Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2021/310 E. 2021/641 K. 22.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2021/310
KARAR NO : 2021/641
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARI VEREN
MAHKEME : İSTANBUL 17. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ (DENİZCİLİK İHTİSAS MAHKEMESİ SIFATIYLA)
TARİHİ : 11/02/2020
DOSYA NUMARASI : 2019/183 Esas – 2020/43 Karar
DAVA:İtirazın İptali (Deniz Yolu ile Taşımadan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 22/04/2021
İlk Derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin … numaralı nakliyat sigorta poliçesi tahtında sigortalısı sıfatına haiz … Sanayi ve Tic. A.Ş. tarafından Çin’de kurulu … Limited isimli firmadan 16/03/2017 tarih ve … nolu fatura muhteviyatı CFR İzmir olarak 2700 çuval Amonyum Sülfat Granül emtiası satın alındığını, satın alınan emtianın Çin’den Türkiye’ye kadar olan denizyolu taşımasının davalı firma sorumluluğunda gerçekleştiğini, dava dışı sigortalı tarafından satın alınan emtianın Çin’in Tianjingxinggang Limanı’ndan İzmir Limanı’na kadar olan deniz yolu nakliyesinin … firması sorumluluğunda gerçekleştirildiğini, bu kapsamda dava dışı sigortalıya ait emtiaların 5 adet 20 feetlik kapalı tip konteynerler içeirsine yerleştirildiğini, konteynerlerin 15/03/2017 tarihinde taşımasının gerçekleştirildiğini, … isimli gemiye yüklendiğini, söz konusu geminin yükleme limanından sonra Singapur Limanı’na uğradığını ve bu limandan ayrılması sonrasında 04/04/2017 tarihinde gemide çıkan yangın ve yangın söndürme-soğutma çalışmaları nedeniyle hasarlandığını, donatan tarafından müşterek avarya ilan edildiğini, somut olayda taşıyan sıfatını haiz davalı tarafın gerçekleşen hasardan sorumlu olduğunu, müvekkili tarafından borçlu aleyhine İstanbul …. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalı tarafça yapılan itiraz neticesinde takibin durduğunu belirterek, davalının itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin acenteliğini yaptığı taşıyan tarafından düzenlenen ve taşıma sözleşmesi şartlarının yer aldığı konişmentonun 10. maddesi ile taşıma sözleşmesinden kaynaklanacak uyuşmazlıkların çözümünün Londra Mahkemeleri ve uygulanacak hukukun İngiliz Hukuku olduğunu, dava konusu yükü taşıyan … taşıma esnasında çıkan yangın sebebi ile müşterek avarya ilan ettiğini, davacı şirketin avaryanın sonuçlanmasını beklemeden işbu davayı ikame ettiğini, yangından ileri gelen her türlü hasar ve ziyadan taşıyanların ve fiili taşıyanların sorumluluklarının bulunmadığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 11/02/2020 tarih ve 2019/183 Esas – 2020/43 Karar sayılı kararı ile; ” ….Tüm dosya kapsamına göre dava konusu uyuşmazlığın yabancı unsur taşıması, mahkememizin yetkisinin münhasır yetki esasına göre düzenlenmemiş olması, uyuşmazlığın borç ilişkisinden doğması ve konişmentoya yetki ve uygulanacak hukuka ilişkin konulan şartın geçerli ve bağlayıcı olduğu, davacının konişmentonun şartları ile bağlı olduğu anlaşılmakla, davalı yanın süresinde yapmış olduğu uygulanacak hukuk ve mahkememizin uluslararası yetkisine yönelik itirazının kabulü ile mahkememizin Milletlerarası yetkisizliğine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. ” gerekçeleri ile; ” 1-Davalı vekilinin Milletlerarası yetki itirazının kabulü