Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2021/297 E. 2023/824 K. 18.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/297 Esas
KARAR NO: 2023/824 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI: 2018/940 Esas – 2020/770 Karar
TARİHİ: 20/10/2020
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 18/05/2023
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, davalı aleyhine İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … Eaas sayılı dosyası ile icra takibine başlandığını ancak davalı tarafından borca ve fer’ilerine itiraz edildiği ve takibin durdurulduğunu, davacı firmanın davalı şirketten bir süre hazır beton alımı yapıldığını, ticari ilişki süre gelirken 2018 yılı Şubat ayının son günlerinde davacı şirketin davalı şirketten ihtiyacına binaen hazır beton sipariş ettiğini ve olumlu yanıt aldığını sonrasında da hemen 28/02/2018 tarihinde davalı şirkete 13.000,00-TL para gönderdiğini, fakat davalı şirketin parası ödendiği halde sipariş edilen hazır betonu göndermediğini, davacı şirketin zorunlu olarak hazır beton alabileceği başka şirket aradığını, … Tic. Ltd. Şti. ile anlaştığı ve yeniden aynı parayı ödeyerek betonu onlardan almak zorunda kaldığını, akabinde davalı uhdesinde bulunan ve geri iade edilmesi gereken paranın talep edildiğini ancak davalı tarafın parayı iade etmediğini iddia ederek itirazın iptaline, alacağın %20’sinden az olmamak kaydıyla icra inkâr tazminatına karar verilmesi talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, davalı şirketin uzun yıllardır inşaat sektöründe faaliyet gösterdiğini ve özellikle hazır beton temininde müşterilerine hizmet sunduğunu, … Ltd. Şti. adlı firmadan gelen teklif üzerine … Vakfı (…)’na ait Üsküdar Nakkaştepe’de yer alan inşaata hazır beton dökme hizmeti sunmaya başladığını, ancak bir süre sonra davalı şirket beton dökmeye devam ederken karşılığında ise … İnşaat tarafından ödemelerin yapılmamaya başlandığı, davalının … İnşattan olan alacaklarının ödenmemesi üzerine öncelikle müvekkiline ileri vadeli bir adet çek verildiğini, çekin karşılığının bulunmaması üzerine bu kez İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile kambiyo senetlerine özgü takip başlatıldığı, bunun üzerine şirketin eski ortaklarından olan ve halihazırda fiili yetkilisi gibi hareket eden …’ın davalı şirkete geldiği, …’e ait inşaatın yapım işine … inşaat tarafından tüm hak ve borçlarıyla temlik alındığını, beton dökme işine devam etmelerini, … İnş’tan kalan ve bundan sonra doğan alacakların tümünün … İnş. tarafından ödeneceğini bildirdiği, davacı şirket yetkililerinin de bunu teyit ettiği, davacı şirket yetkililerince, inşaat yapım işinin tüm hak ve borçlarıyla temlik alındığının, teyit edilmesiyle davalı şirketin … İnşaat’ın talebiyle aynı inşaata hazır beton temin etmeye devam ettiğini, bununla birlikte … İnşaa’tın ise … İnşaat’ın davalıya olan borcunu da kısım kısım ödeyeceğini beyan ettiğini, bu şekilde Üsküdar Nakkaştepe’de yer alan …e ait inşaatın davacı şirket tarafından devam ettirildiği ve tamamlandığını, davacı tarafından davalı şirkete 28/02/2018 tarihinde gönderilen ve huzurdaki davaya konu edilen bedelin de davalı şirketin … İnş.’tan olan alacaklarına mahsuben gönderildiğini, davalı tarafından … İnşaat aleyhine başlatılan İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasının da borç tahsil edilemediğinden hala derdest olduğunu, davacı tarafından gönderilen bedelin … İnşaat’tan olan alacaklara mahsuben ödendiği öne sürülerek davanın reddine karar verilmesi talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ:İlk Derece