Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2021/332 E. 2021/493 K. 02.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/332 Esas
KARAR NO: 2021/493 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI: 2020/550 Esas – 2021/47 Karar
TARİH: 25/01/2021
DAVA: Alacak
KARAR TARİHİ: 02/04/2021
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkilinin diş hekimi olduğunu, davalı … Ltd. Şti.’den 14.12.2017 tarihli biri 54.628,99 TL bedelli diğeri 45.092,13 TL bedelli iki fatura karşılığında 200 adet implant satın aldığını, fatura bedellerini ödediğini, satın aldığı implantların 25 tanesinin düştüğünü, 26 tanesinin yanlış ölçülerde olduğunu, satıştan sonra da davalı tarafın destek hizmeti vermesi gerekirken vermediğini, bu nedenle de elinde 25 implant daha kaldığını ve başka bir firmadan yeni siparişler vermek zorunda kaldığını, ayıplı çıkan ürünleri 26.12.2018 tarihinde davalı tarafa kargo ile iade ettiğini ancak davalı tarafın kabul etmediğini, ürünlerin ayıplı çıkması nedeniyle uğradığı zararın karşılığı olarak fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak koşulu ile 5.000,00 TL maddi tazminatın ticari faizi ile birlikte tarafına ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesi ile, davaya konu implantların fatura tarihlerinin 14.12.2017 olduğunu, 6098 sayılı TBK m. 231’e göre ayıba karşı sorumlulukta iki yıllık zamanaşımı süresinin geçerli olduğunu, bu nedenle davanın zamanaşımına uğradığını belirterek öncelikle davanın zamanaşımı nedeniyle reddine, davanın esasına ilişkin olarak da ücretsiz olarak diş hekimlerine destek hizmeti verdiklerini, bunun için davacının kendilerinden randevu alması gerektiğini, bu hizmetin bir taahhüt olmadığını sadece diş hekimlerinin daha iyi bir operasyon yapabilmelerini sağlamak için olduğunu, tanık deliline dayanılmasına da izinlerinin olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 25/01/2021 tarih 2020/550 Esas – 2021/47 Karar sayılı kararında; ” taraflar 200 adet implantın satışı konusunda anlaşmış ve satışa konu implantlar davalı tarafından davacıya teslimi yapılarak düzenlenen fatura bedeli de davalıya davacı tarafından ödenmiştir. Bu konuda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmamaktadır. Dolayısıyla taraflar arasındaki hukuki ilişki 6098 sayılı TBK m. 207 ve devamı maddelerine göre alım satım sözleşmesi niteliğindedir. Davacı satın aldığı 200 adet implanttan 25 tanesinin düştüğünü, 26 tanesinin yanlış ölçülerde olduğunu, satıştan sonra da davalı tarafın destek hizmeti vermesi gerekirken vermediğini, bu nedenle de elinde 25 implant daha kaldığını belirterek ayıp nedeniyle tazminat talep etmektedir.Davacının bu talebi 6098 sayılı TBK m. 227/V’e göre satıcının satılanın ayıplarından sorumlu olduğu hâllerde alıcıya tanınan seçimlik haklardan genel hükümlere göre tazminat isteme hakkı kapsamına girmektedir. Dolayısıyla davacının açtığı dava ayıba karşı sorumluluk nedeniyle tazminat davasıdır. Ayıba karşı sorumluluk nedeniyle açılacak tazminat davalarında zamanaşımı süresi 6098 sayılı TBK m. 231’de “Satıcı daha uzun bir süre için üstlenmiş olmadıkça, satılanın ayıbından doğan sorumluluğa ilişkin her türlü dava, satılandaki ayıp daha sonra ortaya çıksa bile, satılanın alıcıya devrinden başlayarak iki yıl geçmekle zamanaşımına uğrar. Alıcının satılanın kendisine devrinden başlayarak iki yıl içinde bildirdiği ayıptan doğan def’i hakkı, bu sürenin geçmiş olmasıyla ortadan kalkmaz. Satıcı, satılanı ayıplı olarak devretmekte ağır kusurlu ise, iki yıllık zamanaşımı süresinden yararlanamaz.” şeklinde düzenlenmiştir. Bu maddeye göre zamanaşımı süresi iki yıldır. 