Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2021/315 E. 2023/477 K. 23.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/315 Esas
KARAR NO: 2023/477 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI: 2019/483 Esas – 2020/579 Karar
TARİHİ: 29/09/2020
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 23/03/2023
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, müvekkili ile davalı arasında ticari ilişki bulunduğunu, bu ticari ilişki sebebiyle davalının müvekkiline borcunun bulunduğu bu nedenle İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasından icra takibi yapıldığı, davalının yetkisizlik itirazı üzerine dosyanın Küçükçekmece … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasına gönderildiği, başlatılan icra takibine davalının itiraz ettiği bu nedenle itirazın iptali ile %20’den aşağı olmamak üzere davalının icra inkar tazminatına mahkumiyetine karar verilmesini talep ve dava ettiği, Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, İcra dosyası ekinde takip dayanağı belge sunulmadığını, faturanın tek başına alacağın varlığına delil teşkil etmeyeceğini, hizmetin müvekkiline verilmediğini, bilirkişi incelemesi neticesinde bu durumun ortaya çıkacağını bu nedenle davanın reddine karar verilmesini talep ettiği
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 29/09/2020 tarih 2019/483 Esas – 2020/579 Karar sayılı kararında; “Dava ,İİK 67 md ne dayalı itirazın iptali talepli (HMK 105.md düzenlenen) EDA davası olduğu,Taraflar arasındaki uyuşmazlık konularının davacının dava tarihi itibariyle takip konusu cari hesap alacağı nedeniyle davalıdan alacaklı olup olmadığı,(alacağın var olup olmadığı), tahsili gereken alacak miktarının ne olduğu, davacının bu alacağı talep edip edemeyeceği, borcun ödenip ödenmediği, borçlunun temerrüte düşüp düşmediği temerrüt tarihinin , uygulanması gereken faiz tür ve oranının, buna göre tahakkuk eden faiz miktarının ve toplam alacağın ne olduğu hususunda toplandığı , Celp edilen Küçükçekmece … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; Davacı alacaklının 30.11.2018 tarihinde ( Yetkisiz İstanbul … İcra Dairesi … Esas sayılı dosyası üzerinden) 28.595,64 TL asıl alacak üzerinden cari hesap ekstresi dayanak gösterilerek icra takibi yaptığı, ödeme emrinin borçluya 01.03.2019 tarihinde tebliğ edildiği, borçlu tarafından 05.03.2019 tarihinde ve süresi içerisinde borca, faiz oranına, işlemiş faize ve tüm ferilerine borçlu olmadığı gerekçesiyle itiraz ettiği, İİK 66 madde gereği takibin durdurulduğu görüldü. Ticaret sicil, vergi kayıtları, icra dosyası sair deliller celbedilmiş davacının iddiası, davalının savunması ve tüm dosya kapsamına göre ön inceleme duruşmasında tespit edilen uyuşmazlıkların halli için tarafların ticari Defter ve belgeleri ile dosya üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiş olup; Bilirkişi SMMM … tarafından dosyaya kazandırılan ve mahkemece denetime ve hüküm kurmaya elverişli bulunan 04.02.2020 havale tarihli bilirkişi raporunda özetle; Her iki tarafın 2018 yılı yevmiye, defter-i kebir ve envanter defterlerinin delil oluşturulabilecek nitelikte olduğunu, taraflar arasında k dosyaya esas teşkil edecek alacağın cng akaryakıt ticaretinden kaynaklandığını, davalının hesap ekstrelerinde … seri no lu 15.09.2018 tarihli 14.458,63-TL tutarlı ve … Seri no’lu 12.09.2018 tarihli14.137,01-TL tutarlı toplam tutarı 28.595,64-TL olan faturaların davalı defterlerinde kayıtlı olduğu, her iki tarafın defterlerine göre davacının davalıdan 28.595,64-TL alacaklı olduğu kanaatini bildirir rapor tanzim etmiştir. Elde edilen deliller ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğnde; davacının 28.595,64 TL alacağın tahsili talebiyle takibe giriştiği, yapılan yargılama sonunda takip sonrası talep edilen faiz tür ve miktarında vs fazlalık ve hukuka aykırılık bulunmadığı, davalının bu miktardaki likit alacağa vaki haksız itirazı ile takibin durmasına sebebiyet verdiği anlaşılmakla davanın kabulüne ve borçlu aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilip aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. davanın kabulüne karar verilerek aşağıda yazılı şekilde hüküm fıkrası oluşturulmuştur.”gerekçesi ile, “Davanın KABULÜ ile davalı/borçlunun Küçükçekmece …İcra Müdürlüğü … Esas sayılı dosyası üzerinden takibine girişilen takip konusu 28.595,64-TL’lik borcun dava konusu edilen 28.595,64-TL’lik kısmına vaki itirazının iptali ile takibin bu miktar üzerinden DEVAMINA, Takip konusu asıl alacağa – davacının talebi aşılmamak üzere- takip tarihinden itibaren 3095 sayılı Kanun’un 4489 Sayılı Kanun ile değişik 2.md gereğince T.C. Merkez Bankası tarafından kısa vadeli avans kredilerine uygulanan faiz oranları dikkate alınarak değişen oranlarda basit usulde (3095 S.K. Md 3.) temerrüt faizi uygulanmasına, Asıl alacağın % 20’si üzerinden hesap edilen icra inkâr tazminatının davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,” karar verilmiş ve karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle, Yerel mahkeme tarafından hükme esas alınan tarihsiz bilirkişi raporunda, davaya konu alacağın dayanağı olarak 12.09.2018 tarihli 14.137,01 TL bedelli ve 15.09.2018 tarihli, 14.458,63 TL bedelli faturaların gösterildiğini; işbu faturaların müvekkili şirkete tebliğ edildiğini gösteren hiçbir somut delilin dosya kapsamında mevcut olmadığını; işbu faturaların hangi hizmete binaen kesilmiş olduğunun da belirsiz olduğunu; hal böyle iken; yerel mahkeme tarafından işbu faturalara dayanılarak davanın kabulüne karar verilmesinin usul ve yasaya aykırılık teşkil ettiğini, Davacı şirket tarafından davaya konu alacağın dayanağı olduğu iddia edilen işbu 2 adet faturanın bir malın teslimini ya da bir hizmetin verildiğini tek başına ispat edemeyeceği hususunun izahtan vareste olup, bu hususun Yargıtay’ın yerleşik kararları ile de sabit olduğunu, Faturanın her zaman ve tek taraflı olarak düzenlenmesi mümkün olan belgelerden olup, davacı şirket tarafından davaya konu faturaların düzenlenmiş olmasının, faturaya konu hizmetin ya da mal tesliminin müvekkil şirkete yapıldığını ispat etmediği gibi müvekkili şirketi de borçlu durumuna sokamayacağını, Tüm bu sebeplerle; davacı şirket tarafından iddia edilen alacak ispat edilememiş olduğundan, usul ve yasaya aykırı olduğunu düşündükleri yerel mahkeme kararının istinaf incelemesi neticesinde ortadan kaldırılmasının gerektiğini, İleri sürerek, yerel mahkeme kararının istinaf incelemesi neticesinde ortadan kaldırılmasına ve davanın reddine; yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı şirket üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır.Dava, ticari satış ilişkisinden doğan bakiye açık hesap alacağının tahsili amacıyla başlatılan ilamsız icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkin olup, mahkemece davanın kabulüne dair verilen karara karşı davalı tarafça süresinde istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. Dosyadaki belgelere, duruşma sürecini yansıtan tutanak ve gerekçe içeriğine göre, mahkemece ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, davacının icra takibine dayanak gösterdiği açık hesaba konu faturaların davalı defterlerinde kayıtlı olduğu, ayrıca fatura konusu ürünlerin(yakıt) davalıya teslim edildiğini gösterir imzalı istasyon satış ve araç dolum formlarının dosyaya mübrez olduğu, tarafların ticari defterleri arasında fark bulunmadığı, davacının davalıdan takip tarihi itibariyle 28.595,64-TL alacaklı bulunduğunu ispat ettiği, davacı faturalarının davalı defterlerinde kayıtlı olmasının fatura konusu ürünlerin teslim edildiğine karine teşkil ettiği, artık davalının bakiye borcun ödendiğini ispatla yükümlü hale geldiği, ödemenin elverişli delillerle ispat olunamadığı, davalının itirazında haksız bulunduğu, aksi yöndeki istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı, mahkemece davanın kabulüne ve davalı aleyhine likit alacak üzerinden inkar tazminatına hükmedilmesinde isabetsizlik bulunmadığı, karar ve gerekçede kamu düzenine aykırılık da mevcut olmadığı anlaşılmış olup, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’ nın 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 1.953,36 TL istinaf karar harcından istinaf eden tarafından peşin olarak yatırılan 488,34 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.465,02‬ TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa talep halinde yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 23/03/2023 tarihinde HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.