Mahkemesi 20/10/2020 tarih ve 2018/940 Esas – 2020/770 Karar sayılı kararında;”İncelenen tüm dosya kapsamına, tarafların iddia ve savunmalarına göre davanın, davacı tarafından davalı aleyhine İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası ile başlatılan icra takibine davalı tarafından yapılan itirazın iptaline ilişkin olduğu, dava konusu icra dosyasının incelemesinde, takip alacaklısının mahkememiz dosyasının davacısı, takip borçlusunun mahkememiz dosyasının davalısı olduğu, geri iade edilmesi gereken bedel açıklamasıyla 13.238,65-TL asıl alacak, 91,95-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 13.330,60-TL üzerinden başlatılan ilamsız icra takibine davalı borçlunun süresinde itirazı doğrultusunda takibin durduğu, davanın 13.238,65-TL’lik kısım yönünden itirazın iptali ve takibin devamı istemi ile açıldığı görülmüştür. Davalı şirketin talebi üzerine … Vakfı’na müzekkere yazılarak Üsküdar Nakkaştepe’deki inşaatın hangi inşaat şirketi tarafından tamamlandığı sorulmuş, verilen cevapta, inşaat için … Ltd. Şti. ile anlaşıldığının, alacağın temlik işlemi sebebiyle inşaatın … Ltd. Şti. tarafından bitirildiğinin beyan edildiği görülmüştür.Taraflarca bildirilen deliller toplanmış, tarafların defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi aracılığıyla inceleme yapılması için inceleme günü tayin edilmiş ve mahkememizce oluşturulan ara karar doğrultusunda görevlendirilen mali müşavir bilirkişi tarafından, tarafların defterlerinin incelenmesine karar verilmiştir. Bilirkişi tarafından yapılan inceleme sonucu tanzim edilen 18/10/2019 tarihli raporda, her iki tarafın defterlerinin sahibi lehine delil vasfına haiz olduğu, tarafların defter ve kayıtlarından toplam 64.761,35-TL tutarında faturalar karşılığı mal veya hizmetin davalı tarafından davacıya verildiğinin ispat edildiği, davalı tarafın kabulüne olan toplam 78.000,00-TL tutarındaki davacı ödemesi dikkate alındığında, takip tarihi itibariyle davacı şirketin davalıdan toplam 13.238,65-TL alacaklı olduğunun tespit edildiği, davalı şirket defterlerinde yer alan ve davacının borçlandırıldığı 13.238,65-T’L’lik virman işleminin bir dayanağının bulunmadığı yönünde görüş bildirilmiştir. Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş, davalı tarafından rapora itiraz edilmiş, ancak rapora karşı ileri sürülen itirazların mahkememizce değerlendirilebilecek hususlar olduğu anlaşıldığından yeni rapor alınması talebinin reddine karar verilmiştir. Tüm dosya kapsamı, tarafların iddiaları, savunmaları, toplanan deliller ve alınan bilirkişi raporu bir bütünlük içerisinde değerlendirildiğinde, davacı tarafından icra takibine konu edilen bedelin davalıya ödenmiş olduğu hususunda bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacı tarafından ödenen tutarın, davacının davalıdan alacağı betona mahsuben mi ödendiği, dava dışı .. İnşaatın borcuna mahsuben mi ödendiği hususundadır. Davalı şirket, davacı tarafından kendisine icra takibine konu edilen tutar kadar ödeme yapıldığını kabul etmiş, bu ödemenin … İnşaatın borcuna mahsuben yapıldığını iddia etmiştir. Davalı taraf davacının para ödediği iddiasını kabul ederek yeni bir iddia ileri sürmüştür. Bu durumda ispat yükü icra takibine konu edilen tutarın dava dışı … İnşaatın borcuna mahsuben kendisine ödendiğini iddia eden davalı tarafa geçmiştir. Davalı tarafından, yapılan ödemenin … İnşaatın borcuna mahsuben yapıldığına dair bir sözleşme ya da delil sunulmamış, mevcut dosya kapsamıyla bu iddia ispat edilememiştir. Davalı tarafın cevap dilekçesinde yemin deliline dayanmış olduğu görülmüş, yemin teklif edip