Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2021/282 E. 2021/416 K. 25.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2021/282 Esas
KARAR NO : 2021/416 Karar
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI : 2019/185 Esas – 2020/271 Karar
TARİH: 10/03/2020
DAVA: İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
KARAR TARİHİ: 25/03/2021
İlk derece Mahkemesinde yapılan inceleme sonucunda verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dava dosyası incelendi:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMASININ ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, davalının belirsiz süreli iş sözleşmesi ile davacı firmada işverene bağlı olarak proje-pazarlama/satış pozisyonunda çalıştığını, ancak 2018 yılında aniden işi bıraktığını, davalının açıkça sözleşmeye aykırı hareket ederek aynı ilde faaliyet gösteren … San ve Tic Ltd Şti’nde çalışmaya başlandığını, personelin güven sorumluluğuna sadık kalması gerektiğini, iş sözleşmesinin sonra erme tarihinden itibaren 2 yıl süre ile başka rakip bir işletmede ücret karşılığı olsun olmasın çalışmamayı, işverenin müşterileri ve bayileri dahil iş ortaklarını ayartmamayı veya bunların dışında rakip işletmeyle başka türden bir menfaat ilişkisine girmemeyi taahhüt ettiğini, rekabet etmeme yükümlülüğüne aykırı hareketi nedeniyle sözleşmeye dayalı olarak davalıya karşı İstanbul …İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığını, cezai şart talep edildiğini, ancak borçlu tarafından takibe haksız ve hukuka aykırı olarak itiraz edildiğini beyanla, haksız itirazın iptali ile takibin devamına, %20 icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesi ile, davacı her ne kadar haksız rekabete dayalı cezai şart isteminde bulunmuşsa da, söz konusu talebin hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, rekabet sözleşmesi ve buna bağlı cezai şartın koşulları bulunmamakla geçersiz olduğunu, davacının, yalnızca davalının bir başka çalışanın açmış olduğu işçilik alacaklarına ilişkin davada tanıklık yapmış olması nedeniyle kötü niyetle huzurdaki davanın ikame edildiğini, TBK madde 447 gereği davalının davacı şirketten ayrılırken iş akdini haklı nedenle feshetmiş olmakla birlikte rekabet sözleşmesinin sona erdiğini, huzurdaki davanın reddi gerektiğini, davalının, davacı şirketten ayrıldıktan sonra çalışmaya başladığı şirket ile davacı arasında ciddi bir faaliyet farkı bulunduğunu, davalının rekabet anlamında gelecek hiçbir davranışı ve eylemi bulunmadığını, davalının rekabet etmesinin fiilen imkansız olduğunu, tek taraflı olarak işçi aleyhine tayin edilen cezai şart hükümlerinin geçersiz olduğunu beyanla, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARININ ÖZETİ:İlk Derece Mahkemesi 10/03/2020 tarih 2019/185 Esas – 2020/271 Karar sayılı kararında;” davanın, davalının davacı şirkette çalıştığı dönemde imzalanmış bulunan iş sözleşmesinde belirtilen rekabet etmeme yükümlülüğü, başka bir rakip işletmede ücret karşılığı çalışmama, rekabet etmeme hususlarına aykırı olarak, rekabet yasağına aykırı davrandığı iddiası ile başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkin olduğu, davanın mahiyeti itibariyle görevli mahkemelerin İş Mahkemeleri olduğu, bu nedenle mahkememizin görevsiz olduğu anlaşıldığından, davanın görev yönünden reddi ile mahkememizin görevsizliğinde, dosyanın görevli mahkeme olan İstanbul Nöbetçi İş Mahkemelerine gönderilmesine dair karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm tesis olunmuştur….”gerekçesi ile, 1-Davanın görev yönünden reddi ile mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE, talep halinde dosyanın görevli mahkeme olan İstanbul İş Mahkemesine gönderilmesine,2-6100 sayılı HMK’nun 20. Maddesi uyarınca kararın kesinleştiği tarihten itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize müracaat edildiğinde dava dosyasının görevli İstanbul Nöbetçi İş Mahkemesine gönderilmesine, karar kesinleştiği tarihten itibaren bu süre içerisinde talep edilmediği takdirde mahkememize davanın açılmamış sayılacağın karar verileceğinin ihtarına (ihtarat yapıldı) karar verilmiş ve karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili istinaf dilekçesi ile, yerel mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun Esas: 2013/ 13-412 Karar: 2013 / 1708 Karar Tarihi: 25.12.2013 kararı )Davalı işçi ile davacı arasında imzalanan rekabet yasağı sözleşmesinin kapsamının, davalının davacıya ait işyerinden sözleşmesi feshedilerek ayrılmış olması, davacının istemi ile davanın açıklanan özelliğine göre; davalının rekabet yasağını ihlal eden davranışının açık biçimde iş akdinin sona ermesinden sonraki döneme ilişkin bulunduğu; bu davranışın, hizmet akdinin sona ermesinden sonra gerçekleşen rekabet yasağına aykırılığı düzenleyen, 6098 sayılı TBK’nun 444 ve 447 maddeleri (mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu`nun 348.maddesi) kapsamında değerlendirilmesi gerektiği, bu uyuşmazlıklara ilişkin davaların, 6102 sayılı TTK’nın 4/1-c. (mülga 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu`nun 4/1-3.) maddesi gereğince mutlak ticari dava niteliği taşıdığını bu nedenle ticari davaların görülme yerinin ticaret mahkemeleri olduğunu,İleri sürerek