancak davalı/borçlunun açtığı davalar nedeniyle kesilen, İst. … İcra md. … sayılı takip dosyasındaki icra takibine itirazın iptali davası olduğunu, Yukarıda izah edildiği üzere, hisse senetlerinin iadesine karar verilmesi halinde dahi bu karar işbu takibe konu edilen kredi borcunun sönmesi sonucunu doğurmayacağı, aksine davalı/borçlunun kredi sözleşmesi ile aldığı ancak tek kuruşunu dahi geri ödemediği hisse senetleri nedeniyle bankadan kullandığı kredi borcunu ödemesi gerektiğine dair talebini haklı kılacağını, davalının müvekkili bankadan kullandığı kredi ile söz konusu hisse senetlerini aldığı ancak kredi borcu geri ödemesi yapılmadığını, dolayısıyla borçlu / davalının kredi borcu faiz ve diğer ferileriyle beraber halen devam etmekte olduğunu, Öte yandan, İst. 5. ATM’nin söz konusu hisse senetlerinin aynen iadesine dair 06.12.2018 T 227/1219 sayılı kararı Yargıtay tarafından lehlerine bozulduğunu, bu durumda da mahkemenin hisse senetlerinin iadesi ile ilgili kesinleşmiş mahkeme kararı varmış gibi yaptığı değerlendirme de isabetsiz olduğunu, (Ek-5 deki 11 HD. 22/10/2019 T ve 2019/927E – 2019/6572 sayılı bozma ilamı) (Yarg. 11 HD 20.02.2010 T2010/1242 E 2010/1946 K sayılı ve 11 HD 26.06.2006 T 2006/5741 E 2006/7432 K sayılı kararları) Kaldı ki, talep ihtiyati haciz kararı verilmesine ilişkin olduğu, ihtiyati haczin, bir para alacağının zamanında ödenmesini teminat altına almak için, geçici olarak mahkeme kararı ile borçlunun mallarına el konulması amacına yönelik olup, ihtiyati haciz talebinde bulunabilmek için en önemli koşul, alacaklı sıfatına sahip olunması olduğu, alacaklının, alacağı ve özellikle vadesi gelmemiş alacaklarda ihtiyati haciz sebeplerinin varlığı hakkında mahkemenin yeterli kanaat oluşturacak deliller sunması yeterli olduğu, bu anlamdaki ispat, davadaki gibi tam bir ispat olmadığını, Dolayısıyla, ilk derece mahkemesinin ret gerekçesinde belirtilen İst. 5. ATM’nin 2018/227 E sayılı derdest dava dosyasındaki henüz kesinleşmediği, uyuşmazlığın bu aşamada dikkate alınması mümkün olmadığını,(Yarg. 11 HD 20.02.2010 T2010/1242 E 2010/1946 K sayılı kararı) Esasen, söz konusu davaya konu hisse senetlerinin borsa satış değeri bile faiz ve ferileri birlikte müvekkili banka tarafından kullandırılan krediyi karşılamaya yetmesi mümkün olamayacağı gibi, borçlu / davalı … (Paşalar)’ın takip konusu borcu hesabın kat edildiği 07.03.2003 tarihinden itibaren artarak devam etmekte olduğunu, Yerel Mahkeme tarafından verilen ihtiyati haczin reddi kararı olayın esasına ve hukuka aykırı olmaması sebebiyle; hukuka ve yasaya aykırı olduğunu, İleri sürerek istinaf başvurusunun kabulü ile, HMK’nın 353/1-b2 ve lüzum görülür ise HMK’nın 356.mad.uyarınca İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin 18/11/2020 tarih 2020/556 Esas sayılı ara kararının istinaf incelemesi sonucunda kaldırılmasına, İİK mad. 257 uyarınca borçlunun yedinde veya üçüncü şahıslarda olan menkul, gayrimenkul ve alacakları ile diğer tüm hakları üzerinde müvekkili banka lehine ihtiyati haciz kararı verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Talep; genel kredi sözleşmesinden kaynaklı alacağın tahsili talebiyle başlatılan icra takibine itiraz üzerine açılan itirazın iptali davasında davalı-borçlu hakkında İhtiyati tedbir niteliğinde ihtiyati haciz kararı verilmesine istemine ilişkindir.Mahkemece, ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. HMK’nın 389. maddesi uyarınca, “Mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme sebebiyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyat tedbir kararı verilebilir. ” Kanun hükmü, tedbirin sadece dava konusu olan şey hakkında verilebileceğini düzenlemiştir. Davanın konusu olmayan mal varlığı hakkında tedbir kararı verilemez. Para alacağı için açılan davada, mal varlığı üzerine tedbir konulamaz. Koşulları varsa, ihtiyati haciz hükümlerinden yararlanılabilir. Somut olayda, dava ve talep alacak isteminden ibaret olmasına göre, dava konusu olmayan davalının menkul,gayrimenkul ve 3.şahıslardaki hak ve alacakları üzerine ihtiyati tedbir konulması talebinin reddine yönelik verilen karar yerinde olup davacının ihtiyati tedbir talebinin reddinde isabetsizlik bulunmamaktadır. İİK’nın 257. maddesinde ihtiyati haczin şartları düzenlenmiştir. Buna göre rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklarıyla diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir. İİK’nın 258/1. maddesi hükmüne göre ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için mahkemenin ”alacağın varlığı hakkında kanaat edinmiş olması” yeterlidir. Mahkemenin ”alacağın varlığına kanaat edinmiş olmasından” anlaşılması gereken alacağın usul hukuku kurallarına göre kesin veya tam olarak ispat edilmesi değildir. Davacı dava dilekçesi ile , genel kredi sözleşmesinden kaynaklı davalıdan alacaklı olduğu iddiasıyla itirazın iptali davası açtığını belirtmiş olup davalının, kullanmış oldukları kredinin geri ödemelerini sözleşmedeki şartlara uygun olarak yapmaması nedeniyle İstanbul … Noterliğinden çekilen 10/03/2003 tarih ve … yevmiye nolu ihtarname ile hesabın kat edildiği belirtilerek alacaklı olduğu iddia edilmiş ise de, kat tarihi 10/03/2003 olup dava tarihi ve talep tarihi itibariyle davacının alacaklı olup olmadığı, alacaklı ise miktarının tesbiti yargılamayı gerektirdiği, değişen durum ve şartlara göre de her zaman yeniden talepte bulunulabilecek olup sunulan belgeler yaklaşık ispata yeterli olmayıp dava ve talep tarihi itibariyle yaklaşık isbatın gerçekleşmediği, bu nedenle şartları oluşmadığından ihtiyati haciz kararı verilemeyecektir. Sonuç itibariyle, yargılamayı yürütüp uyuşmazlığı esastan karara bağlayacak olan ilk derece mahkemesinin takdirine göre ihtiyati tedbir/ haciz talebinin reddine ilişkin karar ve gerekçesinde yasa ve usule aykırılık bulunmadığı gibi kamu düzenine aykırılık da görülmediğinden, davacının istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’ nın 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan 148,60.TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 59,30.TL istinaf karar harcından istinaf eden tarafından peşin olarak yatırılan 54,40.TL harcın mahsubu ile bakiye 4,90.TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4-Davalı tarafından istinaf başvurusu olmadığı halde yatırılan 59,30.TL istinaf karar harcı ile 162,10.TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının talep halinde iadesine, 5-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, 6-Artan gider avansı varsa talep halinde yatıran tarafa iadesine, 7-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 04/03/2021 tarihinde HMK’nın 362/1-f maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.