etmediği sorulmuş, davalı tarafından davacıya yemin teklif edilmiştir. Davacı şirket yetkilisine usulüne uygun olarak yemin davetiyesi tebliğ edilmiş, davacı şirket yetkilisi yemin için çağrıldığı duruşmada hazır bulunmuş ve dava dışı … İnşaatın borçlarını temlik almadıkları, … İnşaat tarafından yapılmayan ödemelerin kendileri tarafından yapılacağına dair söz vermedikleri hususunda yemin etmiştir. Davacı şirket yetkilisine yemininde ısrar edip etmediği sorulduğunda, yemininde ısrar ettiğini beyan etmiştir. Dosya kapsamı ve toplanan deliller birlikte değerlendirildiğinde, davacı şirket tarafından dava dışı … İnşaatın borçlarının üstlenildiğini, kendisine yapılan ödemenin … İnşaatın kendisine olan borcuna mahsuben yapıldığını iddia eden davalı tarafından, bu iddia mevcut dosya kapsamıyla ispatlanamadığından, takip tarihi itibariyle davacı şirketin davalı şirketten 13.238,65-TL alacaklı olduğunu kanaati oluşmuş, davanın kabulüne, İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası ile başlatılan icra takibine davalı tarafından yapılan itirazın 13.238,65-TL’lik kısım yönünden iptali ile asıl alacağa takip tarihinden itibaren 3095 Sayılı Kanun m. 2/2 uyarınca değişen oranlarda ticari avans faizi yürütülmek sureti ile takibin 13.238,65-TL üzerinden devamına, alacak likit olduğundan, kabul edilen 13.238,65-TL üzerinden hesaplanacak %20 icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.”gerekçesi ile, “-Davanın KABULÜNE, İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası ile başlatılan icra takibine davalı tarafından yapılan itirazın 13.238,65-TL’lik kısım yönünden iptali ile asıl alacağa takip tarihinden itibaren 3095 Sayılı Kanun m. 2/2 uyarınca değişen oranlarda ticari avans faizi yürütülmek sureti ile takibin 13.238,65-TL üzerinden devamına, -Kabul edilen 13.238,65-TL üzerinden hesaplanacak %20 icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,” karar verilmiş ve karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle, İlk derece mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, … Vakfına ait inşaat yapım işinin, … İnşaat tarafından tüm hak ve borçlarıyla temlik alındığının dosya kapsamı ile sabit olduğu, dava dışı … Turizm Ltd. Şti.’den müvekkili şirkete gelen teklif üzerine … (…) Vakfı’na ait Üsküdar Nakkaştepe’de yer alan inşaata hazır beton dökme hizmetinin müvekkili şirketçe üstlenildiğini; ilişkinin cari hesaba dayalı yürütüldüğünü, bir süre sonra müvekkili şirket beton dökmeye devam etmesine rağmen, … İnş. tarafından ödeme yapılmamaya başlandığını, Müvekkilinin … İnş.’tan olan alacaklarının ödenmemesi üzerine öncelikle müvekkiline ileri vadeli bir adet çek verildiğini, çekin karşılığının bulunmaması üzerine bu kez İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası ile kambiyo senetlerine özgü takip başlatıldığını; müvekkilinin yapılan anlaşma karşılığı ödemelerini … İnş.’tan alamadığının İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası ile sabit olduğunu, Bunun üzerine şirketin eski ortaklarından olan ve halihazırda fiili yetkilisi gibi hareket eden …’ın müvekkili şirkete, ‘… Vakfına ait inşaatın yapım işinin … İnşaat tarafından tüm hak ve borçlarıyla temlik alındığını, beton dökme işine devam etmelerini, … İnş.’tan kalan ve bundan sonra doğan alacakların tümünün … İnş. tarafından ödeneceğini’ bildirdiğini, davacı şirket yetkililerinin de bunu teyit ettiğini; davacı şirket yetkililerince, inşaat yapım işinin tüm hak ve borçlarıyla temlik alındığının teyit edilmesi ile müvekkili şirketin … İnşaat’ın talebiyle aynı inşaata hazır beton temin etmeye devam