istinaf başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararının istinaf incelemesi sonucunda kaldırılmasına, karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ: HMK’nın 355. maddesine göre istinaf incelemesi; istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırılık görüldüğü takdirde ise resen gözetilmek suretiyle yapılmıştır. Dava, taraflar arasında imzalanan hizmet aktinde yer alan rekabet yasağına ilişkin hükümlerin ihlal edildiğinden bahisle cezai şart alacağının tahsili için yapılan takibe itirazın iptaline ilişkindir.Davacı, davalının belirsiz süreli iş akdi ile çalışırken 2018 yılında işten ayrıldığını ve rakip firmada çalışmaya başladığını, taraflar arasındaki iş sözleşmesinde rekabet etmeme yükümlülüğü bulunduğunu, aksi davranış halinde cezai şart düzenlendiğini, davalının rekabet etmeme hükmüne aykırı davranması nedeniyle cezai şart ödemesi gerektiğini, cezai şart alacakları için yaptıkları takibe haksız itiraz edildiğini belirterek itirazın iptaline karar verilmesini istemiş, mahkemece görevsizlik kararı verilmiş, karara karşı davacı istinaf başvurusunda bulunmuştur.Davanın yasal dayanağı 6098 sayılı TBK’nın 444-447.maddeleri arasında yer almaktadır. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 4. maddesinde;”(1) Her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın;c) 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun malvarlığının veya işletmenin devralınması ile işletmelerin birleşmesi ve şekil değiştirmesi hakkındaki 202 ve 203, rekabet yasağına ilişkin 444 ve 447, yayın sözleşmesine dair 487 ilâ 501, kredi mektubu ve kredi emrini düzenleyen 515 ilâ 519, komisyon sözleşmesine ilişkin 532 ilâ 545, ticari temsilciler, ticari vekiller ve diğer tacir yardımcıları için öngörülmüş bulunan 547 ilâ 554, havale hakkındaki 555 ilâ 560, saklama sözleşmelerini düzenleyen 561 ilâ 580 inci maddelerinde,öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılır.”, Aynı kanunun 5. Maddesinde ise; “Aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın asliye ticaret mahkemesi tüm ticari (Değişik ibare: 26/06/2012-6335 S.K./2.md.) davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevlidir.” hükmü yer almaktadır. 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu ise, 25.10.2017 tarihinde resmi gazetede yayınlanarak yürürlüğe girmiştir. Bu kanunun 5. maddesinde; “İş mahkemeleri;a)5953 sayılı Kanuna tabi gazeteciler, 854 sayılı Kanuna tabi gemiadamları, 22/5/2003 tarihli ve 4857 sayılı İş Kanununa veya 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun İkinci Kısmının Altıncı Bölümünde düzenlenen hizmet sözleşmelerine tabi işçiler ile işveren veya işveren vekilleri arasında, iş ilişkisi nedeniyle sözleşmeden veya kanundan doğan her türlü hukuk uyuşmazlıklarına, ilişkin dava ve işlere bakar.” hükmü düzenlenmiştir.Bu yasal düzenlemelere göre;Somut olayda davalı işçinin iş akdinin sona erdiği ve istinafa konu davanın açıldığı tarihte 7036 sayılı yasa yürürlüktedir. Davanın yasal dayanağı olan 6098 sayılı TBK’nın 444-447.maddeleri kapsamında olan uyuşmazlık, işveren ile işçi arasında hem iş sözleşmesinden hemde kanundan doğduğundan, 7036 …nun 5/1-a maddesindeki iş mahkemelerinin görev tanımı içerisinde – kanunun gerek lafzı gerekse kanunun gerekçesinde belirtilen kanun koyucunun amacı birlikte değerlendirildiğinde – açıkça yer almaktadır. Ticaret Mahkemelerinin görevini düzenleyen 6102 …nun 5. Maddesinde, “Aksine hüküm bulunmadıkça” ibaresine yer verilmiştir. 7036 …nun 5. Maddesindeki hüküm; yeni ve TTK.nun 4/1-c maddesindeki eski hükmün aksini düzenleyen bir hükümdür. 7036 sayılı kanun, yeni ve özel kanun olarak 6102 sayılı TTK’ dan sonra yürürlüğe girmiş ve TTK’nın 4/1-c maddesindeki düzenlemenin uygulanma imkanını ortadan kaldırmıştır. Dolaysıyla, davacı vekilinin istinafına dayanak teşkil ettirdiği iş akdi kapsamında işçinin rekabet yasağına aykırılık iddiasına dayalı davalarda, Ticaret Mahkemelerinin görevli olduğu yönündeki önceki tarihli Yargıtay kararlarının da 7036 sayılı kanundaki belirtilen düzenlemeye göre (rekabet yasağına aykırılığın iş akdinin devamı veya feshinden sonra olup olmadığına bakılmaksızın) somut olaya uygulanma imkanı bulunmadığından, davacı vekilinin istinaf talebi yerinde görülmemiştir.Sonuç itibarı ile; istinafa konu mahkeme kararı dosya kapsamına, usul ve yasaya uygun olduğundan davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacının istinaf başvurusunun 6100 Sayılı HMK’ nın 353/1-b1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf eden davacı tarafından yatırılan 148,60.TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına, 3-Karar tarihi itibariyle Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 59,30.TL istinaf karar harcından, davacı tarafından peşin olarak yatırılan 44,40 TL’ nin mahsubu ile bakiye 4,9.TL’ nin davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden davacı üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avansı varsa talep halinde yatıran tarafa iadesine, 6-Kararın İlk Derece Mahkemesince taraflara tebliğe gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 25/03/2021 tarihinde HMK’nın 362/1-c maddesi gereğince kesin olarak oy birliği ile karar verildi.