Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2021/361 E. 2021/338 K. 18.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/361
KARAR NO: 2021/338
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARI VEREN
MAHKEME: İSTANBUL ANADOLU 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 20/10/2020
DOSYA NUMARASI: 2019/127 Esas – 2020/602 Karar
DAVA: Tazminat
KARAR TARİHİ : 18/03/2021
İlk Derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili firmaca, … firmasından satın alınan ve 14.02.2018 tarihinde Çin’den yola çıkan ve 14.03.2018 tarihinde Ambarlı Limanı’na giriş yaparak, Ambarlı Gümrük Müdürlüğü’nün 21.03.2018 tarihli ve … sayılı serbest dolaşıma giriş beyannamesi ile ithalatı gerçekleştirilmek üzere beyanı verilen … Marka rulo kılçık ve 15 KAP Rulo kılçık makinası olan toplam 42 KAP ticari tanımlı eşyanın göndericiden alıcıya teslimine kadar tüm işlemlerinin davalı firma tarafından üstlenildiğini, ancak davalı firmaca, müvekkili firmaya teslimi gereken ithale konu rulo kılçık ve rulo kılçık makinası olarak toplam 42 KAP ticari tanımlı eşya yerine basiretli tacir olarak davranılmaması ve gerekli dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı davranılmış olması sebebiyle yanlış yüklemeden kaynaklı olarak müvekkili davacı firmaya teslim için Taklit Mücevherci Eşyası olarak tanımlanan başkaca bir eşyanın yüklemesinin yapıldığının Ambarlı Gümrük İdaresince eşyanın fiziki muayenesini gerçekleştiren muayene memurunca tespit edildiğini, bu sebeple müvekkili firma tarafından, Ambarlı Gümrük Müdürlüğü’nce tanzim edilmiş 103.839 TL + KDV ve gümrük vergileri ve para cezalarını ödemek durumunda kaldığını, işbu cezanın ödenmesi ve diğer zararlarının karşılanması gerektiğinin davalı firmaya Bakırköy … Noterliğince 25.12.2018 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarname ile bildirildiğini ve sadece ceza ödemesinin davalı şirketçe müvekkili firmaya ödendiğini belirterek, öncelikle faturaya bağlı olarak ithal edilen malı eline ulaşmayan müvekkilinin fatura alacağı olan 9.216,80-USD’nin ticari temerrüt uygulanarak davalıdantahsiline, sonrasında ise ithal ettiği emtianın eline ulaşmaması nedeniyle ticari yaşantısını devam ettirmek için yapılan masrafların ve kaybedilen karın bilirkişice hesaplanmasına ve yapılacak hesaplama sonrasında arttırma ve eksiltme hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1.000,00-TL ticari kar kaybının ticari temerrüt faizi uygulanarak tazminine, davalı firmanın sebep olduğu karışıklık nedeniyle ticari ismi lekelenen ve ticari yaşamında güveni sarsılan müvekkilinin bu kaybını engellemek amacıyla 30.000-TL manevi tazminata yasal faizi ile karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davaya konu taşımaya ilişkin konşimentonun arka yüzü tercümesi incelendiğinde davacının Türk Mahkemelerinde dava açamayacağını, konşimentonun taraflarca imzalanan ve kabul edilen şartlarını içeren arka yüzü 22. Maddesinin ” İşbu Konşimento yoluyla kanıtlanan sözleşme, Hong Kong Özel İdare Bölgesi yasalarına tabidir. Herhangi bir talep veya uyuşmazlık halinde, münhasıran Hong Kong Özel İdare Bölgesi mahkemeleri yetkilidir” şeklinde olup, davanın Hong Kong’da açılması gerektiğini, yetki açısından davanın reddi gerektiğini, davacının taleplerinin zamanaşımına uğradığını, müvekkili firmanın üzerine düşen tüm edimi yerine getirdiğini, taşımanın