ettiğini; bununla birlikte … İnşaat’ın ise … İnşaat’ın müvekkile olan borcunu da kısım kısım ödeyeceğini beyan ettiğini, Davacının yapının inşaatında … İnşaat’ın devamı sıfatıyla hareket ettiğini, müvekkile ve diğer tedarikçilere de bu şekilde bildirimde bulunduğunu; dolayısıyla bu şirketler farklı tüzel kişilikler olsa da inşaat yapım işinin tüm hak ve borçlarıyla birlikte temlik alınmış olması, ayrıca temlik alan … İnşaat tarafından önceki borçların ödeneceği yönünde taahhüt vermiş olması hususları göz önüne alındığında; davacı tarafından gönderilen bedelin … İnşaat’tan olan alacaklara mahsuben ödendiğinin açık olduğunu, Dosya kapsamında da; … Vakfı’na müzekkere yazılarak Üsküdar Nakkaştape’deki inşaatın kim tarafından tamamlandığının sorulduğunu ve … Vakfı’ndan gelen 11.03.2019 tarihli yazı cevabı ile ”alacağın temliki işlemi sebebi ile inşaatın … Tic. Ltd. Şti. tarafından bitirildiği’nin’ bildirildiğini, … Vakfı’nca … İnş. ve davacı şirket arasında alacağın temlik edildiği ve işin davacı şirketçe bitirildiği açıkça beyan edilmiş olmasına rağmen; yerel mahkemenin işin temlik alındığını göz ardı ederek hüküm kurmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, Temliğin; bizim hukukumuzda aksi öngörülmedikçe hukuki bir işleme dayalı olarak bir alacağın bütün hak ve vecibeleri ile birlikte alacaklıdan başka bir kişiye devir edilmesi durumu olduğunu; TBK m.192 ”Alacaklı, alacağını borcu ifaya yönelik olarak devretmekle birlikte borca mahsup edilecek miktarı belirlememişse devralan, ancak borçludan aldığı veya gereken özeni gösterseydi alabilecek olduğu miktarı, kendi alacağına mahsup etmek zorundadır.” hükmüne amir olduğunu, ayrıca inşaat işinin devamı süresince hazır beton taleplerinin davacı şirketten gelmiş olması ve işin davacı şirket tarafından bitirilmiş olması dahi işin tüm hak ve borçlarıyla temlik alındığının apaçık ispatı olduğunu; davaya konu inşaat yapım işine ilişkin aksi belirtilmediğinden; işin tüm hak ve borçlarıyla devredildiğinin kabulünün TBK m.183 ve devamı gereği zorunlu olduğunu; hal böyle iken; yerel mahkemenin inşaat yapım işine ilişkin TBK m.183 ve devamı ile … Vakfı’ndan gelen yazı cevabına rağmen alacağın devri hususunu gözetmeksizin hüküm kurmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, TMK m.6 gereğince ispat yükü davacıda ise de; yerel mahkemenin müvekkilinin iddiasını ispat edemediği gerekçesi ile hüküm kurmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, Yerel mahkemenin davalı müvekkilin yapılan ödemenin … İnş.’ın borcuna mahsuben yapıldığına dair iddiasını ispat edemediği şeklinde hüküm kurduğunu, Ancak müvekkilinin, yapılan ödemenin … İnş.’ın borcuna mahsuben yapıldığı iddiasının; … Vakfı’ndan gelen 11.03.2019 tarihli ”alacağın temliki işlemi sebebi ile inşaatın … Tic. Ltd. Şti. tarafından bitirildiği” nin bildirildiği yazı cevabı ile ispatlandığını; kaldı ki aksi halde davacı şirketin, hizmet almadığı iddiasına rağmen para ödemiş olduğunu beyan etmesinin de hayatın olağan akışına aykırı düşeceğini, ispat yükünün bu durumun aksini iddia eden davacı tarafta olduğunu, davacı tarafın, ödemenin … İnş.’