6098 sayılı TBK m. 207/II’ye göre; “Sözleşme ile aksi kararlaştırılmadıkça veya aksine bir âdet bulunmadıkça, satıcı ve alıcı borçlarını aynı anda ifa etmekle yükümlüdürler.” Tarafların dava konusu malların teslimini ve bedellerinin ödenmesini daha sonra yaptıklarına ilişkin bir itirazları bulunmamaktadır. Dolayısıyla davaya konu implantlar 14.12.2017 tarihli iki ayrı fatura karşılığında satılarak aynı tarihte davacıya teslim edilmiştir. Bu durumda iki yıllık zamanaşımı süresi 14.12.2019 tarihinde dolmuştur. Dava ise 12.10.2020 tarihinde açılmıştır. Satıcı durumunda olun davalının iki yıllık zamanaşımı süresinden yararlanamaması için kanun satıcının ağır kusurlu olması koşulunu getirmiştir. Faturalar incelendiğinde satışa konu ürünlerin ithal ürünler olduğu, davalı tarafından üretilmediği, toplam 200 adet satışının yapıldığı, satış tarihinden itibaren de davacının hiç bir ayıp ihbarında bulunmadığı anlaşılmaktadır. Davalı tarafın satılanda ağır kusurunun bulunduğuna ilişkin davacı taraf dosyaya delil sunmamıştır. Bu gerekçelerle davalının zamanaşımı definin kabulüne ve zamanaşımı nedeniyle davanın reddine yönelik olarak aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur. …”gerekçesi ile, Davanın 6098 sayılı TBK madde 231’e göre zamanaşımı nedeniyle REDDİNE, karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesi ile, İlk derece mahkemesinin gerekçesine dayanak aldığı TBK md.231 hükmünün de, 4077 sayılı kanunun 4. Maddesi ile paralel bir düzenleme olduğunu, burada da TBK md.231 gibi satıcının ayıplı maldan sorumluluğunun, ayıp daha sonra ortaya çıkmış olsa bile malın tüketiciye teslimi tarihinden itibaren iki yıllık zamanaşımına tabi olduğunu, ayıbın tüketiciden sağlayıcının ağır kusuru veya hilesi ile gizlenmesi hâlinde zamanaşımı süresinin işlemeyeceğini, Davalının ağır kusurlu olduğunu, buna ilişkin yazışma belge ve bilgilerin dosya kapsamında mevcut olmasına rağmen ilk derece mahkemesi tarafından değerlendirilmediğini, Diş tedavilerinde kullanılan implant malzemelerinin garanti süresinin uzun olduğunu davalı gibi köklü implant firmalarının ömür boyu implant garantisi verdiğini, … firmasının logosunun altında “Ömür boyu garanti” taahhüdünün yer aldığını, Davalının sattığı malzemenin ömür boyu kullanılabilecek nitelikte olması ve bu yönde davalının zaman aşımı definden yararlanamayacağını, İleri sürerek istinaf başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararının istinaf incelemesi sonucunda kaldırılmasına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava ayıpla mal satımı nedeniyle uğranılan zararın tazmini istemine ilişkindir. Davacı … doktoru olduğunu, davalıdan implant satın aldığını, 25 tanesinin düştüğünü, 26 tanesinin yanlış ölçülerde olduğunu, satıştan sonra da davalı tarafın destek hizmeti vermesi gerekirken vermediğini, bu nedenle de elinde 25 implant daha kaldığını ve başka bir firmadan yeni siparişler vermek zorunda kaldığını, ayıplı çıkan ürünleri 26.12.2018 tarihinde davalı tarafa kargo ile iade ettiğini ancak davalı tarafın kabul etmediğini, ürünlerin ayıplı çıkması nedeniyle uğradığı zararın tazminini talep etmiş, mahkemece zaman aşımı nedeniyle davanın reddine karar verilmiş, karara karşı davacı istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davaya