sonlanmasından ve hatanın fark edilmesinden sonra dahi bedelsiz edimlerine devam ettiğini, davacının zararını da ödediğinden taraflarca bir ibra protokolü imzalandığını belirterek, davanın öncelikle usulden aksi takdirde esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 20/10/2020 tarih ve 2019/127 Esas – 2020/602 Karar sayılı kararı ile; ” Dava hukuki niteliği itibariyle, deniz yolu ile taşımaya konu emtianın, konişmentoya aykırı olarak farklı nitelikte malın yüklemesinin yapılması sonucu, davacı şirketin, deniz yolu ile eşya taşımasından kaynaklı bu işlemden dolayı uğramış olduğu maddi ve manevi zararın tazmini ve fatura bedelinin tahsili istemine ilişkindir. Davalı vekili tarafından, dava konusu konşimentonun 22. m. İle Konşimento yoluyla kanıtlanan sözleşme Hong Kong Özel İdare Bölgesi yasaların tabi olduğu, herhangi bir talep veya uyuşmazlık halinde münhasıran Hong Kong Özel İdare Bölgesi mahkemelerinin yetkili olduğunun belirlendiğini ileri sürerek yetki itirazında bulunmuş, davanın usul ve esastan reddini istemiştir. Davalı vekili tarafından konşimentonun tercümesi dosyaya ibraz edilmiş olup, davacı vekili tarafından konşimento sunulmamış ise de yargılama süresince davalının ibraz ettiği konşimentoya ilişkin bir itirazda bulunulmamış olup, konşimentonun incelenmesinde, uyuşmazlıklarda Hong Kong Özel İdare Bölgesi mahkemelerinin münhasır yetkili olduğunun belirlendiği görülmüştür. Davalı vekilinin yetki itirazı kapsamında değerlendirme yapılmadan önce, öncelikli olarak mahkememizin görevi hususunda değerlendirme yapılmış olup, davanın niteliğinin deniz hukukundan kaynaklı maddi manevi zararın tahsili istemine ilişkin olduğu, Hakimler ve Savcılar Kurulu’nun 24.03.2005 tarih ve 188 sayılı kararının 18. maddesi ile İstanbulda kurulup faaliyete geçirilen Deniz İhtisas Mahkemeleri’nin yargı alanı, İstanbul il mülki hudutları olarak belirlendiğinden, İstanbul ili mülki hudutları içerisinde bulunan Anadolu mahkemeleri bakımından da Deniz Ticaret ve Deniz Sigortaları’ndan kaynaklanan uyuşmazlıklarda HSK tarafından görevlendirilen Ticaret Mahkemeleri ihtisas mahkemesi olarak görevli olduğu anlaşılmakla, görev hususu re’sen ve davanın her aşamasında incelenmesi gereken hususlardan olduğundan, davaya bakmaya mahkememiz değil HSK tarafından deniz hukukundan doğan davalara bakmak üzere görevlendirilen İstanbul Deniz İhtisas Mahkemesi (Deniz ihtisas mahkemesi olarak ise İstanbul 17. Asliye Ticaret Mahkemesi görevlendirilmiştir. ) görevli olmakla, mahkememizin görevsizliği nedeniyle HMK nun 114(1)/c maddesinin yollaması ile HMK nun 115(2) maddesi uyarınca davanın usulden reddine karar vermek gerektiği kanaat ve sonucuna varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. … ” gerekçeleri ile; ” 1-Görevli mahkemenin İstanbul Denizcilik İhtisas Mahkemesi’ne ( 17 ATM ) olması ve Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİ nedeniyle HMK nun 114(1)/c maddesinin yollaması ile HMK nun 115(2) maddesi uyarınca davanın dava şartı yokluğu nedeni ile usulden REDDİNE, 2-HMK’nun 20 (1) maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde ve yasal süre içinde istem halinde dosyanın görevli İSTANBUL Denizcilik İhtisas Mahkemesi’ne (17 ATM) GÖNDERİLMESİNE, … ” karar verilmiş ve verilen karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı … LTD. ŞTİ vekili istinaf dilekçesinde özetle; Dava