ın borcuna mahsuben yapılmadığı iddiası ile lehine hak çıkarmaya çalışmakta ise de; bu iddiasını dosyada mevcut somut delillere rağmen ispat edemediğini; Yetersiz ve eksik inceleme ile tesis edilmiş ve itiraza uğramış bilirkişi raporuna dayanarak karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu, bilirkişi raporunda, yalnızca ticari defterlere dayalı inceleme yapılmış olup, davayı aydınlatmak için hayati öneme sahip ‘inşaat işinin temliki’ hususunun irdelenmediğini; iş bu durumun dahi davalı müvekkilin savunma hakkının kısıtlanması anlamında gelmekte olduğunu, yine davacı şirketin, işi devraldıktan sonra dahi sunulan sevk irsaliyelerinde şantiye adresi olarak … yazılmış olmasının ticari hayatın teamüllerine aykırılığı halinin değerlendirilmediğini, İş bu nedenlerle eksik ve yetersiz inceleme ile hazırlanmış olan bilirkişi raporuna itirazda bulunarak ek rapor aldırılmasına karar verilmesini yahut dosyanın yeni bir bilirkişiye tevdiini talep ettiklerini; bilirkişi raporuna itirazlarının mahkemece dikkate alınmaksızın davanın kabulüne karar verildiğini, hukuki dinlenilme haklarının ihlal edildiğini, Yargıtay 22. Hukuk Dairesi’nin 2019/5678 Esas, 2019/20807 Karar ve 11.11.2019 tarihli; 2017/29670 Esas, 2019/5070 Karar ve 05.03.2019 tarihli kararlarında da bu hususa işaret edildiğini, İcra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için, alacağın likit yani belirlenebilir olması şartının arandığını ancak davaya konu İstanbul Anadolu …İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasının ödeme emrine bakıldığında borcun sebebinin ”Geri İade Edilmesi Gereken Bedel” olarak göründüğünü; iade edilmesi gereken bedelden neyin kastedildiğinin anlaşılamadığını; neye dayanılarak talep edildiği dahi belirsiz olan ve sadece ”geri iade edilmesi gereken bedel” olarak talep edilen bir alacağın likit bir alacak olarak değerlendirilemeyeceğini, Yargıtay 15.Hukuk Dairesi’nin 2016/74 Esas, 2016/2620 Karar sayılı ve 05.05.2016 tarihli kararında, Yargıtay 4.Hukuk Dairesi’nin 2015/10762 Esas, 2016/11555 Karar sayılı ve 24.11.2016 tarihli kararında ve Yargıtay 9.Hukuk Dairesi’nin 2017/16881 Esas, 2020/11148 Karar sayılı ve 08.10.2020 tarihli kararında; icra inkar tazminatına karar verilebilmesi için alacağın belirli ya da belirlenebilir olması gerektiğinin, hak tartışmalı ise icra inkar tazminatına hükmedilemeyeceğinin belirtildiğini, koşulları oluşmadığı halde inkar tazminatına hükmedilmesinin de hukuka aykırı olduğunu, İleri sürerek, usul ve yasaya aykırılık teşkil eden yerel mahkeme kararının kaldırılmasına, davanın reddi ile yargılama harç ve giderleri ile avukatlık vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava; açık hesaba dayalı yürütülen ticari satış ilişkinde bakiye alacağın tahsili amacıyla başlatılan takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkin olup mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, davalı vekili karara karşı istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Davacı tarafından davalı aleyhine, 13.238,65-TL asıl alacak, 91,95-TL işlemiş faiz toplamı 13.330,60-TL iade alacağının tahsili amacıyla ilamsız takip başlatıldığı, takibe itirazın ve davanın süresinde olduğu, eldeki itirazın iptali davasının yalnızca 13.238,65-TL asıl alacak üzerinden ikame edildiği tespit edilmiştir. Davacı tarafından; hazır beton siparişi bedeli olarak davalıya gönderilen tutar karşılığında beton teslim edilmediği, başka bir firmadan beton temin edilmek durumunda kalındığı, ödenen bedeli iade etmeyen davalı aleyhine başlatılan takibe haksız itiraz edildiği ileri sürülmüş, davalı tarafından; davacının yaptığı ödemenin, dava dışı … İnşaat Şirketi’nin davalıya olan borcuna mahsuben yapıldığı, zira dava dışı şirket tarafından üstlenilen … Vakfı’na ait inşaatın yapımının davacı tarafından devralınarak devam ettirildiği, devir öncesi ve sonrası bu inşaatın hazır betonunun davalı yanca temin edildiği, davacının … İnşaat Şirketi’nin davalıya devir öncesi dönemden kalan borçlarını da temlik aldığı, yapılan ödemenin borcun nakli işlemine dayandığı, hazır