konu uyuşmazlık taşınır satımından kaynaklanmakta olup mutlak ticari dava değildir. Davacı … doktoru olduğunu beyan etmiş dosya içinde de davacının tacir olduğuna ilişkin bir bilgi ve belge bulunmamaktadır. Görev hususu kamu düzenine ilişkin olup mahkemece resen gözetilmesi gerekmektedir. Buna göre davacının tacir olup olmadığına ilişkin gerekli araştırma yapılarak oluşacak sonuca göre mahkemenin uyuşmazlıkta görevli olup olmadığının değerlendirilmesi gerekmektedir. Davacı ayıplı çıkan ürünlerin bir kısmını 26/12/2018 tarihinde davalıya kargo ile iade ettiğini, davalı tarafça iade alınmadığını ve ayrıca davaya konu implant satışı sonrasında davalının vermesi gereken ücretsiz eleman, implant seti ve servis desteğini vermediğini iddia ederek ayıp iddiasında bulunmuştur. Dava 12/10/2020 tarihinde açılmıştır. Buna göre davacının iddia ettiği bir kısım ürünleri ayıp dolayısı ile iade ettiğine ilişkin belgeler getirtilerek ve konusunda uzman (implant konusunda) bilirkişi veya bilirkişi heyetinden taraflar arasındaki satım sözleşmesine ilişkin belgeleri ve taraf delilleride getirtilmek suretiyle işin mahiyeti icabı ve davalı tarafın taahhütleri gereği, davalının davacının iddia ettiği gibi satış sonrasında hizmet verme yükümlülüğüne girip girmediği, davalının satıma konu implantlar konusunda garanti verip vermediği ile vermiş ise garanti süresi belirlenerek iddia olunan ayıbın gizli ayıp olup olmadığı, ayıbın ne zaman ortaya çıktığı, davacının ayıp nedeniyle iade ettiğini belirtiği malların ayıplı olup olmadığı belirlenerek buna göre TBK’nın 231/son maddesi de gözetilerek zaman aşımı itirazının değerlendirilmesi gerekirken bu hususlar değerlendirilmeden ve konu teknik bilirkişi incelemesini gerektirmesine rağmen bilirkişi incelemesi yaptırılmadan eksik inceleme ve değerlendirme ile karar verilmesi hatalı olmuştur. 28/07/2020 tarih 31199 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan 7251 Kanun No’lu 22/07/2020 kabul tarihli Hukuk Muhakemeleri Kanunu İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun’un 35. mad. uyarınca; “6) Mahkemece, uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmamış veya değerlendirilmemiş olması ya da talebin önemli bir kısmı hakkında karar verilmemiş olması.” hali, kararın kaldırılarak, dosyanın mahkemesine iadesi sebepleri arasında gösterilmiştir. Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile, HMK’nın 353/1-a.6 maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak, davanın yeniden görülmesi için dosyanın mahkemesine iadesine karar verilmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacının istinaf başvurusunun KABULÜ ile; İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 25/01/2021 tarih ve 2020/550 Esas – 2021/47 Karar sayılı kararının HMK’nın 353/1-a6 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, dosyanın mahkemesine İADESİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan 162,10.TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 59,30.TL istinaf karar harcının talep halinde davacıya iadesine, 3-İstinaf başvurusu için yapılan yargılama giderlerinin esas hükümle birlikte ilk derece mahkemesince yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine, 4-Artan gider avansı olması halinde yatıran tarafa iadesine, 5-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 02/04/2021 tarihinde HMK’nın 353/1-a6 maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.