dilekçesindeki beyanlarını tekrar ederek, dava konusu konusu olayın Deniz Hukuku’na ilişkin olmamasından dolayı mahkemece verilen kararın yerinde olmadığını, somut olaydaki ihtilafın, ticarete konu mal henüz gemiye yüklenmeden önce yaşanılan bir karışıklık sonucu gerçekleştiğini, dolayısıyla Deniz Hukuku alanına girmesi gereken, deniz ticareti şeklinde gerçekleş, eşyanın taşınması sırasında oluşan bir aksaklık veya mala gelebilecek herhangi bir hasar veya zıyası olmadığından Deniz İhtisas Mahkemesinin görevli olması gerektiği kanaatinin yerinde olmadığını, burada davalı şirketin, satış sözleşmesinden doğan, malın teslimine ilişkin yükümlülüğünü ihlal ettiğini, dolayısıyla sözleşmeye aykırı davrandığını,
Borçlar Kanunu m.112 hükmü, 66. madde hükmü gereğince, davalı firmanın borca aykırı hareketinden dolayı alıcının zararını giderme zorunluluğu doğduğunu, yine BK. 66/ f)2 ye göre, yükleme sırasında gerekli denetim, gözetim ve talimat vermede de kusurlu hareket edip, basiretli bir tacir gibi davranmayıp, üzerine düşen sorumluluğunu ihmal suretiyle hatalı ürün teslimi yapılmasına sebebiyet verdiklerini, müvekkilinin maddi ve manevi zarara uğradığını, müspet ve menfi zararlarının tazmininin gerektiğini, Uyuşmazlığın, Deniz İhtisas Mahkemelerinin görev alanı içerisinde bulunması için uyuşmazlık konusu işin deniz taşımasının yapılması sırasında gerçekleşmiş olması gerektiğini, ancak olayın bu şekilde olmadığını ve henüz teslimi gereken mal yükleme limanında iken davalı yan tarafından yapılan bir hata sonucu karışıklık meydana geldiğini ve sonuç olarak alıcıya teslimi gereken mal dışında başka bir malın tesliminin yapıldığını belirterek, Yerel Mahkeme tarafından verilen görevsizlik kararının kaldırılmasına, görev uyuşmazlığının giderilmesine ve dosyanın görevli olan yerel mahkemesine gönderilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, deniz yolu ile taşımaya konu emtianın, konşimentoya aykırı olarak farklı nitelikte malın yüklemesinin yapılması sonucu, davacı şirketin uğramış olduğu maddi ve manevi zararın tazmini istemine ilişkindir. Mahkemece, uyuşmazlığın deniz hukukundan kaynaklandığı gerekçesiyle Denizcilik İhtisas Mahkemesi’nin görevli olduğu belirtilerek, görevsizlik kararı verilmiş, karara karşı davacı tarafça istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Davada, deniz taşımasından kaynaklanan maddi ve manevi zararın tazmini talep edilmekte olup, TTK’nın 5/2. maddesine göre deniz ticaretinden kaynaklanan uyuşmazlıklarda denizcilik ihtisas mahkemeleri görevlidir. Aksi yönde ileri sürülen davacı istinaf sebepleri yerinde değildir. Sonuç olarak, ilk derece mahkemesinin hüküm ve gerekçesinde yasa ve usule aykırılık bulunmadığı gibi kamu düzenine aykırılık da görülmediğinden davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 madde uyarınca esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden davacı tarafından yatırılan 148,60 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 59,30.TL istinaf karar harcından istinaf eden tarafından yatırılan 54,40.TL harcın mahsubu ile bakiye 4,9.TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden davacı üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa talep halinde avansı yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 18/03/2021 tarihinde HMK’nın 362/1-c maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.