beton satış bedeli olmadığı savunulmuştur. Dosyadaki belgelere, duruşma sürecini yansıtan tutanak ve gerekçe içeriğine göre, mahkemece ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, TMK’nun 6 maddesi uyarınca; ispat yükünün ileri sürülen vakıadan lehine sonuç çıkartan taraf üzerinde olduğu, somut olayda davalının kendisine ödeme yapıldığını cevap dilekçesi ile ikrar ettiği, ancak ödemenin dava dışı … İnşaat Şirketi’nin davalıya olan borcuna mahsuben, borcun nakline dayalı olarak yapıldığını savunduğu, bu savunmanın bağlantısız bileşik ikrar mahiyetinde olduğu, bu nedenle ispat yükünün yer değiştirdiği, bu yöndeki mahkeme tespitinde isabetsizlik bulunmadığı, dava dışı … Şirketi ile … Vakfı arasındaki eser sözleşmesinin davacı tarafından devralınmasının, yine dava dışı … İnşaat ile davalı arasındaki hazır beton satışına dair ticari ilişkiden doğan borçların da devralınması sonucunu doğurmayacağı, … Vakfı’na yazılan müzekkereye verilen cevap ile yalnızca dava dışı … İnşaat, davacı ve Vakıf arasındaki ilişkinin ispat edilmiş sayılacağı, bu yazı cevabının, davacı tarafından dava dışı … İnşaat Şirketi borçlarının temlik alındığını savunmasını ispat vasıtası olamayacağı, ödemenin borcun nakli nedeniyle veya dava dışı … İnşaat Şirketi borcunun üçüncü kişi tarafından ifası kapsamında yapıldığını ispatla yükümlü olan davalının, bu savunmasını ispata elverişli delil sunmadığı, davacının davalıya yaptığı ödemelere ilişkin havale dekontunda davalı savunmasını destekler bir açıklama bulunmadığı, davacı şirkete teklif edilen yeminin şirket yetkilisi tarafından eda edilmiş olması karşısında mahkemenin, davalı savunmasının ispat edilemediği, davacı iddiasının ispat olunduğu yönündeki kabulünün yerinde olduğu anlaşılmış, aksi yöndeki istinaf sebebi yerinde bulunmamıştır. Mahkemece taraf şirketlerin ticari defter ve belgeleri üzerinde yaptırılan mali bilirkişi incelemesi neticesinde; davalının aldığı toplam 78.000,00-TL ödeme karşılığında davacıya birden fazla irsaliye ile toplam 67.761,35-TL bedelli hazır beton teslim ettiğinin, 13.238,65-TL ödeme karşılığı mal teslim edilmemiş olduğunun, davalının 13.238,65-TL için defterlerinde yaptığı virman işleminin dayanağı bulunmadığının tespit edildiği, davalının, raporda borcun nakline ilişkin değerlendirme yapılmadığına ve bu yöndeki itirazlarının mahkemece dikkate alınmadığına dair istinaf sebebinin, ilk derece mahkemesinin, itirazın hukuki mahiyette bulunduğu ve mahkemece değerlendirileceğine dair tespiti karşısında yerinde olmadığı anlaşılmıştır. Dava konusu alacak likit nitelikte olduğundan, davalı itirazında haksız bulunduğundan ve davacının talebi mevcut olduğundan davalı aleyhine alacağın yüzde yirmisi oranında inkar tazminatına hükmedilmesinde de isabetsizlik mevcut olmayıp, davalı vekilinin İİK’nun 67 maddesi kapsamında inkar tazminatı koşullarının oluşmadığı yönündeki istinaf sebebi yerinde görülmemiştir. Sonuç itibariyle; ilk derece mahkemesi hüküm ve gerekçesinde yasa ve usule aykırılık bulunmadığı gibi kamu düzenine aykırılık da görülmediğinden, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’ nın 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden tarafından yatırılan istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 904,33 TL istinaf karar harcından istinaf eden tarafından peşin olarak yatırılan 279,4‬0 TL harcın mahsubu ile bakiye 624,93‬ TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa talep halinde yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 18/05/2023 tarihinde HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.