ile, Mahkememizin yetkisizliği nedeniyle dava dilekçesinin usulden REDDİNE, … ” karar verilmiş ve verilen karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesince, mahkemenin Milletlerarası yetkisizliğine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi tarafından verilen 03/12/2020 tarihli 2020/566 Esas ve 2020/1402 Karar sayılı kararında, konşimentoda yetki şartı bulunsa dahi Türk Mahkemelerinin münhasır yetkisinin kabul edildiğini,Milletlerarası özel hukuk anlamında yetki alanlarının belirlenmesinde 2014 yılında İzmir 6. ATM tarafından verilen kararda, konşimentoda yer alan yetki kaydının TBK’nın 20. ve devam maddelerinde düzenlenen genel işlem koşulları çerçevesinde geçersiz kabul edildiğini ve mahkeme tarafından genel işlem koşuluna ilişkin TBK hükümlerinin tacirler arasında da uygulama alanı bulacağı açıkladıktan sonra ve yabancılık unsuru içeren uyuşmazlıklar söz konusu olduğunda Türk Hukuku’nun genel işlem koşuluna ilişkin hükümlerinin MÖHUK madde 6 tahtında doğrudan uygulanan kurallar kapsamında olduğu sonucuna varıldığını, Davaya konu uyuşmazlıkta, davalı her ne kadar …. şirketinin İsviçre Cenevre Merkezli olduğunu iddia etmekte ise de, davalı şirketin başta İstanbul – Ankara – İzmir gibi büyük şehirlerin yanı sıra Türkiye genelinde pek çok ilde şubesi bulunduğunu ve Türkiye’de aktif olarak görev yapan merkezleri ve çalışanlarının mevcut olduğunu, bu durumda Türkiye’de aktif şekilde ticari hayatını yürütmekte olan ve kendisini Türkiye’de temsile yetkili olan davalı şirketin herhangi bir dayanağı bulunmayan yetki itirazını öne sürüyor olmasının, genel işlem koşullarına aykırılık teşkil etmesinin ötesinde aynı zamanda MÖHUK madde 46. uyarınca da haksız ve geçersiz olduğunu, bu nedenle davalının yetkisizlik itirazının reddi gerektiğini, Yasal düzenlemeler ve Yüksek Mahkeme kararları uyarınca kanun koyucu tarafından, yabancı tacirlerin Türkiye’deki acenteleri aracılığıyla yapılan sözleşmelerden doğacak ihtilaflar yönünden dava ister izafeten acente aleyhine açılsın, isterse sözleşmenin tarafı aleyhine açılsın, bu tarz uyuşmazlıklarda Türk mahkemelerine milletlerarası münhasır yetki tanındığının sabit olduğunu belirterek, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak dosyanın esası üzerinde incelemeye geçilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava; davacı … şirketine nakliyat sigorta poliçesi ile sigortalı emtianın davalının sorumluluğunda taşınması sırasında oluştuğu iddia edilen hasar nedeniyle davacının sigortalısına ödediği hasar bedelinin davalıdan TTK nun 1472. maddesi greğince rücuen tahsili amacıyla başlatılan icra takibine yapılan itirazın İİK nun 67. maddesi gereğince iptali istemine ilişkindir. Mahkemece, dava konusu uyuşmazlığın yabancı unsur taşıması, mahkemenin yetkisinin münhasır yetki esasına göre düzenlenmemiş olması, uyuşmazlığın borç ilişkisinden doğması ve konişmentoya yetki ve uygulanacak hukuka ilişkin konulan şartın geçerli ve bağlayıcı olduğu gerekçesi ile, yetki yönünden dava dilekçesinin usulden reddine karar verilmiş, karara karşı davacı tarafça istinaf başvurusunda bulunulmuştur. 5718 sayılı MÖHUK’un “Yetki anlaşması ve sınırları” başlıklı 47. maddesi hükmü ile Türk mahkemelerinin yer itibariyle yetki kurallarının münhasır yetki esasına göre tayin edilmediği hâllerde, tarafların, aralarındaki yabancılık unsuru taşıyan ve borç ilişkilerinden doğan bir uyuşmazlığın yabancı bir devletin mahkemesinde görülmesini kararlaştırmalarının Türk Hukuku bakımında da geçerli olacağı düzenlenmiştir. Yabancı devlet mahkemesine yetki tanıyan anlaşmanın Türk hukuku bakımından hukuki değer taşıması için yazılı, taraflar arasında yabancılık unsuru taşıyan ve borç ilişkisinden doğan bir uyuşmazlığa ilişkin olması, söz konusu uyuşmazlık yönünden kanun tarafından münhasır bir mahkeme tayin edilmemiş olması ve yetki anlaşmasının “uyuşmazlığın yabancı bir devletin mahkemesinde görülmesi konusunda” olması gerekmektedir. Ayrıca yetki anlaşmasıyla yetkilendirilen yabancı devlet mahkemesinin HMK’nın 17 ve 18. maddelerindeki düzenlemeye paralel olarak “belirli” olması şartı, MÖHUK’un 47. maddesi yönünden de aranmalıdır. Taşıyan ile gönderilen (konişmentonun meşru hamili) arasındaki ilişkide konişmento esas alınır ( TTK.m.1237/1). Dolayısıyla konişmento hamili gönderilen eşyayı teslim alma hakkının kapsam ve koşulları, navlun sözleşmesinden bağımsız olarak konişmentoya göre belirlenir. Konşimentonun incelenmesinde; taşıyanın … yükletenin … Limited, alıcının … Sanayi ve Tic. A.Ş., geminin … isimli gemi olduğu görülmektedir. Somut uyuşmazlıkta; uyuşmazlığın çözümünde Londra Yüksek Mahkemesinin yetkili olduğu kararlaştırılmıştır. Taraflar arasında yabancılık unsuru taşıyan borç ilişkisi mevcut olup, bu ilişkiden doğan uyuşmazlıkların yabancı bir devlet mahkemesinde görülmesi konusunda tarafların anlaşması mümkündür. Davada münhasır yetki veya ve kamu düzeni sözkonusu değildir. Konişmentoda alıcı, davacının sigortalısı olup, konişmentonun koşulları ile alıcı ve onun halefi olan davacı … bağlıdır. Yetki sözleşmesinin taraflarının tacir olduğu, tacirler arasında TTK hükümlerinin uygulanması gerektiği, konişmentodaki yetki şartında TBK’nın 21/2. maddesi anlamında taşıma ilişkisinin niteliğine aykırı bir kayıt bulunmadığı, uluslararası yetki şartının aynı Kanun’un 25. maddesi anlamında dürüstlük kuralına aykırı haksız işlem şartı niteliğinin olmadığı, buna göre yetki sözleşmesinin geçerlilik koşullarını taşıdığı, dolayısıyla mahkemece verilen kararın usul ve yasaya uygun olduğu anlaşılmaktadır. Davacı vekilince dairemizin 2020/566 Esas ve 2020/1402 Karar sayılı kararı emsal olarak gösterilmiş ise de, belirtilen dosyada taşıma sözleşmesinin davalı şirketin Türkiye’deki acentesi aracılığıyla yapıldığı ve konşimento acente tarafından düzenlenmiş olup, işbu dosyada konşimentonun doğrudan taşıyıcı … tarafından düzenlendiği görülmekle, belirtilen karar bu dosyadaki uyuşmazlık yönünden emsal teşkil etmemektedir. Sonuç olarak, ilk derece mahkemesi kararı usul ve yasaya uygun olup, kamu düzenine de aykırılık içermediğinden, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilerek, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden davacı tarafından yatırılan 162,10.TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 59,30 TL istinaf karar harcı istinaf eden tarafından peşin olarak yatırıldığından, yeniden harç alınmasına yer olmadığını, 4İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa talep halinde avansı yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 22/04/2021 tarihinde HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.